Arapça:
وَلَا تَجْعَلُوا اللَّهَ عُرْضَةً لِّأَيْمَانِكُمْ أَن تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Çeviriyazı:
velâ tec`alü-llâhe `urḍatel lieymâniküm en teberrû vetetteḳû vetuṣliḥû beyne-nnâs. vellâhü semî`un `alîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sözünüzde durmanız, kötülükten sakınmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için, Allah'ı yeminlerinize hedef veya siper edip durmayın. Allah, her şeyi işitir ve bilir.
Diyanet İşleri:
İnsanların arasını düzeltmeniz, günahtan sakınmanız ve iyi olmanız için, Allah'a yaptığınız yeminleri engel kılmayın, Allah işitir ve bilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ettiğiniz yeminlerden dolayı iyilik etmenize, sakınmanıza, insanların arasını bulmanıza Allah'ı engel etmeyin. Allah duyar ve bilir.
Şaban Piriş:
Allah adına yaptığınız yeminlerinizi iyilik etmeye, günahlardan uzak durmaya ve insanların arasını düzeltmeye engel yapmayın. Allah, her şeyi işitendir, bilendir.
Edip Yüksel:
Halk arasında iyi, erdemli ve dürüst görünmek için ALLAH'ı yeminlerinize alet etmeyin. ALLAH İşitir, Bilir.
Ali Bulaç:
Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah'ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.
Suat Yıldırım:
Bir de Allah adına yemin ederek; iyilik etmeye, günahlardan uzak durmaya ve insanların arasını düzeltmeye O'nun adını engel yapmayın. Allah hakkıyla işitir ve bilir. [24,22; 5,89] {KM, Çıkış 20,7; Tesniye 5,11}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Allah Teâlâ´yı yeminlerinize maruz kılmayınız ki günahtan berî olasınız. Ve muttakî bulunasınız. Ve nâs arasını ıslah edebilesiniz. Ve Allah Teâlâ semîdir, alîmdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İyilik etmenize, takvaya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah'ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir.
Bekir Sadak:
Insanlarin arasini duzeltmeniz, gunahtan sakinmaniz ve iyi olmaniz icin, Allah´a yaptiginiz yeminleri engel kilmayin, Allah isitir ve bilir.
İbni Kesir:
Yeminlerinizde
Adem Uğur:
Yeminlerinizden dolayı Allah´ı (O´nun adını), iyilik etmenize, O´ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir.
İskender Ali Mihr:
Ebrar olmanız, takva sahibi olmanız ve insanların arasını ıslâh etmeniz için (sizi alıkoyan) yeminleriniz sebebiyle, Allah´ı engel kılmayın (Allah´ı kendinize siper etmeyin). Allah Sem´î´dir (en iyi işitendir), Alîm´dir (en iyi bilendir).
Celal Yıldırım:
İyilik etmeniz, Allah´tan korkup günah ve kötülükden sakınmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için Allah´ı yeminlerinizle engel yapmayın. Allah işiten ve bilendir.
Tefhim ul Kuran:
Bir de yeminlerinizi bahane ederek iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah´ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.
Fransızca:
Et n'usez pas du nom d'Allah, dans vos serments, pour vous dispenser de faire le bien, d'être pieux et de réconcilier les gens. Et Allah est Audient et Omniscient.
İspanyolca:
Jurando por Alá, no hagáis de Él un obstáculo que os impida practicar la caridad, ser temerosos de Alá y reconciliar a los hombres. Alá todo lo oye, todo lo sabe.
İtalyanca:
Con i vostri giuramenti non fate di Allah un ostacolo all'essere caritatevoli, devoti e riconciliatori fra gli uomini. Allah è Colui che tutto ascolta e conosce.
Almanca:
Und nehmt ALLAH nicht als Vorwand für eure Eide, damit ihr (sie) nicht erfüllt, nicht Taqwa gemäß handelt und keine Aussöhnung zwischen den Menschen zulaßt. Und ALLAH ist allhörend, allwissend.
Çince:
你们不要为自己的盟誓而以真主为障碍,以致不能行善,不能敬畏,不能调解。真主是全聪的,是全知的。
Hollandaca:
Maakt God niet tot onderwerp uwer eeden, dat gij rechtvaardig, vroom en vredebevorderend zult zijn; want God weet en hoort alles.
Rusça:
Пусть клятва именем Аллаха не мешает вам творить добро, быть богобоязненным и примирять людей. Аллах - Слышащий, Знающий.
Somalice:
ha uga yeelina Eebe kabdhood dhaartiinna adinkoon samo falayn oo dhawrsanayn, oo hagaajineyn Dadka dhexdiisa, Eebana waa maqle wax og.
Swahilice:
Wala msifanye jina la Mwenyezi Mungu katika viapo vyenu kuwa ni kisingizio cha kuacha kufanya wema na kuchamngu na kupatanisha baina ya watu. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kusikia na Mwenye kujua.
Uygurca:
ياخشىلىق قىلماسلىققا، تەقۋادار بولماسلىققا ۋە كىشىلەرنى ئەپلەشتۈرمەسلىككە قەسەم قىلىش شەكلى بىلەن (ئۇلارنى قىلىشقا) اﷲ نى توسالغۇ قىلماڭلار (يەنى اﷲ بىلەن قەسەم قىلىشنى ياخشى ئىشلارنى قىلماسلىقنىڭ سەۋەبى قىلماڭلار)، اﷲ (سۆزلىرىڭلارنى) ئاڭلاپ تۇرغۇچىدۇر، (ئەھۋالىڭلارنى) بىلىپ تۇرغۇچىدۇر
Japonca:
あなたがたは善行,アッラーを畏れて正しいことを行うこと,また人々の間を執りなすことなどに対してアッラーヘの誓いをロ実にしてはならない。アッラーは全聴にして全知であられる。
Arapça (Ürdün):
«ولا تجعلوا الله» أي الحلف به «عرضة» علة مانعة «لأيمانكم» أي نصيبا لها بأن تكثروا الحلف به «أن» لا «تبروا وتتقوا» فتكره اليمين على ذلك ويسن فيه الحنث ويكفِّر بخلافها على فعل. البر ونحوه فهي طاعة «وتصلحوا بين الناس» المعنى لا تمتنعوا من فعل ما ذكر من البر ونحوه إذا حلفتم عليه بل ائتوه وكفِّروا لأن سبب نزولها الامتناع من ذلك «والله سميع» لأقوالكم «عليم» بأحوالكم.
Hintçe:
और (मुसलमानों) तुम अपनी क़समों (के हीले) से ख़ुदा (के नाम) को लोगों के साथ सुलूक करने और ख़ुदा से डरने और लोगों के दरमियान सुलह करवा देने का मानेअ न ठहराव और ख़ुदा सबकी सुनता और सब को जानता है
Tayca:
และพวกเจ้าจงอย่าให้อัลลอฮ์เป็นอุปสรรคขัดขวาง เนื่องจากการสาบานของพวกเจ้าในการที่พวกเจ้าจะกระทำความดีและที่จะมีความยำเกรง และในการที่พวกเจ้าจะประนีประนอมระหว่างผู้คนแบละอัลลอฮ์นั้นเป็นผู้ทรงได้ยิน ผู้ทรงรอบรู้
İbranice:
אל תעשו (משם ) אלוהים מטרה לשבועותיכם כדי להימנע מלהיות נדיבים ויראים, ועשו שלום בין בני האדם, כי אלוהים הוא השומע היודע
Hırvatça:
I neka vam zakletva Allahom ne bude prepreka da dobro činite, da se Allaha bojite i ljude mirite. A Allah je Onaj Koji sve čuje i Onaj Koji sve zna!
Rumence:
Nu faceţi din Dumnezeu temeiul juruinţelor voastre ca să arătaţi că sunteţi buni, că vă temeţi de Dumnezeu, că hotărniciţi împăcarea între oameni. Dumnezeu este Auzitor, Ştiutor.
Transliteration:
Wala tajAAaloo Allaha AAurdatan liaymanikum an tabarroo watattaqoo watuslihoo bayna alnnasi waAllahu sameeAAun AAaleemun
Türkçe:
İyilik etmenize, takvaya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah'ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir.
Sahih International:
And do not make [your oath by] Allah an excuse against being righteous and fearing Allah and making peace among people. And Allah is Hearing and Knowing.
İngilizce:
And make not Allah's (name) an excuse in your oaths against doing good, or acting rightly, or making peace between persons; for Allah is One Who heareth and knoweth all things.
Azerbaycanca:
Yaxşılıq etmək, pis əməllərdən çəkinmək və insanlar arasında sülh yaratmaq barəsindəki andlarınıza Allahı (Allahın adını) hədəf (dəstavüz) etməyin! Allah eşidəndir, biləndir!
Süleyman Ateş:
Allah'ı, yemin(ettiğiniz iş)lerinize (yani) iyilik etmenize, (kötülüklerden) korunmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel yapmayın. Allah, işitendir, bilendir.
Diyanet Vakfı:
Yeminlerinizden dolayı Allah'ı (O'nun adını), iyilik etmenize, O'ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir.
Erhan Aktaş:
Sakın, Allah adına ettiğiniz yeminleri; iyilik yapmanıza, takvâ sahibi olmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah, Her Şeyi Duyan’dır, Her Şeyi Bilen’dir.
Kral Fahd:
Yeminlerinizden dolayı , iyilik etmenize, O'ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize Allah'ı (O'nun adını) engel kılmayın. Allah, hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir.
Hasan Basri Çantay:
Allahı, yeminlerinizden dolayı, iyilik etmenize, (fenalıkdan) sakınmanıza, insanların arasını bulmıya engel yapmayın. Allah (her şey´i) hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir.
Muhammed Esed:
Allah adına yaptığınız yeminler, erdemliliğe, Allah´a karşı sorumluluk bilincine ve insanlar arasında barışın getirilmesine engel teşkil etmesin. Zira Allah, her şeyi duyan, her şeyi bilendir.
Gültekin Onan:
Bir de yeminlerinizi bahane ederek, iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Tanrı´yı engel kılmayın. Tanrı işitendir, bilendir.
Ali Fikri Yavuz:
Bir de sözünüzde durmanız, takva sahibi olmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için Allah’ı yeminlerinize hedef yapmayın. Allah kemaliyle işitici ve bilicidir. (Bir işi yapmak veya yapmamak hususunda Allah’ın adı ile yemin edipte Allah Tealâ’yı engel tutarak, yemininizi bozmayız diye, hayır yapmaktan geri kalmayınız. Yeminin bozulmasında hayır bulunan işi yapın ve keffaretini ödeyin.)
Portekizce:
Não tomeis (o nome de) Deus como desculpa, em vosso juramento, para não serdes benevolentes, devotos ereconciliardes os homens, porque Deus é Oniouvinte, Sapientíssimo.
İsveççe:
GÖR INTE Gud till måltavla för era eder så att ni [i Hans namn] hindrar er själva från att göra gott och frukta Gud och att medla i tvister mellan människor. Gud hör allt, vet allt.
Farsça:
و خدا را در معرض سوگندهایی که می خورید قرار ندهید، [به اینکه سوگند بخورید] که نیکی نکنید، و تقوا پیشه نسازید، و میان مردم آشتی ندهید [خدا رضایت ندارد که نامش وسیله خودداری از کارهایی شود که خودش به انجام آنها فرمان داده است] و خدا [نسبت به همه گفته های شما] شنوا، [و نسبت به تمام کارهای شما] داناست.
Kürtçe:
نەکەن سوێند بەخوا خواردن بکەن بەبەرھەڵستی ئەوشتانەی سوێندتان لەسەری خواردووە کەچاکی و پارێزکاری و ڕێکخستنی نێوان خەڵکیە وە خوا بیسەر و زانایە
Özbekçe:
Аллоҳга ичган қасамларингизни яхшилик қилиш, тақво қилиш ва одамлар орасини ислоҳ этишингизга тўсиқ қилманг. Аллоҳ эшитувчи, билувчи зотдир.
Malayca:
(Dan janganlah kamu jadikan nama) Allah dalam sumpah kamu sebagai benteng yang menghalangi kamu daripada berbuat baik dan bertaqwa, serta mendamaikan perbalahan antara sesama manusia. Dan (ingatlah), Allah sentiasa mendengar, lagi sentiasa mengetahui.
Arnavutça:
Mos e bëni pengesë betimin në Perëndinë për bërjen e veprave të mira, e në largimin prej çdo të lige dhe për harmoni të njerëzve! Se, Perëndia i dëgjon të gjitha dhe i din.
Bulgarca:
И не правете клетвите си в името на Аллах пречка да сте праведни, да се боите и да помирявате хората! Аллах е всечуващ, всезнаещ.
Sırpça:
И нека вам заклетва Аллахом не буде препрека да добро чините, да се Аллаха бојите и људе мирите. А Аллах је Онај Који све чује и Онај Који све зна!
Çekçe:
A nečiňte Boha předmětem přísah svých, že budete zbožní a bohabojní a že se budete snažit o zlepšení vztahů mezi lidmi, neboť Bůh věru je slyšící, vševědoucí.
Urduca:
اللہ کے نام کو ایسی قسمیں کھانے کے لیے استعمال نہ کرو، جن سے مقصود نیکی اور تقویٰ اور بند گان خدا کی بھلائی کے کاموں سے باز رہنا ہو اللہ تمہاری ساری باتیں سن رہا ہے اور سب کچھ جانتا ہے
Tacikçe:
Худоро василаи савгандҳои хеш қарор мадиҳед то аз некӯкориву тақво ва ислоҳ дар миёни мардум бозистед, ки Худо шунаво ва доност!
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Антыгызны Аллаһуга сылтау кылмагыз, ягъни гөнаһлы эшләрне эшләр өчен вә яхшы эшләрне эшләмәс өчен, Аллаһ исеме илә ант итмәгез, аннары бу яхшы эшне эшләр идем, ләкин ул эшне эшләмәскә ант иткән идем, димәгез. Әгәр берәр сәваблы эшне эшләмим дигән, яки берәр гөнаһлы эшне эшләрмен дигән антыгыз булса, ул антны бозыгыз да яхшы эшләрне эшләгез! Әммә антыгызны бозган өчен кәффәрәт бирегез, ягъни өч көн рузә тотыгыз. Бит Аллаһ барча сүзләрне ишетүче һәм һәр нәрсәне белүче.
Endonezyaca:
Jangahlah kamu jadikan (nama) Allah dalam sumpahmu sebagai penghalang untuk berbuat kebajikan, bertakwa dan mengadakan ishlah di antara manusia. Dan Allah Maha Mendengar lagi Maha Mengetahui.
Amharca:
መልካም እንዳትሠሩ፣ አላህንም እንዳትፈሩ፣ በሰዎችም መካከል እንዳታስታርቁ አላህን ለመሐላዎቻችሁ ግርዶ አታድርጉ፡፡ አላህም ሰሚ አዋቂ ነው፡፡
Tamilce:
“நீங்கள் நன்மை செய்ய மாட்டீர்கள்; இன்னும், அல்லாஹ்வை அஞ்சமாட்டீர்கள்; இன்னும் மக்களுக்கு மத்தியில் இணக்கம் ஏற்படுத்த மாட்டீர்கள்” என்று நீங்கள் செய்கின்ற சத்தியங்களுக்கு வலுவாக (-ஆதாரமாக) அல்லாஹ்வை ஆக்காதீர்கள். அல்லாஹ் நன்கு செவியுறுபவன், நன்கறிந்தவன் ஆவான்.
Korece:
선행이거나 정의의 일이거 나 사람 사이에 화해시키는 일이 아닌 맹세에서 하나님의 이름으로변명치 말라 하나님은 들으심과 아심으로 충만하시니라
Vietnamca:
Các ngươi chớ đừng lấy Allah ra thề thốt để làm bức màn ngăn cản các ngươi hành thiện, làm điều ngoan đạo và hòa giải giữa mọi người, bởi Allah là Đấng Hằng Nghe, Đấng Hiểu Biết.
Ayet Linkleri: