Arapça:
يَحْلِفُونَ لَكُمْ لِتَرْضَوْا عَنْهُمْ ۖ فَإِن تَرْضَوْا عَنْهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يَرْضَىٰ عَنِ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ
Çeviriyazı:
yaḥlifûne leküm literḍav `anhüm. fein terḍav `anhüm feinne-llâhe lâ yerḍâ `ani-lḳavmi-lfâsiḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız, şunu bilin ki Allah, o fasıklar güruhundan kesinlikle razı olmaz.
Diyanet İşleri:
Kendilerinden hoşnut olasınız diye, size and verirler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile, Allah, yoldan çıkmış kimselerden razı olmaz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlardan razı olmanız için size ant verecekler, fakat siz razı olsanız da Allah, şüphe yok ki buyruktan çıkan topluluğun hareketlerine razı olmaz.
Şaban Piriş:
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. Siz onlardan razı olsanız bile Allah fasık olan topluluklardan razı olmaz.
Edip Yüksel:
Kendilerinden hoşnut olasınız diye yemin ediyorlar. Onlardan hoşnut olsanız bile ALLAH yoldan çıkmış toplumlardan hoşnud olmaz.
Ali Bulaç:
Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz.
Suat Yıldırım:
Kendilerinden razı olasınız diye, size karşı Allah'a nice yeminler edecekler...Bilesiniz ki siz onlardan hoşnut olsanız bile, o yoldan çıkmış, o pis güruhtan Allah asla razı olmaz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Size yemin ederler ki, onlardan razı olasınız. Siz onlardan razı olacak olsanız da şüphe yok ki, Allah Teâlâ o fâsıklar olan tâifeden razı olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kendilerinden hoşnut olasınız diye karşınızda yemin ediyorlar. Siz onlardan razı olsanız da Allah, yoldan sapmış bir topluluktan razı olmaz.
Bekir Sadak:
Cevrenizdeki bedeviler icinde ikiyuzluler ve Medine´liler icinde de ikiyuzlulukte direnenler vardir. Onlari siz degil, ancak Biz biliriz. Kendilerine iki defa azabedecegiz
İbni Kesir:
Size yemin ederler ki
Adem Uğur:
Onlardan razı olasınız diye size yemin edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile Allah fâsıklar topluluğundan asla razı olmaz.
İskender Ali Mihr:
Onlardan razı olmanız için size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız (razı olsanız bile) muhakkak ki Allah, fasık kavimden razı olmaz.
Celal Yıldırım:
Kendilerinden hoşnud olasınız diye size yemîn ederler. Siz onlardan hoşnud olsanız bile elbette Allah fâsıklar (ilâhi sınırları aşıp itaat dışında kalanlardan razı olmaz.
Tefhim ul Kuran:
Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz.
Fransızca:
Ils vous font des serments pour se faire agréer de vous, même si vous les agréez, Allah n'agrée pas les gens pervers.
İspanyolca:
Os conjuran que aceptéis sus excusas. Pero, si vosotros las aceptáis, Alá no las aceptará del pueblo perverso.
İtalyanca:
Giurano per compiacervi; quand'anche vi compiaceste di loro, Allah non si compiace degli ingiusti.
Almanca:
Sie schwören euch, damit ihr mit ihnen zufrieden seid. Und solltet ihr mit ihnen zufrieden werden, so ist ALLAH mit den fisq-betreibenden Leuten nie zufrieden.
Çince:
他们对你们发誓,以便你们喜欢他们。即使你们喜欢他们,(也无济于事),因为真主必定不喜欢放肆的民众。
Hollandaca:
Zij zullen u bezweren, dat gij welwillend omtrent hen moogt zijn; maar indien gij welwillend omtrent hen zijt, waarlijk, dan zal God niet welwillend zijn omtrent degenen die slecht handelen.
Rusça:
Они станут вам клясться, чтобы вы остались довольны ими. Но даже если вы останетесь довольны ими, Аллах все равно не будет доволен людьми нечестивыми.
Somalice:
way idiin dhaaran inaad ka raalli noqotaan, haddaad ka raalli noqotaan Eebe kama raalli noqdo qoomka faasiqiinta ah.
Swahilice:
Wanakuapieni ili muwe radhi nao. Basi hata mkiwa radhi nao nyiye, Mwenyezi Mungu hawi radhi na watu wapotofu.
Uygurca:
سىلەرنىڭ رازىلىقىڭلارغا ئېرىشىش ئۈچۈن، ئۇلار سىلەرگە قەسەم ئىچىپ بېرىدۇ، سىلەر ئۇلاردىن رازى بولساڭلار (بۇ ئۇلارغا پايدا بەرمەيدۇ)، چۈنكى اﷲ پاسىق قەۋمدىن رازى بولمايدۇ
Japonca:
かれらはあなたがたに気に入られるようにあなたがたに誓うかもしれない。だがもしあなたがたがかれらを気に入っても,本当にアッラーは,アッラーの掟に背く者を御喜びになられない。
Arapça (Ürdün):
«يحلفون لكم لترضوا عنهم فإن ترضوا عنهم فإنّ الله لا يرضى عن القوم الفاسقين» أي عنهم
Hintçe:
तुम्हारे सामने ये लोग क़समें खाते हैं ताकि तुम उनसे राज़ी हो (भी) जाओ तो ख़ुदा बदकार लोगों से हरगिज़ कभी राज़ी नहीं होगा
Tayca:
พวกเขาจะสาบานแก่พวกท่าน เพื่อให้พวกท่านพอใจต่อพวกเขา แล้วหากพวกท่านพอใจต่อพวกเขา แท้จริงอัลลอฮ์นั้นจะไม่ทรงพอพระทัยต่อกลุ่มชนที่ละเมิดฝ่าฝืน
İbranice:
הם יישבעו לכם כדי שתהיו מסופקים מהם, וגם אם תהיו מסופקים מהם, אלוהים לא יהיה מסופק מהאנשים המופקרים
Hırvatça:
Oni vam se zaklinju zato da biste bili zadovoljni njima. Ako vi budete zadovoljni njima, Allah sigurno nije zadovoljan ljudima buntovnicima.
Rumence:
Ei vă vor face jurăminte ca să vă facă pe plac. Chiar dacă voi sunteţi mulţumiţi de ei, Dumnezeu nu este mulţumit de un popor stricat.
Transliteration:
Yahlifoona lakum litardaw AAanhum fain tardaw AAanhum fainna Allaha la yarda AAani alqawmi alfasiqeena
Türkçe:
Kendilerinden hoşnut olasınız diye karşınızda yemin ediyorlar. Siz onlardan razı olsanız da Allah, yoldan sapmış bir topluluktan razı olmaz.
Sahih International:
They swear to you so that you might be satisfied with them. But if you should be satisfied with them - indeed, Allah is not satisfied with a defiantly disobedient people.
İngilizce:
They will swear unto you, that ye may be pleased with them but if ye are pleased with them, Allah is not pleased with those who disobey.
Azerbaycanca:
Onlardan razı olasınız deyə, qarşınızda (Allaha) and içəcəklər. Siz onlardan razı olsanız da, Allah fasiq bir tayfadan razı olmaz!
Süleyman Ateş:
Size yemin ediyorlar ki kendilerinden razı olasınız. Siz onlardan razı olsanız bile Allah, yoldan çıkan topluluktan razı olmaz.
Diyanet Vakfı:
Onlardan razı olasınız diye size yemin edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile Allah fasıklar topluluğundan asla razı olmaz.
Erhan Aktaş:
Kendilerini hoş göresiniz diye, size yemin ederler. Siz, onlardan razı olsanız da bilesiniz ki Allah fâsık olan toplumdan asla razı olmaz.
Kral Fahd:
Onlardan razı olasınız diye size yemin edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile Allah fâsıklar topluluğundan asla razı olmaz.
Hasan Basri Çantay:
Kendilerinden hoşnud olmanız için size yemîn edecekler. (Fakat) eğer siz onlardan raazî olursanız şübhesiz Allah o faasıklar güruhundan raazî olmaz.
Muhammed Esed:
Sizi hoşnut etmek için yemin edeceklerdir; ama siz onlardan hoşnut olsanız (bile) (bilin ki), Allah günahkar bir topluluktan asla hoşnut kalmayacaktır.
Gültekin Onan:
Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Tanrı, fasıklar kavminden hoşnut olmaz.
Ali Fikri Yavuz:
Kendilerinden razı olasınız diye, size yemin edecekler. Fakat siz, onlardan razı olsanız da asla Allah o fasıklar topluluğundan razı olmaz.
Portekizce:
Jurar-vos-ão (fidelidade), para que vos congratuleis com eles; porém, se vos congratulardes com eles, sabei que Deusnão Se compraz com os depravados.
İsveççe:
Med sina eder och bedyranden vill de göra er nöjda. Men [även] om ni är nöjda med dem, är Gud inte nöjd med trotsiga syndare.
Farsça:
برای شما [در جهت معذور بودن خود] سوگند می خورند تا از آنان راضی شوید، اگر شما هم از آنان راضی شوید، یقیناً خدا از گروه فاسقان راضی نخواهد شد.
Kürtçe:
(بە درۆ) سوێندتان بۆ دەخۆن بۆ ئەوەی لێیان ڕازی بن جا ئەگەر ئێوەش لێیان ڕازی بن ئەوە بێگومان خوا ڕازی نابێت لەکەسانی دەرچوو لەسنوور (تاوانبار)
Özbekçe:
Улар сизлар улардан рози бўлишингиз учун сизга қасам ичарлар. Агарчи сиз улардан рози бўлсангиз ҳам, Аллоҳ фосиқ қавмлардан рози бўлмас. (Мунофиқлар Аллоҳнинг розилигини эмас, балки банданинг розилигини олишга уринадилар. Мунофиқлик шу асосга қурилган.)
Malayca:
Mereka bersumpah kepada kamu supaya kamu reda akan mereka; oleh itu jika kamu reda akan mereka, maka sesungguhnya Allah tidak reda akan kaum yang fasik.
Arnavutça:
Ata u betohen juve, që të jeni të kënaqur me ta. Nëse ju do të jeni të kënaqur me ta, Perëndia, me siguri, nuk është i kënaqur me popullin ngatërrestar.
Bulgarca:
Кълнат ви се, за да бъдете доволни от тях. Но дори вие да сте доволни от тях, Аллах не е доволен от хората-нечестивци.
Sırpça:
Они вам се заклињу зато да бисте били задовољни њима. Ако ви будете задовољни њима, Аллах сигурно није задовољан народом неверничким.
Çekçe:
A budou vás zapřísahat, abyste v nich opět nalezli zalíbení; jestliže vy v nich snad opět naleznete zalíbení, Bůh věru nenalezne zalíbení v lidu hanebníků.
Urduca:
یہ تمہارے سامنے قسمیں کھائیں گے کہ تاکہ تم ان سے راضی ہو جاؤ حالانکہ اگر تم ان سے راضی ہو بھی گئے تو اللہ ہرگز ایسے فاسق لوگوں سے راضی نہ ہوگا
Tacikçe:
Бароятон савганд мехӯранд, то аз онон хушнуд шавед. Агар шумо ҳам хушнуд шавед, Худо аз ин мардуми нофармон хушнуд нахоҳад шуд!
Tatarca:
Алар сезгә ант итеп акланырга тырышалар алардан риза булуыгыз өчен. Сез алардан риза булсагыз да, фәсыйк кешеләрдән Аллаһ һич тә разый булмас.
Endonezyaca:
Mereka akan bersumpah kepadamu, agar kamu ridha kepada mereka. Tetapi jika sekiranya kamu ridha kepada mereka, sesungguhnya Allah tidak ridha kepada orang-orang yang fasik itu.
Amharca:
ከእነሱ ትወዱላቸው ዘንድ ለናንተ ይምሉላችኋል፡፡ ከእነሱ ብትወዱም አላህ አመጸኞች ሕዝቦችን አይወድም፡፡
Tamilce:
அவர்களைப் பற்றி நீங்கள் திருப்தியடைவதற்காக உங்களிடம் சத்தியம் செய்கிறார்கள். அவர்களைப் பற்றி நீங்கள் திருப்தியடைந்தாலும் நிச்சயமாக அல்லாஹ் பாவிகளான (அம்)மக்களைப் பற்றி திருப்தியடையமாட்டான்.
Korece:
그들이 너희에게 맹세하매 너희가 그들과 함께 기뻐하나 그 러나 너희가 그들과 함께 기뻐할 지라도 하나님온 거역하는 백성들 을 좋아하지 아니하시노라
Vietnamca:
Chúng thề (như thế) với các ngươi là để làm hài lòng các ngươi thôi. Dù các ngươi có hài lòng với chúng nhưng chắc chắn Allah không hài lòng với đám người bất tuân, dấy loạn.
Ayet Linkleri: