Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

102

Ayet No: 

1056

Sayfa No: 

163

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا وَجَدْنَا لِأَكْثَرِهِم مِّنْ عَهْدٍ ۖ وَإِن وَجَدْنَا أَكْثَرَهُمْ لَفَاسِقِينَ

Çeviriyazı: 

vemâ vecednâ liekŝerihim min `ahd. veiv vecednâ ekŝerahüm lefâsiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onların çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.

Diyanet İşleri: 

Onların çoğunda ahde bağlılık görmedik, çoğunu fasık kimseler olarak bulduk.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onların çoğunu, sözlerinde durur bulmadık ve çoğunu ancak hadlerini aşmış kötü kişiler bulduk.

Şaban Piriş: 

Onların çoğunu sözünde durur bulmadık. Aksine onların çoğunu hak yoldan çıkmış fasıklar olarak bulduk.

Edip Yüksel: 

Çoğunu, verdikleri sözü tutanlar olarak bulmadık, aksine çoğunu yoldan çıkmış bulduk.

Ali Bulaç: 

Onların çoğunda 'verdikleri söze bağlılık' görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük.

Suat Yıldırım: 

Biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Biz onların çokları için ahde vefa görmedik. Ve şüphesiz ki, Biz onların ekserisini fâsık kimseler bulduk.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onların birçoğunda ahde vefadan eser bulmadık. Onların birçoğunu tam sapıklar olarak bulduk.

Bekir Sadak: 

(107-10) 8 Musa, asasini yere atar atmaz apacik bir yilan oluverdi

İbni Kesir: 

Onların çoğunda Biz, ahde vefa görmedik. Onların çoğunu fasıklar olarak bulduk.

Adem Uğur: 

Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.

İskender Ali Mihr: 

Onların çoğunu ahdlerini yerine getirir (ahdlerine vefa eder) bulmadık. Ve onların çoğunu gerçekten fasıklar olarak bulduk.

Celal Yıldırım: 

Biz onların çoğunda ahde vefanın (izini) bulamadık. Çoğunu, şüphe yok ki fâsık (ilâhî buyruk ve sınırın dışına çıkmış) bulduk.

Tefhim ul Kuran: 

Onların çoğunda ´verdikleri söze bağlılık´ görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük.

Fransızca: 

Et Nous n'avons trouvé chez la plupart d'entre eux aucun respect de l'engagement; mais Nous avons trouvé la plupart d'entre eux pervers.

İspanyolca: 

No hemos encontrado en la mayoría de ellos fidelidad a una alianza, pero si hemos encontrado que la mayoría son unos perversos.

İtalyanca: 

E non trovammo nella maggior parte di loro rispetto alcuno per il Patto e, anzi, trovammo perversa la maggior parte di loro.

Almanca: 

Und WIR stellten bei den meisten von ihnen keine Vertragstreue fest. Jedoch stellten WIR die meisten von ihnen als Fasiq fest.

Çince: 

我没有发现他们大半是履行约言的,我却发现他们大半是犯罪的人。

Hollandaca: 

En wij vonden, in het grootste gedeelte van hen geen trouw aan hun verbond; maar wij bevonden dat het grootste deel van hen boosdoeners waren.

Rusça: 

Большинство из них Мы не нашли верными завету. Воистину, Мы нашли большинство из них нечестивцами.

Somalice: 

Kamaanaan helin badankooda Ballan, waxaanse ka hellay badankood iyagoo Faasiqiina.

Swahilice: 

Wala hatukuwaona wengi wao kuwa wanatimiza ahadi; bali kwa hakika tuliwakuta wengi wao ni wapotofu.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ تولىسىنىڭ (روزىمىساقتا) بەرگەن ۋەدىسىگە ۋاپا قىلىدىغانلىقىنى بايقىمىدۇق، ئۇلارنىڭ تولىسىنىڭ شەكسىز پاسىقلار (يەنى اﷲ نىڭ ئەمر - پەرمانىدىن باش تارتقۇچىلار) ئىكەنلىكىنى بايقىدۇق

Japonca: 

われはかれらの大部分の者に,契約を(忠実に)果す者を見いだすことが出来ない。寧ろかれらの大部分が確かに主の掟に背く者であることが分った。

Arapça (Ürdün): 

«وما وجدنا لأكثرهم» أي الناس «من عهد» أي وفاء بعهدهم يوم أخذ الميثاق «وإن» مخففة «وجدنا أكثرهم لفاسقين».

Hintçe: 

और हमने तो उसमें से अक्सरों का एहद (ठीक) न पाया और हमने उनमें से अक्सरों को बदकार ही पाया

Tayca: 

“และเราไม่พบว่ามีสัญญาใดๆ สำหรับส่วนมากของพวกเขา และแน่นอนเราได้พบว่าส่วนมากของพวกเขานั้นเป็นผู้ละเมิด

İbranice: 

ולא מצאנו כי רובם קיימו את הברית, ומצאנו שרובם היו מושחתים

Hırvatça: 

A Mi nismo ustanovili da se većina njih zavjeta drži, a ustanovili smo da su većina njih, doista, buntovnici.

Rumence: 

Noi nu am aflat la cei mai mulţi dintre ei niciun legământ, însă i-am aflat pe cei mai mulţi stricaţi.

Transliteration: 

Wama wajadna liaktharihim min AAahdin wain wajadna aktharahum lafasiqeena

Türkçe: 

Onların birçoğunda ahde vefadan eser bulmadık. Onların birçoğunu tam sapıklar olarak bulduk.

Sahih International: 

And We did not find for most of them any covenant; but indeed, We found most of them defiantly disobedient.

İngilizce: 

Most of them We found not men (true) to their covenant: but most of them We found rebellious and disobedient.

Azerbaycanca: 

Onların əksəriyyətində əhdə vəfa görmədik. (Əksinə) onların əksəriyyətini (Allahın itaətindən çıxmış, Onun əmrlərini pozmuş) günahkar kəslər gördük.

Süleyman Ateş: 

Onların çoklarını yoldan çıkmış bulduk ama, çoklarında sözde durma diye bir şey bulmadık.

Diyanet Vakfı: 

Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.

Erhan Aktaş: 

Onların çoğunda, sözlerine bağlılık bulmadık. Ama onların çoğunu fâsık olarak bulduk.

Kral Fahd: 

Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.

Hasan Basri Çantay: 

Biz onların çoğunda ahd (e vefa) bulmadık, onların çoğunu muhakkak ki itaatden çıkmış kimseler bulduk.

Muhammed Esed: 

Ve Biz onların çoğunda doğru olan şeylere karşı (içsel) bir bağlılık bulmadık tersine, onların çoğunu onmaz günahkarlar olarak bulduk.

Gültekin Onan: 

Onların çoğunda ´verdikleri söze bağlılık´ görmedik, ama onların çoğunu fasık (olarak) gördük.

Ali Fikri Yavuz: 

Adı geçen ümmetlerin çoğunda, verdikleri söze bağlılık bulmadık. Şu bir gerçek ki, onların çoğunu, itaatten çıkan kimseler bulduk.

Portekizce: 

Porque nunca encontramos, na maioria deles, promessa alguma, mas sim achamos que a maioria deles era depravada.

İsveççe: 

Hos de flesta av dem såg Vi [ingen trohet mot] löften eller [ingångna] avtal; ja, de flesta av dem fann Vi vara trotsiga syndare.

Farsça: 

و برای بیشتر آنان هیچ گونه پای بندی وتعهدی [نسبت به وعده هایشان مبنی برایمان آوردن پس از دیدن معجزات ودلایل] نیافتیم، و در حقیقت بیشتر آنان را نافرمان [و پیمان شکن] یافتیم.

Kürtçe: 

زۆربەی ئەوانمان نەدی خاوەنی ھیچ پەیمانێک بن بەڕاستی زۆربەیانمان دی سەرپێچیکار و (تاوانبار) بوون

Özbekçe: 

Уларнинг кўпларида аҳдга вафо кўрмадик. Агар уларнинг кўпларини топсак ҳам, фосиқликда топдик. (Яъни, улар субутсиз кимсалар бўлиб, аҳдга ҳеч вафо қилмасдилар. Бу қавмнинг аксари қисми фақат фосиқлик билан машғул эди. Фосиқликнинг маъноси Аллоҳ чизиб кўрсатган чегарадан чиқишдир. Яъни, улар Аллоҳ кўрсатган йўлдан озган кимсалар сирасидан эдилар.)

Malayca: 

Dan Kami tidak mendapati bagi kebanyakan mereka sebarang janji (yang ditepati), dan Kami tidak mendapati kebanyakan mereka melainkan orang-orang yang fasik.

Arnavutça: 

e Na, te shumica e tyre nuk kemi gjetur plotësim të çfarëdo zotimi; por, në të vërtetë, shumicën e tyre e kemi gjetur ngatërrestarë.

Bulgarca: 

И не намерихме у мнозинството им обет, а намерихме, че мнозинството им са нечестивци.

Sırpça: 

А Ми нисмо нашли да се већина њих завета држи, а установили смо да су већина њих, заиста, грешници.

Çekçe: 

A u většiny z nich jsme neshledali, že dodržují úmluvu, nýbrž shledali jsme, že většina z nich jsou hanebníci.

Urduca: 

ہم نے ان میں سے اکثر میں کوئی پاس عہد نہ پایا بلکہ اکثر کو فاسق ہی پایا

Tacikçe: 

Дар бештаринашон вафое ба аҳд наёфтем ва бештаринро ҷуз нофармонон надидем.

Tatarca: 

Ул кәферләрнең күбрәген ґәһедле тапмадык, бәлки ґәһедсез вә вәгъдәсез таптык вә тәхкыйк аларның күбрәген камил фасыйклар таптык.

Endonezyaca: 

Dan Kami tidak mendapati kebanyakan mereka memenuhi janji. Sesungguhnya Kami mendapati kebanyakan mereka orang-orang yang fasik.

Amharca: 

ለብዙዎቻቸውም በቃል ኪዳናቸው መሙላትን አላገኘንም፡፡ አብዛኞቻቸውንም በእርግጥ አመጸኞች ኾነው አገኘናቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களில் அதிகமானவர்களுக்கு உடன்படிக்கையை எதையும் (பாதுகாக்கும் பண்பு இருப்பதாக) நாம் காணவில்லை. இன்னும், நிச்சயமாக அவர்களில் அதிகமானவர்களை பாவிகளாகவே கண்டோம்.

Korece: 

하나님은 그들 대다수가 그들의 성약에 진실되지 못하고 그 들 대다수가 거역함을 알았더라

Vietnamca: 

TA không thấy đa số bọn họ giữ đúng giao ước mà TA chỉ thấy đa số bọn họ là những kẻ dấy loạn, bất tuân.