Arapça:
وَمَا أَكْثَرُ النَّاسِ وَلَوْ حَرَصْتَ بِمُؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
vemâ ekŝeru-nnâsi velev ḥaraṣte bimü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sen ne kadar şiddetle arzulasan da, insanların çoğu iman edecek değildir.
Diyanet İşleri:
Sana böylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman yanlarında değildin; sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sen ne kadar üstlerine düşersen düş, gene de insanların çoğu imana gelmez.
Şaban Piriş:
Sen ne kadar çok istesen de, insanların çoğu iman etmezler.
Edip Yüksel:
Ne kadar istesen de halkın çoğunluğu inanmıyacaktır.
Ali Bulaç:
Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir.
Suat Yıldırım:
Şunu unutma ki: Sen, büyük bir kuvvetle arzu etsen bile insanların çoğu iman etmezler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve insanların ekserisi, sen fazlaca arzu etsen de imân edici kimseler değildirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sen hırslanasıya istesen de, insanların çoğu inanmayacaktır.
Bekir Sadak:
De ki: «Benim yolum budur
İbni Kesir:
Sen, ne kadar hırs göstersen de
Adem Uğur:
Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
İskender Ali Mihr:
Ve sen (onların mü´min olmalarını) çok istesen bile, insanların çoğu mü´min olmazlar.
Celal Yıldırım:
Sen ne kadar içten arzu edip çırpınsan da insanların çoğu imân edecek değillerdir.
Tefhim ul Kuran:
Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir.
Fransızca:
Et la plupart des gens ne sont pas croyants malgré ton désir ardent.
İspanyolca:
La mayoría de los hombres, a pesar de tu celo, no creen.
İtalyanca:
La maggior parte degli uomini non crederanno, nonostante il tuo ardente desiderio.
Almanca:
Und die meisten Menschen - selbst dann, solltest du dich bemühen -, werden keine Mumin sein.
Çince:
你虽然切望世人信道,但他们大半是不信道的。
Hollandaca:
Maar het grootste deel der menschen zullen, hoewel gij het ernstig begeert, niet gelooven.
Rusça:
Большая часть людей не уверует, даже если ты страстно будешь желать этого.
Somalice:
Dadka badankiisna ma Rumaynayaan aad kuba Dadaashide.
Swahilice:
Na wengi wa watu si wenye kuamini hata ukijitahidi vipi..
Uygurca:
سەن گەرچە كىشىلەرنىڭ ئىمان ئېيتىشىغا ھېرىس بولساڭمۇ (لېكىن) ئۇلارنىڭ تولىسى ئىمان ئېيتمايدۇ
Japonca:
仮令あなたが如何に望んでも,人びとの多くは信じないであろう。
Arapça (Ürdün):
«وما أكثر الناس» أي أهل مكة «ولو حرصت» على إيمانهم «بمؤمنين».
Hintçe:
तुम उनके पास मौजूद न थे और कितने ही चाहो मगर बहुतेरे लोग ईमान लाने वाले नहीं हैं
Tayca:
และส่วนใหญ่ของมนุษย์จะไม่ศรัทธาต่อเจ้า ถึงแม้เจ้าปรารถนาอย่างยิ่งก็ตาม
İbranice:
אך רוב האנשים אינם מאמינים אפילו אם תשקוד
Hırvatça:
A većina ljudi, ma koliko ti nastojao, nisu vjernici.
Rumence:
Cei mai mulţi dintre oameni nu sunt credincioşi, chiar dacă tu ţii să fie.
Transliteration:
Wama aktharu alnnasi walaw harasta bimumineena
Türkçe:
Sen hırslanasıya istesen de, insanların çoğu inanmayacaktır.
Sahih International:
And most of the people, although you strive [for it], are not believers.
İngilizce:
Yet no faith will the greater part of mankind have, however ardently thou dost desire it.
Azerbaycanca:
Sən (qövmünün imana gəlməsi üçün) təşnə olsan da, insanların (Məkkə müşriklərinin) əksəriyyəti iman gətirən deyildir!
Süleyman Ateş:
Ama sen, ne kadar istesen de, yine insanların çoğu inanacak değillerdir.
Diyanet Vakfı:
Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
Erhan Aktaş:
Ama ne kadar çok istesen de insanların çoğu îmân edecek değildir.
Kral Fahd:
Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
Hasan Basri Çantay:
Sen ne kadar hırs göstersen yine insanların çoğu îman ediciler değildir.
Muhammed Esed:
Yine de -bunu ne kadar yürekten istersen iste- insanların çoğu (bu vahye) inanmayacaklar.
Gültekin Onan:
Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu inançlılar (olacak) değildir.
Ali Fikri Yavuz:
Sen ne kadar şiddetli arzulasan da yine insanların çoğu iman edici değillerdir.
Portekizce:
Porém, a maioria dos humanos, por mais que anseies, jamais crerá.
İsveççe:
De flesta människor uppnår inte tron, hur mycket du än önskar det;
Farsça:
بیشتر مردم هر چند رغبت شدید [به ایمان آوردنشان] داشته باشی، ایمان نمی آورند.
Kürtçe:
وەزۆربەی خەڵکی ھەرچەند تۆ سووربیت (لەسەر باوەڕ ھێنانیان) باوەڕ ناھێنن
Özbekçe:
Одамларнинг кўплари, гарчи сен жуда қизиқсанг ҳам, мўмин эмаслар. (Пайғамбаримиз (с. а. в.) қавмларига яхшиликни раво кўрганларидан, иймонга келишларини жуда қаттиқ истар эдилар. Шунга ҳаракат ҳам қилар эдилар. Аммо Аллоҳ таоло бу уриниш уларнинг иймонга келишларига сабаб бўла олмаслигини билдирмоқда.)
Malayca:
Dan kebanyakan manusia tidak akan beriman walaupun engkau terlalu ingin (supaya mereka beriman).
Arnavutça:
E, shumica e njerëzve, sado që të dëshirosh ti, nuk janë besimtarë.
Bulgarca:
Повечето хора не ще повярват, дори и ти да се стремиш.
Sırpça:
А већина људи, ма колико ти настојао, нису верници.
Çekçe:
Však většina lidí, i kdybys po tom sebevíce toužil, nebude věřit!
Urduca:
مگر تم خواہ کتنا ہی چاہو اِن میں سے اکثر لوگ مان کر دینے والے نہیں ہیں
Tacikçe:
Ҳарчанд ту ба имонашон ҳарис бошӣ, бештари мардум имон намеоваранд!
Tatarca:
Ләкин син никадәр тырышсаң да күп кешеләр иман китермәсләр.
Endonezyaca:
Dan sebahagian besar manusia tidak akan beriman -- walaupun kamu sangat menginginkannya.
Amharca:
አብዛኛዎቹም ሰዎች (ለማመናቸው) ብትጓጓም የሚያምኑ አይደሉም፡፡
Tamilce:
மேலும், (நபியே!) நீர் பேராசைப்பட்டாலும் மக்களில் அதிகமானவர்கள் (இந்த வேதத்தை) நம்பிக்கை கொண்டவர்களாக இல்லை.
Korece:
그대가 열망하나 많은 사람들이 믿지 아니 하더라
Vietnamca:
Đa số nhân loại sẽ không có đức tin cho dù Ngươi đã cố gắng (tìm cách cho họ tin tưởng).
Ayet Linkleri: