Arapça:
وَإِمَّا تُعْرِضَنَّ عَنْهُمُ ابْتِغَاءَ رَحْمَةٍ مِّن رَّبِّكَ تَرْجُوهَا فَقُل لَّهُمْ قَوْلًا مَّيْسُورًا
Çeviriyazı:
veimmâ tü`riḍanne `anhümü-btigâe raḥmetim mir rabbike tercûhâ feḳul lehüm ḳavlem meysûrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer Rabbinden beklediğin bir rahmet (rızık) için, onlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan, o vakit de onlara yumuşak ve tatlı bir söz söyle.
Diyanet İşleri:
Rabbin'den umduğun rahmeti elde etmek için, hak sahiblerinden yüz çevirmek zorunda kalırsan, onlara hiç değilse tatlı bir söz söyle.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Rabbinden umduğun bir rahmeti dileyerek onlara bir şey veremez, yüz çevirmek zorunda kalırsan güzel sözler söyle onlara, gönüllerini al.
Şaban Piriş:
Eğer Rabbinden umduğun bir rahmetin/rızkın gelmesi için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa onlara yumuşak söz söyle.
Edip Yüksel:
Rabbinden umduğun bir rahmeti elde etmek için onlardan yüz çevirmek zorunda kalırsan onlara yumuşak söz söyle
Ali Bulaç:
Eğer Rabbinden ummakta olduğun bir rahmeti beklerken (darlıkta olduğundan) onlara sırt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuşak söz söyle.
Suat Yıldırım:
Eğer elinin dar olması sebebiyle Rabbinden umduğun bir lütfu, bir imkânı beklerken o hak sahiplerine şimdilik ilgi gösteremiyorsan, hiç değilse onlara gönül alıcı bir şeyler söyle.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti aramak için onlardan (o kendilerine yardım edilecek kimselerden) yüz çevirecek isen o halde onlara bir yumuşak söz söyle.
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer onlardan, Rabbinden ümit ettiğin bir rahmeti bekleme yüzünden yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak/tatlı bir söz söyle.
Bekir Sadak:
Allah´in haram kildigi cana haksiz yere kiymayin. Haksiz yere oldurulenin velisine bir yetki tanimisizdir. Artik o da oldurmekte asiri gitmesin. Zira kendisi ne de olsa yardim gormustur.
İbni Kesir:
Rabbından beklediğin bir rahmeti elde etmek için onlardan yüz çevirmek zorunda kalırsan
Adem Uğur:
Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.
İskender Ali Mihr:
Rabbinden ümit ettiğin rahmeti isterken, onlardan (mecbur kalarak) yüz çevirirsen (bir şey veremezsen), o zaman onlara yumuşak söz söyle!
Celal Yıldırım:
Rabbinden umduğun rahmeti arzulayarak, onlardan (sözü edilen hak sahiplerinden) yüzçevirirsen, o durumda onlara (hiç değilse) tatlı yumuşak bir söz söyle.
Tefhim ul Kuran:
Eğer Rabbinden ummakta olduğun bir rahmeti beklerken (darlıkta olduğundan) onlara sırt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuşak söz söyle.
Fransızca:
Si tu t'écartes d'eux à la recherche d'une miséricorde de Ton Seigneur, que tu espères; adresse-leur une parole bienveillante .
İspanyolca:
Si, buscando una misericordia venida de tu Señor, que esperas, tienes que apartarte de aquéllos, diles, al menos, una palabra amable.
İtalyanca:
Se volti loro le spalle [perché nulla hai da dare], pur sperando nella misericordia del tuo Signore, di' loro una parola di bontà.
Almanca:
Und solltest du ihnen (den Armen) ausweichen, weil du in Erwartung einer Gnade (Rizq) von deinem HERRN bist, dann sage ihnen erleichternde Worte.
Çince:
如果你必须求得你所希望的从主降示的恩惠后才能周济他们,那末,你应该对他们说温和的话。
Hollandaca:
Maar indien gij u verwijdert van hen, die in nood verkeeren, zonder hen te helpen, in afwachting der genade welke gij van uwen Heer hoopt, spreek dan ten minste met zachtheid tot hen.
Rusça:
Если ты отворачиваешься от них, желая обрести милость Аллаха, на которую ты надеешься, то говори с ними любезно.
Somalice:
haddaad ka jeedsato xaggooda (wax la'aan) adoo rajayn Naxariista Eebhaa ood rajayn waxaad ku dhahdaa hadal fudud (fiican).
Swahilice:
Na ikiwa unajikurupusha nao, nawe unatafuta rehema ya Mola wako Mlezi unayo itaraji, basi sema nao maneno laini.
Uygurca:
ئەگەر سەن پەرۋەردىگارىڭدىن كۈتۈۋاتقان مەرھەمەت نازىل بولغاندىن كېيىن ئاندىن ئۇلارغا خەيرى - ساخاۋەت قىلماقچى بولساڭ (يەنى قولۇڭدا ئۇلارغا بېرىدىغان بىر نەرسە بولمىسا)، ئۇلارغا چىرايلىق گەپ قىلغىن
Japonca:
あなたは主からの慈悲を詰い願うために,仮令かれらから遠ざかっていても,あなたはかれらに対し優しく語りなさい。
Arapça (Ürdün):
«وإما تعرضن عنهم» أي المذكورين من ذي القربى وما بعدهم فلم تعطهم «ابتغاء رحمة من ربك ترجوها» أي لطلب رزق تنتظره يأتيك تعطيهم منه «فقل لهم قولاً ميسورا» لينا سهلاً بأن تعدهم بالإعطاء عند مجيء الرزق.
Hintçe:
और तुमको अपने परवरदिगार के फज़ल व करम के इन्तज़ार में जिसकी तुम को उम्मीद हो (मजबूरन) उन (ग़रीबों) से मुँह मोड़ना पड़े तो नरमी से उनको समझा दो
Tayca:
และหากเจ้าผินหลังให้พวกเขา เพื่อแสวงหาความเมตตาจากพระเจ้าของเจ้า โดยหวังมันอยู่ ดังนั้น จงกล่าวแก่พวกเขาด้วยถ้อยคำที่นิ่มนวล
İbranice:
ואם אין ביכולתך לעזור להם, בעודך ממתין לרחמי ריבונך, דבר אליהם בעדינות
Hırvatça:
A ako moraš da se od njih okreneš, jer i sam od Gospodara svoga milost tražiš i njoj se nadaš, onda im bar birane riječi obećanja uputi.
Rumence:
Dacă fiind în căutarea unei milostivenii de-a Domnului tău în care nădăjduieşti, va trebui să te îndepărtezi de ei, spune-le un cuvânt de alinare.
Transliteration:
Waimma tuAAridanna AAanhumu ibtighaa rahmatin min rabbika tarjooha faqul lahum qawlan maysooran
Türkçe:
Eğer onlardan, Rabbinden ümit ettiğin bir rahmeti bekleme yüzünden yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak/tatlı bir söz söyle.
Sahih International:
And if you [must] turn away from the needy awaiting mercy from your Lord which you expect, then speak to them a gentle word.
İngilizce:
And even if thou hast to turn away from them in pursuit of the Mercy from thy Lord which thou dost expect, yet speak to them a word of easy kindness.
Azerbaycanca:
Əgər Rəbbindən dilədiyin bir mərhəməti (ruzini) gözləmək məqsədilə onlardan (kömək göstərilməsi lazım olan şəxslərdən) üz çevirməli olsan (onlara bir şeylə kömək etmək istəsən, lakin imkanın olmadığı üçün bacarmasan və buna görə də məcburiyyət qarşısında qalıb gözlərinə görünmək istəməsən), heç olmasa, onlara (“Darıxmayın, Allah mənə ruzi bəxş edər, mən də sizə verərəm!” kimi) xoş bir söz de!
Süleyman Ateş:
Eğer (elin dar olduğu için) Rabbinden umduğun bir rahmeti bekleyerek onlardan yüz çevirecek, (onlara birşey vermeyecek) olursan, bari onlara yumuşak söz söyle.
Diyanet Vakfı:
Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.
Erhan Aktaş:
Rabb’inden, ümit ettiğin rahmeti isterken, onlardan yüz çevirirsen(1) bari yumuşak davranarak gönüllerini al.
Kral Fahd:
Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.
Hasan Basri Çantay:
Şâyed Rabbinden umduğun rahmeti arayarak onlardan sarf-ı nazar edersen (böyle bir mecburiyyetde kalırsan) o halde kendilerine yumuşak bir söz söyle (mekle mukaabelede bulun).
Muhammed Esed:
Ve eğer sen (kendin) de Rabbinin katından ihtiyaç duyduğun bir lütfu/bir rahmeti arama çabası içinde olduğun için (ihtiyaç sahiplerine) ilgisiz kalmak zorunda isen, o zaman, hiç değilse, onlara yumuşak/yatıştırıcı bir söz söyle.
Gültekin Onan:
Eğer rabbinden ummakta olduğun bir rahmeti beklerken (darlıkta olduğundan) onlara sırt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuşak söz söyle.
Ali Fikri Yavuz:
Eğer Rabbinden istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan (verecek durumun olmazsa), o zaman da kendilerine yumuşak bir söz söyle.
Portekizce:
Porém, se te absténs (ó Mohammad) de privar com eles com o fim de alcançares a misericórdia de teu Senhor, a qualalmejas, fala-lhes afetuosamente.
İsveççe:
Och om du vänder dig ifrån de [behövande, därför att] du själv hoppas på din Herres barmhärtighet, ge dem då [åtminstone] ett vänligt ord.
