Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

76

Ayet No: 

1440

Sayfa No: 

217

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِندِنَا قَالُوا إِنَّ هَٰذَا لَسِحْرٌ مُّبِينٌ

Çeviriyazı: 

felemmâ câehümü-lḥaḳḳu min `indinâ ḳâlû inne hâẕâ lesiḥrum mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kendilerine tarafımızdan hak gelince, "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir." dediler.

Diyanet İşleri: 

Gerçek, katımızdan onlara gelince: "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçek olan şey, katımızdan onlara gelince bu dediler, şüphe yok ki apaçık bir büyü.

Şaban Piriş: 

Katımızdan onlara hak geldiği zaman, onlar: Bu, apaçık bir sihirdir! demişlerdi.

Edip Yüksel: 

Tarafımızdan kendilerine gerçek gelince, "Bu apaçık bir büyüdür," dediler.

Ali Bulaç: 

Onlara Katımız'dan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."

Suat Yıldırım: 

Onlara tarafımızdan gerçek ulaşınca: “Bu besbelli bir sihirdir.” dediler. [27,14]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki onlara Bizim tarafımızdan hak geldi, «Şüphe yok ki bu elbette apaçık bir sahirdir,» dediler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."

Bekir Sadak: 

(81-82) Attiklarinda, Musa: «Yaptiginiz sihirdir, fakat Allah onu bosa cikaracaktir. Allah bozguncularin isini elbette duzeltmez. Suclular istemese de Allah sozleriyle hakki gerceklestirecektir&quot

İbni Kesir: 

Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakit

Adem Uğur: 

Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: &quot

İskender Ali Mihr: 

Böylece onlara katımızdan hak geldiği zaman: “Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir.” dediler.

Celal Yıldırım: 

Onlara bizim katımızdan hak gelince, «bu ancak açık bir sihirdir» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: «Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür.»

Fransızca: 

Et lorsque la vérité leur vint de Notre part, ils dirent : "Voilà certes, une magie manifeste ! "

İspanyolca: 

Cuando recibieron la Verdad, venida de Nosotros, dijeron: «¡Esto es, ciertamente, manifiesta magia!»

İtalyanca: 

Quando giunse loro la verità da parte Nostra, dissero: «Questa è magia evidente».

Almanca: 

Und als zu ihnen die Wahrheit von Uns kam, sagten sie: "Gewiß, dies ist zweifelsohne eine offenkundige Magie."

Çince: 

当从我这儿发出的真理降临他们的时候,他们说:这确是明显的魔术。

Hollandaca: 

En toen de waarheid van ons tot hen kwam, zeiden zij: Waarlijk, dit is duidelijke tooverij.

Rusça: 

Когда к ним явилась истина от Нас, они сказали: "Воистину, это - очевидное колдовство".

Somalice: 

markuu uga yimid Xaqu Caggannaga waxay Dhaheen kani waa sixir cad.

Swahilice: 

Basi ilipo wajia Haki kutoka kwetu walisema: Hakika huu ni uchawi dhaahiri.

Uygurca: 

ئۇلارغا بىز تەرەپتىن ھەقىقەت نازىل بولغان چاغدا ئۇلار: «بۇ ھەقىقەتەن روشەن سېھىردۇر» دېدى

Japonca: 

真理がわが許からかれらに(西?)された時,かれらは言った。「これは明らかに魔術である。」

Arapça (Ürdün): 

«فلما جاءهم الحق من عندنا قالوا إنَّ هذا لسحر مبين» بيّنّ ظاهر.

Hintçe: 

फिर जब उनके पास हमारी तरफ से हक़ बात (मौजिज़े) पहुँच गए तो कहने लगे कि ये तो यक़ीनी खुल्लम खुल्ला जादू है

Tayca: 

ครั้นเมื่อความจริงจากเราได้มายังพวกเขาแล้ว พวกเขากล่าวว่า “แท้จริงนี่คือวิทยากลอันชัดแจ้ง

İbranice: 

וכאשר בא אליהם הצדק מאתנו, אמרו: ' אכן זה בוודאי קסם ברור

Hırvatça: 

A kada im je od Nas došla Istina, rekli su: "Ovo je, zaista, prava čarolija!"

Rumence: 

Atunci când Adevărul le-a venit de la Noi, ei spuseră: “Este o vrajă vădită!”

Transliteration: 

Falamma jaahumu alhaqqu min AAindina qaloo inna hatha lasihrun mubeenun

Türkçe: 

Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."

Sahih International: 

So when there came to them the truth from Us, they said, "Indeed, this is obvious magic."

İngilizce: 

When the Truth did come to them from Us, they said: "This is indeed evident sorcery!"

Azerbaycanca: 

Onlara Bizim tərəfimizdən haqq gəldikdə: “Bu, aşkar bir sehrdir!” – dedilər.

Süleyman Ateş: 

Onlara katımızdan gerçek gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür." dediler.

Diyanet Vakfı: 

Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.

Erhan Aktaş: 

Onlara, Tarafımızdan hakikât(1) geldiği zaman, “Kuşkusuz bu apaçık bir sihirdir.” dediler.

Kral Fahd: 

Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: «Bu elbette apaçık bir sihirdir» dediler.

Hasan Basri Çantay: 

Tarafımızdan kendilerine hak (mu´cize) geldiği vakit: «Her halde bu, apaçık bir sihirdir» dediler.

Muhammed Esed: 

Öyle ki, kendilerine katımızdan hak geldiği zaman, "Bakın, bu düpedüz bir büyü!" dediler.

Gültekin Onan: 

Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Tarafımızdan kendilerine mûcize geldiği vakit, “ - Muhakkak bu açık bir sihirdir.” dediler.

Portekizce: 

Mas, quando lhes chegou a Nossa verdade, disseram: Isto é pura magia!

İsveççe: 

Och när sanningen från Oss nådde dem, sade de: "Uppenbart är detta [ingenting annat än] bländande och förhäxande vältalighet!"

Farsça: 

پس هنگامی که حق از نزد ما به سویشان آمد، گفتند: مسلماً این جادویی است آشکار.

Kürtçe: 

جا کاتێک بۆیان ھات ھەق و ڕاستی لەلایەن ئێمەوە ووتیان بێگومان ئەمە جادوویەکی ڕوون و دیارە!

Özbekçe: 

Бизнинг ҳузуримиздан уларга ҳақ келган пайтда: «Бу, албатта, очиқ-ойдин сеҳрдир», дедилар.

Malayca: 

Oleh sebab itu ketika datang kepada mereka kebenaran dari sisi Kami, berkatalah mereka: "Sesungguhnya ini ialah sihir yang nyata".

Arnavutça: 

kur u erdhi e Vërteta prej Nesh, ata thanë: “Kjo, me të vërtetë, është magji e qartë!”

Bulgarca: 

И когато дойде при тях истината от Нас, казаха: “Това е явна магия.”

Sırpça: 

А када им је од Нас дошла Истина, казали су: „Ово је, заиста, права враџбина!“

Çekçe: 

A když k nim přišla pravda od Nás vycházející, zvolali: 'Toto je věru jen kouzelnictví zjevné!'

Urduca: 

پس جب ہمارے پاس سے حق ان کے سامنے آیا تو انہوں نے کہہ دیا کہ یہ تو کھلا جادو ہے

Tacikçe: 

Ва чун ҳақ аз назди Мо ба сӯи онҳо омад, гуфтанд, ки ин ҷодуе ошкор аст.

Tatarca: 

Аларга Безнең хак могҗизаларыбыз килсә, алар әйттеләр: "Болар барчасы – ачык сихерләр генәдер".

Endonezyaca: 

Dan tatkala telah datang kepada mereka kebenaran dari sisi Kami, mereka berkata: "Sesungguhnya ini adalah sihir yang nyata".

Amharca: 

ከእኛም ዘንድ እውነቱ በመጣላቸው ጊዜ «ይህ በእርግጥ ግልጽ ድግምት ነው» አሉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்களுக்கு நம்மிடமிருந்து உண்மை வந்தபோது, “நிச்சயமாக இது தெளிவான சூனியம்தான்” என்று கூறினார்கள்.

Korece: 

하나님의 진리가 그들에게 도래했을 때 이것은 분명 마술이 라 말하더라

Vietnamca: 

Khi cả hai mang chân lý từ nơi TA đến gặp bọn chúng thì bọn chúng bảo: “Thật ra, đây rõ ràng là trò ma thuật.”

Rubu tag: 

Hizb tag: