Arapça:
وَلَوْ أَنَّهُمْ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَمَثُوبَةٌ مِّنْ عِندِ اللَّهِ خَيْرٌ ۖ لَّوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
velev ennehüm âmenû vetteḳav lemeŝûbetüm min `indi-llâhi ḫayr. lev kânû ya`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şayet onlar iman edip de korunmuş olsalardı, elbette Allah tarafından verilecek mükafat çok hayırlı olacaktı. Keşke bunu bilselerdi.
Diyanet İşleri:
Onlar inanıp, Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, Allah katından olan sevab daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi!
Abdulbakî Gölpınarlı:
İman edip de kötülüklerden korunsalardı elbette Allah'tan elde edecekleri sevap, daha hayırlı olacaktı. Bir bilselerdi bunu.
Şaban Piriş:
Keşke onlar iman edip takva sahibi olsalardı, elbette Allah katında verilecek sevap daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi!
Edip Yüksel:
Onlar inanıp günahlardan sakınmış olsalardı elbette ALLAH'tan alacakları ödül çok daha hayırlı olurdu. Bir bilselerdi!
Ali Bulaç:
Eğer gerçekten iman edip sakınsalardı, Allah Katındaki sevab(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi.
Suat Yıldırım:
Şayet onlar iman edip (sihir gibi) haramlardan sakınmış olsalardı, Allah katından kendilerine verilecek mükâfatlar elbette haklarında daha hayırlı olurdu. Keşke bunu bilselerdi!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Eğer onlar imân etseler ve ittikada bulunsalar idi elbette Allah Teâlâ katından bir sevap çok hayırlı olacaktı. Eğer bilir olsalardı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi.
Bekir Sadak:
Onlar inanip, Allah´a karsi gelmekten sakinsalardi, Allah katindan olan sevab daha hayirli olurdu. Keske bilselerdi! *
İbni Kesir:
Eğer onlar inanmış ve sakınmış olsalardı
Adem Uğur:
Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı!
İskender Ali Mihr:
Şâyet onlar âmenû olup (Allah´a ulaşmayı dileyip) takva sahibi olsalardı
Celal Yıldırım:
Ve eğer onlar (Yahudiler, Peygambere ve Kur´ân´a) İnanıp (sihir ve büyüden) sakınmış olsalardı, Allah katından (kendilerine verilecek) sevap daha hayırlı olurdu. Bunu bir bilselerdi!.
Tefhim ul Kuran:
Doğrusu eğer onlar, iman edip sakınsalardı, sevab(ları) Allah katında gerçekten daha hayırlı olurdu
Fransızca:
Et s'ils croyaient et vivaient en piété, une récompense de la part d'Allah serait certes meilleure. Si seulement ils savaient !
İspanyolca:
Si hubieran creído y temido a Alá, la recompensa de Éste habría sido mejor. Si supieran...
İtalyanca:
Se avessero creduto e vissuto nel timor di Allah, avrebbero avuto da Allah ricompensa migliore. Se solo avessero saputo!
Almanca:
Und hätten sie doch Iman verinnerlicht und Taqwa gemäß gehandelt, gewiß wäre eine Belohnung von ALLAH besser, würden sie es nur wissen.
Çince:
假若他们信道,而且敬畏,那末,从真主那里降下的报酬,必是更好的;假若他们知道,(必已信道)。
Hollandaca:
Ach! hadden zij maar geloofd en God gevreesd, dan ware hun een schooner loon geworden. Indien zij het hadden geweten!
Rusça:
Если бы они уверовали в Аллаха и были богобоязненны, то вознаграждение от Аллаха было бы лучше для них. Если бы они только знали!
Somalice:
hadday kuwa (Sixirkabaran) rumeeyaan xaqa oy dhawrsadaan wanaag kuabaalamarinta Eebe yaa u Khayr roon hadday ogyihiin.
Swahilice:
Na lau kuwa wangeamini na wakaogopa, bila ya shaka malipo yatokayo kwa Mwenyezi Mungu yange kuwa bora. Laiti wangeli kuwa wanajua!
Uygurca:
ئەگەر ئۇلار ئىمان كەلتۈرسە (سېھىرنى تاشلاپ) اﷲ تىن قورقسا، (ئۇلار ئۈچۈن) اﷲ نىڭ دەرگاھىدىكى ساۋاب ئەلۋەتتە ياخشى ئىدى، كاشكى ئۇلار بۇنى بىلسە ئىدى
Japonca:
かれらがもし信仰して,(悪魔から)その身を守ったならば,アッラーの御許から,きっと良い報奨を得たであろう。かれらにそれが分っていたらよかったのに。
Arapça (Ürdün):
«ولو أنهم» أي اليهود «آمنوا» بالنبي والقرآن «واتقوا» عقاب الله بترك معاصيه كالسحر، وجوابُ لو محذوف: أي لأثيبوا دل عليه «لمثوبة» ثواب وهو مبتدأ واللام فيه للقسم «من عند الله خير» خبره مما شروا به أنفسهم «لو كانوا يعلمون» أنه خير لما آثروه عليه.
Hintçe:
और अगर वह ईमान लाते और जादू वग़ैरह से बचकर परहेज़गार बनते तो खुदा की दरगाह से जो सवाब मिलता वह उससे कहीं बेहतर होता काश ये लोग (इतना तो) समझते
Tayca:
และหากว่า เขาเหล่านั้นศรัทธา และเกรงกลัวแล้ว แน่นอน ผลานิสงส์ ณ ที่อัลลอฮ์นั้นย่อมดีกว่า หากพวกเขารู้
İbranice:
ולו היו מאמינים והיו יראים היה גמולם טוב מאת אלוהים, אילו ידעו
Hırvatça:
A da su oni vjerovali i čuvali se, pa sigurno nagrada od Allaha bolja je - samo da su to oni znali!
Rumence:
Dacă ar fi crezut şi s-ar fi temut, ar fi avut, la Dumnezeu, o răsplata mai bună. O, dacă ar fi ştiut!
Transliteration:
Walaw annahum amanoo waittaqaw lamathoobatun min AAindi Allahi khayrun law kanoo yaAAlamoona
Türkçe:
Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi.
Sahih International:
And if they had believed and feared Allah, then the reward from Allah would have been [far] better, if they only knew.
İngilizce:
If they had kept their Faith and guarded themselves from evil, far better had been the reward from their Lord, if they but knew!
Azerbaycanca:
Əgər onlar (Qur’ana və Peyğəmbərə) iman gətirib pis əməllərdən (sehrə uymaqdan) çəkinsəydilər, Allah tərəfindən əldə etdikləri savab daha xeyirli olardı. Kaş ki, bunu dərk edəydilər.
Süleyman Ateş:
Eğer onlar inanıp (Allah'ın azabından) korunmuş olsalardı, elbette Allah katından (verilecek) sevap, (kendileri için) daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi!
Diyanet Vakfı:
Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı!
Erhan Aktaş:
Eğer onlar îmân edip takvâ sahibi(1) olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap kendileri için daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi.
Kral Fahd:
Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı!
Hasan Basri Çantay:
Eğer onlar (Yahudiler, Peygambere ve Kurana) îman edib de (sihir yapmak gibi günahlardan) sakınmış olsalardı Allah katından (kazanacakları) sevab, (haklarında) elbet daha hayırlı olurdu. Eğer bunu bilselerdi.
Muhammed Esed:
Eğer inansalar ve O´na karşı sorumluluklarının bilincinde olsalardı, doğrusu, Allah´ın mükafatı onlara iyilik getirecekti; keşke bunu bilselerdi!
Gültekin Onan:
Eğer gerçekten inanıp sakınsalardı, Tanrı katındaki sevap(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu
Ali Fikri Yavuz:
Eğer Yahudiler Peygambere ve Kur’an’a iman edip de sihir yapmaktan sakınsalardı, Allah’ın sevabı onlar için hayırlı olurdu
Portekizce:
Todavia, se tivessem acreditado, e temido, teriam obtido a melhor recompensa de Deus. Se o soubessem!...
İsveççe:
Om de hade haft tro och fruktat Gud, skulle Gud helt säkert ha gett dem en bättre lön. Om de bara hade vetat...!
Farsça:
و اگر آنان [از روی حقیقت] ایمان می آوردند و [از سحر و جادو] پرهیز می کردند، قطعاً پاداشی که از جانب خداست [برای آنان] بهتر بود، اگر می دانستند.
Kürtçe:
ئەگەر بەڕاستی ئەوان بڕوایان بھێنایە و پارێزکار بونایە ئەوا پاداشتێکی چاکتر لەلایەن خواوە بۆ ئەوان دەبوو ئەگەر بیانزانیایە
Özbekçe:
Агар улар иймон келтириб, тақво қилганларида, гар билсалар, Аллоҳнинг ҳузуридаги савоб яхши эди.
Malayca:
Dan kalau sebenarnya mereka itu tetap beriman dan bertaqwa (nescaya mereka akan mendapat pahala); sesungguhnya pahala dari sisi Allah itu adalah lebih baik, kalau mereka mengetahui.
Arnavutça:
Dhe sikur ata (Hebrenjt) të besonin dhe të druanin, shpërblimi i Perëndisë do të ishte më i mirë (të cilën e merituan prej besimit). Oh! Sikur ta dinin ata!
Bulgarca:
А ако вярваха и се бояха, награда от Аллах е най-доброто, ако знаеха.
Sırpça:
А да су они веровали и чували се забрањеног, па сигурно награда од Аллаха боља је - само да су то они знали!
Çekçe:
Kdyby byli uvěřili a byli bohabojní, věru by byla odměna Boží lepší - kéž by to byli věděli!
Urduca:
اگر وہ ایمان اور تقویٰ اختیار کرتے، تو اللہ کے ہاں اس کا جو بدلہ ملتا، وہ ان کے لیے زیادہ بہتر تھا، کاش اُنہیں خبر ہوتی
Tacikçe:
Агар имон оварда ва парҳезгор шуда будаанд, подоше, ки аз ҷониби Худо ба онҳо дода мешуд, аз ҳар чизи дигаре некӯтар мебуд, агар медонистанд!
Tatarca:
Әгәр яһүдләр, Коръәнгә ышанып, аның белән гамәл кылсалар һәм сихырны ташласалар, әлбәттә, Аллаһудан биреләчәк нигъмәтләр алар өчен хәерле, әгәр аңласалар.
Endonezyaca:
Sesungguhnya kalau mereka beriman dan bertakwa, (niscaya mereka akan mendapat pahala), dan sesungguhnya pahala dari sisi Allah adalah lebih baik, kalau mereka mengetahui.
Amharca:
እነርሱም (አይሁዶች) ባመኑና በተጠነቀቁ ኖሮ (በተመነዱ ነበር)፡፡ የሚያውቁ ቢኾኑ ከአላህ ዘንድ የኾነው ምንዳ (ነፍሶቻቸውን ከሚሸጡበት) በላጭ ነው፡፤
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக அவர்கள் (இவ்வேதத்தை) நம்பிக்கை கொண்டு, அல்லாஹ்வை அஞ்சி (சூனியத்தை விட்டு விலகி) இருந்தால் அல்லாஹ்விடமிருந்து (அவர்களுக்கு) கிடைக்கும் சன்மானம் திட்டமாக மிகச் சிறந்ததாகும். (இதை) அவர்கள் அறிந்திருக்க வேண்டுமே!
Korece:
만일 그들이 믿음을 갖고 악을 멀리하였다면 그들에게는 마 술을 배운 것보다 더 좋은 하나님 의 보상이 있었을 것이라
Vietnamca:
Nếu họ có đức tin và ngoan đạo thì chắc chắn họ sẽ được ban thưởng nhiều điều tốt đẹp hơn ở nơi Allah, giá như họ biết điều đó!
Ayet Linkleri: