Arapça:
قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللَّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle innemâ eşkû beŝŝî veḥuznî ile-llâhi vea`lemü mine-llâhi mâ lâ ta`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dedi ki: "Ben hüznümü, kederimi ancak Allah'a şikayet ederim ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri de bilirim."
Diyanet İşleri:
Yakup: "Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah'a açarım. Allah katından, sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ben dedi, taşan derdimi, kederimi ancak Allah'a arzetmedeyim ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum ben.
Şaban Piriş:
Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah’a açarım. Allah tarafından, sizin bilmediklerinizi bilirim, dedi.
Edip Yüksel:
"Ben kahrımı ve tasamı ancak ALLAH'a şikayet ederim, sizin bilmediğinizi ALLAH'tan biliyorum," dedi.
Ali Bulaç:
Dedi ki: "Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum. Ben Allah'tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum."
Suat Yıldırım:
“Ben” dedi, “sıkıntımı, keder ve hüznümü sadece Allah'a arz ediyorum. Hem sizin bilemediğiniz birçok şeyi Allah tarafından vahiy yolu ile biliyorum.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Ben derdimi ve hüznümü ancak Allah Teâlâ´ya arzederim, ve ben Allah Teâlâ´dan sizin bilmeyeceğiniz şeyi bilirim.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi ki: "Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah'a arz ederim. Ve Allah'ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim."
Bekir Sadak:
«Allah´a yemin ederiz ki, Allah seni bizden ustun tutmustur
İbni Kesir:
Dedi ki: Ben, üzüntümü ve kederimi yalnız Allah´a açarım. Ve ben, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum.
Adem Uğur:
(Ya´kub:) Ben sadece gam ve kederimi Allah´a arzediyorum. Ve ben sizin bilemiyeceğiniz şeyleri Allah tarafından (vahiy ile) biliyorum, dedi.
İskender Ali Mihr:
(Yâkub A.S ) şöyle dedi: “Ben kederimi ve hüznümü sadece Allah´a arz ederim (şikâyet ederim). Ve sizin bilmediğiniz şey(ler)i ben Allah´tan (Allah´ın bildirmesi ile) bilirim."
Celal Yıldırım:
O da, «Ben keder ve üzüntümü ancak Allah´a şikâyet ederim. Ben, Allah´tan sizin bilmediğiniz (çok) şeyleri bilmekteyim» dedi.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah´a şikâyet ediyorum. Ben Allah´tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum.»
Fransızca:
- Il dit : "Je ne me plains qu'à Allah de mon déchirement et de mon chagrin. Et, je sais de la part d'Allah, ce que vous ne savez pas.
İspanyolca:
Dijo: «Sólo me quejo a Alá de mi pesadumbre y de mi tristeza. Pero sé por Alá lo que vosotros no sabéis...
İtalyanca:
Rispose: «Mi lamento solo davanti ad Allah della mia disgrazia e del mio dolore, e grazie ad Allah conosco cose che voi non sapete.
Almanca:
Er sagte: "Nur ALLAH klage ich meinen Kummer und meine Trauer. Und ich weiß von ALLAH, was ihr nicht wisst.
Çince:
他说:我只向真主诉说我的忧伤,我从真主那里知道你们所不知道的。
Hollandaca:
Hij antwoordde: ik breng mijne smart, die ik niet kan dragen, en mijne droefheid voor God, omdat ik door openbaring van God weet, wat gij niet weet.
Rusça:
Он сказал: "Мои жалобы и печаль обращены только к Аллаху, и я узнаю от Аллаха то, чего вы не знаете.
Somalice:
wuxuuna yidhi waxaan uun u sheegan xusnigayga iyo walbaharkayga Eebe, waxaana ka ogyahay xagga Eebe waxydaan ogayn.
Swahilice:
Akasema: Hakika mimi namshitakia Mwenyezi Mungu sikitiko langu na huzuni yangu. Na ninajua kwa Mwenyezi Mungu msiyo yajua nyinyi.
Uygurca:
يەئقۇب ئېيتتى: «مەن قايغۇ - ھەسرىتىمنى پەقەت اﷲ غىلا ئېيتىمەن، اﷲ نىڭ بىلدۈرۈشى بىلەن سىلەر بىلمەيدىغان نەرسىلەرنى بىلىمەن
Japonca:
かれは言った。「わたしは只アッラーに対し,わが悲嘆と苦悩とを訴えている丈である。わたしは,あなたがたが知らないことを,アッラーから教わっている。
Arapça (Ürdün):
«قال» لهم «إنما أشكو بثي» هو عظيم الحزن الذي لا يصبر عليه حتى يبث إلى الناس «وحزني إلى الله» لا إلى غيره فهو الذي تنفع الشكوى إليه «وأعلم من الله ما لا تعلمون» من أن رؤيا يوسف صدق وهو حي ثم قال.
Hintçe:
याक़ूब ने कहा (मै तुमसे कुछ नहीं कहता) मैं तो अपनी बेक़रारी व रंज की शिकायत ख़ुदा ही से करता हूँ और ख़ुदा की तरफ से जो बातें मै जानता हूँ तुम नहीं जानते हो
Tayca:
เขากล่าวว่า “แท้จริงฉันร้องเรียนความเศร้าสลดของฉันและความทุกข์ระทมของฉันต่ออัลลอฮ์ และฉันรู้ (เรื่องความเมตตา)จากอัลลอฮ์ซึ่งพวกเจ้าไม่รู้"
İbranice:
אמר להם: 'אני רק מתלונן על צערי ויגוני לאלוהים,אלוהים גרם לי לדעת דברים שאינכם יודעים
Hırvatça:
"Ja tugu svoju i jad svoj pred Allaha iznosim, a Allah mi je dao da znam ono što vi ne znate", reče on.
Rumence:
El spuse: “Eu numai la Dumnezeu mă plâng de nenorocirea şi mâhnirea mea. Pe Dumnezeu, eu ştiu ceea ce voi nu ştiţi.
Transliteration:
Qala innama ashkoo baththee wahuznee ila Allahi waaAAlamu mina Allahi ma la taAAlamoona
Türkçe:
Dedi ki: "Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah'a arz ederim. Ve Allah'ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim."
Sahih International:
He said, "I only complain of my suffering and my grief to Allah, and I know from Allah that which you do not know.
İngilizce:
He said: "I only complain of my distraction and anguish to Allah, and I know from Allah that which ye know not...
Azerbaycanca:
(Yə’qub) belə cavab verdi: “Mən dərd-sərimi yalnız Allaha ərz edirəm və Allahdan (gələn vəhy ilə) sizin bilmədiklərinizi (Yusifin vaxtilə gördüyü yuxunun çin çıxacağını, sizin və mənim ona tə’zim edəcəyimizi) bilirəm!
Süleyman Ateş:
Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah'a arz ederim ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim. dedi.
Diyanet Vakfı:
(Ya'kub:) Ben sadece gam ve kederimi Allah'a arzediyorum. Ve ben sizin bilemiyeceğiniz şeyleri Allah tarafından (vahiy ile) biliyorum, dedi.
Erhan Aktaş:
“Gönlümden geçenleri ve kederimi yalnızca Allah’a arz ediyorum. Ve Allah tarafından bilmeyeceğiniz şeyleri bilirim.” dedi.
Kral Fahd:
(Ya'kub:) Ben sadece gam ve kederimi Allah'a arzediyorum. Ve ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri Allah tarafından (vahiy ile) biliyorum, dedi.
Hasan Basri Çantay:
(Ya´kub da): «Ben (taşan) kedirimi, mahzunluğumu yalınız Allaha şikâyet ediyorum. Ben Allah tarafından sizin bilmeyeceğiniz (nice) şeyleri de biliyorum» dedi.
Muhammed Esed:
"Ben" dedi, "tasamı ve üzüntümü yalnızca Allah´a havale ediyorum; çünkü Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum ben.
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
O (Yâkup A.S.) dedi ki: “- Ben, büyük kederimi ve hüznümü ancak Allah’a şikâyet ediyorum ve Allah katından (vahy ile), sizin bilemiyeceğiniz şeyleri de biliyorum.
Portekizce:
Ele lhes disse: Só exponho perante Deus o meu pesar e a minha angústia porque sei de Deus o que vós ignorais...
İsveççe:
Han svarade: "Min sorg och min smärta anförtror jag bara Gud och Gud har låtit mig veta något som ni inte vet.
Farsça:
گفت: شکوه اندوه شدید و غم و غصه ام را فقط به خدا می برم و از خدا می دانم آنچه را که شما نمی دانید.
Kürtçe:
ووتی من سکاڵا و دەردی دڵ و خەفەت و پەژارەم ھەر لای خوادەکەم وە من لەلایەن خواوە شتانێک دەزانم کە ئێوە نایزانن
Özbekçe:
У: «Албатта, мен дарду ҳасратимдан фақат Аллоҳнинг Ўзига шикоят қилмоқдаман ва Аллоҳдан сиз билмаган нарсани биламан.
Malayca:
(Nabi Yaakub) menjawab: "Sesungguhnya aku hanyalah mengadukan kesusahan dan dukacitaku kepada Allah dan aku mengetahui (dengan perantaraan wahyu) dari Allah, apa yang kamu tidak mengetahuinya.
Arnavutça:
(Jakubi) tha: “Unë, pikëllimin dhe zemrimin tim ia paraqes vetëm Perëndisë, e nga Perëndia e di atë që nuk e dini ju”.
Bulgarca:
Рече: “Изплаквам своята скръб и тъга само пред Аллах и знам от Аллах, каквото вие не знаете.
Sırpça:
„Ја своју тугу и свој јад износим само Аллаху, а Аллах ми је дао да знам оно што ви не знате“, рече он.
Çekçe:
Řekl: 'Žaluji zármutek svůj i lítost jedině Bohu a vím od Boha to, co vy nevíte.
Urduca:
اُس نے کہا "میں اپنی پریشانی اور اپنے غم کی فریاد اللہ کے سوا کسی سے نہیں کرتا، اور اللہ سے جیسا میں واقف ہوں تم نہیں ہو
Tacikçe:
Гуфт; «Ҷуз ин нест, ки шарҳи андӯҳи худ танҳо бо Худо мегӯям. Зеро он чӣ ман аз Худо медонам, шумо намедонед!
Tatarca:
Аталары әйтте: "Тәхкыйк мин кайгымны вә сагышымны Аллаһуга шикаять кыламын, сезгә түгел, Аллаһ белдерүе белән мин сез белмәгән нәрсәләрне беләмен.
Endonezyaca:
Ya'qub menjawab: "Sesungguhnya hanyalah kepada Allah aku mengadukan kesusahan dan kesedihanku, dan aku mengetahui dari Allah apa yang kamu tiada mengetahuinya".
Amharca:
«ጭንቀቴንና ሐዘኔንና የማሰሙተው ወደ አላህ ብቻ ነው፡፡ ከአላህም በኩል የማታውቁትን ነገር ዐውቃለሁ» አላቸው፡፡
Tamilce:
(யஅகூப்) கூறினார்: “என் துக்கத்தையும் என் கவலையையும் நான் முறையிடுவதெல்லாம் அல்லாஹ்விடம்தான். இன்னும், நீங்கள் அறியாதவற்றை அல்லாஹ்விடம் நான் அறிவேன்.”
Korece:
이에 그가 말하기를 나의 근심과 슬픔을 하나님께 호소 할 뿐이라 또한 나는 하나님으로부터너희가 알지 못하는 것을 알고 있노라
Vietnamca:
(Ya’qub) nói: “Cha chỉ than thở về nỗi u sầu và buồn phiền của mình với Allah, và cha biết được ở nơi Allah những điều mà các con không biết.”
Ayet Linkleri: