Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

22

Sûredeki Ayet No: 

59

Ayet No: 

2654

Sayfa No: 

339

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَيُدْخِلَنَّهُم مُّدْخَلًا يَرْضَوْنَهُ ۗ وَإِنَّ اللَّهَ لَعَلِيمٌ حَلِيمٌ

Çeviriyazı: 

leyüdḫilennehüm müdḫaley yerḍavneh. veinne-llâhe le`alîmün ḥalîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah onları hoşnud olacakları bir yere (cennete) elbette koyacaktır. Şüphesiz Allah Alîmdir (herşeyi bilir) Halîmdir, (Kullarına yumuşak davranır.).

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, onları hoşnut olacakları bir yere koyar. Şüphesiz Allah bilendir, Halim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Mutlaka onları, hoşnut olacakları bir yere ithal edecektir ve şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir ve azap etmede acele etmez.

Şaban Piriş: 

Onları hoşlarına gidecek bir yere girdirecektir. Elbette Allah, herşeyi bilendir, Halim'dir.

Edip Yüksel: 

Hoşnut olacakları bir kabul ile katına alacaktır onları. ALLAH Bilendir, Şefkatlidir.

Ali Bulaç: 

Onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah, bilendir, halimdir.

Suat Yıldırım: 

O, mutlaka onları memnun olacakları yere yerleştirecektir. Muhakkak ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, hilim ve şefkati boldur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Elbette onları hoşnut olacakları bir meskene girdirir. Şüphe yok ki Allah, elbette pek bilendir, pek hilm sahibidir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onları, razı olacakları bir yere elbette sokacaktır. Allah elbette ki, Alîm'dir, Halîm'dir.

Bekir Sadak: 

Allah´in yerde olanlari ve emriyle denizlerde yuruyen gemileri buyrugunuz altina vermis oldugunu

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Allah onları, herhalde memnun kalacakları bir girilecek yere sokacaktır. Allah, kesinlikle tam bir bilgi sahibidir, halîmdir.

İskender Ali Mihr: 

(Allah), onları mutlaka razı olacakları bir yere dahil edecektir. Ve şüphesiz ki Allah, mutlaka en iyi bilendir, Halim´dir.

Celal Yıldırım: 

And olsun ki, onları hoşnut olacakları bir yere sokacaktır ve şüphesiz ki Allah yegâne bilendir, Halîm´dir ( = kullarına karşı çok şefkatli, merhametli ve sabırlıdır).

Tefhim ul Kuran: 

Onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah, bilendir, halîmdir.

Fransızca: 

il les fera, certes, entrer en un lieu qu'ils agréeront, et Allah est certes Omniscient et Indulgent.

İspanyolca: 

Ha de introducirles en un lugar que les placerá. Alá es, ciertamente, omnisciente, benigno.

İtalyanca: 

Li introdurrà in un luogo di cui saranno soddisfatti. In verità Allah è il Sapiente, il Magnanimo.

Almanca: 

ER wird sie doch in einen Eingang eingehen lassen, an dem sie Wohlgefallen finden werden. Und gewiß, ALLAH ist zweifelsohne allwissend, allnachsichtig.

Çince: 

他必使他们进入他们所喜悦的地方;真主确是全知的,确是容忍的。

Hollandaca: 

Hij zal hen het paradijs binnenleiden, op eene wijze die hun behagen zal; want God is wijs en genadig. Zoo is het.

Rusça: 

Он непременно введет их во вход, которым они останутся довольны. Воистину, Аллах - Знающий, Выдержанный.

Somalice: 

wuxuuna Galin Meel ay ka Raalli Noqon (Janno) Eebana waa Oge Dhulbadan.

Swahilice: 

BIla ya shaka atawaingiza pahala watakapo paridhia. Na hakika Mwenyezi Mungu ni Mjuzi na Mpole.

Uygurca: 

اﷲ ئۇلارنى ئەلۋەتتە ئۇلار مەمنۇن بولىدىغان جايغا (يەنى جەننەتكە) كىرگۈزىدۇ، اﷲ ھەقىقەتەن (ئۇلارنى مەمنۇن قىلىدىغان نەرسىلەرنى) بىلگۈچىدۇر، ھەلىمدۇر (يەنى ئۇلارنىڭ دۈشمەنلىرىنى جازالاشقا ئالدىراپ كەتمەيدۇ)

Japonca: 

かれは,必ずかれらが喜ぶ所に入らせられる。本当にアッラーは全知にして聡明な御方である。

Arapça (Ürdün): 

«ليدخلنهم مدخلا» بضم الميم وفتحها أي إدخالا أو موضعا «يرضونه» وهو الجنة «وإن الله لعليم» بنياتهم «حليم» عن عقابهم.

Hintçe: 

और बेशक तमाम रोज़ी देने वालों में खुदा ही सबसे बेहतर है वह उन्हें ज़रूर ऐसी जगह (बेहिश्त) पहुँचा देगा जिससे वह निहाल हो जाएँगे

Tayca: 

พระองค์จะทรงให้พวกเขาเข้าไปในสถานที่ที่พวกเขาพอใจ คือสวนสวรรค์ และแท้จริงอัลลอฮ์เป็นผู้ทรงรอบรู้ ผู้ทรงขันติ

İbranice: 

הוא יכניסם אל מקום אשר ישביע את רצונם, כי אלוהים היודע והסבלן

Hırvatça: 

On će ih u mjesto kojim će oni biti zadovoljni, sigurno, uvesti. A Allah je, doista, Onaj Koji sve zna i Onaj Koji ne žuri s kaznom.

Rumence: 

El îi va duce într-un loc ce le va fi plăcut. Dumnezeu este Îngăduitorul, Iertătorul.

Transliteration: 

Layudkhilannahum mudkhalan yardawnahu wainna Allaha laAAaleemun haleemun

Türkçe: 

Onları, razı olacakları bir yere elbette sokacaktır. Allah elbette ki, Alîm'dir, Halîm'dir.

Sahih International: 

He will surely cause them to enter an entrance with which they will be pleased, and indeed, Allah is Knowing and Forbearing.

İngilizce: 

Verily He will admit them to a place with which they shall be well pleased: for Allah is All-Knowing, Most Forbearing.

Azerbaycanca: 

(Allah) onları razı qalacaqları (xoşhal olacaqları) bir yerə (Cənnətə) daxil edəcəkdir. Həqiqətən, Allah (hər şeyi) biləndir, (bəndələrinə qarşı) həlimdir!

Süleyman Ateş: 

Onları razı olacakları bir yere sokacaktır. Doğrusu Allah, bilendir, halimdir.

Diyanet Vakfı: 

Allah onları, herhalde memnun kalacakları bir girilecek yere sokacaktır. Allah, kesinlikle tam bir bilgi sahibidir, halimdir.

Erhan Aktaş: 

Onları kesinlikle hoşnut olacakları bir yere yerleştirecektir. Allah, Her Şeyi Bilen’dir, Çok Şefkatli’dir.

Kral Fahd: 

Onları, hoşnut olacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir; ceza vermekte de aceleci değildir.

Hasan Basri Çantay: 

O, her halde bunları hoşnud olacakları bir yere sokacakdır. Muhakkak ki Allah onlar (ın niyyetlerini) hakkıyle bilendir, (ıkaab hususundaki) hılmi cidden gaalibdir.

Muhammed Esed: 

(ve dolayısıyla,) onları, mutlaka, son derece hoşnut kalacakları bir (varoluş) konumuna eriştirecektir; çünkü Allah, mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir, halimdir.

Gültekin Onan: 

Onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Tanrı, bilendir, halimdir.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah onları, hoşnud olacakları bir yere (cennete) elbette koyacaktır. Çünkü Allah Alîm’dir= iyiliklerini bilir, Halîm’dir= canilerin cezasını geciktirir.

Portekizce: 

Em verdade, introduzi-los-á em um lugar que comprazerá a eles, porque Deus é tolerante, Sapientíssimo.

İsveççe: 

Han kommer att ge dem ett mottagande, som [helt och fullt] tillfredsställer dem. Gud vet allt och har överseende [med era brister].

Farsça: 

مسلماً آنان را به جایگاهی که آن را می پسندند وارد می کند؛ و بی تردید خدا دانا و بردبار است.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا، خوا ئەوانە دەخاتە جێگایەک کەپێی ڕازی دەبن وە بێگومان خوا زانا و لەسەر خۆیە

Özbekçe: 

Албатта, У зот уларни ўзлари рози бўладиган жойга киритур. Албатта, Аллоҳ ўта билгувчи ва ҳалим зотдир.

Malayca: 

Sudah tentu Allah akan memasukkan mereka (yang tersebut itu) ke tempat yang mereka sukai (Syurga), dan sesungguhnya Allah Maha Mengetahui, lagi Maha Penyabar.

Arnavutça: 

Ai do t’i shpie ata, në vendin ku, me të vërtetë, do të jenë të kënaqur! Perëndia me të vërtetë, është i Plotëdijshëm dhe i butë.

Bulgarca: 

Ще ги въведе Той в място, което ще им хареса. Аллах е всезнаещ, всеблаг.

Sırpça: 

Он ће их у место којим ће они бити задовољни заиста увести! – А Аллах све зна и благ је.

Çekçe: 

A věru je uvede na místo, jež se jim bude líbit; a Bůh zajisté je vševědoucí, soucitný.

Urduca: 

وہ انہیں ایسی جگہ پہنچائے گاجس سے وہ خوش ہو جائیں گے بے شک اللہ علیم اور حلیم ہے

Tacikçe: 

Ононро ба ҷое дароварад, ки аз он хушнуд бошанд. Ва албатта Худо донову собирает!

Tatarca: 

Дәхи аларны яхшы урынга хөрмәтләп кертер, алар Аллаһудан риза булырлар, әлбәттә, Аллаһ һәркемнең күңелен вә эшен белүче вә мөэминнәргә йомшактыр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya Allah akan memasukkan mereka ke dalam suatu tempat (surga) yang mereka menyukainya. Dan sesungguhnya Allah Maha mengetahui lagi Maha Penyantun.

Amharca: 

የሚወዱትን መግቢያ (ገነትን) በእርግጥ ያገባቸዋል፡፡ አላህም በእርግጥ ዐዋቂ ታጋሽ ነው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அல்லாஹ், அவர்கள் திருப்திபடுகின்ற இட(மான இன்பங்கள் நிறைந்த சொர்க்க)த்தில் அவர்களை பிரவேசிக்க செய்வான். நிச்சயமாக அல்லாஹ் நன்கறிந்தவன், மகா சகிப்பாளன் ஆவான்.

Korece: 

그분은 그들이 기뻐하는 천 국으로 들게 하니 실로 하나님은 지혜와 은혜로 충만하심이라

Vietnamca: 

Ngài chắc chắn sẽ đưa họ vào một nơi mà họ sẽ vô cùng hài lòng. Quả thật, Allah là Đấng Hằng Biết, Hằng Chịu Đựng.

Rubu tag: 

Hizb tag: