Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

24

Sûredeki Ayet No: 

57

Ayet No: 

2848

Sayfa No: 

357

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ ۚ وَمَأْوَاهُمُ النَّارُ ۖ وَلَبِئْسَ الْمَصِيرُ

Çeviriyazı: 

lâ taḥsebenne-lleẕîne keferû mü`cizîne fi-l'arḍ. veme'vâhümü-nnâr. velebi'se-lmeṣîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İnkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeridir orası!

Diyanet İşleri: 

İnkar edenlerin, Bizi yeryüzünde aciz bırakacaklarını sanmayasın. Varacakları yer ateştir. Ne kötü dönüştür!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kafir olanlar, hiç ummasınlar ki yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacaklar ve yurtları ateştir onların ve dönüp varılacak ne de kötü yerdir orası.

Şaban Piriş: 

Küfredenlerin yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacaklarını sanma. Onların barınakları ateştir. Ne kötü dönüş!

Edip Yüksel: 

İnkar edenlerin bizi aciz bırakacaklarını sanmayın. Onların varacağı yer ateştir; ne kötü bir varış noktasıdır.

Ali Bulaç: 

İnkara sapanların, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacaklarını sanma. Onların son barınma yerleri ateştir. Ne kötü bir dönüştür o.

Suat Yıldırım: 

İnkâr edenlerin dünyada Allah'ın hükmünden kaçıp kurtulacaklarını sakın zannetme!Onların varacakları yer ateştir. Gerçekten ne kötü bir sondur bu!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sakın kâfir olan kimseleri, Bizi yeryüzünde aciz bırakacak kimseler sanma ve onların varacakları yer ateştir ve elbette ne fena bir gidiştir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sakın o küfre sapanların, yeryüzünde âciz bırakıcı güçler olduklarını zannetme. Varacakları yer ateştir onların. Ne kötü dönüş yeridir o, ne kötü!

Bekir Sadak: 

Peygamberin cagrisini, kendi aranizda birbirinizi cagirmaniz gibi tutmayin. Allah, icinizden sivisip gidenleri suphesiz bilir. O´nun buyruguna aykiri hareket edenler, baslarina bir belanin gelmesinden veya can yakici bir azaba ugramaktan sakinsinlar.

İbni Kesir: 

Sakın küfredenlerin, Bizi yeryüzünde aciz bırakacaklarını sanma. Onların barınakları ateştir. Ne kötü dönüştür.

Adem Uğur: 

İnkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah´ı) âciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeri!

İskender Ali Mihr: 

Sakın kâfirleri, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakıcı zannetme. Ve onların barınacağı yer ateştir. Ve dönüş yerleri mutlaka kötü (bir yer)dir.

Celal Yıldırım: 

Küfre sapanların (bizi) yeryüzünde âciz bırakacaklarını sakın sanma

Tefhim ul Kuran: 

Küfre sapanların, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacaklarını sanma. Onların son barınma yerleri ateştir. Ne kötü bir dönüştür o.

Fransızca: 

Ne pense point que ceux qui ne croient pas puissent s'opposer à l'autorité d'Allah sur terre. Le Feu sera leur refuge. Quelle mauvaise destination.

İspanyolca: 

No creas, no, que los infieles puedan escapar en la tierra. Su morada será el Fuego. ¡Qué mal fin...!

İtalyanca: 

Non crediate che i miscredenti possano opporsi alla potenza [di Allah] sulla terra. Il Fuoco sarà il loro asilo; qual tristo destino!

Almanca: 

Denke auf keinen Fall über diejenigen, die Kufr betrieben haben, daß sie auf Erden (Uns) zu schaffen machen! Ihre Unterkunft ist das Feuer. Und doch erbärmlich ist das Werden.

Çince: 

不信道者,你绝不要以为他们在大地上是能逃避天谴的,他们的归宿是火狱,那归宿真恶劣!

Hollandaca: 

Denk niet dat de ongeloovige Gods voornemens op aarde ijdel zullen maken; en hun verblijf hierna zal het hellevuur wezen; eene ellendige woning zal dat zijn!

Rusça: 

Не думай, что неверующие могут спастись на земле. Их пристанищем будет Огонь. Как же скверно это место прибытия!

Somalice: 

Hana Umalayn Kuwa Gaaloobay inay ku Daalin (Eebe) Dhulka, Guryahooduna Waa Naar waxaana u Xun Meel Loo Ahaado (Naar).

Swahilice: 

Msiwadhanie walio kufuru kwamba watashinda katika nchi. Na makaazi yao ni Motoni, na hakika ni maovu kweli marejeo yao.

Uygurca: 

كاپىرلارنى زېمىنىدا اﷲ نىڭ ئازابىدىن قېچىپ قۇتۇلالايدۇ دەپ ئويلىمىغىن، ئۇلارنىڭ جايى دوزاخ بولىدۇ، دوزاخ نېمىدېگەن يامان جاي!

Japonca: 

あなたは,不信心の者たちが地上で(アッラーの計画を)失敗させると考えてはならない。かれらの住まいは業火である。何と悪い末路であることよ。

Arapça (Ürdün): 

«لا تحسبن» بالفوقانية والتحتانية والفاعل الرسول «الذين كفروا معجزين» لنا «في الأرض» بأن يفوتونا «ومأواهم» مرجعهم «النار ولبئس المصير» المرجع هي.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल) तुम ये ख्याल न करो कि कुफ्फार (इधर उधर) ज़मीन मे (फैल कर हमें) आजिज़ कर देगें (ये ख़ुद आजिज़ हो जाएगें) और उनका ठिकाना तो जहन्नुम है और क्या बुरा ठिकाना है

Tayca: 

และเจ้า (มุฮัมมัด) อย่าคิดว่า บรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธานั้นพวกเขาจะรอดพ้นไปในแผ่นดินนี้ และที่พำนักของพวกเขาคือไฟนรก และมันเป็นทางกลับที่ชั่วช้า

İbranice: 

אל תחשוב כי אלה אשר כפרו יכולים להימלט מעונש (אלוהים) בארץ, משכנם הקבוע יהיה הגיהינום, וכה רע סופם

Hırvatça: 

Nikako ne misli da će se nevjernici moći suprotstaviti Njemu na Zemlji; njihovo boravište bit će Vatra, a ona je, zaista, užasno krajnje odredište.

Rumence: 

Nu socotiţi că tăgăduitorii Îi vor slăbi puterea (lui Dumnezeu) pe pământ. Limanul lor va fi Focul! Ce rea devenire!

Transliteration: 

La tahsabanna allatheena kafaroo muAAjizeena fee alardi wamawahumu alnnaru walabisa almaseeru

Türkçe: 

Sakın o küfre sapanların, yeryüzünde âciz bırakıcı güçler olduklarını zannetme. Varacakları yer ateştir onların. Ne kötü dönüş yeridir o, ne kötü!

Sahih International: 

Never think that the disbelievers are causing failure [to Allah] upon the earth. Their refuge will be the Fire - and how wretched the destination.

İngilizce: 

Never think thou that the Unbelievers are going to frustrate (Allah's Plan) on earth: their abode is the Fire,- and it is indeed an evil refuge!

Azerbaycanca: 

(Allahın vəhdaniyyətini inkar edən) kafirlərin yer üzündə (öz Rəbbini) aciz edə biləcəyini (Allahın əzabından qaçıb canlarını qurtara biləcəklərini) güman etməyin. Onların məskəni Cəhənnəmdir. O, necə də pis sığınacaqdır!

Süleyman Ateş: 

Nankörlerin, yer yüzünde (Allah'ı) aciz bırakacaklarını, (Allah'ın azabına engel olacaklarını) sanma. Onların varacağı yer ateştir. Ne kötü bir gidiş yeridir o!

Diyanet Vakfı: 

İnkar edenlerin, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeri!

Erhan Aktaş: 

Sakın Kâfirleri yeryüzünde aciz bırakıcı zannetme. Onların varacağı yer ateştir. Ne kötü bir varış yeridir.

Kral Fahd: 

İnkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeri!

Hasan Basri Çantay: 

Sakın o küfredenlerin yer (yüzün) de (bizi) aaciz bırakıcı olduklarını sanma. Onların varacakları yer ateşdir. Şübhesiz o, ne kötü bir dönüşdür!

Muhammed Esed: 

(Ve) hakkı inkara şartlanmış olan kimseler de (hak ettikleri cezayı) bu dünyada (bulmasalar bile, nihai yargıdan) kaçabileceklerini zannetmesinler: Çünkü onların (öte dünyada) varacakları yer ateştir; gerçekten de, varılacak ne kötü bir sondur bu!

Gültekin Onan: 

Küfredenlerin, yeryüzünde (Tanrı´yı) aciz bırakacaklarını sanma. Onların son barınma yerleri ateştir. Ne kötü bir dönüştür o.

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), sakın o kâfirleri, yer yüzünde (kendilerine helâk erişmesinden, bizi) aciz bırakıcılar sanma. Onların varacakları yer ateştir. O ne fena varış yeridir!...

Portekizce: 

Não penses (ó Mensageiro) que os incrédulos podem desafiar-Nos na terra; a sua morada será o inferno. Que funestodestino!

İsveççe: 

[Även om de skonas] på jorden skall förnekarna av sanningen inte tro att de kan undkomma [Guds dom]; nej, Elden skall bli deras sista hemvist - vilket jämmerligt slut!

Farsça: 

گمان مکن کسانی که کافر شدند [برای آنان میسر است که] عاجز کننده [خدا] در زمین باشند [تا بتوانند از دسترس قدرت او بیرون روند]؛ و جایگاهشان آتش است، و بد جایگاهی است.

Kürtçe: 

ئەو کەسانەی بێ باوەڕن وانەزانن لەتۆڵەی خوا ڕزگاریان دەبێ لەزەویدا و ئەوان جێگایان ئاگرە ئای چ سەرئەنجامێکی بەد وخراپە

Özbekçe: 

Сен куфр келтирганларни ер юзида қочиб қутула олгувчилардир, деб ҳисоблама! Уларнинг жойи дўзахдир. У нақадар ёмон борар жойдир!

Malayca: 

Janganlah engkau menyangka orang-orang kafir itu akan dapat melemahkan kekuasaan Allah (daripada menimpakan azab kepada mereka) di dunia, sedang tempat kembali mereka ialah neraka; dan sesungguhnya neraka itu adalah seburuk- buruk tempat kembali.

Arnavutça: 

Kurrsesi mos mendo, se mohuesit do ta bëjnë të pamundshëm (dënimin nga ana e Perëndisë) në Tokë! E, strehimi i tyre është zjarri, e sa vend kthimi i shëmtuar që është ai!

Bulgarca: 

Не смятай, че неверниците ще обезсилят [Аллах] на земята! Мястото им е Адът. И колко лоша участ е той!

Sırpça: 

Никако не мисли да ће неверници умаћи Њему на Земљи; њихово боравиште биће ватра, а она је, заиста, грозно пребивалиште!

Çekçe: 

A nedomnívejte se, že nevěřícím se podaří uniknout zásahu Božímu na zemi! Jich příbytkem bude oheň pekelný, a jak hnusný je to cíl konečný!

Urduca: 

جو لوگ کفر کر رہے ہیں ا ن کے متعلق اس غلط فہمی میں نہ رہو کہ وہ زمین میں اللہ کو عاجز کر دیں گے ان کا ٹھکانا دوزخ ہے اور وہ بڑا ہی برا ٹھکانا ہے

Tacikçe: 

Мапиндор, ки кофирон метавонанд дар ин сарзамин ба ҷое бигурезанд. Ҷойгоҳашон ҷаҳаннам аст ва чӣ бад саранҷомест!

Tatarca: 

Син уйлама кәферләр җирдә Аллаһны гаҗиз көчсез итәрләр аларны ґәзаб кылуда яки һәлак итүдә дип. Аларның торачак урыннары уттыр, ни кабахәт урын.

Endonezyaca: 

Janganlah kamu kira bahwa orang-orang yang kafir itu dapat melemahkan (Allah dari mengazab mereka) di bumi ini, sedang tempat tinggal mereka (di akhirat) adalah neraka. Dan sungguh amat jeleklah tempat kembali itu.

Amharca: 

እነዚያን የካዱትን በምድር ውስጥ የሚያቅቱ አድርገህ አታስብ፡፡ መኖሪያቸውም እሳት ናት፡፡ በእርግጥም የከፋች መመለሻ ናት፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) நிராகரிப்பாளர்கள் இப்பூமியில் (அல்லாஹ்வை) பலவீனப்படுத்தி விடுவார்கள் என்று எண்ணி விடாதீர். இன்னும், அவர்களது தங்குமிடம் நரகம்தான். அது கெட்ட மீளுமிடமாகும்.

Korece: 

불신자들이 지상에서 하나님의 사업을 좌절시키리라 생각치 말라 그들의 주거지는 불지옥으로그곳은 참으로 사악한 곳이라

Vietnamca: 

Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) chớ nghĩ rằng những kẻ vô đức tin sẽ thoát khỏi (Allah) trên trái đất, rồi đây chỗ ngụ của họ sẽ là Hỏa Ngục, một nơi quay về vô cùng tồi tệ.