Arapça:
۞ يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ ۖ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَا أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا ۗ وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ ۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ
Çeviriyazı:
yes'elûneke `ani-lḫamri velmeysir. ḳul fîhimâ iŝmün kebîruv vemenâfi`u linnâs. veiŝmühümâ ekberu min nef`ihimâ. veyes'elûneke mâẕâ yünfiḳûn. ḳuli-l`afv. keẕâlike yübeyyinü-llâhü lekümü-l'âyâti le`alleküm tetefekkerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.
Diyanet İşleri:
Sana içki ve kumarı sorarlar, de ki: "İkisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazı faydalar vardır. Günahları faydasından daha büyüktür". Ne sarfedeceklerini sana sorarlar, de ki: "Artanı". Böylece Allah, dünya ve ahiret hususunda düşünesiniz diye size ayetleri açıklar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sana şarap ve kumarın hükümlerini soruyorlar. De ki: İkisinde de hem büyük günah var, hem insanlara faydalar var; fakat günahları, faydalarından daha çok. Sonra mallarından neyi vereceklerini soruyorlar. De ki: Kendilerini sıkmayanını, sıkıntıya düşürmeyenini, fazlasını. İşte Allah, delillerini size böylece bildirir, ta ki düşünesiniz.
Şaban Piriş:
Sana içki ve kumarı soruyorlar. De ki: Onlarda büyük günah ve insanlara bazı faydalar vardır. Günahları faydasından daha büyüktür. Ne sarf edeceklerini sana soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını! İşte Allah, size düşünesiniz diye ayetleri (böyle) açıklıyor.
Edip Yüksel:
Sana sarhoş edicilerden ve kumardan sorarlar: "O ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür," de. Ayrıca, sadaka olarak neyi vereceklerini senden sorarlar: "Artanı," de. ALLAH ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz...
Ali Bulaç:
Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için (bazı) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İhtiyaçtan artakalanı." Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz;
Suat Yıldırım:
Sana şarap ve kumar hakkındaki hükmü sorarlar. De ki: İkisinde de hem büyük günah, hem de insanlara bazı menfaatler vardır. Fakat günahları faydalarından daha çoktur. Bir de senden hayır olarak ne harcayacaklarını sorarlar. De ki: İhtiyacınızdan artanı harcayın. Böylece Allah size âyetlerini açıklıyor ki dünya ve âhiret hakkında düşünesiniz. [5,90,91; 4,43] {KM, Tekvin 27,28; Tesniye 11,14; Sayılar 28,14}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: «İkisinde de büyük günah vardır. Ve nâs için menfaatler de vardır. Bunların günahı ise menfaatlerden çok büyüktür.» Sana ne infak edeceklerini de sual ediyorlar. De ki: «İhtiyacınızdan artanı.» Allah Teâlâ âyetlerini sizlere işte böyle beyan ediyor, tâ ki tefekkür edesiniz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.
Bekir Sadak:
Sana icki ve kumari sorarlar, de ki «Ikisinde hem buyuk gunah ve hem insanlara bazi faydalar vardir. Gunahlari faydasindan daha buyuktur"
İbni Kesir:
Sana içkiden ve kumardan soruyorlar. De ki: İkisinde de hem büyük günah, hem de insanlar için faydalar vardır. Günahları ise faydalarından daha büyüktür. Ve sana ne infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçlarınızdan artanı. Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklıyor.
Adem Uğur:
Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "
İskender Ali Mihr:
Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: “O ikisinde de hem büyük günah hem de insanlar için (bazı) faydalar vardır. (Fakat) onların günahları, faydalarından daha büyüktür.” Ve sana (Allah için) neyi infâk edeceklerini (vereceklerini) soruyorlar. De ki: “Afv ettiklerinizi (vazgeçtiklerinizi, ihtiyaç fazlasını) (infâk edin).” Allah, âyetleri size işte böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz tefekkür edersiniz (bunlardaki hikmetleri düşünürsünüz).
Celal Yıldırım:
Sana hamr (alkollü içki)"
Tefhim ul Kuran:
Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: «Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür.» Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: «İhtiyaçtan artakalanı.» Böylece Allah, size ayetlerini açıklar
Fransızca:
- Ils t'interrogent sur le vin et les jeux de hasard. Dis : "Dans les deux il y a un grand péché et quelques avantages pour les gens; mais dans les deux, le péché est plus grand que l'utilité". Et ils t'interrogent : "Que doit-on dépenser (en charité) ? "
İspanyolca:
Te preguntan acerca del vino y del maysir, Di: «Ambos encierran pecado grave y ventajas para los hombres, pero su pecado es mayor que su utilidad». Te preguntan qué deben gastar. Di: «Lo superfluo». Así o explica Alá las aleyas, Quizás, así, meditéis
İtalyanca:
Ti chiedono del vino e del gioco d'azzardo. Di': " In entrambi c'è un grande peccato e qualche vantaggio per gli uomini, ma in entrambi il peccato è maggiore del beneficio!". E ti chiedono: "Cosa dobbiamo dare in elemosina?" Di': "Il sovrappiù ". Così Allah vi espone i Suoi segni, affinché meditiate
Almanca:
Und sie fragen dich nach dem Khamr und dem Glücksspiel. Sag: "In beiden sind große Verfehlungen und Nutzen für die Menschen, doch ihre Verfehlungen überwiegen ihrem Nutzen." Und sie fragen dich, wieviel sie geben sollen. Sag: "Den Überschuß." Solcherart verdeutlicht ALLAH euch die Ayat, damit ihr nachdenkt
Çince:
他们问你饮酒和赌博(的律例),你说:这两件事都包含著大罪,对於世人都有许多利益,而其罪过比利益还大。他们问你他们应该施舍甚麽,你说:你们施舍剩余的吧。真主这样为你们阐明一切迹象,以便你们思维今世和後世的事务。
Hollandaca:
Zij zullen u ondervragen omtrent wijn en gelukspel. Zeg hun: In beiden is groote zonde, maar ook nut voor de menschen; maar de zonde is grooter dan het nut. Zij zullen u vragen, wat zij aan aalmoezen moeten besteden. Antwoord hun: Uw overvloed. Zoo heeft God u zijne teekens geopenbaard, opdat gij zoudt nadenken. Over deze en de volgende wereld.
Rusça:
Они спрашивают тебя о вине и азартных играх. Скажи: "В них есть большой грех, но есть и польза для людей, хотя греха в них больше, чем пользы". Они спрашивают тебя, что они должгы расходовать. Скажи: "Излишек". Так Аллах разъясняет вам знамения, - быть может, вы поразмыслите
Somalice:
waxay ku waydiin Khamrada iyo Qamaarka waxaad dhahdaa waxaa ku sugan dhexdooda Dambi weyn, iyo wax Naefi ah dambigooda yaana ka weyn naefigooda, waxayna kuwaydiin maxay bixiyaan, waxaad dhahdaa (bixiya) saa'idka, saasuuna Eebe idinku caddayn aayadihiisa waxaadna mudantihiin inaad fikirtaan.
Swahilice:
Wanakuuliza juu ya ulevi na kamari. Sema: Katika hivyo zipo dhambi kubwa na manufaa kwa watu. Lakini dhambi zake ni kubwa zaidi kuliko manufaa yake. Na wanakuuliza watoe nini? Sema: Kilicho chepesi. Namna hivi Mwenyezi Mungu anakubainishieni Aya zake mpate kufikiri--
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) سەندىن ھاراق ۋە قىمار توغرىسىدا سورىشىدۇ، سەن ئۇلارغا: «بۇنىڭ ھەر ئىككىسىدە چوڭ گۇناھ ۋە كىشىلەرگە (ئازغىنا ماددى) پايدىمۇ بار، لېكىن ئۇلاردىكى گۇناھ پايدىغا قارىغاندا تېخىمۇ چوڭ» دېگىن، ئۇلار سەندىن نېمىنى سەدىقە قىلىش توغرۇلۇق سورايدۇ، «(ئېھتىياجدىن) ئارتۇقىنى (سەدىقە قىلىڭلار)» دېگىن. (دۇنيا ۋە ئاخىرەتنىڭ ئىشلىرىنى) تەپەككۇر قىلىشىڭلار ئۈچۈن اﷲ ئۆز ئايەتلىرىنى سىلەرگە شۇنداق بايان قىلىدۇ
Japonca:
かれらは酒と,賭矢に就いてあなたに問うであろう。言ってやるがいい。「それらは大きな罪であるが,人間のために(多少の)益もある。だがその罪は,益よりも大である。」またかれらは,何を施すべきかを,あなたに問うであろう。その時は,「何でも余分のものを。」と言ってやるがいい。このようにアッラーは,印をあなたがたに明示される。恐らくあなたがたは反省するであろう,
Arapça (Ürdün):
«يسألونك عن الخمر والميسر» القمار ما حكمهما «قل» لهم «فيهما» أي في تعاطيهما «إثم كبير» عظيم وفي قراءة بالمثلثة لما يحصل بسببهما من المخاصمة والمشاتمة وقول الفحش «ومنافع للناس» باللذة والفرح في الخمر وإصابة المال بلا كد في الميسر «وإثمهما» أي ما ينشأ عنهما من المفاسد «أكبر» أعظم «من نفعهما» ولما نزلت شربها قوم وامتنع عنها آخرون إلى أن حرمتها آية المائدة «ويسألونك ماذا ينفقون» أي ما قدره «قل» أنفقوا «العفو» أي الفاضل عن الحاجة ولا تنفقوا ما تحتاجون إليه وتضيعوا أنفسكم وفي قراءة بالرفع بتقدير هو «كذلك» أي كما بين لكم ما ذكر «يبين الله لكم الآيات لعلكم تتفكرون».
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुमसे लोग शराब और जुए के बारे में पूछते हैं तो तुम उन से कह दो कि इन दोनो में बड़ा गुनाह है और कुछ फायदे भी हैं और उन के फायदे से उन का गुनाह बढ़ के है और तुम से लोग पूछते हैं कि ख़ुदा की राह में क्या ख़र्च करे तुम उनसे कह दो कि जो तुम्हारे ज़रुरत से बचे यूँ ख़ुदा अपने एहकाम तुम से साफ़ साफ़ बयान करता है
Tayca:
พวกเขาจะถามเจ้าเกี่ยวกับน้ำเมา และการพนัน จงกล่าวเถิดว่า ในทั้งสองนั้นมีโทษมากและมีคุณหลายอย่างแก่มนุษย์ แต่โทษของมันทั้งสองนั้นมากกว่าคุณของมัน และพวกเขาจะถามเจ้าว่า พวกเขาจะบริจาคสิ่งใด ? จงกล่าวเถิดว่า สิ่งที่เหลือจากการใช้จ่าย ในทำนองนั้นแหละ อัลลอฮ์จะทรงแจกแจงโองการทั้งหลายแก่พวกเจ้าหวังว่าพวกเจ้าจะได้ใคร่ครวญ
İbranice:
יש כאלה ששואלים אותך (מוחמד) אודות היין והמייסר (משחק מזל,) אמור: 'יש בהם חטא גדול, וגם תועלת לבני-אדם , ואולם החטא שבהם יותר גדול מהתועלת.' וישאלוך מה יתרמו (כסף לצדקה,) אמור: 'מה שאתם יכולים מהעודף (של כספכם.) כך יבהיר אלוהים לכם את האותות למען תחשבו (
Hırvatça:
Pitaju te o opojnim pićima i kocki! Reci: "U njima je veliki grijeh, a i ima i nekih koristi ljudima; samo je grijeh od njih veći od koristi njihove!" Pitaju te, šta da udjeljuju! Reci: "Višak!" Eto, tako vama Allah propise objašnjava da biste razmislili,
Rumence:
Când te întreabă despre vin şi jocul de noroc, spune-le: “În amândouă, oamenii află un mare păcat, însă şi un câştig, însă păcatul le este cu mult mai mare decât câştigul.” Când te întreabă despre milostenie, spune-le: “Daţi ceea ce vă prisoseşte!” Aşa v
Transliteration:
Yasaloonaka AAani alkhamri waalmaysiri qul feehima ithmun kabeerun wamanafiAAu lilnnasi waithmuhuma akbaru min nafAAihima wayasaloonaka matha yunfiqoona quli alAAafwa kathalika yubayyinu Allahu lakumu alayati laAAallakum tatafakkaroona
Türkçe:
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.
Sahih International:
They ask you about wine and gambling. Say, "In them is great sin and [yet, some] benefit for people. But their sin is greater than their benefit." And they ask you what they should spend. Say, "The excess [beyond needs]." Thus Allah makes clear to you the verses [of revelation] that you might give thought.
İngilizce:
They ask thee concerning wine and gambling. Say: "In them is great sin, and some profit, for men; but the sin is greater than the profit." They ask thee how much they are to spend; Say: "What is beyond your needs." Thus doth Allah Make clear to you His Signs: In order that ye may consider-
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Səndən içki və qumar (meysir) haqqında sual edənlərə söylə: “Onlarda həm böyük günah, həm də insanlar üçün mənfəət (dünya mənfəəti) vardır. Lakin günahları mənfəətlərindən daha böyükdür”! (Allah yolunda) nəyi paylamalı olduqlarını soruşanlara isə de: “Ehtiyacınızdan artıq qalanını (möhtaclara paylayın)!” Allah sizə Öz ayələrini bu cür bildirir ki, bəlkə, fikirləşəsiniz.
Süleyman Ateş:
Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki; "O ikisinde büyük günah ve insanlara bazı yararlar vardır. Fakat onların günahı yararından büyüktür." Ve sana Allah yolunda ne vereceklerini soruyorlar. De ki; "Af (yani ihtiyaçlarınızdan fazlasını veya helal ve güzel olan şeyleri verin!)" Allah size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz:
Diyanet Vakfı:
Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "İhtiyaç fazlasını" de. Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.
Erhan Aktaş:
Sana hamrın(1) ve şans oyunlarının(2) hükmünü soruyorlar. De ki: “Her ikisinde de büyük günah vardır. İnsanlar için yararları(3) olsa da. Günahları yararlarından daha büyüktür.” Sana neyi infak(4) edeceklerini soruyorlar. De ki: “Afvı.(5)” Allah size âyetlerini böylece açıklamaktadır. Umulur ki düşünürsünüz.
Kral Fahd:
Sana, içkiyi ve kumar hakkında soruyorlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. «İhtiyaç fazlasını» de. İşte Allah, düşünesiniz diye size âyetleri böyle açıklar.
Hasan Basri Çantay:
(219-220) Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: «Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için fâideler vardır. Günahları ise fâidelerinden daha büyükdür.» (Yine) sana hangi şey´i nafaka vereceklerini sorarlar. De ki: «İhtiyacınızdan artanı (verin)». Allah size böylece âyetlerini (pek güzel) açıklar. Olur ki dünyâ hususunda da, âhiret işinde de iyice düşünürsünüz. Bir de sana yetimleri sorarlar. De ki: «Onları yarar ve iyi bir haale getirmek hayırlıdır. Şayet kendileriyle bir arada yaşarsanız onlar sizin kardeşierinizdir. Allah, (yetimlerin) salâhına çalışanlarla (onların mal ve haalinde) fesâd (ve fenalık) yapanları bilir. Eğer Allah dileseydi sizi muhakkak zahmete sokardı. Şübhesiz Allah mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
Muhammed Esed:
Sana, sarhoşluk veren şeyler ve şans oyunları hakkında sorarlar. De ki: "Onların her ikisinde de hem büyük bir kötülük hem de insanlar için bazı yararlar vardır; ancak yol açtıkları kötülük, sağladıkları yararlardan daha büyüktür." (Allah yolunda) neyi harcayacaklarını sana sorarlar. De ki: "O´nun için ayırabileceğiniz her şeyi." Böylece Allah mesajlarını size açıklıyor ki tefekkür edesiniz.
Gültekin Onan:
Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “- Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için bazı (ufak tefek) faydalar vardır. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür
Portekizce:
Interrogam-te a respeito da bebida inebriante e do jogo de azar; dize-lhes: Em ambos há benefícios e malefícios para ohomem; porém, os seus malefícios são maiores do que os seus benefícios. Perguntam-te o que devem gastar (em caridade).Dize-lhes: Gastai o que sobrar das vossas necessidades. Assim Deus vos elucida os Seus versículos, a fim de que mediteis,
İsveççe:
DE FRÅGAR dig om rusdrycker och spel om pengar. Säg: "Det ligger svår synd i bådadera men [också] något som kan vara människan till nytta. Det onda de medför är dock större än den nytta de kan ge." Och de frågar dig vad de bör ge åt andra. Säg: "Det som överstiger vars och ens behov." Så klargör Gud [Sina] budskap för er för att ni skall tänka över [dem]
Farsça:
درباره شراب و قمار از تو می پرسند، بگو: در آن دو، گناهی بزرگ و سودهایی برای مردم است، و گناه هر دو از سودشان بیشتر است. و از تو می پرسند: چه چیز انفاق کنند؟ بگو: از آنچه افزون بر نیاز است. خدا این گونه آیاتش را برای شما بیان می کند تا بیندیشید.
Kürtçe:
ئەی موحەممەد پرسیارت لێ دەکەن دەربارەی عەرەق و قومار بڵێ لەم دوانەدا گوناھی گەورە ھەیە و چەند قازانجێک ھەیە بۆ خەڵکی بەڵام گوناھەکەیان گەورە ترە لە سوود وقازانجەکەیان وە پرسیارت لێ دەکەن چی ببەخشن بڵێ ئەوەی لێتان زیادە ئاوەھا خوا بەڵگەکان ڕون دەکاتەوە بۆتان تا بیربکەنەوە
Özbekçe:
Сендан хамр ва қимор ҳақида сўрарлар. Сен: «Иккисида катта гуноҳ ва кишилар учун манфаат бор ва гуноҳлари нафларидан каттадир», деб айт. Ва сендан нимани нафақа қилишни сўрарлар. Сен: «Ортиқчасини», деб айт. Аллоҳ шундоқ қилиб сизга Ўз оятларини баён қилади. Шоядки тафаккур қилсангиз. (Оятдаги «хамр» сўзини ичкилик, ароқ ёки вино деб таржима қилмадик. Чунки «хамр» сўзи умумий бўлиб, истеъмол қилган кишининг ақлини тўсувчи, яъни, бир оз бўлса-да таъсир ўтказувчи барча нарсага айтилади. Бунинг ичига наша, қорадори, кўкнори ва бошқалар ҳам киради. Дунёда адолат ўрнатиш, ер юзида Аллоҳнинг халифаси бўлиш вазифаси юклатилган шахс ароқхўр ёки қиморбоз ва молини ноўрин сарфлайдиган бўлиши мумкинми? Албатта, йўқ. Ҳолбуки, хамр ичиш, қимор ўйнаш ва ноўрин нафақа қилиш ҳоллари жоҳилият вақтида кишилар ҳаётига сингиб кетган эди. Хамрсиз ҳаётни тасаввур қила олмас эдилар.)
Malayca:
Mereka bertanya kepadamu (Wahai Muhammad) mengenai arak dan judi. Katakanlah: "Pada keduanya ada dosa besar dan ada pula beberapa manfaat bagi manusia tetapi dosa keduanya lebih besar daripada manfaatnya dan mereka bertanya pula kepadamu: Apakah yang mereka akan belanjakan (dermakan)? Katakanlah: "Dermakanlah - apa-apa) yang berlebih dari keperluan (kamu). Demikianlah Allah menerangkan kepada kamu ayat-ayatNya (keterangan-keterangan hukumNya) supaya kamu berfikir:
Arnavutça:
Të pyesin ty për verë dhe bixhoz. Thuaju: “Ato u sjellin dëme të mëdha (mëkate), por edhe dobi për njerëzit, mirëpo, dëmi është më i madh se dobia”. Dhe të pyesin ty sa duhet dhënë lëmoshë. Thuaju: “Tepricën!” Qe, kështu ua shpjegon Perëndia argumentet e Tija, që të mendoni. –
Bulgarca:
Питат те за виното и за игрите на късмет. Кажи: “В тях има голям грях и изгоди за хората, но грехът им е по-голям от изгодата.” И питат какво да раздават. Кажи: “Излишъка.” Така Аллах ви обяснява знаменията, за да размислите
Sırpça:
Питају те о опојним пићима и коцки! Реци: „У њима је велики грех, а има и неких користи људима; само је грех већи од њихове користи!“ Питају те, шта да удељују! Реци: „Вишак!“ Ето, тако вама Аллах прописе објашњава да бисте размислили,
Çekçe:
Dotazují se tě na víno a na hru majsir. Rci: 'V obou z nich je pro lidi hřích těžký i užitek, avšak jejich hřích je větší než užitek.' A dotazují se tě na to, co mají rozdávat. Rci: 'Přebytek!' A takto vám Bůh objasňuje znamení - snad budete přemýšlet
Urduca:
پوچھتے ہیں: شراب اور جوئے کا کیا حکم ہے؟ کہو: ان دونوں چیزوں میں بڑی خرابی ہے اگرچہ ان میں لوگوں کے لیے کچھ منافع بھی ہیں، مگر ان کا گناہ اُن کے فائدے سے بہت زیادہ ہے پوچھتے ہیں: ہم راہ خدا میں کیا خرچ کریں؟ کہو: جو کچھ تمہاری ضرورت سے زیادہ ہو اس طرح اللہ تمہارے لیے صاف صاف احکام بیان کرتا ہے، شاید کہ تم دنیا اور آخرت دونوں کی فکر کرو
Tacikçe:
Туро аз шаробу қимор мепурсанд. Бигӯ: «Дар он ду гуноҳе бузург ва нафъҳоест барои мардум. Ва гуноҳашон аз нафъашон бештар аст». Ва аз ту мепурсанд: «Чӣ чиз нафақа кунанд? Бигӯ: «Он чӣ афзун ояд». Худо оётро инчунин барои шумо баён мекунад, бошад, ки дар кори дунё ва охират бияндешед.
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м! Синнән хәмер һәм отыш уены хакында сорашалар. Әйт: "Ул нәрсәләрдә зур гөнаһ бар һәм кешеләргә аз гына файдасы да бар, ләкин файдасына караганда гөнаһы һәм зарары зуррак". Янә синнән: "Садака кылып нәрсә бирик һәм күпме бирик", – дип сорыйлар. "Үзегездән арткан малны бирегез һәм гафу итегез", – дип әйт. Әнә шулай Аллаһ сезгә үзенең аятьләрен ачык бәян итә, шаять, фикерләп карарсыз да аңларсыз!
Endonezyaca:
Mereka bertanya kepadamu tentang khamar dan judi. Katakanlah: "Pada keduanya terdapat dosa yang besar dan beberapa manfaat bagi manusia, tetapi dosa keduanya lebih besar dari manfaatnya". Dan mereka bertanya kepadamu apa yang mereka nafkahkan. Katakanlah: "Yang lebih dari keperluan". Demikianlah Allah menerangkan ayat-ayat-Nya kepadamu supaya kamu berfikir,
Amharca:
አእምሮን ከሚቃወም መጠጥና ከቁማር ይጠይቁሃል፡፡ «በሁለቱም ውስጥ ታላቅ ኃጢኣትና ለሰዎች ጥቅሞች አሉባቸው፡፡ ግን ኃጢኣታቸው ከጥቅማቸው በጣም ትልቅ ነው» በላቸው፡፡ ምንን እንደሚመጸውቱም (መጠኑን) ይጠይቁሃል፡፡ «ትርፍን (መጽውቱ)» በላቸው፡፡ እንደዚሁ ታስተነትኑ ዘንድ አላህ ለናንተ አንቀጾችን ይገልጽላችኋል፡፡
Tamilce:
மது இன்னும் சூதாட்டத்தைப் பற்றி உம்மிடம் கேட்கிறார்கள். (நபியே!) கூறுவீராக: “அவ்விரண்டிலும் பெரும் பாவமும், மக்களுக்கு(ச் சில) பலன்களும் உள்ளன. அவ்விரண்டின் பாவம் அவ்விரண்டின் பலனைவிட மிகப் பெரியதாகும்.’’ இன்னும், அவர்கள் எதைத் தர்மம் செய்யவேண்டுமென உம்மிடம் கேட்கிறார்கள். “(உங்கள் தேவைக்குப் போக) மீதமுள்ளதை (தர்மம் செய்யுங்கள்)’’ எனக் கூறுவீராக! நீங்கள் (இம்மை, மறுமையின் காரியத்தில்) சிந்திப்பதற்காக இவ்வாறு அல்லாஹ் வசனங்களை உங்களுக்கு விவரிக்கிறான்.
Korece:
술과 도박에 관하여 그대에게 물을때 일러가로되 그 두 곳 에는 큰 죄악과 인간에 유용한 것이 있으나 그것의 죄악은 효용보 다 크다 이르되 또 그들이 무엇으로 자선을 베풀어야 되느냐고 물 을때 일러가로되 그것은 여분이라일러라 그리하여 하나님은 너희에게 계명을 주신 후 너회로 하여금숙고하도록 하였노라
Vietnamca:
Họ (những người bạn đạo của Ngươi) hỏi Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) về rượu và cờ bạc. Ngươi hãy trả lời họ: “Trong hai thứ vừa có tội lớn vừa có lợi ích cho con người nhưng tội của chúng lớn hơn lợi ích mà chúng mang lại.” Và họ hỏi Ngươi “nên bố thí loại tài sản nào”. Ngươi hãy trả lời họ: “(Các ngươi hãy bố thí) phần tài sản còn lại (sau khi các ngươi đã sử dụng cho nhu cầu cần thiết).”(16) Như thế đó Allah đã trình bày rõ cho các ngươi các lời mặc khải của Ngài mong rằng các ngươi biết suy ngẫm. (16) Câu Kinh này xuống trước khi lệnh Zakah được thiên khải, sau đó Allah bắt buộc phải xuất Zakah theo định lượng và từng loại tài sản nhất định.
Ayet Linkleri: