Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

88

Ayet No: 

2436

Sayfa No: 

318

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَّهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَٰذَا إِلَٰهُكُمْ وَإِلَٰهُ مُوسَىٰ فَنَسِيَ

Çeviriyazı: 

feaḫrace lehüm `iclen cesedel lehû ḫuvârun feḳâlû hâẕâ ilâhüküm veilâhü mûsâ fenesî.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nihayet Sâmirî onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Bunun üzerine Sâmirî ve adamları: "İşte sizin de, Musa'nın da ilâhı budur, ama o unuttu" dediler.

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine Samiri onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya koydu. O ve adamları: "Bu sizin de Musa'nın da tanrısıdır, ama o unuttu" dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O, onlara bir buzağı heykeli yapmıştı ki böğürmedeydi. O ve ona uyanlar işte bu dediler, sizin de mabudunuz, Musa'nın da mabudu, fakat Musa, unuttu bunu.

Şaban Piriş: 

Böylece o, kendilerine böğüren bir buzağı heykeli çıkardı ve: Bu, sizin ilahınızdır, Musa’nın da ilahıdır. Fakat o unuttu, dediler.

Edip Yüksel: 

Onlar için, böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. "İşte sizin ve Musa'nın tanrısı budur, fakat o (Musa) unuttu," dediler.

Ali Bulaç: 

Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin de ilahınız, Musa'nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler.

Suat Yıldırım: 

Derken o, ahali için böğürme marifeti olan bir buzağı heykeli döküp çıkardı. Samirî ve arkadaşları: “İşte bu, sizin de, Mûsâ'nın da tanrısıdır, ama Mûsâ bunu unuttu!” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Derken onlara bir buzağı böğürmesi olan bir ceset çıkardı. Dediler ki: «Bu sizin ilâhınızdır ve Mûsa´nın ilâhıdır, fakat unutmuş.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sâmirî onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: "Bu, hem sizin hem de Mûsa'nın tanrısıdır. Ama Mûsa unuttu."

Bekir Sadak: 

Harun: «Ey Annemoglu! Sacimdan sakalimdan tutma

İbni Kesir: 

Derken o, kendilerine böğüren bir buzağı heykeli çıkarmıştı. Dediler ki: İşte bu, sizin de, Musa´nın da tanrısıdır. Fakat o, unuttu.

Adem Uğur: 

Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa´nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu.

İskender Ali Mihr: 

Böylece onlar için (ortaya) böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. Ve onlara (Samiri ve taraftarları): “Bu, sizin ilâhınız ve Musa´nın da ilâhı, fakat o unuttu.” dediler.

Celal Yıldırım: 

Derken Sâmiriy onlara böğüren bir buzağı heykeli (döküp) çıkardı. Sâmiriy ve arkadaşları, «işte bu sizin de tanrınızdır, Musa´nın da tanrısıdır, ne var ki o bunu unuttu» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece onlara böğürmesi olan bir buzağı heykeli döküp çıkardı, «İşte, sizin de ilahınız, Musa´nın da ilahı budur

Fransızca: 

Puis il en a fait sortir pour eux un veau, un corps à mugissement. Et ils ont dis : "C'est votre divinité et la divinité de Moïse; il a donc oublié" !

İspanyolca: 

Éste les sacó un ternero, un cuerpo que mugía, y dijeron: «Este es vuestro dios y el dios de Moisés. Pero ha olvidado».

İtalyanca: 

e ne ha tratto un vitello dal corpo mugghiante». E

Almanca: 

Dann brachte er ihnen hervor ein Kalb, einen Körper mit Gebrüll. Dann sagten sie: "Dies ist euer Gott und Musas Gott. Er vergaß es jedoch."

Çince: 

他就为他们铸出一头牛犊--一个有犊声的躯壳, 他们就说:这是你们的主,也是穆萨的主,但他忘记了。

Hollandaca: 

En evenzoo wierp Al Sameri er in, hetgeen hij had verzameld, en hij bracht er een lichamelijk kalf uit voort, dat loeide. En Al Sameri en zijne makkers zeiden: Dit is uw God en de God van Mozes; doch hij had hem vergeten en is weggegaan om een ander te zoeken.

Rusça: 

Он изготовил для них изваяние тельца, который мычал, и сказал: "Вот ваш бог и бог Мусы (Моисея), но он забыл его".

Somalice: 

wuxuuna u soo bixiyey dibi muuqal ah oo ood leh, waxayna dhaheen kani waa Ilaahiin iyo Ilaahii Muuse wuuna halmaamay.

Swahilice: 

Na akawaundia ndama, kiwiliwili chenye sauti. Na wakasema: Huyu ndiye mungu wenu, na mungu wa Musa, lakini alisahau.

Uygurca: 

سامىرى (ئېرىتىلگەن زىبۇزىننەتلەردىن) ئۇلار ئۈچۈن بىر موزاي ھەيكەل ياسىدى، ئۇنىڭدىن موزاينىڭ ئاۋازىغا ئوخشاش ئاۋاز چىقاتتى، ئۇلار (يەنى سامىرى ۋە ئۇنىڭ تەۋەلىرى) ئېيتتى: «بۇ سىلەرنىڭ ئىلاھىڭلاردۇر ۋە مۇسانىڭ ئىلاھىدۇر، مۇسا (ئىلاھنى بۇ يەردە) ئۇنتۇپ قېلىپ (ئۇنى ئىزدەپ تۇرسىناغا كەتتى)»

Japonca: 

そこでかれ(サーミリー)は,かれら(イスラエルの民)のために,吼える仔牛の偶像を造った。そして言った。「これはあなたがたの神で,またムーサーの神です,かれは忘れたのです。」

Arapça (Ürdün): 

«فأخرج لهم عجلاً» صاغه من الحلي «جسدا» لحما ودما «له خوار» أي صوت يُسمع أي انقلب كذلك بسبب التراب الذي أثره الحياة فيما يوضع ووضعه بعد صوغه في فمه «فقالوا» أي السامري وأتباعه «هذا إلهكم وإله موسى فنسيَ» موسى ربه هنا وذهب يطلبه قال تعالى:

Hintçe: 

फिर सामरी ने उन लोगों के लिए (उसी जेवर से) एक बछड़े की मूरत बनाई जिसकी आवाज़ भी बछड़े की सी थी उस पर बाज़ लोग कहने लगे यही तुम्हारा (भी) माबूद और मूसा का (भी) माबूद है मगर वह भूल गया है

Tayca: 

แล้วซามิรีย์ก็ได้ทำลูกวัวออกมาเป็นรูปร่างมีเสียงร้อง พวกเขาจึงกล่าวว่า “นี่คือพระเจ้าของพวกท่าน และพระเจ้าของมูซา แต่เขาลืมเสีย”

İbranice: 

והוציא להם עגל בעל גוף גועה, ואחדים מהם אמרו: 'זה אלוהכם ואלוה משה, ואולם הוא שכח

Hırvatça: 

pa im izlio tele koje kao da je mukalo, i oni su onda rekli: "Ovo je vaš bog i Musaov bog, a on ga je zaboravio."

Rumence: 

El le-a scos apoi un viţel ca un chip care mugea. Ei spuseră atunci: “Acesta este dumnezeul vostru şi dumnezeul lui Moise care a uitat!”

Transliteration: 

Faakhraja lahum AAijlan jasadan lahu khuwarun faqaloo hatha ilahukum wailahu moosa fanasiya

Türkçe: 

Sâmirî onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: "Bu, hem sizin hem de Mûsa'nın tanrısıdır. Ama Mûsa unuttu."

Sahih International: 

And he extracted for them [the statue of] a calf which had a lowing sound, and they said, "This is your god and the god of Moses, but he forgot."

İngilizce: 

Then he brought out (of the fire) before the (people) the image of a calf: It seemed to low: so they said: This is your god, and the god of Moses, but (Moses) has forgotten!

Azerbaycanca: 

(Oda atılmış qızıl-gümüş əridikdən sonra Samiri çuxurun içində) onlara böyürən bir buzov heykəli (düzəldib) çıxartdı. (Samiri və onun yoldan çıxartdığı bir neçə kişi) dedilər: “(Ey İsrail oğulları!) Bu sizin tanrınızdır. Musanın da tanrısı budur, lakin unutmuşdur”. (Musa heykəli itirmiş, onu axtarıb tapmaqdan ötrü Tur dağına getmişdir).

Süleyman Ateş: 

Onlara, böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Dediler ki, "Bu sizin de tanrınız, Musa'nın da tanrısıdır, fakat o unuttu".

Diyanet Vakfı: 

Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa'nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu.

Erhan Aktaş: 

Böylece onlara böğürmesi olan bir boğa(1) cesedi(2) çıkardı. Ve onlara: “Bu sizin de ilâhınız Mûsâ’nın da. Ancak Mûsâ onu unuttu.(3)” dediler.(4)

Kral Fahd: 

Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte! dediler, bu sizin de, Musa'nın da ilahıdır. Fakat onu unuttu.

Hasan Basri Çantay: 

Hulâsa: «O, kendilerine böğüren bir buzağı heykeli (döküb) çıkarmışdı. (Gerek o, gerek avenesi): «İşte sizin de, Musânın da Tanrısı budur! Fakat (Musa) unutdu» demişlerdi.

Muhammed Esed: 

Fakat sonra, (onların Musa´ya anlattıklarına göre, Samiri) onlara (erimiş altından), böğüren bir buzağı heykeli yapıp çıkardı; ve bunun üzerine onlar da (birbirlerine:) "İşte sizin tanrınız da, Musa´nın tanrısı da budur; ne var ki, o (geçmişini) unuttu!" dediler.

Gültekin Onan: 

Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Nihayet (o erimiş mücevherattan) onlara, (Samirî = İsrail Oğullarından Samire adlı bir kabileye mensub olan münafık adam) cesedlenmiş bir dana çıkardı ki, böğürmesi var. Bunun üzerine Samirî ve ona uyanlar şöyle dediler: “- İşte sizin de, Mûsa’nın da ilâhı budur. Fakat (Mûsa bunu) unuttu, (bunu bulmak için Tûr’a gitti.)”

Portekizce: 

Este forjou-lhes o corpo de um bezerro que mugia, e disseram: Eis aqui o vosso deus, o deus que Moisés esqueceu!

İsveççe: 

Därefter [- så sade de till Moses -] tillverkade han [av det nedsmälta guldet] något som liknade en kalv och som lät höra ett bölande ljud; och de sade [till varandra]: "Detta är vår gud och även Moses gud - men det har han [nu] glömt."

Farsça: 

پس برای آنان می سمه گوساله ای که صدای گاو داشت بیرون آورد، آن گاه [او و پیروانش] گفتند: این معبود شما و معبود موسی است که [موسی آن را] فراموش کرد [به این خاطر برای طلب معبود به طور رفت.]

Kürtçe: 

ئیتر (سامیری لەو خشڵە تواوانە) پەیکەری گوێرەکەیەکی بۆ دروستکردن بۆڕەیەکی ھەبوو (وەک بۆڕەی گوێرەکە) ئەمجا ووتیان ئەمە خوای ئێوە و خوای موساشە ئەوە (موسا) لەبیری چووە (دەگەڕێت بەشوێن خوادا)

Özbekçe: 

Бас, у (Сомирий) уларга бўкирадиган бузоқ шаклини чиқариб берди. Улар: «Мана шу сизнинг илоҳингиз ва Мусонинг ҳам илоҳи, фақат у унутди», дедилар. (Сомирий уларга тилла тақинчоқлардан овоз чиқарадиган бузоқ ҳайкали ясаб, шу ҳайкал сизнинг илоҳингиз, Пайғамбаримиз Мусо бизга буни айтмади, деган хаёлга борманг. Мусонинг илоҳи ҳам шу бузоқ. Аммо, Мусо буни унутиб қўйиб, тоққа излаб чиқиб кетди, деди. Улар бу гапни такрорладилар.)

Malayca: 

"Kemudian Samiri mengeluarkan untuk mereka dari leburan barang-barang itu (patung) seekor anak lembu yang bertubuh lagi bersuara, lalu mereka berkata: "Ini ialah tuhan kamu dan tuhan bagi Musa, tetapi Musa telah lupa!"

Arnavutça: 

dhe nga këto (stoli të hedhura në zjarr), ai (Samirija) nxori për popull trup viçi që pëlliste, dhe ata, atëherë, thanë: “Ky është zoti juaj dhe zoti Musait, ai e ka harruar atë (e ka shkuar ta kërkojë në Tur)!”

Bulgarca: 

И направи той за тях образ на телец, който мучеше. И рекоха [заблудените]: “Това е вашият бог и богът на Муса, ала той забрави.”

Sırpça: 

па им је излио теле које као да је мукало, и они су тада рекли: „Ово је ваш бог и Мојсијев бог, којег је заборавио.“

Çekçe: 

A učinil pro ně tele, jež mělo tělo a bučelo, a řekli: 'Toto je božstvo vaše i božstvo Mojžíšovo, avšak on na ně již zapomněl.'

Urduca: 

اور ان کے لیے ایک بچھڑے کی مورت بنا کر نکال لایا جس میں سے بیل کی سی آواز نکلتی تھی لوگ پکار اٹھے "یہی ہے تمہارا خدا اور موسیٰؑ کا خدا، موسیٰؑ اسے بھول گیا"

Tacikçe: 

Ва барояшон тандиси (пайкараи) гӯсолае, ки наъраи говонро дошт, бисохт ва гуфтанд: «Ин худоӣ шумо ва худои Мӯсост. Ва Мӯсо фаромуш карда аст».

Tatarca: 

Һәм Самири шул эрегән бизәкләрдән бозау чыгарды, ул бозау сурәтендә бозау тавышы бар иде, һәм Самири вә аның иярченнәре әйттеләр: "Менә бу сезнең вә Мусаның Илаһәседер", – дип бозауга гыйбадәт кыла башладылар, һәм: "Муса бозауның үзенең Илаһәсе икәнлеген онытты, тауга Илаһә эзләп китте", – диделәр.

Endonezyaca: 

kemudian Samiri mengeluarkan untuk mereka (dari lobang itu) anak lembu yang bertubuh dan bersuara, maka mereka berkata: "Inilah Tuhanmu dan Tuhan Musa, tetapi Musa telah lupa".

Amharca: 

ለእነሱም አካል የኾነ ጥጃን ለእርሱ መጓጎር ያለውን አወጣላቸው፡፡ (ተከታዮቹ) «ይህ አምላካችሁ የሙሳም አምላክ ነው ግን ረሳው» አሉም፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவன் அவர்களுக்கு ஒரு காளைக் கன்றை, அதாவது (காளைக் கன்றின் உருவத்தில் செய்யப்பட்ட உயிரற்ற) ஓர் உடலை உருவாக்கினான். அதற்கு மாட்டின் சத்தம் இருந்தது. ஆக, (இதைப் பார்த்தவர்களில் சிலர்) கூறினார்கள்: “இதுதான் உங்கள் தெய்வமும் மூஸாவுடைய தெய்வமும் ஆகும். ஆனால், அவர் (அதை) மறந்து(விட்டு எங்கோ சென்று) விட்டார்.”

Korece: 

그리하여 그가 그들에게 송 아지 한마리를 형상화하니 소의 울음소리 같더라 그리고 말하길 이것이 너희들의 신이며 모세의 신 이었는데 그가 잊었노라

Vietnamca: 

Thế là y đúc ra cho họ một con bò tơ, thân hình của nó phát ra tiếng rống. Rồi họ bảo: “Đây là thần linh của các người và là thần linh của Musa nhưng (Musa) đã quên.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: