Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

22

Sûredeki Ayet No: 

44

Ayet No: 

2639

Sayfa No: 

337

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ ۖ وَكُذِّبَ مُوسَىٰ فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ

Çeviriyazı: 

veaṣḥâbü medyen. veküẕẕibe mûsâ feemleytü lilkâfirîne ŝümme eḫaẕtühüm. fekeyfe kâne nekîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Şuayb'ın kavmi olan) Medyen halkı da (Şûayb'ı) yalanladı. Musa da (Firavun tarafından) yalanlandı. Ben de o kâfirlere bir süre verdim. Sonra da onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler.

Diyanet İşleri: 

Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış ve Musa da yalanlanmıştı. Ama Ben, kafirlere önce mehil verdim, sonra da onları yakalayıverdim; Beni tanımamak nasılmış görsünler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Medyen ehli de yalanlamıştı ve Musa da yalanlanmıştı da onların azabını geciktirdim, bir mühlet verdim onlara da sonra helak ediverdim onları; nasılmış beni inkar etmek, nasıl da devletlerini felakete çevirmişim.

Şaban Piriş: 

Medyen halkı da (Şuayb'ı yalanladı). Musa da yalanlanmıştı. Kâfirlere süre/mühlet verdim sonra da onları yakaladım. Nasılmış benim (helak ederek) inkârım?

Edip Yüksel: 

Medyen yerlileri de... Musa dahi yalanlandı. Ben o kafirlere süre tanıdım ve sonra onları hesaba çektim; beni tanımamak da nasılmış!..

Ali Bulaç: 

Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkar edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış Benim (herşeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).

Suat Yıldırım: 

Eğer onlar seni yalancı sayıyorlarsa sen bil ki onlardan önce Nuh, Âd ve Semûd halkı da, İbrâhim'in halkı da, Lut’un halkı da, Medyen ahalisi de resulleri yalanlamışlardı. Mûsâ da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım: Her seferinde inkârcılara mühlet verdim. Sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkârına mukabil nasıl olurmuş Benim inkârım, cümle âlem görüp bildi!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Medyen ahalisi de (tekzîp etti,) Mûsa da tekzîp olundu. Nihâyet o kâfirler için bir mühlet verdim, sonra onları yakaladım. Artık (onların yaptıklarını) inkârım nasıl oldu bir düşünmeli!

Yaşar Nuri Öztürk: 

Medyen halkı da. Mûsa da yalanlanmıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım. Nasılmış benim azabım!

Bekir Sadak: 

Comertce verilmis rizik ve magfiret, inanan ve yararli is isleyenleredir.

İbni Kesir: 

Medyen halkı da. Musa da yalanlanmıştır. Ama Ben

Adem Uğur: 

(Şuayb´ın kavmi olan) Medyen halkı da (Şûayb´ı) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!

İskender Ali Mihr: 

Ve Medyen halkı da (yalanladı) ve Musa (A.S) da yalanlandı. Fakat kâfirlere, mühlet (zaman) verdim. Sonra (da) onları aldım. O zaman benim cezalandırmam nasıl oldu?

Celal Yıldırım: 

22:42

Tefhim ul Kuran: 

Medyen halkı da (yalanlamıştı peygamberlerini). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o küfre sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış benim (her şeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkilabım (veya inkârım).

Fransızca: 

et les gens de Madyan. Et Moïse fut traité de menteur; Puis, J'ai donné un répit aux mécréants, ensuite Je les ai saisis. Et quelle fut Ma réprobation !

İspanyolca: 

y los madianitas. Y Moisés fue desmentido. Concedí una prórroga a los infieles. Luego, les sorprendí... Y ¡cuál no fue Mi reprobación!

İtalyanca: 

e gli abitanti di Madian. Mosè fu trattato da impostore! Ho dato tregua ai miscredenti e poi li ho afferrati: quale fu la Mia riprovazione!

Almanca: 

Sowie die Bewohner von Madyan. Auch Musa wurde der Lüge bezichtigt, so gewährte ICH den Kafir noch längere Zeit, dann richtete ICH sie zugrunde. Also wie war denn Meine Mißbilligung?!

Çince: 

麦德彦人;穆萨也曾否认过。我优容不信道者,随后我惩治了他们; 我的谴 责是怎样的呢?

Hollandaca: 

En de bewoners van Madian hunne profeten van bedrog beschuldigden; ook Mozes werd van leugen beschuldigd; en ik verleende een groot uitstel aan de ongeloovigen, maar daarna kastijdde ik hen; en hoe vreeselijk was de verandering welke ik in hunnen toestand bracht!

Rusça: 

и жители Мадьяна. Мусу (Моисея) тоже сочли лжецом. Я предоставил отсрочку неверующим, а затем схватил их. Каким же было Мое обличение!

Somalice: 

iyo Ehelkii Madyan, waana la Beeniyey (Nabi) Muuse, waana Sugay Gaalada markaasaan Qabtay ee see noqday Ciqaabkii.

Swahilice: 

Na watu wa Madiana. Na Musa pia alikanushwa. Nikawapa muda makafiri, kisha nikawatia mkononi. Basi ilikuwaje adhabu yangu!

Uygurca: 

ئەگەر (مەككە مۇشرىكلىرى) سېنى ئىنكار قىلسا (سەن تۇنجى ئىنكار قىلىنغۇچى پەيغەمبەر ئەمەسسەن، سەندىن بۇرۇنقى پەيغەمبەرلەر ئىنكار قىلىنىپ سەۋر قىلىشقان)، ئۇلاردىن بۇرۇن نۇھنىڭ قەۋمى ئاد (خەلقى)، سەمۇد (خەلقى، ئىبراھىمنىڭ قەۋمى، لۇتنى (قەۋمى، مەديەن ئاھالىسى (پەيغەمبەرلىرىنى) ئىنكار قىلغان، مۇسامۇ ئىنكار قىلىنغان، كاپىرلارغا مۆھلەت بەردىم، ئاندىن ئۇلارنى جازالىدىم، مېنىڭ (ئۇلارغا بەرگەن) جازايىم قانداق ئىكەن

Japonca: 

マドヤンの住民も(信じなかった)。またムーサーも拒否された。それでもわれは不信者に猶予を与え,結局かれらに懲罰を与えた。われの拒否はどんなものであったのか。

Arapça (Ürdün): 

«وأصحاب مدين» قوم شعيب «وكُذب موسى» كذبه القبط لا قومه بنو إسرائيل أي كذب هؤلاء رسلهم فلك أسوة بهم «فأمليتُ للكافرين» أمهلتهم بتأخير العقاب لهم «ثم أخذتهم» بالعذاب «فكيف كان نكير» أي إنكاري عليم بتكذيبهم بإهلاكهم والاستفهام للتقرير: أي هو واقع موقعه.

Hintçe: 

और मदियन के रहने वाले (अपने-अपने पैग़म्बरों को) झुठला चुके हैं और मूसा (भी) झुठलाए जा चुके हैं तो मैंने काफिरों को चन्द ढील दे दी फिर (आख़िर) उन्हें ले डाला तो तुमने देखा मेरा अज़ाब कैसा था

Tayca: 

และชาวมัดยัน และมูซา ก็ได้ถูกปฏิเสธไม่ยอมเชื่อฟังเช่นกัน แต่เราได้ประวิงเวลาให้แก่พวกปฏิเสธศรัทธา และเราก็ได้ลงโทษพวกเขา ดังนั้น เป็นเช่นใดเล่าการลงโทษของเรา

İbranice: 

ואנשי מדיין, וגם למשה התכחשו, אך אני (אלוהים) נתתי שהות לכופרים, ואולם לבסוף הענשתי אותם, וקשה היה העונש

Hırvatça: 

i stanovnici Medjena; a lažnim je smatran i Musa, i Ja sam nevjernicima vremena davao, zatim bi ih dohvatio kaznom, pa kakva je bila osuda Moja?!

Rumence: 

oamenii din Madian au hulit, şi chiar Moise a fost socotit mincinos. Eu am dat răgaz tăgăduitorilor, însă apoi i-am luat. Cum a fost mustrarea Mea!

Transliteration: 

Waashabu madyana wakuththiba moosa faamlaytu lilkafireena thumma akhathtuhum fakayfa kana nakeeri

Türkçe: 

Medyen halkı da. Mûsa da yalanlanmıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım. Nasılmış benim azabım!

Sahih International: 

And the inhabitants of Madyan. And Moses was denied, so I prolonged enjoyment for the disbelievers; then I seized them, and how [terrible] was My reproach.

İngilizce: 

And the Companions of the Madyan People; and Moses was rejected (in the same way). But I granted respite to the Unbelievers, and (only) after that did I punish them: but how (terrible) was my rejection (of them)!

Azerbaycanca: 

Mədyən əhli də (peyğəmbərlərini təkzib etmişdi). Musa da (Fir’onun özü və camaatı tərəfindən) yalançı sayılmışdı. Kafirlərə (bir qədər) möhlət verdim, sonra onları (əzabla) yaxaladım. (Bir görəydin, küfr etdiklərinə, peyğəmbərləri yalançı sayıb inkar etdiklərinə görə) Mənim onları inkar etməyim necə oldu! (Onlara verdiyim ne’məti müsibətlə əvəz etdim!)

Süleyman Ateş: 

Medyen halkı da (yalanlamıştı); Musa da yalanlanmıştı. Ben de kafirlere bir süre vermiş, sonra onları yakalamıştım. (Bak), benim (onları) inkarım (görülmemiş biçimde cezalandırmam) nasıl oldu!

Diyanet Vakfı: 

(Şuayb'ın kavmi olan) Medyen halkı da(Şuayb'ı) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kafirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!

Erhan Aktaş: 

Ve Medyen sahipleri de. Mûsâ da yalanlandı. Fakat Kâfirlere süre tanıdım. Sonra da onları yakaladım. Benim inkârım(1) nasılmış gördüler.

Kral Fahd: 

ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!

Hasan Basri Çantay: 

22:42

Muhammed Esed: 

Medyen halkının (yaptığı gibi); ayrıca, Musa da (Firavun ve yandaşlarınca) yalanlanmıştı. (Her seferinde) hakkı inkar edenlere belirli bir süre için fırsat verdim, ama günü gelince onları kıskıvrak yakaladım ki böylece, Benim onları hiçe saymam nasıl olurmuş, görsünler!

Gültekin Onan: 

Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle ben, o kafirlere bir süre tanıdım sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış benim inkarım?

Ali Fikri Yavuz: 

(Şuayb’ın kavmi olan) Ashab-ı Medyen de (Şuayb’ı) tekzib etti. Mûsa da (firavun tarafından) tekzib olundu. Ben de o kâfirlere bir mühlet verdim. Sonra da kendilerini azabla yakalayıverdim. Bak ki, beni inkâr nasıl olmuştur?

Portekizce: 

E o povo de Madian (fez o mesmo); também foi desmentido Moisés. Então, tolerei os incrédulos; mas logo os castiguei,e que rigorosa foi a Minha rejeição!

İsveççe: 

och folket i Madyan [kallade sina profeter lögnare]; ja, även Moses kallades lögnare. Jag gav förnekarna en frist, men [när den löpt ut] lät Jag Min vrede drabba dem - och hur [fruktansvärt] var inte Mitt straff!

Farsça: 

و [هم چنین] اهل مدین؛ و موسی هم تکذیب شد. پس کافران را مهلت دادم، سپس آنان را [به عذابی سخت] گرفتم، پس [بنگر که] کیفر و انتقام من [نسبت به آنان] چگونه بود؟

Kürtçe: 

ھەروەھا یارانی مەدیەن (ھۆزی شوعەیب) وە موساش بە درۆزن دانرا ئەمجا (بۆ ماوەیەک) مۆڵەتی بێ باوەڕانمدا، دواتر تۆڵەم لێ سەندن وگرتمن جا چۆن بوو بەگژا چوونی ئێمە (لەوان)

Özbekçe: 

Мадян эгалари ҳам. Ва Мусо ҳам ёлғончи қилинди. Мен кофирларга бир оз муҳлат бердим, сўнгра уларни тутдим. Бас, Менинг инкорим қандоқ бўлди?! (Албатта, ўта шиддатли бўлди. Ўта қўрқинчли бўлди. Ўша кофир, жиноятчи, Пайғамбарларини ёлғончига чиқарган қавмларнинг баъзиларини тўфон азоби тутди. Баъзиларини ер ютди, зилзила ва бошқа азобларга дучор бўлдилар.)

Malayca: 

Dan juga penduduk Madyan; dan Nabi Musa juga telah didustakan; maka Aku memberi tempoh kepada orang-orang kafir itu, kemudian Aku menimpakan mereka dengan azab seksa. Dengan yang demikian perhatikanlah bagaimana buruknya kesan kemurkaanKu.

Arnavutça: 

dhe banorët e Medjenit; dhe Musai është konsideruar për gënjeshtar, dhe Unë u kam dhënë afat mohuesve; pastaj i kam dënuar ata, dhe çfarë ka qenë dënimi Ynë!

Bulgarca: 

и жителите на Мадян. И Муса бе взет за лъжец. Дадох Аз отсрочка на неверниците, после ги сграбчих. И колко тежко бе Моето отрицание!

Sırpça: 

и становници Медена; а лажним је сматран и Мојсије, а Ја сам неверницима давао времена, затим сам их кажњавао, па каква је била Моја осуда?!

Çekçe: 

i obyvatelé Madjanu. Též Mojžíš byl za lháře prohlášen. Já pak poskytl jsem nevěřícím odklad, leč posléze jsem je uchvátil, a jaké bylo mé zavržení!

Urduca: 

اور اہل مدین بھی جھٹلا چکے ہیں اور موسیٰؑ بھی جھٹلائے جا چکے ہیں ان سب منکرینِ حق کو میں نے پہلے مُہلت دی، پھر پکڑ لیا اب دیکھ لو کہ میری عقوبت کیسی تھی

Tacikçe: 

ва мардуми Мадян. Ва Мӯсо низ такзиб гардвд. Ман ба кофирон мӯҳлат додам, он гоҳ онҳоро фурӯ гирифтам. Ва уқубати Ман чӣ гуна буд?

Tatarca: 

Мәдйән кавеме Шөґәебне ялганчы диделәр, вә Муса да ялганга тотылды. Кәферләргә әҗәлләре җиткәнче ирек бирдем, соңра аларны ґәзаб белән тоттым, аларга Минем мәкерем ничек булды?

Endonezyaca: 

dan penduduk Madyan, dan telah didustakan Musa, lalu Aku tangguhkan (azab-Ku) untuk orang-orang kafir, kemudian Aku azab mereka, maka (lihatlah) bagaimana besarnya kebencian-Ku (kepada mereka itu).

Amharca: 

የመድየንም ሰዎች (አስተባብለዋል)፡፡ ሙሳም ተስተባብሏል፡፡ ለከሓዲዎቹም ጊዜ ሰጠኋቸው፡፡ ከዚያም ያዝቸው፡፡ ጥላቻዬም እንዴት ነበረ!

Tamilce: 

இன்னும், மத்யன் வாசிகளும் (தங்களது தூதர்களை பொய்ப்பித்தனர்). மூஸாவும் (ஃபிர்அவ்ன் மற்றும் அவனுடைய சமுதாயத்தால்) பொய்ப்பிக்கப்பட்டார். ஆக, (இந்த) நிராகரிப்பாளர்களுக்கு நான் அவகாசம் அளித்தேன். (சிறிது காலத்திற்கு) பிறகு, (தண்டனையைக் கொண்டு) நான் அவர்களைப் பிடித்தேன். ஆகவே, (நான் அவர்களுக்கு கொடுத்த) எனது மறுப்பு (-தண்டனை) எப்படி இருந்தது!

Korece: 

메디안의 백성들도 그러하였 으며 모세도 배반 당했노라 내가 불신자들을 잠시 유예하다가 벌을 주었나니 그들에 대한 나의 벌은 얼마나 무서웠더뇨

Vietnamca: 

Đám dân của Madyan (cũng đã phủ nhận Shu’aib giống như thế), (tương tự) Musa cũng đã bị phủ nhận. Tuy nhiên, TA đã thường tạm tha cho những kẻ vô đức tin (một thời gian ngắn) rồi sau đó TA mới trừng phạt họ (một cách bất ngờ). Bởi thế, (hãy xem) sự trừng phạt của TA giáng xuống (họ) khủng khiếp như thế nào!

Rubu tag: 

Hizb tag: