Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

23

Sûredeki Ayet No: 

90

Ayet No: 

2763

Sayfa No: 

348

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

بَلْ أَتَيْنَاهُم بِالْحَقِّ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ

Çeviriyazı: 

bel eteynâhüm bilḥaḳḳi veinnehüm lekâẕibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Doğrusu biz onlara hakkı getirdik; onlar ise cidden yalancıdırlar.

Diyanet İşleri: 

Hayır; Biz onlara gerçeği getirdik ama, onlar yalancıdırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hayır, biz onlara gerçeği getirdik ve şüphe yok ki onlar, yalan söylemedeler elbette.

Şaban Piriş: 

Doğrusu onlara hak olanı getirdik, fakat onlar yalancıdırlar.

Edip Yüksel: 

Kendilerine gerçeği getirmemize rağmen onlar yalanlamaktadırlar.

Ali Bulaç: 

Hayır, Biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.

Suat Yıldırım: 

Hayır, Biz onlara gerçeği getirdik; fakat buna rağmen onlar yalanı tercih ediyorlar. İşte gerçek:

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hayır... Biz onlara hakkı getirdik. Onlar ise şüphe yok ki, elbette yalancılardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hayır, hayır! Biz onlara hakkı getirdik ama onlar tam anlamıyla yalancıdırlar.

Bekir Sadak: 

Kotulugu en iyi ile sav. Onlarin vasiflandirmalarini Biz daha iyi biliriz.

İbni Kesir: 

Hayır, Biz, onlara gerçeği getirdik. Ama onlar muhakkak yalancılardır.

Adem Uğur: 

Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik

İskender Ali Mihr: 

Hayır, onlara hakkı getirdik. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten tekzip edenlerdir (yalanlayanlardır).

Celal Yıldırım: 

Evet, biz onlara hakkı (doğruyu ve gerçeği) getirdik ve onlar cidden yalancıdırlar.

Tefhim ul Kuran: 

Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.

Fransızca: 

Nous leur avons plutôt apporté la vérité et ils sont assurément des menteurs.

İspanyolca: 

Vinimos a ellos con la Verdad, pero mienten, si.

İtalyanca: 

Abbiamo dato loro la verità, ma essi sono dei bugiardi.

Almanca: 

Nein, sondern WIR ließen ihnen die Wahrheit zuteil werden! Doch sie sind zweifellos Lügner.

Çince: 

你说:你们怎么被人迷惑呢?不然,我以真理昭示他们, 而他们确是说谎的。

Hollandaca: 

Ja, wij hebben hen tot de waarheid gebracht, en zij zijn zekerlijk leugenaars indien zij het loochenen.

Rusça: 

Мы явились к ним с истиной, однако они являются лжецами.

Somalice: 

Waxaanse Siinay Xaq waana Beenaalayaal.

Swahilice: 

Bali tumewaletea Haki, na kwa yakini hao ni waongo.

Uygurca: 

ئۇنداق ئەمەس، ئۇلارغا بىز ھەق سۆزنى ئېلىپ كەلدۇق، ئۇلار چوقۇم يالغانچىلاردۇر

Japonca: 

いや,われは真理を下したのである。かれらは本当に嘘付きである。

Arapça (Ürdün): 

«بل آتيناهم بالحق» بالصدق «وإنهم لكذبون» في نفيه وهو.

Hintçe: 

बात ये है कि हमने उनके पास हक़ बात पहुँचा दी और ये लोग यक़ीनन झूठे हैं

Tayca: 

แต่ทว่า เราได้นำเอาสัจธรรมมาให้แก่พวกเขาแล้ว และแท้จริงพวกเขาเป็นผู้กล่าวเท็จอย่างแน่นอน

İbranice: 

אך, הבאנו להם את הצדק, אולם הם אכן משקרים

Hırvatça: 

Štaviše, Mi im Istinu donosimo, a oni su, baš, lažljivci.

Rumence: 

Noi le-am adus Adevărul, însă ei sunt tot mincinoşi.

Transliteration: 

Bal ataynahum bialhaqqi wainnahum lakathiboona

Türkçe: 

Hayır, hayır! Biz onlara hakkı getirdik ama onlar tam anlamıyla yalancıdırlar.

Sahih International: 

Rather, We have brought them the truth, and indeed they are liars.

İngilizce: 

We have sent them the Truth: but they indeed practise falsehood!

Azerbaycanca: 

Xeyr, Biz onları haqqı (haqq yol olan islam dinini) gətirdik. Onlar isə, şübhəsiz ki, yalançıdırlar!

Süleyman Ateş: 

Doğrusu biz, onlara hakkı getirdik, (bizim söylediklerimiz gerçektir), onlarsa yalancıdırlar.

Diyanet Vakfı: 

Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır.

Erhan Aktaş: 

Oysa onlara Hakk’ı sunuyoruz. Onlar ise kesinlikle yalanlamaktadırlar.

Kral Fahd: 

Doğrusu biz onlara hakkı (gerçeği) getirdik onlar ise hakikaten yalancılardır.

Hasan Basri Çantay: 

Hayır, biz onlara hakıykatı getirdik. Onlarsa muhakkak yalancıdırlar.

Muhammed Esed: 

Hayır, Biz onlara hakkı ulaştırdık; buna rağmen onlar yine de yalanı tercih ediyorlar!

Gültekin Onan: 

Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Doğrusu biz, onlara, hakkı (tevhîdi) getirdik. Şüphesiz onlar, (Allah çocuk edindi, melekler kızlarıdır sözlerinde) yalancıdırlar.

Portekizce: 

Nós trazemos-lhes a verdade, porém, sem dúvida que são embusteiros!

İsveççe: 

Vi har gett dem sanningens [ljus] men ändå [fortsätter] de att ljuga!

Farsça: 

چنین نیست [که آنان می گویند] بلکه ما حق را برای آنان آورده ایم، و بی تردید آنان دروغگویند.

Kürtçe: 

(نەخێر وانیە) بەڵکو ئێمە ڕاستیمان بۆ ھێناون وە بێگومان ئەوان درۆزنن

Özbekçe: 

Йўқ! Биз уларга ҳақни келтирдик. Улар эса ёлғончилардир.

Malayca: 

(Bukanlah sebagaimana tuduhan mereka) bahkan Kami telah membawa kepada mereka keterangan yang benar, dan sesungguhnya mereka adalah berdusta.

Arnavutça: 

Jo, Na u kemi sjellë atyre të Vërtetën, por ata, vërtetë janë gënjeshtarë:

Bulgarca: 

Да, Ние им дадохме истината, а те са лъжци.

Sırpça: 

Да, Ми им истину доносимо, а они су заиста лажљивци.

Çekçe: 

Ba věru, My přišli jsme k nim s pravdou, zatímco oni vskutku lháři jsou.

Urduca: 

جو امر حق ہے وہ ہم اِن کے سامنے لے آئے ہیں، اور کوئی شک نہیں کہ یہ لوگ جھوٹے ہیں

Tacikçe: 

На! Мо бар онҳо сухани рост фиристодем ва онҳо дурӯғ мегӯянд!

Tatarca: 

Бәлки Без аларга хаклык илә килдек шулай булса да алар ялганга тоталар.

Endonezyaca: 

Sebenarnya Kami telah membawa kebenaran kepada mereka, dan sesungguhnya mereka benar-benar orang-orang yang berdusta.

Amharca: 

ይልቁንም እውነትን አመጣንላቸው፡፡ እነርሱም (በመካዳቸው) ውሸታሞች ናቸው፡፡

Tamilce: 

(வானவர்கள் அல்லாஹ்வின் பெண் பிள்ளைகள், சிலைகளை வணங்குவது இறைவனை வணங்குவதுதான் என்று இவர்கள் எண்ணுவது போல் அல்ல உண்மை.) மாறாக, நாம் அவர்களுக்கு விரிவாக உண்மையைக் கூறிவிட்டோம். இன்னும் நிச்சயமாக இவர்கள் பொய்யர்கள்தான்.

Korece: 

하나님이 그들에게 진리를 주었건만 실로 그들은 거짓을 말 하는 자들이라

Vietnamca: 

Không, TA (Allah) đã mang đến cho họ sự thật nhưng chính họ là những kẻ nói dối.