Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

109

Sûredeki Ayet No: 

4

Ayet No: 

6211

Sayfa No: 

603

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ

Çeviriyazı: 

velâ ene `âbidüm mâ `abettüm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Diyanet İşleri: 

Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ne ben taparım sizin taptıklarınıza.

Şaban Piriş: 

Ben sizin ibadet ettiğinize ibadet edici değilim.

Edip Yüksel: 

Ben asla sizin taptığınıza tapacak değilim.

Ali Bulaç: 

Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Suat Yıldırım: 

Ben sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve ben sizin taptığınıza tapıcı değilim.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kul değilim sizin taptığınıza,

Bekir Sadak: 

Ebu Leheb´in elleri kurusun

İbni Kesir: 

Ben de sizin taptıklarınıza, tapacak değilim.

Adem Uğur: 

Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

İskender Ali Mihr: 

Ve ben de sizin taptığınız şeylere (kul olacak) tapacak değilim.

Celal Yıldırım: 

Ben de (elbette) sizin taptığınıza tapıcı değilim.

Tefhim ul Kuran: 

«Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.»

Fransızca: 

Je ne suis pas adorateur de ce que vous adorez.

İspanyolca: 

Yo no sirvo lo que vosotros habéis servido

İtalyanca: 

Io non sono adoratore di quel che voi avete adorato

Almanca: 

Und ich bin nicht Diener Dessen, was ihr gedient habt,

Çince: 

我不会崇拜你们所崇拜的,

Hollandaca: 

Ik aanbid geenzins wat gij aanbidt.

Rusça: 

Я не поклоняюсь так, как поклоняетесь вы (или тому, чему поклоняетесь вы),

Somalice: 

Mana caabudin waxaad caabuddeen,

Swahilice: 

Wala sitaabudu mnacho abudu.

Uygurca: 

سىلەر چوقۇنغان بۇتلارغا مېنىڭ چوقۇنغىنىم يوق

Japonca: 

わたしは,あなたがたが崇めてきたものの,崇拝者ではない。

Arapça (Ürdün): 

«ولا أنا عابد» في الاستقبال «ما عبدتم».

Hintçe: 

और जिन्हें तुम पूजते हो मैं उनका पूजने वाला नहीं

Tayca: 

และฉันก็มิใช่เป็นผู้เคารพภักดีสิ่งที่พวกท่านเคารพภักดี

İbranice: 

ולא אני עובד את אשר עבדתם

Hırvatça: 

niti sam ja obožavalac onoga što vi obožavate,

Rumence: 

Nici eu nu sunt închinător la ceea ce v-aţi închinat voi.

Transliteration: 

Wala ana AAabidun ma AAabadtum

Türkçe: 

Kul değilim sizin taptığınıza,

Sahih International: 

Nor will I be a worshipper of what you worship.

İngilizce: 

And I will not worship that which ye have been wont to worship,

Azerbaycanca: 

Mən sizin ibadət etdiklərinizə ibadət edən deyiləm!

Süleyman Ateş: 

Ben asla sizin yapmakta olduğunuz ibadeti yapıcı değilim.

Diyanet Vakfı: 

"Ben de sizin taptığınıza tapacak dağilim."

Erhan Aktaş: 

“Ben, sizin kulluk ettiğinize asla kulluk edecek değilim.”

Kral Fahd: 

Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

Hasan Basri Çantay: 

«Ben (zâten) sizin tapdıklarınıza (hiçbir zaman) tapmış değilim».

Muhammed Esed: 

Ve ben tapmayacağım (asla) sizin tapıp durduğunuza,

Gültekin Onan: 

Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Zaten ben, sizin tapmış olduklarınıza tapan değilim.

Portekizce: 

E jamais adorarei o que adorais,

İsveççe: 

Och jag kommer aldrig att dyrka vad ni dyrkar,

Farsça: 

و نه من آنچه را شما پرستیده اید، می پرستم،

Kürtçe: 

وەمن ئەو خوا پەرستیە ناکەم کە ئێوە دەیکەن

Özbekçe: 

Ва мен сиз ибодат қилган нарсага ибодат қилувчимасман.

Malayca: 

"Dan aku tidak akan beribadat secara kamu beribadat.

Arnavutça: 

Unë nuk kam adhuruar atë që e keni adhuruar ju,

Bulgarca: 

И аз не служа на това, на което вие служите,

Sırpça: 

нити сам ја обожавалац онога што ви обожавате,

Çekçe: 

a já nejsem ctitelem toho, co vy jste uctívali,

Urduca: 

اور نہ میں اُن کی عبادت کرنے والا ہوں جن کی عبادت تم نے کی ہے

Tacikçe: 

ва ман парастандаи чизе, ки шумо мепарастед, нестам

Tatarca: 

Вә мин сезнең гыйбадәт кыла торган сынымнарыгызга гыйбадәт кылучы түгелмен.

Endonezyaca: 

Dan aku tidak pernah menjadi penyembah apa yang kamu sembah,

Amharca: 

«እኔም ያንን የተገዛችሁትን (ወደፊት) ተገዢ አይደለሁም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நீங்கள் வணங்கியதை நான் வணங்குபவனாக இல்லை.

Korece: 

너희가 숭배했던 것들을 내가숭배하지 아니할 것이며

Vietnamca: 

“Và Ta chưa bao giờ là người thờ phượng những gì mà các người đã tôn thờ.”