Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

107

Ayet No: 

2008

Sayfa No: 

279

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمُ اسْتَحَبُّوا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الْآخِرَةِ وَأَنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ

Çeviriyazı: 

ẕâlike biennehümü-steḥabbü-lḥayâte-ddünyâ `ale-l'âḫirati veenne-llâhe lâ yehdi-lḳavme-lkâfirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bu (azab) şundan dolayıdır ki, onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.

Diyanet İşleri: 

Bu, dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın da, inkarcı milleti doğru yola eriştirmemesinden ötürü böyledir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bu da, dünya yaşayışını sevip ahiretten üstün tutmalarındandır ve şüphe yok ki Allah, kafir olan topluluğu doğru yola sevketmez.

Şaban Piriş: 

Bu, dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah'ın kâfir topluma hidayet etmemesinden dolayıdır.

Edip Yüksel: 

Çünkü onlar dünya hayatını ahirete tercih ettiler. İnkarcı topluluğu ALLAH doğru yola iletmez.

Ali Bulaç: 

Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah'ın da inkar eden bir topluluğu hidayete erdirmemesi nedeniyledir.

Suat Yıldırım: 

Çünkü onlar dünya hayatını âhirete üstün tutmuşlar, âhiretlerini dünyalarına feda etmişlerdir ve çünkü onlar inkârı tercih ettikleri müddetçe Allah kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmez.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Bu da, (bu korkunç ceza da) onların dünya hayatı üzerine (tercihen) daha ziyâde sevmiş olmalarındandır ve şüphe yok ki Allah Teâlâ kâfirler olan bir kavme hidâyet etmez.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu böyledir, çünkü, onlar şu iğreti hayatı âhirete tercih etmişlerdir. Ve Allah, küfre sapanlar topluluğunu doğruya kılavuzlamaz.

Bekir Sadak: 

Allah size guven ve huzur icinde olan bir kasabayi misal verir: Her taraftan oraya bolca rizik geliyordu. Ama Allah´in nimetlerine nankorluk ettiler

İbni Kesir: 

Bu, dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah´ın da kafirler topluluğunu hidayete eriştirmemesinden ötürü, böyledir.

Adem Uğur: 

Bu (azap), onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah´ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.

İskender Ali Mihr: 

İşte bu, onların dünya hayatını, ahiret hayatına göre daha çok sevmeleri ve Allah´ın, kâfir kavmi hidayete erdirmemesi sebebiyledir.

Celal Yıldırım: 

Bu böyledir. Çünkü onlar Dünya hayatını sevip Âhirete tercih etmişlerdir ve Allah da kâfirler topluluğunu doğru yola eriştirmez.

Tefhim ul Kuran: 

Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah´ın da küfre sapan bir topluluğu hidayete ulaştırmaması nedeniyledir.

Fransızca: 

Il en est ainsi, parce qu'ils ont aimé la vie présente plus que l'au-delà. Et Allah, vraiment, ne guide pas les gens mécréants.

İspanyolca: 

Y eso por haber preferido la vida de acá a la otra. Alá no dirige al pueblo infiel.

İtalyanca: 

Ciò perché preferirono questa vita all'altra. In verità Allah, non guida i miscredenti.

Almanca: 

Dies ist so, weil sie doch das diesseitige Leben vor dem Jenseits bevorzugt haben, und weil ALLAH die Kafir-Leute nicht rechtleitet.

Çince: 

这是因为他们宁爱今世生活而不爱后世,也因为真主不引导不信道的民众。

Hollandaca: 

Dit zal hun vonnis zijn, omdat zij het tegenwoordige leven boven het volgende hebben bemind en omdat God de ongeloovigen niet leidt.

Rusça: 

Это - потому, что они предпочли мирскую жизнь Последней жизни. Воистину, Аллах не ведет прямым путем неверующих людей.

Somalice: 

Arrintaasuna waa inay ka doorteen Nolosha dhaw (ee adduun) Aakhiro iyo Inaan Eebe hanuuninayn kuwa gaalada ah.

Swahilice: 

Hayo ni kwa sababu wameyapenda zaidi maisha ya duniani kuliko ya Akhera, na kwa sababu Mwenyezi Mungu hawaongoi watu makafiri.

Uygurca: 

بۇ (يەنى ئازاب) ئۇلارنىڭ دۇنيا تىرىكچىلىكىنى ئاخىرەتتىن ئارتۇق كۆرگەنلىكلىرى ۋە اﷲ نىڭ كاپىر قەۋمنى ھىدايەت قىلمايدىغانلىقى ئۈچۈندۇر

Japonca: 

これはかれらが,来世よりも現世の生活を愛しているためで,アッラーは信仰を拒否する民を御導きになられない。

Arapça (Ürdün): 

«ذلك» الوعيد لهم «بأنهم استحبوا الحياة الدنيا» اختاروها «على الآخرة وأن الله لا يهدي القوم الكافرين».

Hintçe: 

ये इस वजह से कि उन लोगों ने दुनिया की चन्द रोज़ा ज़िन्दगी को आख़िरत पर तरजीह दी और इस वजह से की ख़ुदा काफिरों को हरगिज़ मंज़िले मक़सूद तक नहीं पहुँचाया करता

Tayca: 

ทั้งนี้เพราะว่าพวกเขาพอใจเลือกเอาชีวิตในโลกนี้เหนือปรโลก และแท้จริงอัลลอฮ์จะไม่ทรงชี้แนะทางแก่กลุ่มชนผู้ปฏิเสธศรัทธา

İbranice: 

זה מפני שהם מעדיפים את חיי העולם-הזה על פני העולם הבא, ואלוהים לא ידריך את האנשים אשר כופרים

Hırvatça: 

zato što su više voljeli život na dunjaluku nego na ahiretu, a Allah neće uputiti narod koji ne vjeruje.

Rumence: 

Şi aceasta fiindcă ei au iubit mai mult Viaţa de Acum decât Viaţa de Apoi. Dumnezeu nu-i călăuzeşte pe tăgăduitori.

Transliteration: 

Thalika biannahumu istahabboo alhayata alddunya AAala alakhirati waanna Allaha la yahdee alqawma alkafireena

Türkçe: 

Bu böyledir, çünkü, onlar şu iğreti hayatı âhirete tercih etmişlerdir. Ve Allah, küfre sapanlar topluluğunu doğruya kılavuzlamaz.

Sahih International: 

That is because they preferred the worldly life over the Hereafter and that Allah does not guide the disbelieving people.

İngilizce: 

This because they love the life of this world better than the Hereafter: and Allah will not guide those who reject Faith.

Azerbaycanca: 

Bu (əzab) ona görədir ki, onlar dünyanı (fani dünya malını) axirətdən (axirət ne’mətlərindən) üstün tutarlar. Allah kafirləri doğru yola salmaz!

Süleyman Ateş: 

Bu, onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın, inkar eden kavmi doğru yola iletmeyeceğinden ötürü böyledir.

Diyanet Vakfı: 

Bu (azap), onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kafirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.

Erhan Aktaş: 

Bunun nedeni, onların dünya hayatını sevip onu âhirete tercih etmeleridir. Allah, Kâfir halkı doğru yola iletmez.

Kral Fahd: 

Bu (azap), onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.

Hasan Basri Çantay: 

Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar dünyâ hayâtını âhiretden daha üstün sevmişlerdir ve çünkü Allah kâfirler güruhuna hidâyet etmez.

Muhammed Esed: 

bütün bunlar, onların dünya hayatını ahirete yeğlemelerinden ve Allah´ın da hakkı inkar eden kimseleri doğru yola yöneltmemesinden ötürüdür.

Gültekin Onan: 

Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Tanrı´nın da kafir bir kavmi hidayete erdirmemesi nedeniyledir.

Ali Fikri Yavuz: 

Şundan dolayı ki, onlar, dünya hayatını ahiret üzerine tercih edip sevmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.

Portekizce: 

Isso porque preferiram a vida terra à outra; e Deus não ilumina o povo incrédulo.

İsveççe: 

eftersom de sätter det jordiska högre än det eviga livet. Gud vägleder inte dem som förnekar sanningen.

Farsça: 

این [خشم و عذاب بزرگ] به سبب آن است که زندگی دنیا [یِ زودگذر] را بر آخرت ترجیح دادند، و مسلماً خدا مردم کفر پیشه را هدایت نمی کند.

Kürtçe: 

ئەم (ھەڕەشەیە) لەبەر ئەوەیە بەڕاستی ئەوانە ژیانی دونیا یان لا خۆشەویستر بوو لە ژیانی ڕۆژی دوایی وە بەڕاستی خوا ڕێنمونی کەسانی بێ باوەڕ ناکات

Özbekçe: 

Бу уларнинг дунё ҳаётини охиратдан устун қўйганлари сабабидандир. Албатта, Аллоҳ кофир қавмларни ҳидоят этмас.

Malayca: 

(Kekufuran mereka) yang demikian, ialah kerana mereka lebih mengutamakan kehidupan dunia daripada hari akhirat, dan kerana Allah tidak memberi hidayah petunjuk yang menyampaikan kaum yang kufur ingkar (kepada kebahagiaan di akhirat).

Arnavutça: 

sepse, ata e duan më shumë jetën e kësaj bote se sa jetën e botës tjetër, e Perëndia nuk i udhëzon në rrugë të drejtë mohuesit.

Bulgarca: 

Това е, защото възлюбиха земния живот повече от отвъдния и защото Аллах не напътва невярващите хора.

Sırpça: 

Зато што су више волели живот на овом свету од Будућег света, а Аллах неће да упути на Прави пут народ који не верује.

Çekçe: 

a to proto, že milovali život pozemský více než budoucí, a také proto, že Bůh nevede lid, jenž nevěří.

Urduca: 

یہ اس لیے کہ اُنہوں نے آخرت کے مقابلہ میں دنیا کی زندگی کو پسند کر لیا، اور اللہ کا قاعدہ ہے کہ وہ اُن لوگوں کو راہ نجات نہیں دکھاتا جو اُس کی نعمت کا کفران کریں

Tacikçe: 

Ва ин ба он сабаб аст, ки инҳо зиндагии дунёро бештар аз зиндагии охират дӯст доранд ва Худо мардуми кофирро ҳидоят намекунад.

Tatarca: 

Ул кешеләр ахирәткә караганда дөньяны артык сөеп, дөнья кирәген генә кәсеп иттеләр, ахирәтне оныттылар, әлбәттә, Аллаһ ахирәтне инкяр итүчеләрне туры юлга салмас.

Endonezyaca: 

Yang demikian itu disebabkan karena sesungguhnya mereka mencintai kehidupan di dunia lebih dari akhirat, dan bahwasanya Allah tiada memberi petunjuk kepada kaum yang kafir.

Amharca: 

ይህ (ቅጣት) እነሱ ቅርቢቱን ሕይወት ከመጨረሻይቱ በመምረጣቸው ምክንያትና አላህም ከሓዲዎችን ሕዝቦች የማያቀና በመኾኑ ነው፡፡

Tamilce: 

அது, “நிச்சயமாக அவர்கள் மறுமையைவிட உலக வாழ்க்கையை விரும்பினார்கள்; இன்னும், நிராகரிக்கின்ற மக்களை நிச்சயமாக அல்லாஹ் நேர்வழி செலுத்த மாட்டான்” என்ற காரணத்தினால் ஆகும்.

Korece: 

이것은 그들이 내세의 삶보다 현세의 삶을 더 좋아하기 때문 이라 실로 하나님은 불신하는 백 성들을 인도하지 아니 하시니라

Vietnamca: 

Đó là bởi vì chúng yêu thích cuộc sống trần gian này hơn (cuộc sống) Đời Sau, và Allah không hướng dẫn nhóm người vô đức tin.