Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

101

Ayet No: 

2584

Sayfa No: 

330

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُم مِّنَّا الْحُسْنَىٰ أُولَٰئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ

Çeviriyazı: 

inne-lleẕîne sebeḳat lehüm minne-lḥusnâ ülâike `anhâ müb`adûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar, işte oradan (cehennemden) uzak tutulanlardır.

Diyanet İşleri: 

Yaptıklarına karşılık katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak tutulanlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat kendilerine, tarafımızdan güzel bir vaitte bulunulan, haklarında iyilik takdir edilen kimseler, oradan uzaklaşmışlardır.

Şaban Piriş: 

Bizden kendilerine önceden güzel bir söz verilmiş olanlar (var ya), işte onlar, ondan (ateşten) uzaklaştırılmış olanlardır.

Edip Yüksel: 

Ancak kendilerine mutlu bir son belirlediklerimiz hariç, onlar ondan uzaklaştırılacaklardır.

Ali Bulaç: 

Ama Bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.

Suat Yıldırım: 

Ama kendileri hakkında Bizden ebedî mutluluk takdir edilmiş olanlar, cehennemden uzak tutulacaklardır. [11,106]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak ki, kendileri için Bizden bir güzellik sebk etmiş olanlar, oradan uzak bulundurulmuşlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

Bekir Sadak: 

Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gonderdik.

İbni Kesir: 

Şüphesiz ki daha önce, kendilerine Bizden güzellik vaadi geçmiş olanlar

Adem Uğur: 

Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki bizden kendilerine en güzel (en doyurucu mutluluk) sözü verilmiş olanlar (var ya), işte onlar Cehennem´den uzak tutulmuşlardır.

Tefhim ul Kuran: 

Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar

Fransızca: 

En seront écartés, ceux a qui étaient précédemment promises de belles récompenses de Notre part.

İspanyolca: 

Aquéllos que ya hayan recibido de Nosotros lo mejor, serán mantenidos lejos de de ella.

İtalyanca: 

Ne saranno esclusi coloro per i quali il Nostro bene ha avuto il sopravvento;

Almanca: 

Gewiß, diejenigen, denen von Uns die schöne (Botschaft) im voraus ging, diese sind davon (vom Feuer) weit entfernt.

Çince: 

曾蒙我最优的待遇者,将远离火狱,

Hollandaca: 

Wat hen betreft, voor wie de meest uitmuntende belooning van het paradijs door ons werd bestemd, zij zullen ver van daar verwijderd worden.

Rusça: 

А те, кому Мы изначально определили наилучшее, будут отдалены от нее.

Somalice: 

kuway u Hor martay Xagganaga Wanaag kuwaasu Xaggeeda waa laga Fogayn.

Swahilice: 

Ama wale ambao wema wetu umewatangulia, hao watatenganishwa na hayo.

Uygurca: 

بىز بىر تەرەپتىن بېرىلگەن بەخت - سائادەتكە تېگىشلىك بولغانلار (يەنى تائەت - ئىبادەتكە تەۋپىق بېرىلىپ توغرا يولدا ئىبادەت قىلغان سائادەتمەن بەندىلەر) دوزاختىن يىراق قىلىنىدۇ

Japonca: 

われから善行(の記録)を以前に与えられている者は,地獄から遠く離され,

Arapça (Ürdün): 

«إن الذين سبقت لهم منا» المنزلة «الحسنى» ومنهم من ذكر «أولئك عنها مبعدون».

Hintçe: 

ज़बान अलबत्ता जिन लोगों के वास्ते हमारी तरफ से पहले ही भलाई (तक़दीर में लिखी जा चुकी) वह लोग दोज़ख़ से दूर ही दूर रखे जाएँगे

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ที่ความดีจากเราได้ประสบแก่พวกเขามาก่อนนั้น ชนเหล่านั้นเป็นผู้ที่อยู่ห่างไกลจากมัน

İbranice: 

לא כך אלה אשר הבטחנו להם את כל הטוב. הם יהיו רחוקים מאוד מהגיהינום

Hırvatça: 

A oni kojima smo još prije lijepu nagradu obećali, oni će od njega daleko biti.

Rumence: 

Celor cărora li s-a dat binele de la Noi dinainte, vor fi îndepărtaţi de aici.

Transliteration: 

Inna allatheena sabaqat lahum minna alhusna olaika AAanha mubAAadoona

Türkçe: 

Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

Sahih International: 

Indeed, those for whom the best [reward] has preceded from Us - they are from it far removed.

İngilizce: 

Those for whom the good (record) from Us has gone before, will be removed far therefrom.

