Arapça:
فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِندِنَا قَالُوا إِنَّ هَٰذَا لَسِحْرٌ مُّبِينٌ
Çeviriyazı:
felemmâ câehümü-lḥaḳḳu min `indinâ ḳâlû inne hâẕâ lesiḥrum mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendilerine tarafımızdan hak gelince, "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir." dediler.
Diyanet İşleri:
Gerçek, katımızdan onlara gelince: "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gerçek olan şey, katımızdan onlara gelince bu dediler, şüphe yok ki apaçık bir büyü.
Şaban Piriş:
Katımızdan onlara hak geldiği zaman, onlar: Bu, apaçık bir sihirdir! demişlerdi.
Edip Yüksel:
Tarafımızdan kendilerine gerçek gelince, "Bu apaçık bir büyüdür," dediler.
Ali Bulaç:
Onlara Katımız'dan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."
Suat Yıldırım:
Onlara tarafımızdan gerçek ulaşınca: “Bu besbelli bir sihirdir.” dediler. [27,14]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki onlara Bizim tarafımızdan hak geldi, «Şüphe yok ki bu elbette apaçık bir sahirdir,» dediler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."
Bekir Sadak:
(81-82) Attiklarinda, Musa: «Yaptiginiz sihirdir, fakat Allah onu bosa cikaracaktir. Allah bozguncularin isini elbette duzeltmez. Suclular istemese de Allah sozleriyle hakki gerceklestirecektir"
İbni Kesir:
Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakit
Adem Uğur:
Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "
İskender Ali Mihr:
Böylece onlara katımızdan hak geldiği zaman: “Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir.” dediler.
Celal Yıldırım:
Onlara bizim katımızdan hak gelince, «bu ancak açık bir sihirdir» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: «Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür.»
Fransızca:
Et lorsque la vérité leur vint de Notre part, ils dirent : "Voilà certes, une magie manifeste ! "
İspanyolca:
Cuando recibieron la Verdad, venida de Nosotros, dijeron: «¡Esto es, ciertamente, manifiesta magia!»
İtalyanca:
Quando giunse loro la verità da parte Nostra, dissero: «Questa è magia evidente».
Almanca:
Und als zu ihnen die Wahrheit von Uns kam, sagten sie: "Gewiß, dies ist zweifelsohne eine offenkundige Magie."
Çince:
当从我这儿发出的真理降临他们的时候,他们说:这确是明显的魔术。
Hollandaca:
En toen de waarheid van ons tot hen kwam, zeiden zij: Waarlijk, dit is duidelijke tooverij.
Rusça:
Когда к ним явилась истина от Нас, они сказали: "Воистину, это - очевидное колдовство".
Somalice:
markuu uga yimid Xaqu Caggannaga waxay Dhaheen kani waa sixir cad.
Swahilice:
Basi ilipo wajia Haki kutoka kwetu walisema: Hakika huu ni uchawi dhaahiri.
Uygurca:
ئۇلارغا بىز تەرەپتىن ھەقىقەت نازىل بولغان چاغدا ئۇلار: «بۇ ھەقىقەتەن روشەن سېھىردۇر» دېدى
Japonca:
真理がわが許からかれらに(西?)された時,かれらは言った。「これは明らかに魔術である。」
Arapça (Ürdün):
«فلما جاءهم الحق من عندنا قالوا إنَّ هذا لسحر مبين» بيّنّ ظاهر.
Hintçe:
फिर जब उनके पास हमारी तरफ से हक़ बात (मौजिज़े) पहुँच गए तो कहने लगे कि ये तो यक़ीनी खुल्लम खुल्ला जादू है
Tayca:
ครั้นเมื่อความจริงจากเราได้มายังพวกเขาแล้ว พวกเขากล่าวว่า “แท้จริงนี่คือวิทยากลอันชัดแจ้ง
İbranice:
וכאשר בא אליהם הצדק מאתנו, אמרו: ' אכן זה בוודאי קסם ברור
Hırvatça:
A kada im je od Nas došla Istina, rekli su: "Ovo je, zaista, prava čarolija!"
Rumence:
Atunci când Adevărul le-a venit de la Noi, ei spuseră: “Este o vrajă vădită!”
Transliteration:
Falamma jaahumu alhaqqu min AAindina qaloo inna hatha lasihrun mubeenun
Türkçe:
Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."
Sahih International:
So when there came to them the truth from Us, they said, "Indeed, this is obvious magic."
İngilizce:
When the Truth did come to them from Us, they said: "This is indeed evident sorcery!"
Azerbaycanca:
Onlara Bizim tərəfimizdən haqq gəldikdə: “Bu, aşkar bir sehrdir!” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Onlara katımızdan gerçek gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür." dediler.
Diyanet Vakfı:
Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.
Erhan Aktaş:
Onlara, Tarafımızdan hakikât(1) geldiği zaman, “Kuşkusuz bu apaçık bir sihirdir.” dediler.
Kral Fahd:
Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: «Bu elbette apaçık bir sihirdir» dediler.
Hasan Basri Çantay:
Tarafımızdan kendilerine hak (mu´cize) geldiği vakit: «Her halde bu, apaçık bir sihirdir» dediler.
Muhammed Esed:
Öyle ki, kendilerine katımızdan hak geldiği zaman, "Bakın, bu düpedüz bir büyü!" dediler.
Gültekin Onan:
Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Tarafımızdan kendilerine mûcize geldiği vakit, “ - Muhakkak bu açık bir sihirdir.” dediler.
Portekizce:
Mas, quando lhes chegou a Nossa verdade, disseram: Isto é pura magia!
İsveççe:
Och när sanningen från Oss nådde dem, sade de: "Uppenbart är detta [ingenting annat än] bländande och förhäxande vältalighet!"
Farsça:
پس هنگامی که حق از نزد ما به سویشان آمد، گفتند: مسلماً این جادویی است آشکار.
Kürtçe:
جا کاتێک بۆیان ھات ھەق و ڕاستی لەلایەن ئێمەوە ووتیان بێگومان ئەمە جادوویەکی ڕوون و دیارە!
Özbekçe:
Бизнинг ҳузуримиздан уларга ҳақ келган пайтда: «Бу, албатта, очиқ-ойдин сеҳрдир», дедилар.
Malayca:
Oleh sebab itu ketika datang kepada mereka kebenaran dari sisi Kami, berkatalah mereka: "Sesungguhnya ini ialah sihir yang nyata".
Arnavutça:
kur u erdhi e Vërteta prej Nesh, ata thanë: “Kjo, me të vërtetë, është magji e qartë!”
Bulgarca:
И когато дойде при тях истината от Нас, казаха: “Това е явна магия.”
Sırpça:
А када им је од Нас дошла Истина, казали су: „Ово је, заиста, права враџбина!“
Çekçe:
A když k nim přišla pravda od Nás vycházející, zvolali: 'Toto je věru jen kouzelnictví zjevné!'
Urduca:
پس جب ہمارے پاس سے حق ان کے سامنے آیا تو انہوں نے کہہ دیا کہ یہ تو کھلا جادو ہے
Tacikçe:
Ва чун ҳақ аз назди Мо ба сӯи онҳо омад, гуфтанд, ки ин ҷодуе ошкор аст.
Tatarca:
Аларга Безнең хак могҗизаларыбыз килсә, алар әйттеләр: "Болар барчасы – ачык сихерләр генәдер".
Endonezyaca:
Dan tatkala telah datang kepada mereka kebenaran dari sisi Kami, mereka berkata: "Sesungguhnya ini adalah sihir yang nyata".
Amharca:
ከእኛም ዘንድ እውነቱ በመጣላቸው ጊዜ «ይህ በእርግጥ ግልጽ ድግምት ነው» አሉ፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்களுக்கு நம்மிடமிருந்து உண்மை வந்தபோது, “நிச்சயமாக இது தெளிவான சூனியம்தான்” என்று கூறினார்கள்.
Korece:
하나님의 진리가 그들에게 도래했을 때 이것은 분명 마술이 라 말하더라
Vietnamca:
Khi cả hai mang chân lý từ nơi TA đến gặp bọn chúng thì bọn chúng bảo: “Thật ra, đây rõ ràng là trò ma thuật.”
Ayet Linkleri: