Arapça:
ثُمَّ قِيلَ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِ هَلْ تُجْزَوْنَ إِلَّا بِمَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ
Çeviriyazı:
ŝümme ḳîle lilleẕîne żalemû ẕûḳû `aẕâbe-lḫuld. hel tüczevne illâ bimâ küntüm teksibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra o zulüm yapanlara "Tadın bakalım şu ebedi azabı!" denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?"
Diyanet İşleri:
Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra da zulmedenlere, tadın ebedi azabı denecek, kazandığınızın karşılığı neyse ondan başka bir şeyle mi cezaya uğrayacaktınız?
Şaban Piriş:
Sonra zalimlere şöyle denir: Sonsuz azabı tadın, Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
Edip Yüksel:
Sonra zulmedenlere: "Ebedi azabı tadın," denir, "Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?"
Ali Bulaç:
Sonra o zulmetmekte olanlara: "Sürekli azabı tadın" denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?"
Suat Yıldırım:
Sonra o zalimlere: “Ebedî azabı tadın bakalım! Siz dünya hayatında neyi hak ettiyseniz, sadece onun karşılığını göreceksiniz.” denir. [32,14]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra zulmetmiş olanlara denilecektir ki, «Şimdi ebedî azabı tadınız. Siz başkasıyla değil, ancak kazanmış olduğunuz şey sebebiyle cezalandırılırsınız.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra, zulmedenlere şöyle denecek: " O uzun süreli azabı tadın! Kazandığınız şeyler dışında bir şeyle cezalandırılmayacaksınız!"
Bekir Sadak:
Ey insanlar! Rabbinizden size bir ogut ve kalblerde olana sifa, inananlara dogruyu gosteren bir rahber ve rahmet gelmistir.
İbni Kesir:
Sonra zulmetmiş olanlara denilir ki: Sürekli azabı tadın. Yalnız kazanır olduğunuz şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?
Adem Uğur:
Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, "
İskender Ali Mihr:
Sonra zulmedenlere: “Ebedî (devamlı) azabı tadın!” denildi. Kazandıklarınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?
Celal Yıldırım:
Sonra o zulmedenlere, «tadın sonu gelmiyen azabı, siz ancak elde ettiğinize karşılık ceza görüyorsunuz» denilecek.
Tefhim ul Kuran:
Sonra o zulmetmekte olanlara: «Sürekli azabı tadın» denilecek. Kazanmakta olduklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?»
Fransızca:
Puis il sera dit aux injustes : " Goûtez au châtiment éternel ! êtes-vous rétribués autrement qu'en rapport de ce que vous acquériez ? "
İspanyolca:
Se dirá a los impíos: «¡Gustad el castigo enterno! ¿Se os retribuye por otra cosa que por lo que habéis merecido?»
İtalyanca:
Poi verrà detto a coloro che sono stati ingiusti: «Gustate il castigo perpetuo! Vi si paga con qualcosa di diverso da ciò che avete meritato?».
Almanca:
Dann wurde zu denjenigen schwer Verfehlenden gesagt: "Kostet die Peinigung der Ewigkeit! Wird euch etwa anderes vergolten als das, was ihr euch zu erwerben pflegtet?!"
Çince:
然后,有人要对不义的人们说:你们尝试永久的刑罚吧!你们只因自己的谋求而受报酬。
Hollandaca:
Dan zal tot de goddeloozen gezegd worden: Onderga de straf der eeuwigheid; zoudt gij anders willen ontvangen dan de vergelding voor hetgeen gij hebt bedreven?
Rusça:
Потом будет сказано тем, кто поступал несправедливо: "Вкусите вечные мучения! Разве вам не воздается только за то, что вы совершали?"
Somalice:
markaasa lagu odhan kuwii dulmi falay dhadhamiya cadaabka waaridda, miyaana laydinka abaal marinin waxaad kasbanayseen mooyee.
Swahilice:
Kisha walio dhulumu wataambiwa: Onjeni adhabu ya kudumu. Kwani mtalipwa isipo kuwa yale mliyo kuwa mkiyachuma?
Uygurca:
ئاندىن كېيىن (ئۆزلىرىگە) زۇلۇم قىلغانلارغا: «مەڭگۈلۈك ئازابنى تېتىڭلار، سىلەرگە پەقەت قىلمىشىڭلارنىڭ جازاسى بېرىلىدۇ» دېيىلىدۇ
Japonca:
その時不義の徒に向かって言われるであろう。「永遠の懲罰を味わえ。あなたがたが行ったことに対してだけ,報いられるのではないか。」
Arapça (Ürdün):
«ثم قيل للذين ظلموا ذوقوا عذاب الخلد» أي الذي تخلدون فيه «هل» ما «تجزون إلا» جزاء «بما كنتم تكسبون».
Hintçe:
फिर (क़यामत के दिन) ज़ालिम लोगों से कहा जाएगा कि (अब हमेशा के अज़ाब के मजे चखो (दुनिया में) जैसी तुम्हारी करतूतें तुम्हें (आख़िरत में) वैसा ही बदला दिया जाएगा
Tayca:
แล้วมีเสียงกล่าวแก่พวกอธรรมว่า “พวกท่านจงลิ้มรสการลงโทษอันจีรังเถิด พวกท่านจะไม่ถูกตอบแทน เว้นแต่สิ่งที่พวกท่านขวนขวายไว้เท่านั้น”
İbranice:
אז יאמר לאלה אשר קיפחו: 'טעמו את העונש הנצחי, האם אין זה הגמול הראוי לרע שעשיתם
Hırvatça:
Zatim će onima koji su zulum učinili rečeno biti: "Iskusite patnju vječnu; da li ste izloženi kazni osim prema onome što ste činili?"
Rumence:
Li se va spune atunci celor care au fost nedrepţi: “Gustaţi osânda veşniciei! Nu sunteţi răsplătiţi decât pentru ceea ce aţi făptuit!”
Transliteration:
Thumma qeela lillatheena thalamoo thooqoo AAathaba alkhuldi hal tujzawna illa bima kuntum taksiboona
Türkçe:
Sonra, zulmedenlere şöyle denecek: " O uzun süreli azabı tadın! Kazandığınız şeyler dışında bir şeyle cezalandırılmayacaksınız!"
Sahih International:
Then it will be said to those who had wronged, "Taste the punishment of eternity; are you being recompensed except for what you used to earn?"
İngilizce:
At length will be said to the wrong-doers: 'Taste ye the enduring punishment! ye get but the recompense of what ye earned!'
Azerbaycanca:
Sonra zülm edənlərə: “Dadın əbədi əzabı. Siz ancaq qazandığınız günahlara görə cəzalandırılırsınız!” – deyiləcək.
Süleyman Ateş:
Sonra zulmedenlere: "Sürekli azabı tadın!" denilecek, "Yalnız kazandığınız şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?"
Diyanet Vakfı:
Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, "Ebedi azabı tadın!" denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
Erhan Aktaş:
Sonra zûlmedenlere, “Süresiz azâbı tadın.” denir. “Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?”
Kral Fahd:
Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
Hasan Basri Çantay:
Sonra, o zulmedenlere «Ebedî azabı tadın, denilecek, (vaktiyle) ne kazanıyor idiyseniz ondan başkasıyle mi cezâlandırılacakdınız ya»?.
Muhammed Esed:
O Gün ki, (dünya hayatında) haksızlık yapmaya eğilim gösterenlere, ´Tadın bitmeyen azabı´ denecek, yapageldiğiniz işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki?;
Gültekin Onan:
Sonra o zulmetmekte olanlara: "
Ali Fikri Yavuz:
Sonra o zulmedenlere: “- Ebedî azabı tadın” denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başka bir sebeple cezalandırılacak değilsiniz.
Portekizce:
Será dito, então, aos iníquos: Provai o castigo eterno. Sereis, acaso, castigados pelo que não cometestes?
İsveççe:
Därefter skall det sägas till dem som begick orätt: "Pröva på det straff som skall vara i evighet! Är inte detta den [rättvisa] lönen för era handlingar?"
Farsça:
آن گاه به کسانی که ستم کرده اند، گفته می شود: عذاب جاودانه را بچشید، آیا جز به کیفر آنچه همواره مرتکب می شدید، جزا داده می شوید؟
Kürtçe:
ئەمجا پێـیان دەووترێت بەوانەی کە ستەمیان کردوە بچەژن سزای ھەمیشەیی ئایا ئێوە تۆڵەتان لێ دەسەندرێت مەگەر بەھۆی ئەو (کارانەوە) نەبێت کەخۆتان دەتان کرد
Özbekçe:
Зулм қилганларга: «Мангу азобни тортинглар. Фақат касб қилганингизга яраша жазо олурсизлар, холос», дейилур. (Улар бу дунёда қилган зулмлари–Аллоҳга иймон келтирмаганлари учун қилмишларига яраша жазо оладилар, дўзахда мангу қоладилар.)
Malayca:
Kemudian dikatakan lagi kepada orang-orang yang berlaku zalim itu: "Rasakanlah azab yang kekal. Tidaklah kamu dibalas melainkan dengan apa yang kamu usahakan (di dunia)".
Arnavutça:
E pastaj, u thuhet zullumqarëve: “Shijoni dënimin e përhershëm! Dhe, nuk dënoheni ndryshe, përveç ashtu si keni punuar”.
Bulgarca:
После ще се каже на угнетителите: “Вкусете вечното мъчение! Нима ще ви се въздаде за друго освен за онова, което сте придобили?”
Sırpça:
Затим ће онима који су били многобошци да буде речено: „Искусите вечну патњу; да ли сте кажњени осим према ономе што сте чинили?!“
Çekçe:
A bude řečeno těm, kdož nespravedliví byli: 'Okuste trestu věčného! Což odměňováni jste za něco jiného než za to, co sami jste si vysloužili?'
Urduca:
پھر ظالموں سے کہا جائے گا کہ اب ہمیشہ کے عذاب کا مزا چکھو، جو کچھ تم کماتے رہے ہو اس کی پاداش کے سوا اور کیا بدلہ تم کو دیا جا سکتا ہے؟
Tacikçe:
Он гоҳ ба ситамкорон гӯянд: «Азоби ҷовидро бичашед! Оё на чунин аст, ки дар баробари амалҳоятон ҷазо мебинед?»
Tatarca:
Соңра җәһәннәм сакчылары залимнәргә әйтте: "Мәңгелек ґәзабны татыгыз. Сез һичнәрсә өчен түгел, мәгәр үзегез кәсеп иткән гөнаһларыгыз өчен ґәзаб кылынасыз".
Endonezyaca:
Kemudian dikatakan kepada orang-orang yang zalim (musyrik) itu: "Rasakanlah olehmu siksaan yang kekal; kamu tidak diberi balasan melainkan dengan apa yang telah kamu kerjakan".
Amharca:
ከዚያም ለእነዚያ ለበደሉት፡- «ዘውታሪን ቅጣት ቅመሱ ትሠሩት የነበረችሁትን ዋጋ እንጂ አትመነዱም» ይባላሉ፡፡
Tamilce:
பிறகு, அநியாயம் செய்தவர்களை நோக்கி, “நிரந்தரமான தண்டனையை சுவையுங்கள். நீங்கள் செய்து கொண்டிருந்ததற்காகவே தவிர நீங்கள் (இப்போது இத்தகைய) கூலி கொடுக்கப்படுகிறீர்களா?” என்று கூறப்படும்.
Korece:
드디어 죄지은 그들에게 말 씀이 있었으니 영원한 벌을 맛볼 지니 이는 너희가 이미 얻었던 보상이 아니더뇨
Vietnamca:
Sau đó, có lời phán bảo với những tên làm điều sai quấy: “Các ngươi hãy nếm lấy sự trừng phạt muôn đời. Các ngươi được đền bù bởi những gì các ngươi đã kiếm được.”
Ayet Linkleri: