Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُم مِّنَّا الْحُسْنَىٰ أُولَٰئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne sebeḳat lehüm minne-lḥusnâ ülâike `anhâ müb`adûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar, işte oradan (cehennemden) uzak tutulanlardır.
Diyanet İşleri:
Yaptıklarına karşılık katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak tutulanlardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Fakat kendilerine, tarafımızdan güzel bir vaitte bulunulan, haklarında iyilik takdir edilen kimseler, oradan uzaklaşmışlardır.
Şaban Piriş:
Bizden kendilerine önceden güzel bir söz verilmiş olanlar (var ya), işte onlar, ondan (ateşten) uzaklaştırılmış olanlardır.
Edip Yüksel:
Ancak kendilerine mutlu bir son belirlediklerimiz hariç, onlar ondan uzaklaştırılacaklardır.
Ali Bulaç:
Ama Bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.
Suat Yıldırım:
Ama kendileri hakkında Bizden ebedî mutluluk takdir edilmiş olanlar, cehennemden uzak tutulacaklardır. [11,106]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak ki, kendileri için Bizden bir güzellik sebk etmiş olanlar, oradan uzak bulundurulmuşlardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Bekir Sadak:
Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gonderdik.
İbni Kesir:
Şüphesiz ki daha önce, kendilerine Bizden güzellik vaadi geçmiş olanlar
Adem Uğur:
Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki bizden kendilerine en güzel (en doyurucu mutluluk) sözü verilmiş olanlar (var ya), işte onlar Cehennem´den uzak tutulmuşlardır.
Tefhim ul Kuran:
Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar
Fransızca:
En seront écartés, ceux a qui étaient précédemment promises de belles récompenses de Notre part.
İspanyolca:
Aquéllos que ya hayan recibido de Nosotros lo mejor, serán mantenidos lejos de de ella.
İtalyanca:
Ne saranno esclusi coloro per i quali il Nostro bene ha avuto il sopravvento;
Almanca:
Gewiß, diejenigen, denen von Uns die schöne (Botschaft) im voraus ging, diese sind davon (vom Feuer) weit entfernt.
Çince:
曾蒙我最优的待遇者,将远离火狱,
Hollandaca:
Wat hen betreft, voor wie de meest uitmuntende belooning van het paradijs door ons werd bestemd, zij zullen ver van daar verwijderd worden.
Rusça:
А те, кому Мы изначально определили наилучшее, будут отдалены от нее.
Somalice:
kuway u Hor martay Xagganaga Wanaag kuwaasu Xaggeeda waa laga Fogayn.
Swahilice:
Ama wale ambao wema wetu umewatangulia, hao watatenganishwa na hayo.
Uygurca:
بىز بىر تەرەپتىن بېرىلگەن بەخت - سائادەتكە تېگىشلىك بولغانلار (يەنى تائەت - ئىبادەتكە تەۋپىق بېرىلىپ توغرا يولدا ئىبادەت قىلغان سائادەتمەن بەندىلەر) دوزاختىن يىراق قىلىنىدۇ
Japonca:
われから善行(の記録)を以前に与えられている者は,地獄から遠く離され,
Arapça (Ürdün):
«إن الذين سبقت لهم منا» المنزلة «الحسنى» ومنهم من ذكر «أولئك عنها مبعدون».
Hintçe:
ज़बान अलबत्ता जिन लोगों के वास्ते हमारी तरफ से पहले ही भलाई (तक़दीर में लिखी जा चुकी) वह लोग दोज़ख़ से दूर ही दूर रखे जाएँगे
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ที่ความดีจากเราได้ประสบแก่พวกเขามาก่อนนั้น ชนเหล่านั้นเป็นผู้ที่อยู่ห่างไกลจากมัน
İbranice:
לא כך אלה אשר הבטחנו להם את כל הטוב. הם יהיו רחוקים מאוד מהגיהינום
Hırvatça:
A oni kojima smo još prije lijepu nagradu obećali, oni će od njega daleko biti.
Rumence:
Celor cărora li s-a dat binele de la Noi dinainte, vor fi îndepărtaţi de aici.
Transliteration:
Inna allatheena sabaqat lahum minna alhusna olaika AAanha mubAAadoona
Türkçe:
Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Sahih International:
Indeed, those for whom the best [reward] has preceded from Us - they are from it far removed.
İngilizce:
Those for whom the good (record) from Us has gone before, will be removed far therefrom.
Azerbaycanca:
(Yaxşı əməllərin mükafatı olaraq) öncədən özlərinə ən gözəl ne’mət (Cənnət, əbədi səadət) yazılmış kəslər – məhz onlar ondan (Cəhənnəmdən) uzaqlaşdırılmış olacaqlar.
Süleyman Ateş:
Ama bizden kendilerine (ezelde) güzellik geçmiş (mutluluk takdir edilmiş) olanlar, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Diyanet Vakfı:
Tarafımızdan kendilerine güzel akıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
Erhan Aktaş:
Bizden kendilerine iyilik ulaşanlar, işte onlar, ondan(1) uzaklaştırılanlardır.
Kral Fahd:
Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
Hasan Basri Çantay:
Şübhe yok ki kendileri için bizden en güzel (bir seâdet) sebk etmiş (takdîr edilmiş) olanlar, işte bunlar oradan (cehennemden) uzaklaşdırılmışlardır.
Muhammed Esed:
(Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar.
Gültekin Onan:
Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar
Ali Fikri Yavuz:
Şüphesiz ki, kendilerine bizden saadet icap etmiş olanlar, işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Portekizce:
Em verdade, aqueles a quem predestinamos o Nossos bem, serão afastados disso.
İsveççe:
Men de som Vi har beslutat [belöna med] det högsta goda skall föras långt bort från [åsynen av] detta [helvete];
Farsça:
بی تردید کسانی که پیش تر از سوی ما وعده نیک به آنان داده اند، از دوزخ دورشان نگه می دارند.
Kürtçe:
بێگومان ئەوانەی لەلایەن ئێمەوە پێشتر بڕیار دراوە بۆیان کە بەختەوەربن (وچاکە بھێنرێتە ڕێیان) ئەوانە لەدۆزەخ دوور دەخرێنەوە
Özbekçe:
Албатта, Биздан уларга яхшилик раво кўрилганлар, ана ўшалар, ундан узоқлаштирилгандирлар. (Яъни, Аллоҳнинг мўмин бандалари, Аллоҳ уларга яхшиликни раво кўрган бандалар жаҳаннамдан узоқда бўладилар. Унинг яқинига ҳам келмайдилар.)
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang telah tetap dari dahulu lagi memperoleh kebaikan dari Kami, mereka dijauhkan dari neraka itu.
Arnavutça:
E, ata, të cilëve u kemi premtuar shpërblimin e bukur qysh më parë, ata do të jenë larg nga ajo (skëterra).
Bulgarca:
А тези, които са получили най-доброто обещание от Нас, те оттам ще бъдат отдалечени.
Sırpça:
А они којима смо још пре обећали лепу награду, они ће да буду далеко од Пакла.
Çekçe:
Ti však, jimž jsme předem slíbili odměnu překrásnou, ti od pekla budou vzdáleni
Urduca:
رہے وہ لوگ جن کے لیے ہماری طرف سے بھَلائی کا پہلے ہی فیصلہ ہو چکا ہوگا، تو وہ یقیناً اُس سے دُور رکھے جائیں گے
Tacikçe:
Касоне, ки пеш аз ин муқаррар кардаем, ки ба онҳо некӯӣ кунем, аз дӯзах барканоранд.
Tatarca:
Аллаһуга итагать иткән мөэминнәргә җәннәт шатландыруыбыз алдан булган иде, ул мөэминнәр җәһәннәмнән ераклаштырылдылар.
Endonezyaca:
Bahwasanya orang-orang yang telah ada untuk mereka ketetapan yang baik dari Kami, mereka itu dijauhkan dari neraka,
Amharca:
እነዚያ ከእኛ መልካሟ ቃል ለእነርሱ ያለፈችላቸው እነዚያ ከርሷ የተራቁ ናቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக எவர்களுக்கு நம்மிடமிருந்து மிக அழகிய வாக்கு முந்திவிட்டதோ அவர்கள் அ(ந்த நரகத்)திலிருந்து தூரமாக்கப்பட்டு இருப்பார்கள்.
Korece:
하나님에게서 훌륭한 보상 의 약속을 받은 자들은 그곳으로부터 먼 곳에 있게 될 것이라
Vietnamca:
(Những kẻ thờ đa thần bảo: quả thật Ysa và các Thiên Thần đều sẽ vào Hỏa Ngục, nên Allah phán): Quả thật, những ai mà TA đã khẳng định họ tốt thì sẽ được đưa ra xa khỏi đó.
Ayet Linkleri: