Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

14

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

1753

Sayfa No: 

255

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الْآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ۚ أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ

Çeviriyazı: 

elleẕîne yesteḥibbûne-lḥayâte-ddünyâ `ale-l'âḫirati veyeṣuddûne `an sebîli-llâhi veyebgûnehâ `ivecâ. ülâike fî ḍalâlim be`îd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar, o kimselerdir ki dünya hayatını ahirete tercih ederler, (insanları) Allah'ın yolundan çevirirler ve onun eğrilmesini isterler. İşte bunlar, çok büyük bir sapıklık içindedirler.

Diyanet İşleri: 

Onlar dünya hayatını ahirete tercih ederler, Allah'ın yolundan alıkoyup onun eğriliğini isterler. İşte onlar uzak bir sapıklık içindedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlar dünya yaşayışını ahiretten üstün tutup severler, halkı Allah yolundan menederler ve o yolu eğriltmek isterler. Onlardır pek uzak bir sapıklığa dalanlar.

Şaban Piriş: 

Onlar dünya hayatını ahirete tercih ederler. Allah’ın yolundan alıkoyup, onun eğri büğrü olmasını isterler. İşte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.

Edip Yüksel: 

Onlar ki dünya hayatını ahirete yeğlerler, ALLAH'ın yolundan saptırırlar ve onu eğriltmek isterler. Bunlar, alabildiğine sapmışlardır.

Ali Bulaç: 

Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. Allah'ın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpıtmak isterler (veya onda çarpıklık ararlar). İşte onlar, uzak bir sapıklık içindedirler.

Suat Yıldırım: 

Elif, Lâm, Râ. Bu, Rab'lerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, azîz ve hamîd (üstün kudret sahibi ve her işi övgüye lâyık olan) Allah’ın yoluna, göklerde ve yerdeki her şeyin sahibinin yoluna insanları çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Kendilerini bekleyen o çetin azaptan ötürü vay o inkârcıların hallerine!Vay onlara ki, âhirete inanmalarına rağmen, bile bile dünyayı âhirete tercih ederler.İnsanları Allah yolundan çevirir de o yolu eğri büğrü göstermek isterler.İşte onlar haktan, doğru yoldan çok uzak bir sapıklık içindedirler. [2,257; 57,9]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar ki, dünya hayatını ahiret üzerine seve seve tercih ederler ve Allah´ın yolundan çevirirler ve onun için eğrilik isterler, işte onlar pek uzak bir sapıklıktadırlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar ki sefil ve iğreti hayatı âhirete tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri-büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.

Bekir Sadak: 

Musa: «Siz ve yeryuzunde olanlar, hepiniz nankorluk etseniz, Allah yine de mustagni ve ovulmege layik olandir» demisti.

İbni Kesir: 

Onlar ki

Adem Uğur: 

Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Onlar, dünya hayatını ahiret hayatına tercih ederler. Ve Allah´ın yolundan alıkoyarlar. Ve onu eğriltmek isterler.İşte onlar, uzak bir dalâlet içindedirler.

Celal Yıldırım: 

Onlar ki Dünya hayatını sever, Âhiret´e tercîh ederler

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler, Allah´ın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpıtmak isterler (veya onda çarpıklık ararlar) . İşte onlar, uzak bir sapıklık içindedirler.

Fransızca: 

Ceux qui préfèrent la vie d'ici bas à l'au-delà, obstruent [aux gens], le chemin d'Allah et cherchent à le rendre tortueux, ceux-là sont loin dans l'égarement.

İspanyolca: 

Quienes prefieren la vida de acá a la otra y desvían a otros del camino de Alá, deseando que sea tortuoso, están profundamente extraviados.

İtalyanca: 

[essi] amano questa vita più dell'altra, frappongono ostacoli sul sentiero di Allah e cercano di renderlo tortuoso! Sono infossati nell'errore.

Almanca: 

Dies sind diejenigen, die das diesseitige Leben vor dem Jenseits bevorzugen, vom Wege ALLAHs abhalten und diesen verunstalten wollen. Diese sind im tiefen Irregehen.

Çince: 

他们宁要今世,而不要后世,并阻碍真主的大道,而且想在其中寻求偏邪道,这等人是在深深的迷误之中的。

Hollandaca: 

Die het tegenwoordige leven boven het toekomstige beminnen en de menschen afvoeren van Gods weg, en dien kronkelig trachten te maken, deze verkeeren in eene dwaling, die ver van de waarheid verwijderd is.

Rusça: 

которые предпочитают мирскую жизнь Последней жизни, сбивают других с пути Аллаха и искажают его. Они пребывают в глубоком заблуждении.

Somalice: 

oo ah kuwa ka jecel nolosha adduun Aakhiro oo ka leexiya (Dadka) Jidka Eebe lana dooni Qallooc, kuwaasuna waxay ku suganyihiin Baadi fog.

Swahilice: 

Wale wanao fadhilisha maisha ya dunia kuliko Akhera, na wanawazuilia watu wasifuate Njia ya Mwenyezi Mungu, na wanataka kuipotosha. Hao wamepotelea mbali.

Uygurca: 

ئۇلار بۇ دۇنيانى ئاخىرەتتىن ئارتۇق. كۆرىدۇ (كىشىلەرنى) اﷲ نىڭ يولىدىن (يەنى ئىسلام دىنىدىن) توسىدۇ، اﷲ نىڭ يولىنىڭ ئەگرى بولۇشىنى تىلەيدۇ، ئۇلار (ھەقتىن) يىراق بولغان گۇمراھلىقتىدۇر

Japonca: 

かれらは来世よりも現世の生活を愛し,(人びとを)アッラーの道から妨げ,曲げようとするものである。これらは遠く迷い去った者である。

Arapça (Ürdün): 

«الذين» نعت «يستحبون» يختارون «الحياة الدنيا على الآخرة ويصدون» الناس «عن سبيل الله» دين الإسلام «ويبغونها» أي السبيل «عوجا» معوجة «أولئك في ضلال بعيد» عن الحق.

Hintçe: 

वह कुफ्फार जो दुनिया की (चन्द रोज़ा) ज़िन्दगी को आख़िरत पर तरजीह देते हैं और (लोगों) को ख़ुदा की राह (पर चलने) से रोकते हैं और इसमें ख्वाह मा ख्वाह कज़ी पैदा करना चाहते हैं यही लोग बड़े पल्ले दर्जे की गुमराही में हैं

Tayca: 

บรรดาผู้พอใจเลือกเอาชีวิตในโลกนี้เหนือปรโลก และปิดกั้นจากทางของอัลลอฮฺ และต้องการที่จะให้มันคดเคี้ยว ชนเหล่านั้นอยู่ในการหลงทางที่ห่างไกล

İbranice: 

אלה המעדיפים את חיי העולם הזה על פני העולם הבא, ודוחים (אנשים) מהשביל של אלוהים, ורוצים שהדת של אלוהים תהיה עקומה. כל אלה (שקועים) בטעות חמורה. אברהם

Hırvatça: 

onima koji život na dunjaluku više vole od ahireta i koji od Allahova puta odvraćaju i nastoje ga krivim prikazati! Oni su daleko zalutali.

Rumence: 

Cei care iubesc Viaţa de Acum mai mult decât Viaţa de Apoi se abat de la calea lui Dumnezeu pe care caută s-o întortocheze. Aceştia sunt într-o rătăcire adâncă.

Transliteration: 

Allatheena yastahibboona alhayata alddunya AAala alakhirati wayasuddoona AAan sabeeli Allahi wayabghoonaha AAiwajan olaika fee dalalin baAAeedin

Türkçe: 

Onlar ki sefil ve iğreti hayatı âhirete tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri-büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.

Sahih International: 

The ones who prefer the worldly life over the Hereafter and avert [people] from the way of Allah, seeking to make it (seem) deviant. Those are in extreme error.

İngilizce: 

Those who love the life of this world more than the Hereafter, who hinder (men) from the Path of Allah and seek therein something crooked: they are astray by a long distance.

Azerbaycanca: 

O kəslər ki, dünyanı (fani dünya malını) axirətdən (axirət ne’mətlərindən) üstün tutur, (insanları) Allah yolundan döndərir (islam dinini qəbul etməyə mane olur) və o yolu əyri hala salmaq istəyirlər. Onlar (haqq yoldan) azıb uzaq düşmüşlər.

Süleyman Ateş: 

Ki onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler, Allah'ın yoluna engel olur ve onun eğrilmesini isterler. İşte onlar, derin bir sapıklık içindedirler.

Diyanet Vakfı: 

Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.

Erhan Aktaş: 

Onlar, dünya hayatını âhiret hayatına tercih ederler. Allah’ın yolundan alıkoyarlar ve onda eğrilik ararlar. İşte onlar, derin bir sapkınlık içindedirler.

Kral Fahd: 

Onlar dünya hayatını ahirete tercih ederler, Allah yolundan alıkoyarlar ve onun eğriliğini isterler. Bunlar, (haktan) çok uzak bir sapıklık içindedirler.

Hasan Basri Çantay: 

Ki onlar dünyâ hayaatını âhiretden üstün (tutub) sevenler, (insanları ve birbirini) Allahın yolundan alıkoyanlar, onu (o yolu) eğriliğe çevirmek isteyenlerdir. İşte onlar (hakdan) uzak bir sapıklık içindedirler.

Muhammed Esed: 

Onlar ki, dünya hayatını biricik sevgi nesnesi olarak seçip onu ahiret (düşüncesine bütünüyle) yeğ tutarlar; ve başkalarını Allah´ın yolundan çevirip onu eğri ve dolambaçlı göstermeye çalışırlar. İşte çok derin, onulmaz bir sapıklık içinde olan, böyleleridir.

Gültekin Onan: 

Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. Tanrı´nın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpıtmak isterler (veya onda çarpıklık ararlar). İşte onlar, uzak bir sapıklık içindedirler.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar, o kimselerdir ki, dünya hayatını ahiret üzerine tercih edip severler

Portekizce: 

Quanto àqueles que preferem a vida terrena à outra vida, e desviam os demais da senda de Deus, procurando fazê-latortuosa, esses estão em profundo erro.

İsveççe: 

som sätter livet här på jorden högre än det eviga livet och hindrar [andra] att följa Guds väg och vill få den att framstå som krokig. De har nått syndens yttersta gräns!

Farsça: 

همانان که زندگی دنیا را بر آخرت ترجیح می دهند و [مردم را] از راه خدا باز می دارند و می خواهند آن را [با وسوسه و اغواگری] کج نشان دهند؛ اینان در گمراهی دوری هستند.

Kürtçe: 

ئەوانەی کە ژیانی دونیایان لا خۆشترە لە ژیانی ڕۆژی دوایی وقەدەغەی (خەڵکی) دەکەن لەڕێگای خوا دەیانەوێت ئەو (ڕێگای خوا) لارو چەوت نیشان دەن ئەوانە لە گومڕاییەکی دوور (لە ڕاستی) دان

Özbekçe: 

Улар бу дунё ҳаётини охиратдан афзал кўрадиганлар, Аллоҳнинг йўлидан тўсадиганлар ва у(йўл)нинг эгри бўлишини хоҳлайдиганлардир. Ана ўшалар йироқ адашувдадирлар. (Қаттиқ азобдан ҳолига вой бўладиган кофирларнинг шундай ҳолатга тушишининг сабаблари ушбу оятда келтирилади. Улар дунёни охиратдан устун қўйганлари учун иймон йўлига юра олмайдилар. Фақат бу дунёни кўзлаган одам беш кунлик ҳаётида кўпроқ матоҳга эришиш учун ўлиб-тирилади. Ҳаром-харишга қўл уради. Одамларнинг ҳаққини ейдии Одамларга зулм, хиёнат қилади. Шунинг учун ҳам Пайғамбаримиз Муҳаммад мустафо (с. а. в.): «Дунёнинг муҳаббати ҳар бир хатонинг бошидир», деганлар.)

Malayca: 

Orang-orang yang mengutamakan dunia lebih daripada akhirat, dan menghalangi manusia dari jalan ugama Allah, serta menghendaki jalan itu menjadi bengkok terpesong, mereka itulah orang-orang yang terjerumus ke dalam kesesatan yang jauh terpesongnya.

Arnavutça: 

ata që jetën e kësaj bote e duan më shumë se atë të botës tjetër, dhe pengojnë njerëzit nga rruga e Perëndisë dhe dëshirojnë ta shtrembërojnë atë! Ata janë në humbje të madhe.

Bulgarca: 

Които предпочитат земния живот пред отвъдния и възпират от пътя на Аллах, стремейки се да изкривят пътя, тези са в дълбока заблуда.

Sırpça: 

онима који живот на овом свету више воле од оног света и који одвраћају од Аллаховог пута и настоје да га прикажу кривим! Они су далеко залутали.

Çekçe: 

- těm, kdo život pozemský více než budoucí milují, od cesty Boží odvádějí, a aby křivá byla, si přejí. Ti věru daleko jsou zbloudilí!

Urduca: 

جو دنیا کی زندگی کو آخرت پر ترجیح دیتے ہیں، جو اللہ کے راستے سے لوگوں کو روک رہے ہیں اور چاہتے ہیں کہ یہ راستہ (ان کی خواہشات کے مطابق) ٹیٹرھا ہو جائے یہ لوگ گمراہی میں بہت دور نکل گئے ہیں

Tacikçe: 

Онҳое, ки зиндагии дунёро аз охират дӯсттар доранд ва дигаронро аз роҳи Худо бозмедоранд ва онро мунҳариф (каҷрав нишон доданашро) мехоҳанд, сахт дар гумроҳӣ ҳастанд.

Tatarca: 

Ул кәферләр ахирәтне ташлап дөньяны гына яратып кәсеп итәләр вә кешеләрне Аллаһ юлыннан тыялар һәм ислам диненең зәгыйфьләнүен яки алар ягына үзгәрүен телиләр, алар хактан бик ерак адашканлар.

Endonezyaca: 

(yaitu) orang-orang yang lebih menyukai kehidupan dunia dari pada kehidupan akhirat, dan menghalang-halangi (manusia) dari jalan Allah dan menginginkan agar jalan Allah itu bengkok. Mereka itu berada dalam kesesatan yang jauh.

Amharca: 

እነዚያ የቅርቢቱን ሕይወት ከመጨረሻይቱ ሕይወት ይበልጥ የሚወዱ ከአላህም መንገድ የሚያግዱ መጥመሟንም የሚፈልጉዋት ናቸው፡፡ እነዚያ በሩቅ ስሕተት ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் மறுமையை விட உலக வாழ்க்கையை விரும்புகிறார்கள்; இன்னும், அல்லாஹ்வின் பாதையை விட்டும் (மக்களை) தடுக்கிறார்கள்; மேலும், அதில் கோணலை(யும் குறையையும் உண்டாக்க) தேடுகிறார்கள். அவர்கள் தூரமான வழிகேட்டில் உள்ளனர்.

Korece: 

내세보다 현세의 삶을 좋아하는 자들과 하나님의 길을 방해하 는 자들과 비뚤어짐을 갈구하는자그들 모두는 오랜 방황에 있게 되리라

Vietnamca: 

(Chúng là) những kẻ yêu cuộc sống trần tục hơn cuộc sống ở Đời Sau và ngăn (thiên hạ) đến với con đường của Allah cũng như không ngừng tìm cách làm cong nó. Đó là những kẻ đi lạc rất xa.