Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

223

Ayet No: 

230

Sayfa No: 

35

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

نِسَاؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ أَنَّىٰ شِئْتُمْ ۖ وَقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُمْ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّكُم مُّلَاقُوهُ ۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

nisâüküm ḥarŝül leküm. fe'tû ḥarŝeküm ennâ şi'tüm. veḳaddimû lienfüsiküm. vetteḳu-llâhe va`lemû enneküm mülâḳûh. vebeşşiri-lmü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kadınlarınız, sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın. Allah'tan korkun ve bilin ki siz mutlaka O'nun huzuruna varacaksınız. Ey Muhammed, müminleri müjdele!

Diyanet İşleri: 

Kadınlarınız sizin tarlanızdır, tarlanıza istediğiniz gibi gelin. İstikbal için hazırlıklı olun, Allah'tan sakının. O'na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı bilin, bunu inananlara müjdele.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kadınlarınız, tarlalarınızdır. Tarlalarınıza dilediğiniz gibi girin ve kendiniz için de önceden hazırlıkta bulunun. Allah'tan sakının ve bilin ki ona ulaşacaksınız. Müjdele inananları.

Şaban Piriş: 

Kadınlar sizin tarlanızdır! Tarlanıza istediğiniz gibi gelin, kendiniz için ileriye hazırlık yapın ve Allah’tan korkun ve O’na kavuşacağınızı bilin, müminlere müjdele!

Edip Yüksel: 

Kadınlarınız, (tohum ektiğiniz) tarlalarınızdır. Tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için geleceğe hazırlanın. ALLAH'ı dinleyin ve onunla mutlaka karşılaşacağınızı bilin. İnananlara müjde ver.

Ali Bulaç: 

Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim edin. Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki elbette O'na kavuşucusunuz. İman edenlere müjde ver.

Suat Yıldırım: 

Eşleriniz sizin nesil yetiştiren tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. Kendiniz için ilerisini düşünerek hazırlık yapın. Allah'ın haram kıldığı şeylerden korunun ve O’nun huzuruna varacağınızı iyi bilin. (Ey Resulüm)! müminleri müjdele!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Kadınlarınız sizin için bir ekin mahallidir. Binaenaleyh bu ekin yerinize nasıl isterseniz varın ve kendiniz için (güzel ameller) takdim edin. Ve Allah Teâlâ´dan korkunuz. Ve biliniz ki sizler şüphesiz O´nun huzuruna varacaksınızdır. Ve mü´minleri müjdele.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. Öz benlikleriniz için önceden bir şeyler gönderin. Allah'tan sakının ve bilin ki, O'na mutlaka ulaşacaksınız. İman sahiplerine müjde ver.

Bekir Sadak: 

Kadinlariniz sizin tarlanizdir, tarlaniza istediginiz gibi gelin. Istikbal icin hazirlikli olun, Allah´tan sakinin. O´na, hic suphesiz kavusacaginizi bilin, bunu inananlara mujdele.

İbni Kesir: 

Kadınlarınız sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Ve kendiniz için önceden iyi ameller gönderin. Bir de Allah´tan korkun. Ve bilin ki

Adem Uğur: 

Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah´tan korkun, biliniz ki siz O´na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!

İskender Ali Mihr: 

Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah´a karşı takva sahibi olun ve O´na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü´minleri müjdele.

Celal Yıldırım: 

Kadınlarınız sizin (ürün veren, insan yetiştiren) tarlanızdır

Tefhim ul Kuran: 

Kadınlarınız sizin tarlanızdır

Fransızca: 

Vos épouses sont pour vous un champ de labour; allez à votre champ comme [et quand] vous le voulez et oeuvrez pour vous-mêmes à l'avance. Craignez Allah et sachez que vous le rencontrerez. Et fais gracieuses annonces aux croyants !

İspanyolca: 

Vuestras mujeres son campo labrado para vosotros. ¡Venid, pues, a vuestro campo como queráis, haciendo preceder algo para vosotros mismos! ¡Temed a Alá y sabed que Le encontraréis! ¡Y anuncia la buena nueva a los creyentes!

