Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

46

Ayet No: 

2529

Sayfa No: 

326

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَئِن مَّسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِّنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ

Çeviriyazı: 

veleim messethüm nefḥatüm min `aẕâbi rabbike leyeḳûlünne yâ veylenâ innâ künnâ żâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yemin olsun ki, Rabbinin azabından az bir şey onlara dokunursa, muhakkak "Vay bizlere, biz gerçekten zalimlerdik" diyeceklerdir.

Diyanet İşleri: 

Rabbinin azabından onlara bir esinti dokunsa: "Vah bize! Doğrusu biz haksızdık" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat onlara Rabbinin azabından bir koku bile esse derhal eyvahlar olsun bize derler gerçekten de biz zalimdik.

Şaban Piriş: 

Onlara Rabbinin azabından bir esinti dokunsa: Eyvah, biz gerçekten zalimlerden idik, derler.

Edip Yüksel: 

Kendilerine, Rabbinin azabından bir esinti dokunsa, "Vay bize, biz gerçekten zalimlermişiz," derler.

Ali Bulaç: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından 'bir ufak esinti' dokunacak olsa hiç tartışmasız; "Eyvahlar bize, gerçekten bizler zulme sapanlarmışız" diyecekler.

Suat Yıldırım: 

Eğer onlara Rabbinin azabından bir esinti bile dokunsa: “Eyvah, yazıklar olsun bize, biz gerçekten kendimizi bu azaba müstahak etmekle kendimize zulmetmişiz!” derler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, Rabbinin azabından hafif bir şey onlara dokunacak olsa elbette diyeceklerdir ki: «Eyvah bizlere! Şüphe yok ki, biz zalimler olmuştuk.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rabbinin azabından onlara bir esinti dokunsa, yemin olsun şöyle diyecekler: "Vay bizlere, biz zalimlermişiz!"

Bekir Sadak: 

Ibrahim, babasina ve milletine: «Bu tapinip durdugunuz heykeller nedir?» demisti.

İbni Kesir: 

Andolsun ki Rabbının azabından onlara bir esinti dokunsa

Adem Uğur: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından ufak bir esinti dokunsa, hiç şüphesiz, &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve eğer, onlara Rabbinin azabından bir esinti dokunursa, mutlaka: “Bize yazıklar olsun, gerçekten biz, zalimler olduk.” derler.

Celal Yıldırım: 

Yemin ederim ki, Rabbın azabından onlara bir esinti dokunsa, elbette, «yazıklar olsun bize ! Doğrusu biz zâlimler idik» diyecekler.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından ´bir ufak esinti´ dokunacak olsa hiç tartışmasız

Fransızca: 

Si un souffle du châtiment de ton Seigneur les effleurait, ils diraient alors : "Malheur à nous ! Nous étions vraiment injustes".

İspanyolca: 

Si les alcanza un soplo del castigo de tu Señor, dicen de seguro: «¡Ay de nosotros, que hemos obrado impíamente!»

İtalyanca: 

Se solo li sfiorasse un alito del castigo del tuo Signore, certamente direbbero: «Guai a noi, invero, siamo stati ingiusti!».

Almanca: 

Und würde sie ein Hauch von der Peinigung deines HERRN treffen, würden sie bestimmt sagen: "Unser Untergang! Gewiß, wir waren Unrecht-Begehende!"

Çince: 

如果你的主的刑罚,有一丝毫接触他们,他们必定说:悲哉我们!我们原来确是不义者。

Hollandaca: 

Indien de lichtste adem van de straf van uwen Heer hen bereikt, zullen zij zekerlijk zeggen: Helaas! waarlijk, wij waren onrechtvaardig.

Rusça: 

А если их коснется дуновение кары твоего Господа, то они непременно скажут: "О горе нам! Воистину, мы были несправедливы!"

Somalice: 

Hadduu Taabto wax Yar oo Cadaabka Eebahaa ah waxay Odhan Halaagganagee Anagaa Daalimiin ah,.

Swahilice: 

Na wanapo guswa na mpulizo mmoja tu wa adhabu itokayo kwa Mola wako Mlezi, bila ya shaka wao husema: Ole wetu! Hakika tulikuwa wenye kudhulumu.

Uygurca: 

ئەگەر ئۇلار پەرۋەردىگارىڭدىن ئازغىنا ئازاب يەتسىلا، ئۇلار چوقۇم: «ۋاي ئىسىت! (اﷲ نىڭ پەيغەمبەرلىرىنى ئىنكار قىلىپ) ھەقىقەتەن (ئۆزىمىزگە) زۇلۇم قىلىپتۇق» دەيدۇ

Japonca: 

そしてあなたの主の懲罰の息吹が,もしかれらに(少しでも)触れれば,「ああ,情けない。わたしたちは本当に不義を行いました。」と言う。

Arapça (Ürdün): 

«ولئن مستهم نفحة» وقعة خفيفة «من عذاب ربك ليقولن يا» للتنبيه «ويلنا» هلاكنا «إنا كنا ظالمين» بالإشراك وتكذيب محمد.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल) अगर कहीं उनको तुम्हारे परवरदिगार के अज़ाब की ज़रा सी हवा भी लग गई तो वे सख्त! बोल उठे हाय अफसोस वाक़ई हम ही ज़ालिम थे

Tayca: 

และหากการลงโทษเพียงเล็กน้อยจากพระเจ้าของเจ้าประสบกับพวกเขา แน่นอนพวกเขาก็จะกล่าวว่า “โอ้ความหายนะแก่เรา แท้จริงเราเป็นผู้อธรรม”

İbranice: 

אך, כאשר יאחז בהם, ולו חלק קטן ביותר מן העונש של ריבונך, היו אומרים: 'אבוי לנו! כי היינו מקפחים

Hırvatça: 

A da ih samo dašak kazne Gospodara tvoga dotakne, sigurno bi povikali: "Teško nama, doista smo zulumćari bili!"

Rumence: 

Dacă o adiere a osândei Domnului tău îi atinge, ei spun: “Vai nouă, căci am fost nedrepţi!”

Transliteration: 

Walain massathum nafhatun min AAathabi rabbika layaqoolunna ya waylana inna kunna thalimeena

Türkçe: 

Rabbinin azabından onlara bir esinti dokunsa, yemin olsun şöyle diyecekler: "Vay bizlere, biz zalimlermişiz!"

Sahih International: 

And if [as much as] a whiff of the punishment of your Lord should touch them, they would surely say, "O woe to us! Indeed, we have been wrongdoers."

İngilizce: 

If but a breath of the Wrath of thy Lord do touch them, they will then say, "Woe to us! we did wrong indeed!"

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, əgər Rəbbinin əzabından az bir şey onlara toxunsa, onlar mütləq: “Vay halımıza! Biz, doğrudan da, zalım olmuşuq (Allaha şərik qoşmaqla, küfr etməklə özümüz özümüzə zülm etmişik)” – deyəcəklər.

Süleyman Ateş: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından bir esinti dokunsa, "Eyvah bize, biz gerçekten zalimlermişiz," derler.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından ufak bir esinti dokunsa, hiç şüphesiz, "Vah bize! Hakikaten biz zalim kimselermişiz!" derler.

Erhan Aktaş: 

Eğer onlara, Rabb’inin azâbından bir nebze dokunsa, “Eyvah bize! Biz kendimize haksızlık edenleriz.” diyecekler.

Kral Fahd: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından ufak bir esinti dokunsa, hiç şüphesiz, «Vah bize! Hakikaten biz zalim kimselermişiz!» derler.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki Rabbinin azabından onlara ednâ bir şey dokunsa muhakkak: «Yazıklar olsun bize. Biz gerçekden zaalimlermişiz» diyeceklerdir.

Muhammed Esed: 

Yine de, kendilerini Rabbinin azabından bir esinti yoklasa, hiç şüphe yok, hemen, "Vah bize!" derler, "Doğrusu, zalim kimselerdik biz!"

Gültekin Onan: 

Andolsun, onlara rabbinin azabından &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yemin olsun ki, Rabbinin azabından az bir şey onlara dokunursa, muhakkak şöyle diyecekler: “- Vay bizlere! Biz gerçekten zalimlerdik.”

Portekizce: 

Mas, quando um resquício do castigo e o teu Senhor os toca, dizem: Ai de nós! Em verdade, fomos iníquos!

İsveççe: 

Och så snart de får känning av en vindstöt av din Herres straff, jämrar de sig: "Vi har dragit olycka över oss med all den orätt som vi begick!"

Farsça: 

و اگر اندکی از عذاب پروردگارت به آنان برسد، خواهند گفت: ای وای بر ما که قطعاً ستمکار بودیم!

Kürtçe: 

سوێند بەخوا ئەگەر دوو چاریان ببێت کەمێک لە سزای پەروەردگارت بێگومان ئەوان دەڵێن ھاوارو تیاچوون بۆ ئێمە بەڕاستی ئێمە (ھەموومان) ستەمکار بووین

Özbekçe: 

Қасамки, агар уларга Роббинг азобидан салгина етса, албатта: «Ҳолимизга вой! Ҳақиқатда биз золимлар бўлган эканмиз», дерлар.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya, jika mereka disentuh oleh sedikit sahaja dari azab Tuhanmu, sudah tentu mereka akan berkata: "Aduhai celakanya kami! Sebenarnya kami adalah orang-orang yang zalim (terhadap diri sendiri)!"

Arnavutça: 

E, sikur t’i prekë një puhi prej dënimit të Zotit tënd, ata me siguri do të thonin: “Kuku për ne, na kemi qenë zullumqarë”.

Bulgarca: 

И щом ги докосне и полъх от мъчението на твоя Господ, непременно казват: “О, горко ни! Наистина бяхме угнетители.”

Sırpça: 

А када би их дотакнуо само мали део казне твога Господара, сигурно би повикали: „Тешко нама, заиста смо били неправедни!“

Çekçe: 

A jestliže se jich dotkne jen jediné dechnutí trestu Pána tvého, vykřiknou: 'Běda nám, my vskutku nespravedliví jsme byli!'

Urduca: 

اور اگر تیرے رب کا عذاب ذرا سا انہیں چھو جائے تو ابھی چیخ اٹھیں کہ ہائے ہماری کم بختی، بے شک ہم خطا وار تھے

Tacikçe: 

Ва агар андаке аз азоби Парвардигорат ба онҳо бирасад, хоҳанд гуфт: «Вой бар мо, ки ситамкор будаем!»

Tatarca: 

Әгәр аларны Раббыңның ґәзабыннан аз гынасы тотса, әлбәттә әйтерләр иде: "Вәй безгә һәлакәтлек килде, чөнки без шиксез залим булдык", – дип.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya, jika mereka ditimpa sedikit saja dari azab Tuhan-mu, pastilah mereka berkata: "Aduhai, celakalah kami, bahwasanya kami adalah orang yang menganiaya diri sendiri".

Amharca: 

ከጌታህ ቅጣትም ወላፈን ብትነካቸው «ዋ ጥፋታችን! እኛ በዳዮች ነበርን» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

உமது இறைவனின் தண்டனையிலிருந்து ஒரு பகுதி அவர்களை அடைந்தால், “எங்கள் நாசமே! நிச்சயமாக நாங்கள் அநியாயக்காரர்களாக இருந்தோம்” என்று திட்டமாக கூறுவார்கள்.

Korece: 

그러나 주님의 조그마한 벌 만 그들을 스쳐가도 우리에게 재 앙이 있다니 분명 우리가 죄인들 이라 하더라

Vietnamca: 

Nhưng nếu có một làn hơi trừng phạt của Thượng Đế của Ngươi chạm đến họ thì chắc chắn họ sẽ kêu than: “Ôi, thật khổ thân chúng tôi! Chúng tôi thực sự đã là những kẻ sai quấy.”