Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

46

Ayet No: 

53

Sayfa No: 

7

Nüzûl Yeri: 

Nüzûl Yılı: 

Arapça: 

الَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُم مُّلَاقُو رَبِّهِمْ وَأَنَّهُمْ إِلَيْهِ رَاجِعُونَ

Çeviriyazı: 

elleẕîne yeżunnûne ennehüm mülâḳû rabbihim veennehüm ileyhi râci`ûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.

Diyanet İşleri: 

Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Saygılılar, öyle kimselerdir ki Rablerine ulaşacaklarını iyiden iyiye umarlar, ona döneceklerini iyiden iyiye bilirler.

Şaban Piriş: 

Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar için.

Edip Yüksel: 

Nitekim onlar, Rab'lerine kavuşacaklarına ve O'na döneceklerine inanırlar.

Ali Bulaç: 

Onlar, (mü'minler ise), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.

Suat Yıldırım: 

İçi saygı dolu olan bu müminler, Rab'lerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini iyi bilirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hak´tan korkanlar, o zâtlardır ki Rablerine mülâki olacaklarını ve onun huzur-u manevîsine döneceklerini düşünüp teemmül ederler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.

Bekir Sadak: 

2:45

İbni Kesir: 

Onlar ki

Adem Uğur: 

Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O´na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.

İskender Ali Mihr: 

O (huşû sahipleri) ki

Celal Yıldırım: 

2:45

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, (mü´minler ise), hiç şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) hiç şüphesiz, O´na döneceklerini bilirler.

Fransızca: 

qui ont la certitude de rencontrer leur Seigneur (après leur résurrection) et retourner à Lui seul.

İspanyolca: 

que cuentan con encontrar a su Señor y volver a Él.

İtalyanca: 

che pensano che invero incontreranno il loro Signore e che invero torneranno a Lui.

Almanca: 

die sich sicher sind, daß sie ihrem HERRN begegnen und daß sie zu Ihm zurückkehren werden.

Çince: 

他们确信自己必定见主,必定归主。

Hollandaca: 

Die gelooven, dat zij eens hunnen Heer zien, en tot Hem terugkeeren zullen.

Rusça: 

которые убеждены в том, что они встретятся со своим Господом и что они возвратятся к Нему.

Somalice: 

kuwa citiqaadsan inay la kulmi Echahood xagiisana loo celin.

Swahilice: 

Ambao wana yakini kuwa hakika watakutana na Mola wao Mlezi na ya kuwa hakika watarejea kwake.

Uygurca: 

اﷲ تىن قورققۇچىلار پەرۋەردىگارىغا چوقۇم مۇلاقات بولىدىغانلىقىغا ۋە اﷲ نىڭ دەرگاھىغا چوقۇم قايتىپ بارىدىغانلىقىغا جەزمەن ئىشىنىدۇ

Japonca: 

敬神の仲間はやがて主に会うこと,かれの御許に帰り行くことを堅く心に銘記している者である。

Arapça (Ürdün): 

«الَّذين يظنون» يوقنون «أنهم ملاقو ربِّهم» بالبعث «وأنهم إليه راجعون» في الآخرة فيجازيهم.

Hintçe: 

कि वह अपने परवरदिगार की बारगाह में हाज़िर होंगे और ज़रूर उसकी तरफ लौट जाएँगे

Tayca: 

คือ บรรดาผู้ที่คาดคิดว่า แน่นอนพวกเขาจะพบกับพระเจ้าของพวกเขา และแน่นอนพวกเขาจะเป็นผู้กลับไปสู่พระองค์

İbranice: 

אלה אשר חושבים ( בטוחים) כי ייפגשו עם ריבונם ואליו ישובו

Hırvatça: 

onima koji su uvjereni da će se sresti sa Gospodarom svojim i da će se Njemu vratiti.

Rumence: 

care ştiu că îl vor întâlni pe Domnul lor şi că la El se vor întoarce.

Transliteration: 

Allatheena yathunnoona annahum mulaqoo rabbihim waannahum ilayhi rajiAAoona

Türkçe: 

O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.

Sahih International: 

Who are certain that they will meet their Lord and that they will return to Him.

İngilizce: 

Who bear in mind the certainty that they are to meet their Lord, and that they are to return to Him.

Azerbaycanca: 

Belə kimsələr Rəbbinin mərhəmətinə qovuşacaqlarını və axırda Onun hüzuruna qayıdacaqlarını bilirlər.

Süleyman Ateş: 

O(saygılı insa)nlar, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.

Diyanet Vakfı: 

Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.

Erhan Aktaş: 

Onlar ki: Rabb’lerine kavuşacaklarını ve kesinlikle O’na döneceklerini bilirler.

Kral Fahd: 

Onlar (huşu duyanlar), kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.

Hasan Basri Çantay: 

O (yüksek saygı göstere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavuşucu ve hakıykaten ancak ona dönücü olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar).

Muhammed Esed: 

Onlar ise (sonunda) Rablerine kavuşacaklarını ve O´na döneceklerini kesinlikle bilirler.

Gültekin Onan: 

Nitekim onlar rablerine kavuşacaklarını / rableriyle karşılaşacaklarını (mülaku) ve O´na döneceklerini (raciun) bilirler (yezunnune). (S.Ateş´in notu: İbn Mesud´un mushafında yezunnun yerine yalemun yazıldığından bu anlamı tercih ettik.)

Ali Fikri Yavuz: 

O saygı gösterip korkanlar, o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakînen bilirler.

Portekizce: 

Que sabem que encontrarão o seu Senhor e a Ele retornarão.

İsveççe: 

de som vet att de är kallade att möta sin Herre, att de skall återvända till Honom.

Farsça: 

[دارندگان قلب فروتن] کسانی هستند که یقین دارند دیدار کننده [قیامت و پاداش] پروردگارشان می باشد و قطعاً به سوی او باز می گردند.

Kürtçe: 

ئەوانەی کە دڵنیان بە خزمەت پەروەردگاریان دەگەن وە ئەوان دڵنیان بۆ لای ئەو دەگەڕێنەوە

Özbekçe: 

Улар, албатта, Роббиларига рўбарў бўлишлари ва, албатта, Унга қайтиб боришларига ишонган зотлардир.

Malayca: 

(Iaitu) mereka yang percaya dengan yakin bahawa mereka akan menemui Tuhan mereka, dan bahawa mereka akan kembali kepadaNya.

Arnavutça: 

Ndihmoni vetes me durim e me namaz, e kjo është njëmend vështirë pos për ata që i përulen Zotit, të cilët janë të bindur se do të dalin para Zotit dhe me të vërtetë do të kthehen tek Ai.

Bulgarca: 

които се надяват, че ще срещнат своя Господ и че при Него ще се върнат.

Sırpça: 

онима који су уверени да ће се срести са Господаром својим и да ће се Њему вратити.

Çekçe: 

kteří soudí, že s Pánem svým se setkají a že k Němu se navrátí.

Urduca: 

مگر ان فرماں بردار بندوں کے لیے مشکل نہیں ہے جو سمجھتے ہیں کہ آخر کار انہیں اپنے رب سے ملنا اور اسی کی طرف پلٹ کر جانا ہے

Tacikçe: 

Онон, ки бегумон медонанд, ки бо Парвардигори худ дидор хоҳанд кард ва назди ӯ бозмегарданд.

Tatarca: 

Чөнки алар Раббыларына юлыгачакларын һәм Аңа хөкемгә кайтачакларын беләләр.

Endonezyaca: 

(yaitu) orang-orang yang meyakini, bahwa mereka akan menemui Tuhannya, dan bahwa mereka akan kembali kepada-Nya.

Amharca: 

እነዚያ እነርሱ ጌታቸውን የሚገናኙ እነሱም ወደእርሱ ተመላሾች መኾናቸውን የሚያረጋግጡ በኾኑት (ላይ እንጅ ከባድ ናት)፡፡

Tamilce: 

(உள்ளச்சமுடைய) அவர்கள் “நிச்சயமாக அவர்கள் தங்கள் இறைவனை சந்திப்பார்கள் என்றும் அவனிடமே நிச்சயமாக அவர்கள் திரும்புவார்கள்” என்றும் நம்புவார்கள்.

Korece: 

주님을 만날 수 있다고 확신하는 사람은 주님께로 돌아가니라

Vietnamca: 

Họ là những người luôn nghĩ rằng họ sẽ phải trở về trình diện Thượng Đế của họ.