İtalyanca: 

Le vostre spose per voi sono come un campo. Venite pure al vostro campo come volete, ma predisponetevi ; temete Allah e sappiate che Lo incontrerete. Danne la lieta novella ai credenti!

Almanca: 

Eure Ehefrauen sind (wie) ein Einpflanzungsort für euch, so kommt zu eurem Einpflanzungsort, wie ihr wollt, und legt euch etwas vor! Und handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber und wisst, daß ihr gewiß Ihm begegnen werdet. Und überbringe den Mumin frohe Botschaft!

Çince: 

你们的妻子好比是你们的田地,你们可以随意耕种。你们当预先为自己而行善。你们当敬畏真主,当知道你们将与他相会。你当向信士们报喜。

Hollandaca: 

Uwe vrouwen zijn uw veld. Gaat in uw veld zoo als gij wilt, maar doet eerst iets wat goed is voor uwe zielen. Vreest God en weet dat gij eens voor hem zult verschijnen. Kondigt de geloovigen goede daden aan.

Rusça: 

Ваши жены являются пашней для вас. Приходите же на вашу пашню, когда и как пожелаете. Готовьте для себя добрые деяния, бойтесь Аллаха и знайте, что вы встретитесь с Ним. Обрадуй же верующих!

Somalice: 

Ilaweenkiinnu beerbay iddinyihiin ee ugutaga beertiinna saad doontaan «oo bannaan» una hormarsada naftiinna «wanaag» Eebana ka dhawrsada ogaadana inaad la kulmaysaan Eebe una bishaaree Muminiinta.

Swahilice: 

Wake zenu ni kama konde zenu. Basi ziendeeni konde zenu mpendavyo. Lakini jitangulizieni kheri nafsi zenu, na mcheni Mwenyezi Mungu, na jueni kuwa hakika nyinyi mtakutana naye. Na wape bishara njema Waumini.

Uygurca: 

ئاياللىرىڭلار سىلەر ئۈچۈن (خۇددى) ئېكىنزارلىقتۇر (يەنى نەسىل تېرىيدىغان جايدۇر). ئېكىنزارلىقىڭلارغا خالىغان رەۋىشتە كېلىڭلار، ئۆزۈڭلار ئۈچۈن ئالدىنئالا ياخشى ئەمەل تەييارلاڭلار، (گۇناھتىن چەكلىنىش بىلەن) اﷲ تىن قورقۇڭلار، بىلىڭلاركى، سىلەر اﷲ قا مۇلاقات بولۇسىلەر، مۆمىنلەرگە (جەننەت بىلەن) خۇش خەۋەر بەرگىن

Japonca: 

妻はあなたがたの耕地である。だから意のままに耕地に赴け。だが自分の魂のために,(予め何か)善いことをしなさい。アッラーを畏れなさい。あなたがたは(来世で)かれに会うことを知りなさい。なお(これらの)吉報を信者たちに伝えなさい。

Arapça (Ürdün): 

«نساؤكم حرث لكم» أي محل زرعكم الولد «فأتوا حرثكم» أي محله وهو القبل «أنَّى» كيف «شئتم» من قيام وقعود واضطجاع وإقبال وإدبار، نزل ردا لقول اليهود: من أتى امرأته في قبلها أي من جهة دبرها جاء الولد أحول «وقدموا لأنفسكم» العمل الصالح كالتسمية عند الجماع «واتقوا الله» في أمره ونهيه «واعلموا أنكم ملاقوه» بالبعث فيجازيكم بأعمالكم «وبشر المؤمنين» الذين اتقوه بالجنة.

Hintçe: 

तो तुम अपनी खेती में जिस तरह चाहो आओ और अपनी आइन्दा की भलाई के वास्ते (आमाल साके) पेशगी भेजो और ख़ुदा से डरते रहो और ये भी समझ रखो कि एक दिन तुमको उसके सामने जाना है और ऐ रसूल ईमानदारों को नजात की ख़ुश ख़बरी दे दो

Tayca: 

บรรดาผู้หญิงของพวกเจ้านั้น คือแหล่งเพาะปลูกของพวกเจ้า ดังนั้นพวกเจ้าจงมายังแหล่งเพาะปลูกของพวกเจ้า ตามแต่พวกเจ้าประสงค์และจงประกอบล่วงหน้าไว้สำหรับตัวของพวกเจ้า และพึงยำเกรงอัลลอฮ์เถิด และพึงรู้ด้วยว่าแท้จริงพวกเจ้านั้นจะเป็นผู้พบกับพระองค์ และเจ้า จงแจ้งข่าวดีแก่บรรดาผู้ศรัทธาทั้งหลายเถิด

İbranice: 

נשותיכם הן כאדמת-חריש לכם, ובואו אל חרישכם מאיזה צד שתרצו. הקדימו לעשות למען נפשותיכם, ויראו את אלוהים, ודעו כי עתידים אתם לפגוש בו. ובשר (טובה ) למאמינים

Hırvatça: 

Žene vaše su njive vaše, i vi njivama svojim prilazite kako hoćete! A pripremite nešto i za duše svoje! I bojte se Allaha i znajte da ćete se s Njim susresti! A ti obraduj vjernike!

Rumence: 

Femeile voastre vă sunt vouă ogor. Duceţi-vă la ogorul vostru cum veţi voi, însă, înainte, faceţi ceva şi pentru sufletele voastre. Temeţi-vă de Dumnezeu! Să ştiţi că-L veţi întâlni. Aşa vesteşte-le credincioşilor!

Transliteration: 

Nisaokum harthun lakum fatoo harthakum anna shitum waqaddimoo lianfusikum waittaqoo Allaha waiAAlamoo annakum mulaqoohu wabashshiri almumineena

Türkçe: 

Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. Öz benlikleriniz için önceden bir şeyler gönderin. Allah'tan sakının ve bilin ki, O'na mutlaka ulaşacaksınız. İman sahiplerine müjde ver.

Sahih International: 

Your wives are a place of sowing of seed for you, so come to your place of cultivation however you wish and put forth [righteousness] for yourselves. And fear Allah and know that you will meet Him. And give good tidings to the believers.

İngilizce: 

Your wives are as a tilth unto you; so approach your tilth when or how ye will; but do some good act for your souls beforehand; and fear Allah. And know that ye are to meet Him (in the Hereafter), and give (these) good tidings to those who believe.

Azerbaycanca: 

(Ey mö’minlər!) Qadınlarınız sizin (övlad əkdiyiniz) tarlanızdır. İstədiyiniz vaxtda öz tarlanıza gəlin! Özünüz üçün qabaqcadan (yaxşı əməllər) hazırlayın! Allahdan qorxun və (qiyamət günü) Onun hüzuruna gedəcəyinizi bilin! (Ya Rəsulum!) İman gətirənlərə (Cənnətlə) müjdə ver!

Süleyman Ateş: 

Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için ileriye hazırlık yapın ve mutlaka Allah'a kavuşacağınızı bilin. İnananları müjdele.

Diyanet Vakfı: 

Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele!

Erhan Aktaş: 

Kadınlarınız sizin için ürün veren kimselerdir(1). O halde, ürün vereninize(2) istediğiniz gibi varın. Kendiniz için önceden hazırlık yapın. Allah’a karşı takvâlı olun. Bilin ki muhakkak O’na kavuşacaksınız. Ve Mü’minleri müjdele.

Kral Fahd: 

Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (gelecekte faydasını göreceğiniz iyi amellerle) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Ey Muhammed!) Mü'minleri müjdele!

Hasan Basri Çantay: 

Kadınlarınız sizin (evlâd yetişdiren) tarlanızdır. O halde tarlanıza, dilediğiniz gibi, gelin. Kendiniz için önden (iyi ameller) gönderin (hayırlı evlâdlar yetişdirin). Bir de Allahdan korkun ve bilin ki her halde siz ona kavuşacaksınız. îman edenlere müjdele.

Muhammed Esed: 

Kadınlarınız sizin tarlalarınızdır; tarlanıza dilediğiniz şekilde girin, ama önce kendi ruhlarınız için bir hazırlık yapın. Allah´a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve bilin ki, O´na mutlaka kavuşacaksınız. Ve sen de (ey peygamber), imana erişenleri müjdele.

Gültekin Onan: 

Kadınlarınız sizin (tohum ektiğiniz) tarlalarınızdır. Tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için [geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar] takdim edin. Tanrı´dan korkup sakının ve bilin ki elbette O´na kavuşucusunuz. İnançlılara müjde ver.

Ali Fikri Yavuz: 

Kadınlarınız, çocuk yetiştiren ekin tarlanızdır. O halde tohum ekilen tarlanıza (ön tarafa), nasıl isterseniz öyle varın. Kendileriniz için ileriye hazırlık yapın, önceden iyi ameller gönderin. Allah’dan korkun ve muhakkak onun huzuruna varacağınızı bilin. Takvâ sahibi müminlere cenneti müjdele.

Portekizce: 

Vossas mulheres são vossas semeaduras. Desfrutai, pois, da vossa semeadura, como vos apraz; porém, praticai boasobras antecipadamente, temei a Deus e sabei que compareceis perante Ele. E tu (ó Mensageiro), anuncia aos fiéis (abem-aventurança).

İsveççe: 

Era hustrur är för er [som] en åker; beträd därför er åker, när och som ni önskar - men sörj [först] för era själar. Frukta Gud och var förvissade om att ni skall möta Honom. Och förkunna för de troende hoppets budskap.

Farsça: 

زنان شما کشتزار شمایند، هر زمان و هر کجا که خواستید به کشتزار خود در آیید. و [با رعایت حقوق یکدیگر، و حفظ عفت و پاکی، در سایه زناشویی و تولید نسلی پاک و شایسته و صالح، خیر و ثوابی] برای خودتان پیش فرستید، و از خدا پروا کنید، و بدانید که او را ملاقات خواهید کرد، و مؤمنان را بشارت ده.

Kürtçe: 

ژنەکانتان کێڵگەی خۆتانن جا تۆوەکانتان بوەشێننە ناو کێڵگەکانتانەوە (مەبەست چوونە لایانە) بەھەرشێوەیەک دەتانەوێ (لەشوێنی تایبەتی خۆی کە پێشەوەیە نەک دواوە) کردەوەی باش پێش بخەن بۆ خۆتان لەخوا بترسن وە بزانن و دڵنیابن کەبەخزمەتی دەگەن وەمژدە بدە بەبڕواداران

Özbekçe: 

Аёлларингиз экинзорларингиздир. Бас, экинзорингизга хоҳлаганингизча келинг. Ўзингиз учун (яхшилик) тақдим қилинг. Ва Аллоҳга тақво қилинг ҳамда, билингки, албатта, Унга рўбарў келувчисиз. Мўминларга башорат бер. (Эр-хотин орасидаги ҳассос ва нозик алоқа Қуръони Карим оятларида ўзига хос услуб билан тасвирланади. Аввалги оятлардан бирида эр-хотинни бир-бирига нисбатан кийим-либос деб таъриф қилинган эди. Бу оятда эса, аёллар экинзорга ўхшатиляпти.)

Malayca: 

Isteri-isteri kamu adalah sebagai kebun tanaman kamu, oleh itu datangilah kebun tanaman kamu menurut cara yang kamu sukai dan sediakanlah (amal-amal yang baik) untuk diri kamu; dan bertaqwalah kepada Allah serta ketahuilah sesungguhnya kamu akan menemuiNya (pada hari akhirat kelak) dan berilah khabar gembira wahai Muhammad) kepada orang-orang yang beriman.

Arnavutça: 

Gratë tuaja janë arat tuaja, dhe afroheni arave tuaja si të doni e paraqitni diçka për shpirtin tuaj (të mirë). Dhe druajuni Perëndisë dhe dinie se do të takoheni me Te. (Ti o Muhammed)! Sihariqoji besimtarët.

Bulgarca: 

Вашите жени са като нива за вас. И отивайте при нивата си, както пожелаете, и подготвяйте се отнапред, и се бойте от Аллах, и знайте, че ще Го срещнете! И благовествай вярващите!

Sırpça: 

Жене ваше су њиве ваше, и ви њивама својим прилазите како хоћете! А припремите нешто и за душе своје! И бојте се Аллаха и знајте да ћете се с Њим сусрести! А ти обрадуј вернике!

Çekçe: 

Ženy vaše jsou pro vás polem; vcházejte tedy na pole své, odkud chcete, však učiňte předtím něco pro duše své a bojte se Boha a vězte, že se s Ním setkáte! Oznam tuto zvěst radostnou věřícím!

Urduca: 

تمہاری عورتیں تمہاری کھیتیاں ہیں تمہیں اختیار ہے، جس طرح چاہو، اپنی کھیتی میں جاؤ، مگر اپنے مستقبل کی فکر کرو اور اللہ کی ناراضی سے بچو خوب جان لو کہ تمہیں ایک دن اُس سے ملنا ہے اور اے نبیؐ! جو تمہاری ہدایات کو مان لیں انہیں فلاح و سعادت کا مثردہ سنا دو

Tacikçe: 

Занатон киштзори шумо ҳастанд. Ҳар ҷо, ки хоҳед, ба киштзори худ дароед. Ва барои хеш аз пеш чизе фиристед ва аз Худо битарсед ва бидонед, ки ба назди Ӯ хоҳед рафт. Ва мӯъминонро хушхабар деҳ!

Tatarca: 

Хатыннарыгыз сезгә игенлек урыны, үзегез теләгән яктан игенлекләрегезгә килегез! Ягыш алдан булса да, арттан булса да, ләкин фәкать алдагы юлга керегез! Хатыннарыгыз белән эш кылганда яхшылыкны үзегез башлап кылыгыз, якынлык кылырга да үзегез башлагыз, бисмиллә әйтегез, Аллаһудан изге бала сорагыз! Аллаһудан куркыгыз, Аның хөкемнәрен бозудан сакланыгыз! Яхшы белегез, ахирәттә, әлбәттә, Аллаһуга юлыгырсыз. Мөэминнәрне җәннәт һәм хур кызлары белән шатландыр.

Endonezyaca: 

Isteri-isterimu adalah (seperti) tanah tempat kamu bercocok tanam, maka datangilah tanah tempat bercocok-tanammu itu bagaimana saja kamu kehendaki. Dan kerjakanlah (amal yang baik) untuk dirimu, dan bertakwalah kepada Allah dan ketahuilah bahwa kamu kelak akan menemui-Nya. Dan berilah kabar gembira orang-orang yang beriman.

Amharca: 

ሴቶቻችሁ ለናንተ እርሻ ናቸው፡፡ እርሻችሁንም በፈለጋችሁት ኹነታ ድረሱ፡፡ ለነፍሶቻችሁም (መልካም ሥራን) አስቀድሙ፡፡ አላህንም ፍሩ፡፡ እናንተም ተገናኝዎቹ መኾናችሁን ዕወቁ፡፡ ምእመናንንም (በገነት) አብስር፡፡

Tamilce: 

உங்கள் மனைவிகள் உங்களுக்கு விளைநிலங்கள் ஆவார்கள். ஆகவே, உங்கள் விளைநிலங்களுக்கு நீங்கள் நாடியவாறு வாருங்கள். இன்னும், உங்களுக்காக (நன்மைகளை) முற்படுத்துங்கள். இன்னும், அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள். இன்னும், நிச்சயமாக நீங்கள் அவனைச் சந்திக்கக் கூடியவர்கள் என்பதை அறியுங்கள். இன்னும், (நபியே!) நம்பிக்கையாளர்களுக்கு நற்செய்தி கூறுவீராக.

Korece: 

여성들은 너희들이 가꾸어 야 할 경작지와 같나니 너회가 원할때 경작지로 가까이 가라 그리 하여 씨를 뿌리되 너회 스스로를 위해 조심스러워야 하고 하나님을공경할 것이며 언젠가 그분을 영 접하게 되리라는 것을 알고 믿음 을 가진자들에게 복음을 전하라

Vietnamca: 

Những người phụ nữ (vợ) của các ngươi là mảnh đất trồng của các ngươi. Cho nên, các ngươi hãy đến với mảnh đất trồng của các ngươi theo cách mà các ngươi thích; và các ngươi hãy (làm thiện tốt) cho bản thân mình. Các ngươi hãy kính sợ Allah và hãy biết rằng các ngươi sẽ phải trở về trình diện Ngài và Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy báo tin vui cho những người có đức tin.