Arapça:
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا
Çeviriyazı:
ŝümme etbe`a sebebâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra yine bir yol tuttu.
Diyanet İşleri:
Sonra yine bir yol tuttu.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra gene bir yol tuttu.
Şaban Piriş:
Sonra yoluna devam etti.
Edip Yüksel:
Sonra yine bir yol tuttu.
Ali Bulaç:
Sonra bir yol (daha) tuttu.
Suat Yıldırım:
Sonra o başka bir yol tuttu.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra diğer bir yolu takibe başladı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra yine bir sebebi izledi.
Bekir Sadak:
Artik Yecuc ve Mecuc onu ne asabildiler ve ne de delip gecebildiler.
İbni Kesir:
Sonra da bir yol tuttu.
Adem Uğur:
Sonra yine bir yol tuttu.
İskender Ali Mihr:
Sonra (başka) bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).
Celal Yıldırım:
Sonra o başka bir yol tuttu.
Tefhim ul Kuran:
(92-93) Sonra (yine) bir yol tuttu. Nihayet iki dağ arasına ulaştığı zaman orada hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
Fransızca:
Puis, il suivit (une autre) voie.
İspanyolca:
Luego, siguió otro camino
İtalyanca:
Seguì poi una via.
Almanca:
Dann folgte er einem Weg.
Çince:
随后,他又遵循一条路,
Hollandaca:
En hij zette zijne reis voort van het zuiden naar het noorden.
Rusça:
Потом он отправился в путь дальше.
Somalice:
markaasuu raacay waddo,
Swahilice:
Kisha akaifuata njia.
Uygurca:
ئاندىن ئۇ (اﷲ ئۇنىڭغا قولايلىق قىلىپ بەرگەن) يولغا ماڭدى
Japonca:
それからかれは(更に外の)一つの道を辿った。
Arapça (Ürdün):
«ثم أتبع سببا».
Hintçe:
(ग़रज़) उसने फिर एक और राह एख्तियार की
Tayca:
แล้วเขาได้มุ่งไปอีกทางหนึ่ง(ไปทางเหนือ)
İbranice:
ולאחר מכן הוא הלך בשביל אחר
Hırvatça:
I on opet pođe.
Rumence:
El urmă apoi un alt drum.
Transliteration:
Thumma atbaAAa sababan
Türkçe:
Sonra yine bir sebebi izledi.
Sahih International:
Then he followed a way
İngilizce:
Then followed he (another) way,
Azerbaycanca:
Daha sonra o (Zülqərneyn) başqa bir yola (cənubdan şimala) üz tutub getdi.
Süleyman Ateş:
Sonra yine bir yol tuttu.
Diyanet Vakfı:
Sonra yine bir yol tuttu.
Erhan Aktaş:
Sonra bir sebebe tâbi oldu.
Kral Fahd:
Sonra yine bir yol tuttu.
Hasan Basri Çantay:
Sonra yine bir yol tutdu.
Muhammed Esed:
Ve o (böylece, doğru bir amaca ulaşmak için) bir kere daha, doğru aracı seçmiş oldu.
Gültekin Onan:
Sonra bir yol (daha) tuttu.
Ali Fikri Yavuz:
Sonra da (güneyden kuzeye doğru üçüncü) bir yol tuttu.
Portekizce:
Então, seguiu (outro) rumo.
İsveççe:
Därpå följde han en väg,
Farsça:
سپس [با توسل به وسیله،] راهی را [برای سفر دیگر] دنبال کرد.
Kürtçe:
پاشان گەڕایەوە بۆ ڕۆژھەڵات، وئەو ھۆکارانەی گرتەبەر کە خوای گەورە پێی دابوو
Özbekçe:
Сўнгра у яна сабабга эргашди.
Malayca:
kemudian ia berpatah balik menurut jalan yang lain.
Arnavutça:
Dhe, ai përsëri shkoi (në një rrugë kah veriu).
Bulgarca:
После той пак тръгна на път,
Sırpça:
И он опет настави.
Çekçe:
Po té sledoval další lano,
Urduca:
پھر اس نے (ایک اور مہم کا) سامان کیا
Tacikçe:
Боз ҳам роҳро пеш гирифт.
Tatarca:
Соңра янә алып барып җиткерә торган сәбәпкә иярде.
Endonezyaca:
Kemudian dia menempuh suatu jalan (yang lain lagi).
Amharca:
ከዚያም (ወደ ሰሜን አቅጣጫ) መንገድን ቀጠለ፡፡
Tamilce:
பிறகு, அவர் (மற்ற) ஒரு வழியைப் பின்தொடர்ந்(து அதில் ஓர் எல்லையை அடைந்)தார்.
Korece:
그런 후 그는 또다른 길을 따라가다가
Vietnamca:
Rồi Y lại đi hướng đến một nơi khác (ở giữa phía đông và phía tây).
Ayet Linkleri: