Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

42

Ayet No: 

1844

Sayfa No: 

264

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ إِلَّا مَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْغَاوِينَ

Çeviriyazı: 

inne `ibâdî leyse leke `aleyhim sülṭânün illâ meni-ttebe`ake mine-lgâvîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sana uyan azgınlardan başka, kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur.

Diyanet İşleri: 

'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki kullarıma hiçbir suretle gücün yetmez, ancak sana uyan azgınlara yeter senin gücün.

Şaban Piriş: 

Senin, kullarım üzerinde hiçbir gücün yoktur, sana uyan azgınlar dışında.

Edip Yüksel: 

Elbette, sadece bana kulluk edenlere karşı bir gücün yoktur. Ancak sana uyan sapıklara gücün yeter.

Ali Bulaç: 

Şüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin Benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiçbir gücün yoktur.

Suat Yıldırım: 

“Şüphesiz Benim o seçkin kullarım üzerinde senin hiçbir nüfûzun yoktur, ancak senin peşine takılmış şaşkın azgınlar başka!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

15:41

Yaşar Nuri Öztürk: 

Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna.

Bekir Sadak: 

Biz onlarin gonullerinde olan kini cikardik, artik onlar sedirler uzerinde karsilikli oturan kardeslerdir.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olmaz. Ancak sana uyan sapıklar müstesna.

Adem Uğur: 

Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.

İskender Ali Mihr: 

Azgın olanlardan (iğvaya düşürdüklerinden) sana tâbî olan kimseler hariç, muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki, kullarımın üzerinde senin hiçbir sultan yoktur

Tefhim ul Kuran: 

«Şüphesiz, kışkırtılıp saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur.»

Fransızca: 

- "[Allah] dit : voici une voie droite [qui mène] vers Moi.

İspanyolca: 

Tú no tienes poder alguno sobre Mis siervos, salvo sobre los descarriados que te sigan».

İtalyanca: 

Non avrai alcun potere sui Miei servi, eccetto i perduti che ti obbediranno,

Almanca: 

Gewiß, über Meine Diener hast du keine Verfügung, außer über diejenigen von den Abirrenden, die dir folgen.

Çince: 

我的仆人,你对他们绝无权力,除非那些顺从你的迷误者。

Hollandaca: 

Wat mijne dienaren betreft, gij zult geene macht over hen hebben; maar alleen over hen, die verleid zullen worden en die u zullen volgen.

Rusça: 

Воистину, ты не властен над Моими рабами, за исключением заблудших, которые последуют за тобой".

Somalice: 

Addoomadayda (toosan) Kuma lihid xujo Cid Ku raacday oo kuwa Baadida ah ka mida Mooyee.

Swahilice: 

Hakika waja wangu, wewe hutakuwa na mamlaka juu yao, isipo kuwa wale wapotofu walio kufuata.

Uygurca: 

مېنىڭ بەندىلىرىمگە (يەنى ئۇلارنى ئازدۇرۇشقا) سېنىڭ كۈچۈڭ يەتمەيدۇ، پەقەت گۇمراھلاردىن ساڭا ئەگەشكەنلەرگىلا (سېنىڭ كۈچۈڭ يېتىدۇ)»

Japonca: 

あなた(イブリース)に従って,邪道にそれるような者を除き,われのしもベ(信者)に関しては,あなたはかれらの上に何の権威を持たない。

Arapça (Ürdün): 

وهو «إن عبادي» أي المؤمنين «ليس لك عليهم سلطان» قوة «إلا» لكن «من اتبعك من الغاوين» الكافرين.

Hintçe: 

जो मेरे मुख़लिस (ख़ास बन्दे) बन्दे हैं उन पर तुझसे किसी तरह की हुकूमत न होगी मगर हाँ गुमराहों में से जो तेरी पैरवी करे (उस पर तेरा वार चल जाएगा)

Tayca: 

“แท้จริงปวงบ่าวของข้า เจ้าจะไม่มีอำนาจใด ๆ เหนือพวกเขา เว้นแต่ผู้ที่เชื่อฟังเจ้าในหมู่ผู้หลงผิดเท่านั้น”

İbranice: 

אך על עבדיי אין לך כל שלטון, פרט לאלה שיתעו וילכו אחריך

Hırvatça: 

"Ti nećeš imati nikakve vlasti nad robovima Mojim, osim nad onima koji te budu slijedili, od onih zalutalih;

Rumence: 

Tu nu ai nici o împuternicire asupra robilor Mei, în afara celui care te va urma dintre cei aflaţi în greşeală.”

Transliteration: 

Inna AAibadee laysa laka AAalayhim sultanun illa mani ittabaAAaka mina alghaweena

Türkçe: 

"Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna."

Sahih International: 

Indeed, My servants - no authority will you have over them, except those who follow you of the deviators.

İngilizce: 

For over My servants no authority shalt thou have, except such as put themselves in the wrong and follow thee.

Azerbaycanca: 

Sənə uyan azğınlar istisna olmaqla, bəndələrim üzərində (onları yoldan çıxarıb günaha vadar etməyə) sənin heç bir hökmün olmaz!

Süleyman Ateş: 

Benim halis kullarıma karşı senin bir gücün yoktur. Ancak sana uyan azgınlar(ı azdırabilirsin).

Diyanet Vakfı: 

"Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna."

Erhan Aktaş: 

Sana uyan azgınlar hariç, kullarım üzerinde hiçbir yaptırım gücün yoktur.

Kral Fahd: 

«Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.»

Hasan Basri Çantay: 

«Benim kullarımın üzerinde senin hiç bir tahakküm (ün) yokdur. Meğer ki azıb sapanlardan sana tâbi´ olanlar olsun».

Muhammed Esed: 

"aslında, (zaten) yoldan çıkmış olup da (kendi iradeleriyle) senin peşine takılanların dışında, Benim kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olmayacaktır."

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Azgın olanlardan sana uyan müstesna, kullarımın üzerinde asla senin hiç bir hükmün yoktur.”

Portekizce: 

Tu não terá autoridade alguma sobre os Meus servos, a não ser sobre aqueles que te seguirem, dentre os seduzíveis.

İsveççe: 

du skall inte ha makt över andra av Mina tjänare än dem som helt gått vilse och [av fri vilja] följer dig.

Farsça: 

قطعاً تو را بر بندگانم تسلّطی نیست، مگر بر گمراهانی که از تو پیروی می کنند.

Kürtçe: 

بەڕاستی بەندەکانی من تۆ ھیچ دەسەڵاتت نیە بە سەریاندا جگە لەو گومڕایانەی کەشوێنت کەوتوون

Özbekçe: 

Албатта, Менинг бандаларим устида сенинг султонинг йўқдир, магар сенга эргашган гумроҳларгагина бордир.

Malayca: 

"Sesungguhnya hamba-hambaKu, tidaklah ada bagimu sebarang kuasa untuk menyesatkan mereka, kecuali sesiapa yang menurutmu dari orang-orang yang sesat (dengan pilihannya sendiri).

Arnavutça: 

Ti, me të vërtetë, nuk ke kurrfarë pushteti ndaj robërve të Mi, përveç atyre të humburve, që të pasojnë ty”.

Bulgarca: 

Над Моите раби нямаш власт, освен за който те последва измежду заблудените.”

Sırpça: 

„Ти нећеш да имаш никакве власти над Мојим верницима, осим над онима који те буду следили, од оних залуталих;

Çekçe: 

a věru nebudeš mít žádnou pravomoc nad služebníky mými, leda nad těmi, kdož tě následují svedeni,

Urduca: 

بے شک، جو میرے حقیقی بندے ہیں ان پر تیرا بس نہ چلے گا تیرا بس تو صرف اُن بہکے ہوئے لوگوں ہی پر چلے گا جو تیری پیروی کریں

Tacikçe: 

Туро бар бандагони Ман ғолибияте нест, магар бар он гумроҳоне, ки туро пайравӣ кунанд.

Tatarca: 

Әлбәттә, итагать итүче ихлас колларым, алар зарарына йөрергә сиңа ирек юк, мәгәр берәү азып, сиңа иярсә, ул азган кешене үзеңә ияртә алырсың.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya hamba-hamba-Ku tidak ada kekuasaan bagimu terhadap mereka, kecuali orang-orang yang mengikut kamu, yaitu orang-orang yang sesat.

Amharca: 

«እነሆ ባሮቼ በእነሱ ላይ ላንተ ስልጣን የለህም፡፡ ከጠማሞቹ የተከተለህ ሰው ብቻ ሲቀር፡፡»

Tamilce: 

“நிச்சயமாக என் அடியார்கள் - அவர்கள் மீது உனக்கு எவ்வித அதிகாரமும் இல்லை. எனினும், உன்னைப் பின்பற்றுகின்ற வழிகெட்டவர்களைத் தவிர. (அவர்களைத்தான் நீ வழிகெடுப்பாய்.)”

Korece: 

실로 너 사탄은 탈선하여 너 를 따르는 자 외에는 나의 종 어느누구도 지배 할 수 없노라

Vietnamca: 

“Đối với những bề tôi chân chính của Ta, ngươi sẽ không thể sử dụng quyền lực nào, quyền lực của ngươi sẽ chỉ có hiệu lực với những kẻ lầm lạc, muốn theo các ngươi.”