Arapça:
ثُمَّ نُنَجِّي الَّذِينَ اتَّقَوا وَّنَذَرُ الظَّالِمِينَ فِيهَا جِثِيًّا
Çeviriyazı:
ŝümme nünecci-lleẕîne-tteḳav veneẕeru-żżâlimîne fîhâ ciŝiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız.
Diyanet İşleri:
Sonra Biz Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtarır, zalimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakırız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra çekinenleri kurtarırız, zalimleriyse dizüstü çökmüş bir halde bırakırız orada.
Şaban Piriş:
Sonra, takva sahiplerini kurtaracağız, zalimleri de orada dizüstü çökmüş olarak bırakacağız.
Edip Yüksel:
Sonra, erdemlileri kurtaracağız. Zalimleri ise orada diz üstü bırakacağız.
Ali Bulaç:
Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.
Suat Yıldırım:
Sonra Allah'ı sayıp günahlardan sakınan müttakileri kurtararak zalimleri dizüstü çökmüş vaziyette orada bırakacağız.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra ittikada bulunmuş olanları necâta erdiririz. Zalimleri de orada dizleri üstüne çökmüş bir halde bırakırız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız.
Bekir Sadak:
O gorulmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katindan bir soz mu almistir?
İbni Kesir:
Sonra Biz, takvaya erenleri kurtaracağız. Zalimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.
Adem Uğur:
Sonra biz, Allah´tan sakınanları kurtarırız
İskender Ali Mihr:
Sonra takva sahiplerini kurtaracağız. Ve zalimleri, diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.
Celal Yıldırım:
Sonra da Allah´tan korkup fenalıklardan sakınanları kurtaracağız. Zâlimleri ise dizleri üstü Cehennem´de bırakacağız.
Tefhim ul Kuran:
Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulme sapanları diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.
Fransızca:
Ensuite, Nous délivrerons ceux qui étaient pieux et Nous y laisserons les injustes agenouillés.
İspanyolca:
Luego, salvaremos a quienes temieron a Alá, y abandonaremos en ella, arrodillados, a los impíos.
İtalyanca:
Salveremo coloro che Ci hanno temuto e lasceremo gli ingiusti in ginocchio.
Almanca:
Dann erretten WIR diejenigen, die Taqwa gemäß handelten, und lassen die Unrecht-Begehenden darin kniend.
Çince:
然后,我将拯救敬畏者,而让不义者跪在那里面。
Hollandaca:
Daarna zullen wij hen bevrijden, die godvruchtig waren; doch wij zullen de goddeloozen op hunne knieën daarin laten.
Rusça:
Потом Мы спасем богобоязненных, а беззаконников оставим там стоять на коленях.
Somalice:
Markaas waxaannu korin kuwa Dhawrsaday, waxaannu kaga tagi Daalimiinta Dhexdeeda iyagoo Jilbo u Fadhiya.
Swahilice:
Kisha tutawaokoa wale walio mchamngu; na tutawaacha madhaalimu humo wamepiga magoti.
Uygurca:
ئاندىن ئەڭ تەقۋادارلارنى (جەھەننەمدىن) قۇتقۇزىمىز، زالىملارنى جەھەننەمدە تىزلىنىپ ئولتۇرغان ھالدا قويىمىز
Japonca:
しかしわれは主を畏れる敬虔な者を救い,不義を行った者は跪いたままで放って置こう。
Arapça (Ürdün):
«ثم ننجِّي» مشددا ومخففا «الذين اتقوا» الشرك والكفر منها «ونذر الظالمين» بالشرك والكفر «فيها جثيا» على الركب.
Hintçe:
फिर हम परहेज़गारों को बचाएँगे और नाफ़रमानों को घुटने के भल उसमें छोड़ देंगे
Tayca:
แล้วเราจะให้บรรดาผู้ยำเกรงรอดพ้นแล้วเราจะปล่อยให้บรรดาผู้อธรรมคุกเข่าอยู่ในนั้น
İbranice:
אך את אלה היראים נציל ואת המקפחים נשאיר שם ליפול על ברכיהם
Hırvatça:
Zatim ćemo one koji su se Allaha bojali i grijeha klonili spasiti, a zulumćare ćemo da u njemu na koljenima kleče ostaviti.
Rumence:
Noi îi vom mântui pe cei care se temeau şi-i vom lăsa pe nedrepţi îngenunchiaţi.
Transliteration:
Thumma nunajjee allatheena ittaqaw wanatharu alththalimeena feeha jithiyyan
Türkçe:
Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız.
Sahih International:
Then We will save those who feared Allah and leave the wrongdoers within it, on their knees.
İngilizce:
But We shall save those who guarded against evil, and We shall leave the wrong-doers therein, (humbled) to their knees.
Azerbaycanca:
Sonra Biz Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinənlərə nicat verəcək, zalımları isə orada diz üstə çökmüş halda saxlayacağıq!
Süleyman Ateş:
Sonra korunanları kurtarırız ve zalimleri öyle diz üstü çökmüş olarak bırakırız.
Diyanet Vakfı:
Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.
Erhan Aktaş:
Sonra Biz takvâ sahiplerini kurtuluşa erdireceğiz. Ve zalimleri, orada diz üstü çökmüş halde bırakacağız.
Kral Fahd:
Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız .
Hasan Basri Çantay:
Sonra takvaaya erenleri kurtaracağız. Zaalimleri ise orada diz üstü düşmüş bir halde bırakacağız.
Muhammed Esed:
Bir kere daha (hatırlatalım ki): Biz, Bize karşı sorumluluk bilinci taşıyanları (cehennemden) kurtaracağız; ama zalimleri onun içinde diz üstü bırakacağız.
Gültekin Onan:
Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.
Ali Fikri Yavuz:
Sonra, Allah’dan korkup sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan Cehennem’de bırakacağız.
Portekizce:
Logo salvaremos os devotos e deixaremos ali, genuflexos, os iníquos.
İsveççe:
Därefter skall Vi föra dem i säkerhet som fruktade Gud. Men de orättfärdiga lämnar Vi kvar där, hukande på sina knän.
Farsça:
سپس آنان را که [از کفر، شرک، فساد و گناه] پرهیز کردند، نجات می دهیم، و ستمکاران را که به زانو درافتاده اند، در دوزخ رها می کنیم.
Kürtçe:
دواتر ئەوانە ڕزگار دەکەین کە پارێزکار ولەخواترس بوون و ستەمکاران لەسەرچۆک لەناو (دۆزەخ) دا دەھێڵینەوە
Özbekçe:
Сўнгра тақво қилганларга нажот берамиз ва золимларни унда тиз чўккан ҳолларида қолдирамиз.
Malayca:
Kemudian Kami akan selamatkan orang-orang yang bertaqwa, dan kami akan biarkan orang-orang yang zalim (dengan kekufurannya dan maksiatnya) tinggal berlutut di dalam neraka itu.
Arnavutça:
Pastaj do t’i shpëtojmë ata që kanë qenë besimtarë, e do t’i lëmë zullumqarët në të – të gjunjëzuar.
Bulgarca:
После Ние ще спасим богобоязливите и ще оставим там на колене угнетителите.
Sırpça:
Затим ћемо да спасимо оне који су се бојали Аллаха и клонили греха, а невернике ћемо да оставимо у њему на коленима да клече.
Çekçe:
Potom však zachráníme ty, kdož bohabojní byli, a ponecháme v něm nespravedlivé na kolenou klečící.
Urduca:
پھر ہم اُن لوگوں کو بچا لیں گے جو (دنیا میں) متقی تھے اور ظالموں کو اُسی میں گرا ہُوا چھوڑ دیں گے
Tacikçe:
Он гоҳ парҳезгоронро наҷот медиҳем ва ситамкоронро ҳамчунон ба зону нишаста дар он ҷо мегузорем.
Tatarca:
Соңра тәкъва мөэминнәрне ул җәһәннәмнән коткарырбыз, вә Коръән белән гамәл кылмаган залимнәрне тезләнгән хәлләрендә ул җәһәннәмдә калдырырбыз.
Endonezyaca:
Kemudian Kami akan menyelamatkan orang-orang yang bertakwa dan membiarkan orang-orang yang zalim di dalam neraka dalam keadaan berlutut.
Amharca:
ከዚያም እነዚያን የተጠነቀቁትን እናድናለን፡፡ አመጸኞቹንም የተንበረከኩ ኾነው በውስጧ እንተዋቸዋለን፡፡
Tamilce:
பிறகு, எவர்கள் அல்லாஹ்வை அஞ்சி நடந்தார்களோ அவர்களை நாம் (நரகத்தில் விழுந்துவிடாமல்) பாதுகாப்போம். இன்னும், அநியாயக்காரர்களை முழங்காலிட்டவர்களாக அதில் (தள்ளி) விட்டுவிடுவோம்.
Korece:
그러나 하나님께서 악을 경 계하는 자들은 구제할 것이되 사 악한 자들은 그 안에서 무릎을 꿇게 하리라
Vietnamca:
Rồi TA sẽ cứu rỗi những ai ngoan đạo và bỏ mặc những kẻ làm điều sai quấy quỳ gối trong đó (Hỏa Ngục).
Ayet Linkleri: