Arapça:
وَأُمْلِي لَهُمْ ۚ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
Çeviriyazı:
veümlî lehüm. inne keydî metîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir.
Diyanet İşleri:
Onlara mahsustan mühlet veririm, çünkü Benim düzenim çetindir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ben onlara mühlet veririm, şüphe yok ki azabım pek şiddetlidir.
Şaban Piriş:
Onlara mühlet/süre veriyorum. Fakat benim tuzağım çetindir.
Edip Yüksel:
Hatta onlara umut veririm. Planım çetindir.
Ali Bulaç:
Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz Benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Suat Yıldırım:
Ben onlara mühlet veririm; fakat vakti gelince Benim cezalandırmam pek kesin ve şiddetlidir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve ben onlara mühlet veririm. Şüphe yok ki, benim yakalamam pek şedittir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Süre tanıyorum onlara. Çünkü benim tuzağım pek yamandır.
Bekir Sadak:
De ki: «Allah´in dilemesi disinda ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda degilim. Gorulmeyeni bileydim, daha cok iyilik yapardim ve bana kotuluk de gelmezdi. Ben sadece, inanan bir milleti uyaran ve mujdeleyen bir peygamberim.» *
İbni Kesir:
Ben, onlara mühlet veririm. Muhakkak ki Benim düzenim çetindir.
Adem Uğur:
Onlara mühlet veririm
İskender Ali Mihr:
Ve onlara mühlet veririm, benim tuzağım (hilem) metindir (çetindir, katlanması zordur).
Celal Yıldırım:
Onlara mühlet veririm. Doğrusu benim onlarla ilgili düzenim çok metindir.
Tefhim ul Kuran:
Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Fransızca:
Et Je leur accorderai un délai, car Mon stratagème est solide !
İspanyolca:
Y les concedo una prórroga. Mi estratagema es segura.
İtalyanca:
Concederò loro una dilazione, ché il Mio piano è certo.
Almanca:
Auch gewähre ICH ihnen noch mehr Zeit. Doch Meine Bestrafung ist hart.
Çince:
我优容他们,我的计谋确是周密的。
Hollandaca:
En ik zal hun toestaan een lang en voorspoedig leven te genieten; want mijne list is onfeilbaar.
Rusça:
Я дам им отсрочку, ведь хитрость Моя несокрушима.
Somalice:
Waana Sugi Kaydkaygu «Awooddayduna» waa darantahay.
Swahilice:
Nami nitawapa muda. Hakika mpango wangu ni madhubuti.
Uygurca:
ئۇلارغا مۆھلەت بېرىمەن مېنىڭ ئازابىم ھەقىقەتەن قاتتىقتۇر
Japonca:
かれらには猶子が与えられる。だがわが計画は,強(く免れられな)いのである。
Arapça (Ürdün):
«وأُملي لهم» أمهلهم «إن كيدي متينٌ» شديد لا يطاق.
Hintçe:
और मैं उन्हें (दुनिया में) ढील दूंगा बेशक मेरी तद्बीर (पुख्ता और) मज़बूत है
Tayca:
“และข้าจะประวิงเวลา ให้แก่พวกเขาแท้จริงอุบาย ของข้านั้นแข็งแรงนัก
İbranice:
למרות שאני נותן להם ארכה, מזימתי איתנה היא
Hırvatça:
I davat ću im vremena; zamka je Moja, doista čvrsta.
Rumence:
Eu le voi dărui un răgaz. Da, vicleşugul Meu este fără putinţă de greşeală.
Transliteration:
Waomlee lahum inna kaydee mateenun
Türkçe:
Süre tanıyorum onlara. Çünkü benim tuzağım pek yamandır.
Sahih International:
And I will give them time. Indeed, my plan is firm.
İngilizce:
Respite will I grant unto them: for My scheme is strong (and unfailing).
Azerbaycanca:
Mən onlara möhlət verirəm. Lakin dolaşdırıb bəla toruna salmağım da (naz-ne’mət içində yaşadıqları halda gözlənilmədən onları əzabla yaxalamağım da), sözsüz ki, çox ağırdır!
Süleyman Ateş:
Onlara mühlet veriyorum, çünkü benim tuzağım sağlamdır.
Diyanet Vakfı:
Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.
Erhan Aktaş:
Onlara süre veriyorum, ancak planım çok sağlamdır.
Kral Fahd:
Onlara mühlet veririm (ama) benim cezam çetindir.
Hasan Basri Çantay:
Ben onlara mühlet veririm. (Onların iplerini uzatıveririm!) Benim lütuf yüzünden kahrım (tahammül edilemeyecek kadar) çetindir.
Muhammed Esed:
çünkü onları bir süre kendi hallerine bıraksam bile, bilin ki Benim ince tertibim çok sağlamdır!
Gültekin Onan:
Onlara (belli) bir süre tanıyorum. Hiç kuşkusuz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Ali Fikri Yavuz:
Bir de ben, onlara mühlet veririm, (istedikleri gibi yaşarlar). Fakat ihsan görünüşünde, helâk ve perişan edişim pek çetindir.
Portekizce:
E lhes concederemos folgança, porque o Meu plano é firme.
İsveççe:
Jag ger dem ett uppskov, men Min plan ligger fast.
Farsça:
و به آنان مهلت می دهیم؛ [زیرا از سیطره قدرت ما بیرون رفتنی نیستند] یقیناً تدبیر ونقشه من استوار است.
Kürtçe:
ماوەیەک مۆڵەتیان دەدەم بەڕاستی پیلانی من زۆر پتەو و بەھێزە
Özbekçe:
Уларга муҳлат бериб қўяман. Албатта, менинг «макрим» метиндир.
Malayca:
Dan Aku memberi tempoh kepada mereka; sesungguhnya rancangan balasanKu amatlah teguh.
Arnavutça:
dhe do t’u japë afat atyre. Me të vërtetë, dënimi Im është i fortë.
Bulgarca:
Ще им дам отсрочка. Силна е Моята промисъл.
Sırpça:
И даваћу им времена; замка је Моја, заиста чврста.
Çekçe:
Já jim však odklad dám, vždyť lest Má je spolehlivá.
Urduca:
میں ان کو ڈھیل دے رہا ہوں، میری چال کا کوئی توڑ نہیں ہے
Tacikçe:
Ва ба онҳо мӯҳлат диҳам, ки тадбири Ман устувор аст.
Tatarca:
Вә аларга миһләт – бераз вакыт бирербез, алар исә алданып һаман гөнаһта булырлар, бит Минем тотмагым мәхкәм вә тазадыр.
Endonezyaca:
Dan Aku memberi tangguh kepada mereka. Sesungguhnya rencana-Ku amat teguh.
Amharca:
ለእነርሱም ጊዜ እሰጣቸዋለሁ ጥበቤ ብርቱ ነውና፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்களுக்கு அவகாசமளிப்பேன். நிச்சயமாக என் சூழ்ச்சி மிக உறுதியானது.
Korece:
내가 그들을 유예하고 있 을 뿐 실로 나의 벌은 강하니라
Vietnamca:
TA tạm tha cho chúng, quả thật kế hoạch của TA rất chắc chắn.
Ayet Linkleri: