Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

111

Ayet No: 

2594

Sayfa No: 

331

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنْ أَدْرِي لَعَلَّهُ فِتْنَةٌ لَّكُمْ وَمَتَاعٌ إِلَىٰ حِينٍ

Çeviriyazı: 

vein edrî le`allehû fitnetül leküm vemetâ`un ilâ ḥîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bilmem belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir.

Diyanet İşleri: 

Bilmem; belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bildirdiğim, sizi bir sınama ve bir zamana dek geçindirme de olabilir, onu da bilmem ben.

Şaban Piriş: 

Bilemem, belki bu sizi denemek ve bir süreye kadar faydalandırmak içindir.

Edip Yüksel: 

Hiç bilmiyorum; belki sizin için bir test ve belli bir süreye kadar bir hoşlanma vesilesi olur.

Ali Bulaç: 

Bilemem; belki bu (sürenin açıklanmaması), sizin için bir (fitne) denemedir, (belki de) belli bir vakte kadar yararlanma (meta)dır.

Suat Yıldırım: 

“Ne bileyim, belki de bu mühlet sizin için bir imtihandır ve hayattan biraz daha yararlandırma için yapılan bir ertelemedir.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve ben bilmem, belki o (mühlet verilmesi) sizin için bir imtihandır ve bir müddete kadar bir istifadedir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bilmiyorum, belki de o, sizin için bir fitnedir. Belirli bir süreye kadar bir nimetlendirmedir.

Bekir Sadak: 

Ey insanlar! Oldukten sonra tekrar dirilmekten suphede iseniz bilin ki, ne oldugunuzu size aciklamak icin, Biz sizi topraktan sonra nutfeden, sonra pihtilasmis kandan, sonra da yapisi belli belirsiz bir cignem etten yaratmisizdir. Diledigimizi belli bir sureye kadar rahimlerde tutariz

İbni Kesir: 

Bilmem. Belki bu, sizin için bir deneme ve bir süreye kadar yararlanmadır.

Adem Uğur: 

Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.

İskender Ali Mihr: 

Eğer bilsem (bilmiyorum), belki de o (erteleme), sizin için bir imtihandır. Ve belli bir zamana kadar bir meta (faydalanma)dır.

Celal Yıldırım: 

Bu (tehdîd edilen şeyin) geciktirilmesi sizin için bir sınav ve belki bir süreye kadar geçindirmek için midir bilmiyorum.

Tefhim ul Kuran: 

«Bilemem

Fransızca: 

Et je ne sais pas; ceci est peut-être une tentation pour vous et une jouissance pour un certain temps" !

İspanyolca: 

No sé. Quizás eso constituya para vosotros tentación y disfrute por algún tiempo».

İtalyanca: 

Non so se ciò sia una tentazione per voi, un effimero godimento!».

Almanca: 

Und ich weiß nicht, vielleicht ist es eine Fitna für euch, ein Vergnügen bis zu einer Frist."

Çince: 

我不知道,这或许是对你们的考验和暂时的享受。

Hollandaca: 

Ik weet het niet, maar misschien is het uitstel dat u verleend werd eene proef voor u, opdat gij een voorspoed van deze wereld voor eenigen tijd zoudt mogen genieten.

Rusça: 

Я не знаю, может быть, это - искушение для вас или же возможность пользоваться благами до определенного времени".

Somalice: 

Mana Ogi waxay u Dhawdahay inay Fidmo idiintahay iyo Raaxo Tan iyo Muddo.

Swahilice: 

Wala sijui pengine huu ni mtihani tu kwenu na starehe mpaka muda kidogo.

Uygurca: 

بىلەمسەنكى، ئۇ (يەنى سىلەرگە بېرىلىدىغان جازانىڭ كېچىكىشى) سىلەر ئۈچۈن سىناق ۋە ۋاقىتلىق پايدىلىنىش بولۇشى مۇمكىن»

Japonca: 

だがわたしは,その(猶予)があなたがたへの試みであるのか,または一時期のための享楽であるのかを知らない。」

Arapça (Ürdün): 

«وإن» ما «أدري لعله» أي ما أعلمتكم به ولم يعلم وقته «فتنة» اختبار «لكم» ليرى كيف صنعكم «ومتاع» تمتع «إلى حين» أي انقضاء آجالكم وهذا مقابل للأول المترجى بلعل وليس الثاني محلا للترجي.

Hintçe: 

और मैं ये भी नहीं जानता कि शायद ये (ताख़ीरे अज़ाब तुम्हारे) वास्ते इम्तिहान हो और एक मुअय्युन मुद्दत तक (तुम्हारे लिए) चैन हो

Tayca: 

“และฉันก็ไม่รู้ หวังว่าการประวิงเวลา อาจจะเป็นการทดสอบแก่พวกท่าน และอาจจะเป็นการร่าเริงชั่วขณะหนึ่ง ”

İbranice: 

ואיני יודע אם הצפוי לכם הוא מבחן או הנאה עד עת

Hırvatça: 

a ja ne znam da nije to vama iskušenje, i pružanje uživanja još za izvjesno vrijeme.

Rumence: 

Eu nu ştiu! Aceasta v-ar putea fi vouă ispită şi bucurie vremelnică!”

Transliteration: 

Wain adree laAAallahu fitnatun lakum wamataAAun ila heenin

Türkçe: 

Bilmiyorum, belki de o, sizin için bir fitnedir. Belirli bir süreye kadar bir nimetlendirmedir.

Sahih International: 

And I know not; perhaps it is a trial for you and enjoyment for a time."

İngilizce: 

I know not but that it may be a trial for you, and a grant of (worldly) livelihood (to you) for a time.

Azerbaycanca: 

Mən bilmirəm, bəlkə də, (cəzanızın) tə’xirə salınması sizi imtahana çəkmək və bir müddət (əcəliniz çatana qədər) sizə gün-güzəran vermək üçündür”.

Süleyman Ateş: 

Bilmem belki de o (azabın ertelenmesi) sizi denemek ve bir süreye kadar yaşatmak içindir

Diyanet Vakfı: 

Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkanlardan) faydalandırmak içindir.

Erhan Aktaş: 

“Bilemem, belki o(1) bir sınav ve sizin için belli bir zamana kadar yararlanmadır.”

Kral Fahd: 

Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.

Hasan Basri Çantay: 

«Ben bilmem. Belki bu (mühlet) sizin için bir imtihandır, bir zamana kadar bir fâidelenmedir, (bir geçinmedir)».

Muhammed Esed: 

Ve (bana gelince, Hesap Günü´ndeki) bu (gecikmenin) sizin için bir sınama mı, yoksa bir süreye kadar (merhameten yapılmış) bir erteleme mi olduğunu ben bilemem."

Gültekin Onan: 

21:110

Ali Fikri Yavuz: 

Bilmem, belki bu ceza vaadinin uzaması, sizin için bir belâdır ve bir zamana kadar faydalanmadır.”

Portekizce: 

Ignoro se isto constitui uma prova para vós e um gozo transitório.

İsveççe: 

Kanske - om detta vet jag ingenting - betyder [uppskovet med Guds dom] att ni sätts på prov och får njuta av livets goda ännu en tid?"

Farsça: 

و من نمی دانم شاید این [تأخیر عذاب] آزمایشی برای شما و بهره مندی اندکی [از نعمت ها] تا مدتی معین است.

Kürtçe: 

وە من نازانم (مۆڵەت دانتان) لەوانەیە تاقیکردنەوە بێت بۆ ئێوە (بیەوێت) تاماوەیەک (وازتان لێ بھێنێت) کەڕابوێرن

Özbekçe: 

Билмайман, эҳтимол, бу сизлар учун синовдир ёки вақтинчалик ҳаловатдир», деб айт. (Азобнинг келмай туриши эҳтимол синовдир, эҳтимол бу дунёнинг ҳузур-ҳаловатидан фойдаланиб олишингиз учун муҳлатдир.)

Malayca: 

"Dan aku tidak mengetahui (mengapa dilambatkan balasan buruk yang dijanjikan kepada kamu itu) jangan-jangan lambatnya menjadi satu sebab yang menambahkan azab kamu, dan di samping itu memberi kamu kesenangan hidup hingga ke suatu masa yang tertentu".

Arnavutça: 

E, unë nuk di: a mos është ajo (shtyerja e dënimit) sprovë për ju, apo kënaqësi e përkohshme.

Bulgarca: 

И не знам дали това не е изпитание за вас и наслаждение до време.”

Sırpça: 

а ја не знам, можда вам је то искушење, и препуштање световном уживању до одређеног времена.

Çekçe: 

Nevím, zda to snad není pouze pokušení pro vás a dopřání vám užívat na určitou chvíli.

Urduca: 

میں تو یہ سمجھتا ہوں کہ شاید یہ (دیر) تمہارے لیے ایک فتنہ ہے اور تمہیں ایک وقت خاص تک کے لیے مزے کرنے کا موقع دیا جا رہا ہے"

Tacikçe: 

Ва намедонам шояд ин (дер кардани азоб) озмоише барои шумо ва баҳрамандӣ то ба ҳангоми марг бошад».

Tatarca: 

Мин белмим, бәлки кыямәтнең вакыты яшерен булуы сезгә имтихандыр, вә әҗәлегез җиткәнче файдаланудыр.

Endonezyaca: 

Dan aku tiada mengetahui, boleh jadi hal itu cobaan bagi kamu dan kesenangan sampai kepada suatu waktu.

Amharca: 

እርሱም (ቅጣትን ማቆየት) ምናልባት ለእናንተ ፈተናና እስከ ጊዜው መጠቃቀሚያ እንደሆነም አላውቅም፤ (በላቸው)፡፡

Tamilce: 

அ(ல்லாஹ்வின் தண்டனை அல்லது மறுமை தாமதமாகுவ)து உங்களுக்கு சோதனையாகவும் ஒரு (குறிப்பிட்ட) நேரம் வரை (உங்களுக்கு) இன்பமாகவும் இருக்கலாம், நான் (அதை) அறியமாட்டேன்.

Korece: 

이것은 너희에 대한 시험 으로 순간의 향락에 불과하니라

Vietnamca: 

“Ta thực sự không biết liệu đó là một sự thử thách hay là một sự hưởng thụ ngắn ngủi dành cho các người.”