Arapça:
وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ
Çeviriyazı:
veerâdû bihî keyden fece`alnâhümü-l'aḫserîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ona düzen kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
Diyanet İşleri:
Ona düzen kurmak istediler, fakat Biz onları hüsrana uğrattık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, İbrahim'e bir düzen kurmak istedilerse de biz, onları en büyük bir ziyana uğrattık.
Şaban Piriş:
Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz ise onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Edip Yüksel:
Böylece onun için bir plan uygulamak istediler de biz onları başarısızlığa mahkum ettik.
Ali Bulaç:
Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Suat Yıldırım:
Hülasa onu tuzağa düşürmek istediler ama, Biz asıl onları hüsrana uğrattık. Asıl tuzağa düşenler kendileri oldular.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve O´na bir hud´ada bulunmak istediler. Biz de onları ziyâde hüsrâna uğramış kimseler kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık.
Bekir Sadak:
Nuh da daha onceleri Bize yalvarmisti, onun duasini kabul edip, kendisini ve ailesini buyuk sikintidan kurtardik.
İbni Kesir:
Ona düzen kurmak istediler. Ama Biz, onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Adem Uğur:
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler
İskender Ali Mihr:
Ve ona tuzak kurmak istediler. Fakat Biz, onları daha çok hüsrana düşürdük.
Celal Yıldırım:
İbrahim´e tuzak kurmak istediler. Biz de onları hüsrana uğrattık.
Tefhim ul Kuran:
Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Fransızca:
Ils voulaient ruser contre lui, mais ce sont eux que Nous rendîmes les plus grands perdants.
İspanyolca:
Quisieron emplear artimañas contra él, pero hicimos que fueran ellos los que más perdieran.
İtalyanca:
Tramarono contro di lui, ma facemmo sì che fossero loro i perdenti.
Almanca:
Und sie wollten gegen ihn eine List planen, dann machten WIR sie zu den Verlierern.
Çince:
他们想谋害他,但我使他们变成最亏损的。
Hollandaca:
En zij trachtten hem een valstrik te spannen, doch wij deden hen het onderspit delven.
Rusça:
Они хотели навредить ему, но Мы сделали так, что они оказались в наибольшем убытке.
Somalice:
Waxay la Dooneen Dhagar waxaana ka yeellay kuwo Khasaaray.
Swahilice:
Wao walimkusudia maovu, lakini Sisi tukawafanya wao ndio walio khasiri.
Uygurca:
ئۇلار ئىبراھىمغا زىيانكەشلىك قىلماقچى بولدى، بىز ئۇلارنى ئەڭ زىيان تارتقۇچى قىلدۇق
Japonca:
かれらはかれに対し策動しようとしたが,われはかれらを酷い失敗者にした。
Arapça (Ürdün):
«وأرادوا به كيداً» وهو التحريق «فجعلناهم الأخسرين» في مرادهم.
Hintçe:
(कि उनको कोई तकलीफ़ न पहुँचे) और उन लोगों में इबराहीम के साथ चालबाज़ी करनी चाही थी तो हमने इन सब को नाकाम कर दिया
Tayca:
และพวกเขาปราถนาที่จะวางแผนร้ายแก่เขา แต่เราได้ทำให้พวกเขาประสบกับความสูญเสียมากยิ่งกว่า
İbranice:
והם תכננו להזיק לו, אך, הכשלנו אותם
Hırvatça:
I htjedoše mu spletku skovati, ali ih Mi učinismo gubitnicima najvećim!
Rumence:
Ei au vrut să-i facă un vicleşug, însă Noi i-am rânduit printre cei prea-pierduţi.
Transliteration:
Waaradoo bihi kaydan fajaAAalnahumu alakhsareena
Türkçe:
Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık.
Sahih International:
And they intended for him harm, but We made them the greatest losers.
İngilizce:
Then they sought a stratagem against him: but We made them the ones that lost most!
Azerbaycanca:
Onlar (İbrahimə) hiylə qurmaq istədilər, lakin Biz onları (cürbəcür müsibətlərə düçar etməklə, xüsusilə üstlərinə ətlərini yeyib qanlarını içən həşərat göndərməklə) daha çox ziyana uğratdıq.
Süleyman Ateş:
Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de, asıl kendilerini hüsrana uğrattık.
Diyanet Vakfı:
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Erhan Aktaş:
Ona tuzak kurmak istediler. Fakat onları hüsrana uğrattık.
Kral Fahd:
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Hasan Basri Çantay:
Ona (böyle) bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz kendilerini daha ziyâde hüsrana düşenler (den) kıldık.
Muhammed Esed:
Bu arada onlar İbrahim´e tuzak kurmaya çalıştılar; ama Biz onların bütün yapıp ettiklerini boşa çıkardık:
Gültekin Onan:
Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Ali Fikri Yavuz:
İbrâhîm’e bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz, kendilerini daha ziyade hüsrana düşürdük. (üzerlerine sinek musallat ederek onları helâk ettik).
Portekizce:
Intentaram conspirar contra ele, porém, fizemo-los perdedores.
İsveççe:
[Sedan] försökte de snärja Abraham med list, men [Vi korsade deras planer] och lät dem stå som förlorare:
Farsça:
و بر ضد او نیرنگی سنگین به کار گرفتند [که نابودش کنند] پس آنان را زیانکارترین [مردم] قرار دادیم.
Kürtçe:
ئەوان ویستیان پیلان بگێڕن لە ئیبراھیم (بە سووتان لەناوی بەرن) بەڵام ئێمە ئەوانمان کردە زەرەرۆمەندترین (دۆڕاوترین) کەس
Özbekçe:
Улар у(Иброҳим)га ёмонлик ирода қилган эдилар. Биз уларни энг зиёнкорлар қилиб қўйдик.
Malayca:
Dan mereka (dengan perbuatan membakarnya itu) hendak melakukan angkara yang menyakitinya, lalu Kami jadikan mereka orang-orang yang amat rugi, (kalah dengan hinanya).
Arnavutça:
Dhe, ata dashtën t’i bëjnë një dredhi atij, por Ne, përpjekjen e tyre, e bëmë krejtësisht të kotë.
Bulgarca:
И желаеха неговата гибел, а Ние сторихме да са най-губещите.
Sırpça:
И хтели су да му поставе сплетку, али их Ми учинисмо највећим губитницима!
Çekçe:
A hodlali mu úklad nastrojit, však My jsme způsobili, že sami ztrátu největší utrpěli.
Urduca:
وہ چاہتے تھے کہ ابراہیمؑ کے ساتھ بُرائی کریں مگر ہم نے ان کو بُری طرح ناکام کر دیا
Tacikçe:
Мехостанд барои Иброҳим макре бияндешанд, вале мо зиёнкорашон гардонидем.
Tatarca:
Алар Ибраһимгә мәкер вә зарар теләделәр. Һәм Без аларны хәсрәтләндерүчеләрдән кылдык. "Күпме генә көч куйсалар да максатларына ирешә алмадылар, бөтен көчләре җилгә очты".
Endonezyaca:
mereka hendak berbuat makar terhadap Ibrahim, maka Kami menjadikan mereka itu orang-orang yang paling merugi.
Amharca:
በእርሱም ተንኮልን አሰቡ፡፡ በጣም ከሳሪዎችም አደረግናቸው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் அவருக்கு ஒரு சூழ்ச்சியை நாடினர். ஆக, நாம் அவர்களை பெரும் நஷ்டவாளிகளாக ஆக்கிவிட்டோம்.
Korece:
이렇듯 그들이 그에게 음모 를 꾸몄으나 하나님은 그들을 패 배자로 만들었노라
Vietnamca:
Họ muốn mưu hại Ibrahim nhưng TA đã làm cho họ thất bại.
Ayet Linkleri: