Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

2148

Sayfa No: 

294

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدًا جُرُزًا

Çeviriyazı: 

veinnâ lecâ`ilûne mâ `aleyhâ ṣa`îden cüruzâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız.

Diyanet İşleri: 

Şüphesiz Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve biz, elbette yeryüzünde ne varsa hepsini kupkuru toprak haline getiririz sonunda.

Şaban Piriş: 

Biz mutlaka (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru çorak bir toprak kılıcılarız.

Edip Yüksel: 

Ve elbette biz onun üzerinde bulunanları çorak bir toprak haline dönüştüreceğiz.

Ali Bulaç: 

Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru-çorak bir toprak yapabiliriz.

Suat Yıldırım: 

Ve elbette Biz yer üstünde ne varsa hepsini, kupkuru yapıp dümdüz edeceğiz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve mamafih onun üzerinde ne varsa muhakkak ki, Biz hepsini de kupkuru, dağınık bir toprak edicileriz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi, bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.

Bekir Sadak: 

(13-15) Onlarin olayini sana Biz gercek olarak anlatiyoruz: Onlar Rablerine inanmis birkac gencti. Onlarin hidayetlerini artirmis ve kalblerini pekistirmistik. Durup, soyle demislerdi: «Rabbimiz goklerin ve yerin Rabbidir, O´nu birakip baska bir tanriya yalvarmayiz, yoksa and olsun ki, batil soz soylemis oluruz. su bizim milletimiz, Allah´i birakip O´ndan baska tanrilar edindiler. Onlarin gercek olduguna apacik delil getirmeleri gerekmez mi? Allah´a karsi yalan uydurandan daha zalim kimdir?»

İbni Kesir: 

Şüphesiz ki Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.

Adem Uğur: 

(Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki onun (arzın) üzerinde olan şeyleri, kuru toprak yapacak olan elbette Biziz.

Celal Yıldırım: 

Ve elbette biz yeryüzünün üstündeki şeyleri kuru bir toprak haline getiricileriz.

Tefhim ul Kuran: 

Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru, çorak bir toprak yapabiliriz.

Fransızca: 

Puis, Nous allons sûrement transformer sa surface en sol aride.

İspanyolca: 

Y, ciertamente, haremos de su superficie un sequeral.

İtalyanca: 

e in verità, poi ridurremo tutto quanto in suolo arido.

Almanca: 

Auch zweifelsohne werden WIR alles, was auf ihr ist, doch in staubigen, dürren Boden verwandeln.

Çince: 

我必毁灭大地上的一切事物,而使大地变为荒凉的。

Hollandaca: 

Maar al deze versierselen zullen wij in stof doen verkeeren.

Rusça: 

Воистину, все, что есть на земле, Мы превратим в безжизненный песок.

Somalice: 

Waxaana ka yeelaynaa waxa korkeeda ah Bannaan aan wax ka soo Bixin.

Swahilice: 

Na hakika Sisi tutavifanya vyote vilio juu ya ardhi kuwa kama nchi ilio pigwa na ukame.

Uygurca: 

بىز چوقۇم يەر يۈزىدىكى (دەل - دەرەخ، تاغ ۋە بىنا قاتارلىق) نەرسىلەرنىڭ ھەممىسىنى يوق قىلىپ، يەر يۈزىنى تۈپتۈز باياۋانغا ئايلاندۇرىمىز

Japonca: 

本当にわれは,この(地)上にある凡ての有を,必ず(生命のない)乾いた土にするであろう。

Arapça (Ürdün): 

«وإنا لجاعلون ما عليها صعيدا» فتاتا «جرزا» يابسا لا ينبت.

Hintçe: 

और (फिर) हम एक न एक दिन जो कुछ भी इस पर है (सबको मिटा करके) चटियल मैदान बना देगें

Tayca: 

และแท้จริง แน่นอนเราเป็นผู้ทำให้สิ่งที่อยู่บนพื้นดินเป็นผุยผงแห้งแล้ง

İbranice: 

אך אנחנו גם יכולים להפוך את כל אשר עליה לעפר ואפר שומם

Hırvatça: 

i zaista ćemo Mi sve što je na njoj u opustošeno tlo pretvoriti!

Rumence: 

Şi apoi vom preface ceea ce este pe el într-o întindere pustie.

Transliteration: 

Wainna lajaAAiloona ma AAalayha saAAeedan juruzan

Türkçe: 

Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi, bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.

Sahih International: 

And indeed, We will make that which is upon it [into] a barren ground.

İngilizce: 

Verily what is on earth we shall make but as dust and dry soil (without growth or herbage).

Azerbaycanca: 

(Bu da bir həqiqətdir ki) Biz yer üzündə olan hər şeyi (vaxtı gələndə) məhv edib qupquru bir torpağa döndərərik. (Fani dünyaya, onun cah-cəlalına e’tibar yoxdur. Yer üzündə olan heç bir şey əbədi deyildir. Müəyyən dövrdən sonra orada mövcud olan hər şey məhv olacaqdır).

Süleyman Ateş: 

Biz elbette (bir gün) yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yaparız.

Diyanet Vakfı: 

(Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

Erhan Aktaş: 

Yeryüzünde olan güzellikleri kupkuru toprak haline getireceğiz.

Kral Fahd: 

(Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

Hasan Basri Çantay: 

Bununla beraber biz onun üstünde olan şeyleri elbet kupkuru bir toprak yapanlarız.

Muhammed Esed: 

ve hiç şüphe yok ki (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.

Gültekin Onan: 

Biz gerçekten yeryüzü üzerinde olanları kupkuru, çorak bir toprak yapabiliriz.

Ali Fikri Yavuz: 

Şu da muhakkak ki, biz, yeryüzünde olan şeyleri (süsleri) kupkuru bir toprak yaparız.

Portekizce: 

Em verdade, tudo quanto existe sobre ela, reduzi-lo-emos a cinza e solo seco.

İsveççe: 

men [till sist] skall Vi förvandla allt detta till öde slätter.

Farsça: 

و بی تردید ما آنچه را روی زمین است، سرانجام، خاک بی گیاه خواهیم کرد.

Kürtçe: 

وە بەڕاستی ئەوەی وابەسەر زەویەوە ئێمە ھەمووی دەکەین بە زەویەکی تەختی ووشک و برنگ

Özbekçe: 

Албатта, Биз унинг юзидаги нарсаларни қуп-қуруқ тупроққа айлантиргувчимиз.

Malayca: 

Dan sesungguhnya Kami akan jadikan apa yang ada di bumi itu (punah-ranah) sebagai tanah yang tandus.

Arnavutça: 

Dhe, Na, do të bëjmë atë që gjendet në të (Tokë) – sipërfaqe të thatë.

Bulgarca: 

И ще превърнем Ние това, което е на нея, в безплодна пръст.

Sırpça: 

и заиста ћемо Ми све што је на њој у опустошено тло да претворимо!

Çekçe: 

A věru uděláme ze všeho toho, co na ní je, výšinu rostlinstva zbavenou!

Urduca: 

آخرکار اِس سب کو ہم ایک چٹیل میدان بنا دینے والے ہیں

Tacikçe: 

Ва низ мо растем, ки рӯи заминро чун биёбоне хушк хоҳем кард.

Tatarca: 

Дәхи җир өстендә булган зиннәтләрне һич үлән үсми торган итеп парча-парча кылачакбыз.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Kami benar-benar akan menjadikan (pula) apa yang di atasnya menjadi tanah rata lagi tandus.

Amharca: 

እኛም በእርሷ ላይ ያለውን (በመጨረሻ) በእርግጥ በቃይ የሌለበት ምልጥ ዐፈር አድራጊዎች ነን፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நிச்சயமாக நாம் அதன் மேலுள்ளவற்றை (காய்ந்துபோன) செடிகொடியற்ற சமமான தரையாக (மண்ணாக) ஆக்கிவிடுவோம்.

Korece: 

하나님은 그 위에 있는 모든 것을 황페한 흙으로 만들 것이라

Vietnamca: 

Và (rồi đây) TA chắc chắn sẽ làm cho nó thành đồi trọc, chẳng còn gì.