Farsça:
و اگر [به خاطر تهیدستی و فقر] باید از آنان [که به پرداخت حقّشان سفارش شدی] روی بگردانی [و این روی گردانی] برای طلب رزقی است که از سوی پروردگارت رسیدن به آن را امید داری؛ پس با آنان [تا رسیدن رزق خدا] سخنی نرم و امیدوار کننده بگو.
Kürtçe:
وە ئەگەر ڕووت وەرگێڕا لەوانە (لەبەر نەداری) چاوەڕوانی بەخششی و ڕۆزیەک بوویت لەلایەن پەروەردگارتەوە ئەوە قسەی جوان و نەرمیان لەگەڵدا بکە
Özbekçe:
Агар улардан Роббингдан раҳмат талаб қилган ҳолда юз ўгирадиган бўлсанг, бас, уларга мулойим сўз айтгин. (Kўлингда берадиган нарсанг бўлмаса, ота-она, қариндош, мискинларга моддий ёрдам бера олмай юз ўгирадиган бўлсанг, Роббингдан келажакда сенга ҳам ризқ-рўз–раҳмат талаб қилган ҳолда уларга ширин сўз айт. «Ўзимда ҳеч вақо йўқ-ку, сенларга нимани берар эдим! каби қўпол сўзларни айтиш яхши эмас. «Кечирасизлар, ҳозир бир оз қўлим қисқароқ бўлиб турувди, Аллоҳнинг раҳматидан умидвормиз, бизга ҳам неъматидан бериб қолса, инша Аллоҳ, сизларга ҳам берамиз», каби ширин сўзлар айтиш керак.)
Malayca:
Dan jika engkau terpaksa berpaling tidak melayani mereka, kerana menunggu rezeki dari Tuhanmu yang engkau harapkan, maka katakanlah kepada mereka kata- kata yang menyenangkan hati.
Arnavutça:
E nëse shmangesh nga ata, duke kërkuar mëshirën e Zotit tënd, të cilën ti e shpreson, atëherë, thuaju atyre ndonjë fjalë të butë.
Bulgarca:
И ако се отдалечиш от тях, търсейки от своя Господ милост, на която се надяваш, кажи им поне блага дума!
Sırpça:
А ако немаш ништа да уделиш, јер и сам од Господара свог милост тражиш и њој се надаш, онда им барем коју лепу реч реци.
Çekçe:
Jestliže se od nich odvrátíš čekaje na milosrdenství Pána svého, ve které doufáš, potěš je alespoň slovem útěšným!
Urduca:
اگر اُن سے (یعنی حاجت مند رشتہ داروں، مسکینوں اور مسافروں سے) تمہیں کترانا ہو، اس بنا پر کہ ابھی تم اللہ کی اُس رحمت کو جس کے تم امیدوار ہو تلاش کر رہے ہو، تو انہیں نرم جواب دے دو
Tacikçe:
Ва агар ба интизори кушоише, ки аз ҷониби Парвардигорат умед медорӣ, ва аз онҳо рӯйгардонӣ мекунӣ, пас бо онҳо ба нармӣ сухан бигӯй.
Tatarca:
Мохтаҗ кешеләр килеп синнән ярдәм сораганда синең бирергә һичнәрсәң булмаса, Раббым рәхмәт итеп нигъмәт бирсә сезгә дә бирер идем, дип, алардан йөз дүндерсәң, ул вакытта йомшак сүзләр әйтеп күңелләрен табарга тырыш!
Endonezyaca:
Dan jika kamu berpaling dari mereka untuk memperoleh rahmat dari Tuhanmu yang kamu harapkan, maka katakanlah kepada mereka ucapan yang pantas.
Amharca:
ከጌታህም የምትከጅላትን ጸጋ ለማጣት ከእነርሱ ብትዞር ለእነሱ ልዝብን ቃል ተናገራቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், (மனிதனே!) நீ உம் இறைவனிடமிருந்து ஓர் அருளை நாடி, அதை ஆதரவு வைத்தவனாக இருக்கும் நிலையில் (யாராவது உன்னிடம் யாசித்து வரும்போது) அவர்களை நீ புறக்கணித்தால், அவர்களுக்கு மென்மையான சொல்லைச் சொல்! (அவர் மீது கடுகடுக்காதே!).
Korece:
주님으로부터 너희가 기대하는 은혜를 그들에게 줄 것이 없어그들로부터 등 돌림을 받는다 해 도 그들에게 친절히 말하라
Vietnamca:
Còn (khi họ đến xin Ngươi hỡi Thiên Sứ Muhammad) nhưng Ngươi không (có gì) cho họ vì cũng đang hi vọng vào lòng thương xót (sự ban bố bổng lộc) từ Thượng Đế của Ngươi thì ngươi hãy nói với họ bằng lời lẽ nhẹ nhàng và tử tế.
Ayet Linkleri: