Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

1822

Sayfa No: 

263

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ وَمَن لَّسْتُمْ لَهُ بِرَازِقِينَ

Çeviriyazı: 

vece`alnâ leküm fîhâ me`âyişe vemel lestüm lehû birâziḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Orada hem sizin için, hem de sizin rızıklarını veremediğiniz kimseler için geçim yollarını yarattık.

Diyanet İşleri: 

Orada sizin ve rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Orada sizin için de, sizin rızıklandırmadığınız mahlukat için de geçim sebepleri halkettik.

Şaban Piriş: 

Orda sizler için ve kendisine rızık vermekten sorumlu olmadığınız canlılar için geçimlikler kıldık.

Edip Yüksel: 

Orada hem sizin için ve hem sizin beslemediğiniz yaratıklar için yaşanacak bir ortam oluşturduk.

Ali Bulaç: 

Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık.

Suat Yıldırım: 

Orada hem siz insanlar için, hem rızkını sizin vermediğiniz daha nice yaratıklar için geçimlikler meydana getirdik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve sizin için ve rızıklarını verir olmadığınız kimseler için orada yaşama sebeplerini vücuda getirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık.

Bekir Sadak: 

Dogrusu Rabbin onlari diriltip bir araya getirecektir. suphesiz O Hakim´dir, herseyi bilen´dir. *

İbni Kesir: 

Orada hem sizin için, hem de rızıklarını temin edemeyecekleriniz için geçimlikler meydana getirdik.

Adem Uğur: 

Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.

İskender Ali Mihr: 

Sizin için de, sizin rızıklandırılanlar olmadığınız kimseler için de, maişetler (geçim kaynakları) kıldık.

Celal Yıldırım: 

Yine yeryüzünde size ve sizin rızık veremiyeceğiniz kimselere (canlılara) geçimlikler meydana getirdik.

Tefhim ul Kuran: 

Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık.

Fransızca: 

Et quant à la terre, Nous l'avons étalée et y avons placé des montagnes (immobiles) et y avons fait pousser toute chose harmonieusement proportionnée.

İspanyolca: 

Y hemos puesto en ella subsistencias para vosotros y para quien no depende de vuestro sustento.

İtalyanca: 

Alimenti vi ponemmo, per voi e per tutti coloro che voi non nutrite affatto.

Almanca: 

Und auf ihr setzten WIR für euch Lebensmittel und alles andere, dem ihr kein Rizq gewährt.

Çince: 

我在大地上为你们和你们所不能供养者而创造了许多生活资料。

Hollandaca: 

En wij hebben daarop levensbehoeften voor u geplaatst en voor de wezens, welke gij niet onderhoudt.

Rusça: 

Мы предоставили на земле пропитание вам и тем, кого вы не кормите.

Somalice: 

waxaana idiinka yeellay dhexdiisa nolol iyo waxaydaan arzaaqi karin.

Swahilice: 

Na tumekujaalieni humo vitu vya maisha yenu, na ya hao ambao nyinyi sio wenye kuwaruzuku.

Uygurca: 

يەر يۈزىدە سىلەر ئۈچۈن ۋە سىلەر رىزقىنى بېرەلمەيدىغانلار (يەنى خادىملار ۋە ھايۋانلار) ئۈچۈن تۇرمۇش لازىمەتلىكلىرىنى ياراتتۇق (ئۇلارنىڭ يېمەك - ئىچمەكلىرىنى سىلەر ئەمەس، بىز يارىتىمىز)

Japonca: 

われはあなたがたのためにも,またあなたがたが決して養育者たりえないものにも生計の道を与えた。

Arapça (Ürdün): 

«وجعلنا لكم فيها معايش» بالياء من الثمار والحبوب «و» جعلنا لكم «من لستم له برازقين» من العبيد والدواب والأنعام فإنما يرزقهم الله.

Hintçe: 

और हम ही ने उन्हें तुम्हारे वास्ते ज़िन्दगी के साज़ों सामान बना दिए और उन जानवरों के लिए भी जिन्हें तुम रोज़ी नहीं देते

Tayca: 

และในแผ่นดินนั้นเราได้ทำให้มีเครื่องยังชีพแก่พวกเจ้า และแก่ผู้ที่พวกเจ้ามิได้เป็นผู้ให้ริซกีแก่เขา

İbranice: 

והנחנו בה מקורות מחיה לכם ולכל אלה אשר אתם לא מפרנסים

Hırvatça: 

I tu smo vam dali sve što je za život potrebno, a i onima koje vi ne hranite.

Rumence: 

Noi v-am făcut hrană vouă, precum şi celui pe care voi nu-l hrăniţi.

Transliteration: 

WajaAAalna lakum feeha maAAayisha waman lastum lahu biraziqeena

Türkçe: 

Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık.

Sahih International: 

And We have made for you therein means of living and [for] those for whom you are not providers.

İngilizce: 

And We have provided therein means of subsistence,- for you and for those for whose sustenance ye are not responsible.

Azerbaycanca: 

Sizdən və sizin ruzi vermədiklərinizdən (qul, kəniz, ev heyvanları və sairədən) ötrü yaşayış üçün lazım olan hər şey yaratdıq. (Ruzini siz yox, Biz veririk. Onun, sadəcə olaraq ixtiyarı sizdədir).

Süleyman Ateş: 

Orada sizin için ve (beslediğinizi sandığınız, fakat aslında) sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler var ettik.

Diyanet Vakfı: 

Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.

Erhan Aktaş: 

Sizin için de geçimlerini sizin sağlamadıklarınız için de orada, geçim kaynakları meydana getirdik.

Kral Fahd: 

Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.

Hasan Basri Çantay: 

Orada hem sizin için, hem rızıklarını te´mîn edemeyeceğiniz kimseler için bir çok geçim (sebeb) ler (i) yaratdık.

Muhammed Esed: 

Ve yine orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan öteki bütün canlılar için geçim vasıtaları sağladık.

Gültekin Onan: 

Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık.

Ali Fikri Yavuz: 

O arzda hem sizin için, hem de sizin rızık vericisi olmadığınız (hayvanat ve köleleriniz gibi) kimseler için geçimlikler (ekinler ve yemişler) yarattık.

Portekizce: 

E nela vos proporcionamos meios de subsistência, tanto para vós como para aqueles por cujo sustento sois responsáveis.

İsveççe: 

Och Vi har sörjt för att ni där får ert uppehälle och för uppehället av allt levande som ni inte har ansvar för.

Farsça: 

و در آن برای شما و کسانی که روزی دهنده آنان نیستید، انواع وسایل و ابزار معیشت قرار دادیم.

Kürtçe: 

وە لەو (زەویە) دا ھۆکارەکانی ژیانمان بۆ ئێوە ڕەخساندوە ھەروەھا بۆ ئەوانەش کە ئێوە ڕزق و ڕۆزیان نادەن

Özbekçe: 

Ва унда сизлар учун маош воситаларини ва сиз ризқини бера олмайдиган кимсаларни қилиб қўйдик.

Malayca: 

Dan Kami jadikan untuk kamu pada bumi ini segala keperluan hidup, juga Kami jadikan makhluk-makhluk yang kamu bukanlah orang yang sebenar menyediakan rezekinya.

Arnavutça: 

dhe kemi bërë për ju në të (Tokë) sendet që u japin gjallëri dhe për ata që nuk i mbani (furnizoni) ju.

Bulgarca: 

И сторихме там препитание за вас и за онзи, когото вие не храните.

Sırpça: 

И ту смо вам дали све што је за живот потребно, а и онима које ви не храните.

Çekçe: 

a připravili jsme na ní potravu pro vás i pro ty, jimž obživu neskýtáte.

Urduca: 

اور اس میں معیشت کے اسباب فراہم کیے، تمہارے لیے بھی اور اُن بہت سی مخلوقات کے لیے بھی جن کے رازق تم نہیں ہو

Tacikçe: 

Ва маъишати шумо ва касонеро, ки шумо рӯзидеҳашон нестед, дар он ҷо қарор додем.

Tatarca: 

Вә ул җирдә сезгә яшәү өчен кирәк нәрсәләрне һәммәсен бар кылдык, дәхи сез аларны ашатмый тәрбияләми торган кыр хайваннарын сезнең файдага бар кылдык.

Endonezyaca: 

Dan Kami telah menjadikan untukmu di bumi keperluan-keperluan hidup, dan (Kami menciptakan pula) makhluk-makhluk yang kamu sekali-kali bukan pemberi rezeki kepadanya.

Amharca: 

በእርሷም ውስጥ ለእናንተ መኖሪያዎችንና ለእርሱ መጋቢዎቹ ያልኾናችሁትንም (እንስሳትን) አደረግንላችሁ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அதில் உங்களுக்கும், மேலும், எவர்களுக்கு நீங்கள் உணவளிப்பவர்களாக இல்லையோ அவர்களுக்கும் (நாம்தான்) வாழ்வாதாரங்களை அமைத்(து கொடுத்)தோம்.

Korece: 

하나님은 너희들을 위하여 너희가 생성케 하지 못하는 일용 할 양식을 그안에 부여하였노라

Vietnamca: 

Trên trái đất, TA đã tạo ra những phương tiện sống cho các ngươi (loài người) và cho cả những ai (sinh vật) mà các ngươi không có trách nhiệm nuôi dưỡng.