Arapça:
ثُمَّ بَعَثْنَا مِن بَعْدِهِم مُّوسَىٰ وَهَارُونَ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ بِآيَاتِنَا فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا مُّجْرِمِينَ
Çeviriyazı:
ŝümme be`aŝnâ mim ba`dihim mûsâ vehârûne ilâ fir`avne vemeleihî biâyâtinâ festekberû vekânû ḳavmem mücrimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra bunların arkasından Musa ile Harun'u âyetlerimizle Firavun'a ve cemaatine gönderdik. İman etmeyi kibirlerine yediremediler ve günahkâr bir kavim oldular.
Diyanet İşleri:
Onların ardından da Firavun ve erkanına ayetlerimizle Musa ve Harun'u gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir millet oldular.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlardan sonra da Musa ve Harun'u, delillerimizle Firavun'a ve ona uyan ileri gelenlere gönderdik, fakat ona uymayı kibirlerine yediremediler ve zaten de mücrim bir topluluktu onlar.
Şaban Piriş:
Sonra onların ardından Musa ve Harun’u ayetlerimizle Firavun ve kavmine gönderdik. Fakat büyüklük taslamışlardı. Onlar günahkar bir kavim idi.
Edip Yüksel:
Sonra onların ardından Musa ve Harun'u Firavun'a ve konseyine mucizelerimizle gönderdik. Fakat büyüklük tasladılar ve suçlu bir topluluk oldular.
Ali Bulaç:
Sonra bunların ardından Firavun'a ve onun önde gelen çevresine Musa'yı ve Harun'u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi.
Suat Yıldırım:
Onlardan sonra da, Firavun ile ileri gelen yardımcılarına Mûsâ ile Harun'u delillerimiz, mûcizelerimizle gönderdik.Ama onlar büyüklük taslayıp kabul etmeyi kibirlerine yediremediler ve suçlu bir halk oldular. [7,60]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra onların ardından Mûsa´yı ve Harun´u, Fir´avun´a ve onun cemaatine âyetlerimiz ile gönderdik. Fakat böbürlendiler ve günahkârlar olan bir kavim oldular.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onların ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular.
Bekir Sadak:
Sihirbazlar gelince Musa onlara: «Atacaginizi atin» dedi.
İbni Kesir:
Bunlardan sonra Musa ile Harun´u ayetlerimizle Firavun´a ve erkanına gönderdik. İnanmayı kibirlerine yediremediler. Zaten günahkar bir topluluktular.
Adem Uğur:
Sonra onların ardından da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun´u mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkâr bir toplum oldular.
İskender Ali Mihr:
Sonra onların arkasından Musa ve Harun´u âyetlerimizle firavun ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar kibirlendiler. Ve mücrim (suçlu) kavim oldular.
Celal Yıldırım:
Sonra onların ardından Musa ile Harun´u âyetlerimizle Fir´avn´a ve onun ileri gelen cemaatine gönderdik. (Allah´a imânı) gururlarına yediremediler. Zaten onlar suçlu günahkâr bir topluluk idi.
Tefhim ul Kuran:
Sonra bunların ardından Firavun´a ve onun önde gelen çevresine Musa´yı ve Harun´u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu, günahkâr bir kavimdi.
Fransızca:
Ensuite, Nous envoyâmes après eux Moïse et Aaron, munis de Nos preuves à Pharaon et ses notables. Mais (ces gens) s'enflèrent d'orgueil et ils étaient un peuple criminel.
İspanyolca:
Luego, después de ellos, enviamos a Moisés y a Aarón con Nuestros signos a Faraón y a sus dignatarios. Pero fueron altivos. Eran gente pecadora.
İtalyanca:
Dopo di loro mandammo, con i Nostri segni, Mosè e Aronne a Faraone e ai suoi notabili. Essi furono orgogliosi. Era gente perversa.
Almanca:
Dann entsandten WIR nach ihnen Musa und Harun zu Pharao und seinen Entscheidungsträgern mit Unseren Ayat. Diese erhoben sich jedoch in Arroganz und waren schwer verfehlende Leute.
Çince:
在他们之后,我曾派遣穆萨和哈伦带著我的许多迹象,去教化法老和他的显贵,但他们自大,他们是犯罪的民众。
Hollandaca:
Na hem zonden wij Mozes en Aäron tot Pharao en zijne vorsten met onze teekens, doch zij gedroegen zich trotsch en waren zondig.
Rusça:
После них Мы послали Мусу (Моисея) и Харуна (Аарона) с Нашими знамениями к Фараону и его знати, но они возгордились. Они были грешным народом.
Somalice:
markaasaan u Bixinay gadaashood (Nabi) Muuse iyo (Nabi) Haaruun fircoon iyo colkiisii iyagoo Wata aayaadkannagii, wayna Isla waynaadeen waxayna Noqdeen Qoom dambiilayaal ah.