Azerbaycanca: 

(Yaxşı əməllərin mükafatı olaraq) öncədən özlərinə ən gözəl ne’mət (Cənnət, əbədi səadət) yazılmış kəslər – məhz onlar ondan (Cəhənnəmdən) uzaqlaşdırılmış olacaqlar.

Süleyman Ateş: 

Ama bizden kendilerine (ezelde) güzellik geçmiş (mutluluk takdir edilmiş) olanlar, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.

Diyanet Vakfı: 

Tarafımızdan kendilerine güzel akıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.

Erhan Aktaş: 

Bizden kendilerine iyilik ulaşanlar, işte onlar, ondan(1) uzaklaştırılanlardır.

Kral Fahd: 

Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar. 

Hasan Basri Çantay: 

Şübhe yok ki kendileri için bizden en güzel (bir seâdet) sebk etmiş (takdîr edilmiş) olanlar, işte bunlar oradan (cehennemden) uzaklaşdırılmışlardır.

Muhammed Esed: 

(Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar.

Gültekin Onan: 

Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar

Ali Fikri Yavuz: 

Şüphesiz ki, kendilerine bizden saadet icap etmiş olanlar, işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

Portekizce: 

Em verdade, aqueles a quem predestinamos o Nossos bem, serão afastados disso.

İsveççe: 

Men de som Vi har beslutat [belöna med] det högsta goda skall föras långt bort från [åsynen av] detta [helvete];

Farsça: 

بی تردید کسانی که پیش تر از سوی ما وعده نیک به آنان داده اند، از دوزخ دورشان نگه می دارند.

Kürtçe: 

بێگومان ئەوانەی لەلایەن ئێمەوە پێشتر بڕیار دراوە بۆیان کە بەختەوەربن (وچاکە بھێنرێتە ڕێیان) ئەوانە لەدۆزەخ دوور دەخرێنەوە

Özbekçe: 

Албатта, Биздан уларга яхшилик раво кўрилганлар, ана ўшалар, ундан узоқлаштирилгандирлар. (Яъни, Аллоҳнинг мўмин бандалари, Аллоҳ уларга яхшиликни раво кўрган бандалар жаҳаннамдан узоқда бўладилар. Унинг яқинига ҳам келмайдилар.)

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang telah tetap dari dahulu lagi memperoleh kebaikan dari Kami, mereka dijauhkan dari neraka itu.

Arnavutça: 

E, ata, të cilëve u kemi premtuar shpërblimin e bukur qysh më parë, ata do të jenë larg nga ajo (skëterra).

Bulgarca: 

А тези, които са получили най-доброто обещание от Нас, те оттам ще бъдат отдалечени.

Sırpça: 

А они којима смо још пре обећали лепу награду, они ће да буду далеко од Пакла.

Çekçe: 

Ti však, jimž jsme předem slíbili odměnu překrásnou, ti od pekla budou vzdáleni

Urduca: 

رہے وہ لوگ جن کے لیے ہماری طرف سے بھَلائی کا پہلے ہی فیصلہ ہو چکا ہوگا، تو وہ یقیناً اُس سے دُور رکھے جائیں گے

Tacikçe: 

Касоне, ки пеш аз ин муқаррар кардаем, ки ба онҳо некӯӣ кунем, аз дӯзах барканоранд.

Tatarca: 

Аллаһуга итагать иткән мөэминнәргә җәннәт шатландыруыбыз алдан булган иде, ул мөэминнәр җәһәннәмнән ераклаштырылдылар.

Endonezyaca: 

Bahwasanya orang-orang yang telah ada untuk mereka ketetapan yang baik dari Kami, mereka itu dijauhkan dari neraka,

Amharca: 

እነዚያ ከእኛ መልካሟ ቃል ለእነርሱ ያለፈችላቸው እነዚያ ከርሷ የተራቁ ናቸው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக எவர்களுக்கு நம்மிடமிருந்து மிக அழகிய வாக்கு முந்திவிட்டதோ அவர்கள் அ(ந்த நரகத்)திலிருந்து தூரமாக்கப்பட்டு இருப்பார்கள்.

Korece: 

하나님에게서 훌륭한 보상 의 약속을 받은 자들은 그곳으로부터 먼 곳에 있게 될 것이라

Vietnamca: 

(Những kẻ thờ đa thần bảo: quả thật Ysa và các Thiên Thần đều sẽ vào Hỏa Ngục, nên Allah phán): Quả thật, những ai mà TA đã khẳng định họ tốt thì sẽ được đưa ra xa khỏi đó.