Swahilice:
Kisha baada yao tukamtuma Musa na Haruni kwa Firauni na waheshimiwa wake, kwa Ishara zetu. Wakajivuna, na wakawa watu wakosefu.
Uygurca:
ئۇلاردىن كېيىن مۇسا بىلەن ھارۇننى پىرئەۋنگە ۋە ئۇنىڭ قەۋمىنىڭ چوڭلىرىغا نۇرغۇن مۆجىزىلەر بىلەن ئەۋەتتۇق. ئۇلار (ئىمان ئېيتىشتىن) بويۇنتاۋلىق قىلدى. ئۇلار گۇناھكار قەۋم ئىدى
Japonca:
それからかれらの後,わが印を持ってムーサーとハ―ルーンを,フィルアウンとその首長たちに遺わしたが,かれらは高慢で罪深い民であった。
Arapça (Ürdün):
«ثم بعثنا من بعدهم موسى وهارون إلى فرعون وملئه» قومه «بآياتنا» التسع «فاستكبروا» عن الإيمان بها «وكانوا قوما مجرمين».
Hintçe:
फिर हमने इन पैग़म्बरों के बाद मूसा व हारुन को अपनी निशानियाँ (मौजिज़े) लेकर फिरऔन और उस (की क़ौम) के सरदारों के पास भेजा तो वह लोग अकड़ बैठे और ये लोग थे ही कुसूरवार
Tayca:
หลังจากพวกเขาเหล่านั้นแล้ว เราได้ส่งมูซาและฮารูนไปยังพิรเอาน์และบรรดาผู้นำของเขา ด้วยสัญญาณทั้งหลายของเรา พวกเขาก็เย่อหยิ่งโอหัง โดยพวกเขาเป็นกลุ่มชนที่มีความผิด
İbranice:
אז שלחנו אחריהם (השליחים) את משה ואהרון עם אותותינו אל פרעה ונכבדי עמו, אך הם התייהרו והיו אנשים פושעים
Hırvatça:
Zatim smo, poslije njih, Musaa i Haruna poslali sa znacima Našim faraonu i glavešinama njegovim, ali su se oni uzoholili; bijahu ljudi prestupnici.
Rumence:
Noi i-am trimis apoi cu semnele Noastre pe Moise şi pe Aaron la Faraon şi sfetnicii săi, însă aceştia s-au purtat cu trufie, căci erau un popor nelegiuit.
Transliteration:
Thumma baAAathna min baAAdihim moosa waharoona ila firAAawna wamalaihi biayatina faistakbaroo wakanoo qawman mujrimeena
Türkçe:
Onların ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular.
Sahih International:
Then We sent after them Moses and Aaron to Pharaoh and his establishment with Our signs, but they behaved arrogantly and were a criminal people
İngilizce:
Then after them sent We Moses and Aaron to Pharaoh and his chiefs with Our Signs. But they were arrogant: they were a people in sin.
Azerbaycanca:
Onlardan sonra Musanı və Harunu Fir’ona və camaatına açıq mö’cüzələrlə peyğəmbər göndərdik. Lakin onlar (iman gətirməyi) özlərinə sığışdırmadılar və günahkar bir tayfa oldular.
Süleyman Ateş:
Sonra onların ardından Musa ve Harun'u ayetlerimizle birlikte Fir'avn'a ve adamlarına gönderdik; böbürlendiler ve suç işleyen bir topluluk oldular.
Diyanet Vakfı:
Sonra onların ardından da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun'u mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkar bir toplum oldular.
Erhan Aktaş:
Sonra onların arkasından Mûsâ ve Harûn’u âyetlerimizle Firavun ve melelerine(1) gönderdik. Ancak onlar büyüklendiler, suçlu bir halk oldular.
Kral Fahd:
Sonra onların ardından da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun'u mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkâr bir toplum oldular.
Hasan Basri Çantay:
Sonra bunların (o peygamberlerin) ardından da Musâyı ve Hârunu âyetlerimizle Fir´avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat (îmanı) kibirlerine yediremediler. Onlar böyle günahkâr bir kavm idiler.
Muhammed Esed:
Bu (ilk peygamberlerden) sonra Musa ve Harun´u ayetlerimizle Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik: ne var ki onlar, günaha gömülüp gitmiş bir topluluk oldukları için, büyüklük tasladılar,
Gültekin Onan:
Sonra bunların ardından Firavun´a ve onun önde gelen çevresine Musa´yı ve Harun´u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu, günahkar bir kavimdi.
Ali Fikri Yavuz:
Bu Peygamberlerden sonra, Mûsa ile Harûn’u, Firavun ve cemaatine mûcizelerimizle gönderdik. Kibirlenerek iman etmediler ve günahkâr bir kavim oldular.
Portekizce:
Logo depois deles enviamos, como nossos sinais, Moisés e Aarão ao Faraó e seus chefes; porém, estesensoberbeceram-se e tornaram-se um povo de pecadores.
İsveççe:
Därefter lät Vi Moses och Aron bege sig till Farao och hans stormän med Våra tecken; men de var högmodiga människor, ovilliga att göra bot och bättra sig.
Farsça:
آن گاه پس از آنان موسی و هارون را با آیات خود به سوی فرعون و اشراف و سران قومش فرستادیم، پس آنان تکبّر ورزیدند و آنان گروهی گنهکار بودند.
Kürtçe:
پاشان ناردمان لەپاش ئەو نێرراوانە موسا و ھارون بۆلای فیرعەون و ە بۆ لای دەستە و تاقمەکەی بە بەڵگە و موعجیزەکانمانەوە بەڵام ئەوان خۆیان بە گەورە زانی و ئەوان ھۆزێکی تاوان باربوون
Özbekçe:
Сўнгра улардан кейин Мусо ва Ҳорунни Фиръавн ва унинг қавмига Ўз оят-мўъжизаларимиз ила юбордик. Бас, улар кибру ҳаво қилдилар ва жиноятчи қавм бўлдилар.
Malayca:
Kemudian Kami utuskan sesudah Rasul-rasul itu, Nabi Musa dan Nabi Harun, kepada Firaun dan kaumnya dengan membawa ayat-ayat Kami; lalu mereka (Firaun dan kaumnya) berlaku sombong takbur (enggan menerimanya), dan mereka adalah kaum yang biasa melakukan dosa.
Arnavutça:
Pastaj, pas tyre, iu dërguam Musain dhe Harunin – Faraonit dhe parisë së tij – me mrekullitë Tona, por ata u sollën me mendjemadhësi (nuk besuan), meqë ishin popull mëkatarë:
Bulgarca:
После изпратихме подир тях Муса и Харун с Нашите знамения при Фараона и знатните му хора, но се възгордяха и бяха престъпни хора.
Sırpça:
Затим смо, после њих, Мојсија и Арона послали са Нашим доказима фараону и његовим главешинама, али су се они узохолили; били су народ злочиначки.
Çekçe:
Po nich pak jsme vyslali Mojžíše a Áróna s Našimi znameními k Faraónovi a velmožům jeho, avšak ti pýchou se naduli a lidem hříšným byli.
Urduca:
پھر ان کے بعد ہم نے موسیٰؑ اور ہارونؑ کو اپنی نشانیوں کے ساتھ فرعون اور اس کے سرداروں کی طرف بھیجا، مگر انہوں نے اپنی بڑائی کا گھمنڈ کیا اور وہ مجرم لوگ تھے
Tacikçe:
Ва пас аз онҳо Мӯсову Ҳорунро ҳамроҳи оётамон бар Фиръавну бузургони қавмаш фиристодем. Ва онон саркашӣ карданд ва мардуме табаҳкор буданд.
Tatarca:
Әүвәлге рәсүлләрдән соң Муса белән Һарунны аятьләр вә могҗизалар илә Фиргаунгә вә аның олугъларына җибәрдек, алар тәкәбберләнделәр, кабул итмәделәр, вә азган кәферләрдән булдылар.
Endonezyaca:
Kemudian sesudah rasul-rasul itu, Kami utus Musa dan Harun kepada Fir'aun dan pemuka-pemuka kaumnya, dengan (membawa) tanda-tanda (mukjizat-mukjizat) Kami, maka mereka menyombongkan diri dan mereka adalah orang-orang yang berdosa.
Amharca:
ከዚያም ከእነሱ ኋላ ሙሳንና ሃሩንን ወደ ፈርዖንና ወደ መማክርቱ በተዓምራታችን ላክን፡፡ ኮሩም ትዕቢተኞች ሕዝቦችም ነበሩ፡፡
Tamilce:
பிறகு, இவர்களுக்குப் பின்னர் மூஸாவையும், ஹாரூனையும் நம் அத்தாட்சிகளுடன் ஃபிர்அவ்ன் இன்னும் அவனுடைய முக்கிய பிரமுகர்களிடம் அனுப்பினோம். ஆக, அவர்கள் கர்வம் கொண்டனர். இன்னும், அவர்கள் குற்றம் புரிகின்ற சமுதாயமாக இருந்தனர்.
Korece:
그들 이후 모세와 아론을 통하여 파라오와 그의 수장들에게 하나님의 예중들을 보냈으나 그 들은 거만을 피운 죄지은 백성들 이었더라
Vietnamca:
Tiếp theo sau họ, TA đã cử phái Musa và Harun đến gặp Pha-ra-ông và các quân thần của hắn cùng với các dấu hiệu của TA nhưng bọn chúng cư xử kiêu ngạo và chúng là đám người tội lỗi.
Ayet Linkleri: