Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

48

Ayet No: 

1412

Sayfa No: 

214

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Çeviriyazı: 

veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar, "Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ne zaman yerine gelecek?" diyorlar.

Diyanet İşleri: 

Bu iddiada samimi iseniz, bu azabın gerçekleşmesi ne zamandır? söyle derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve derler ki: Gerçekseniz bu vait ne zaman yerine gelecek

Şaban Piriş: 

Doğru söylüyorsanız bu vaat ne zaman gerçekleşecektir?’ derler.

Edip Yüksel: 

"Bu söz ne zaman gerçekleşecek," diyorlar.

Ali Bulaç: 

Derler ki: "Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?"

Suat Yıldırım: 

Onlar: “Eğer dediğiniz doğru ise, peki bu vaadin ne zaman gerçekleşeceğini söyleyin!” derler. [42,18]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve derler ki: «Eğer siz sâdık kimseler iseniz bu vaad ne zamandır?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Diyorlar ki: "Doğru sözlülerseniz bu vaat ne zaman?"

Bekir Sadak: 

«Y gercek midir?» diye senden sorarlar. De ki: «Evet, Rabbim hakki icin o gercektir, siz Allah´i aciz kilamazsiniz.»

İbni Kesir: 

Derler ki: Doğru sözlülerden iseniz bu vaad ne zamanmış?

Adem Uğur: 

Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve: “Eğer siz, sözünüzde sadıklarsanız bu vaad, ne zaman?” derler.

Celal Yıldırım: 

Bu va´d(edilen azâb) ne zaman ? Eğer doğrulardan iseniz (bize haber verin) derler.

Tefhim ul Kuran: 

Derler ki: «Eğer doğru sözlüler iseniz, bu belirttiğiniz süre (va´d) ne zamanmış?»

Fransızca: 

Et ils disent : "A quand cette promesse , si vous êtes véridiques" ?

İspanyolca: 

Dicen: «¿Cuándo se cumplirá esta amenaza, si es verdad lo que decís...?»

İtalyanca: 

E dicono: «Quando [si realizzerà] questa promessa, se siete sinceri?».

Almanca: 

Und sie sagen: "Wann wird dieses Versprechen denn eingelöst, wenn ihr wahrhaftig seid?"

Çince: 

他们说:这个警告什么时候实现呢?如果你们是诚实的人。

Hollandaca: 

De ongeloovigen zeggen: Wanneer zullen deze bedreigingen vervuld worden, indien gij waarheid spreekt?

Rusça: 

Они говорят: "Когда же исполнится это обещание, если вы говорите правду?"

Somalice: 

waxayna odhan gaaladu waa goorma yaboohaas (Gooddiga) haddaad runsheegaysaan.

Swahilice: 

Na wanasema: Lini ahadi hii, ikiwa mnasema kweli?

Uygurca: 

ئۇلار: «ئەگەر سىلەر راستچىل بولساڭلار (بىزگە ئېيتىپ بېرىڭلاركى) بۇ ۋەدە قاچان ئىشقا ئاشۇرۇلىدۇ؟» دەيدۇ

Japonca: 

かれらは言う。「あなたがたの言葉が真実なら,この約束が果たされるのは何時なのですか。」

Arapça (Ürdün): 

«ويقولون متى هذا الوعد» بالعذاب «إن كنتم صادقين» فيه.

Hintçe: 

ये लोग कहा करते हैं कि अगर तुम सच्चे हो तो (आख़िर) ये (अज़ाब का वायदा) कब पूरा होगा

Tayca: 

และพวกเขาจะกล่าวว่า “เมื่อใดเล่าสัญญานี้(จะปรากฏ) หากพวกท่านสัจจริง?”

İbranice: 

והם (הכופרים) אומרים: 'מתי יתגשם האיום הזה (יום הדין) אם בצדק אתם צודקים

Hırvatça: 

Oni govore: "Kada će već jednom to prijeteće obećanje, ako istinu govorite?"

Rumence: 

Ei spun: “Pe când această făgăduială, dacă spuneţi adevărul?”

Transliteration: 

Wayaqooloona mata hatha alwaAAdu in kuntum sadiqeena

Türkçe: 

Diyorlar ki: "Doğru sözlülerseniz bu vaat ne zaman?"

Sahih International: 

And they say, "When is [the fulfillment of] this promise, if you should be truthful?"

İngilizce: 

They say: "When will this promise come to pass,- if ye speak the truth?"

Azerbaycanca: 

(Kafirlər: ) “Əgər doğru danışırsınızsa, (bir xəbər verin görək) bu və’d etdiyiniz qiyamət (və ya əzab) nə vaxt olacaq?” – deyə soruşarlar.

Süleyman Ateş: 

Doğru iseniz bu bizi tehdid(ettiğiniz) azab ne zaman? diyorlar.

Diyanet Vakfı: 

Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.

Erhan Aktaş: 

“Eğer doğru söylüyorsanız, yaptığınız bu uyarı ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.

Kral Fahd: 

Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

«Eğer (İddianızda) doğrucu iseniz bu va´d (ve tehdîdin tehakkuku) ne zaman? (Söyleyin)» derler.

Muhammed Esed: 

Buna rağmen yine de (hakkı inkar edenler:) "(kıyamet ve (nihai) yargı hakkındaki) bu söz ne zaman gerçekleşecek? Eğer doğru sözlü kimselerseniz (buna cevap verin, ey siz inananlar)!" diye sorup duruyorlar.

Gültekin Onan: 

Derler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Kâfirler, alay yollu şöyle derler: “Eğer sadık kimselerseniz, bu azabın veya kıyametin vâdi ne zaman?”

Portekizce: 

E dizem (os incrédulos): Quando se cumprirá esta promessa? Dize-o, se estiverdes certo!

İsveççe: 

Och [förnekarna av sanningen] frågar: "När skall detta löfte [uppfyllas], om ni talar sanning?"

Farsça: 

و [به صورتی مسخره آمیز] می گویند: این وعده [آمدن قیامت و محاسبه اعمال] چه زمانی است، اگر راستگویید؟

Kürtçe: 

دەڵێن کەی دەبێت ئەو بەڵێن و ھەڕەشەیە ئەگەر ئێوە ڕاست دەکەن

Özbekçe: 

Улар: «Агар ростгўйлардан бўлсангиз, бу ваъда қачон бўладир?» дерлар.

Malayca: 

Dan mereka (yang kafir) bertanya: "Bilakah berlakunya azab yang telah dijanjikan itu, jika betul kamu orang-orang yang benar?"

Arnavutça: 

Ata thonë: “Kur do të plotësohet ky premtim, nëse thoni të vërtetën?”

Bulgarca: 

И казват: “Кога [ще се сбъдне] това обещание, ако говорите истината?”

Sırpça: 

Они говоре: „Када ће већ једном та претња да се оствари, ако истину говорите?“

Çekçe: 

A ptají se: 'Kdy splní se hrozba tato, jste-li pravdomluvní?'

Urduca: 

کہتے ہیں اگر تمہاری یہ دھمکی سچّی ہے تو آخر یہ کب پُوری ہو گی؟

Tacikçe: 

Мегӯянд: «Агар рост мегӯед, пас ин ваъда чӣ вақт хоҳад буд?»

Tatarca: 

Кәферләр көлеп әйтәләр: "Вәгъдә кылган кыямәт көнегез һәм ґәзабыгыз кайчан була? Әгәр дөрес сөйләүче булсагыз безгә әйтеп бирегез".

Endonezyaca: 

Mereka mengatakan: "Bilakah (datangnya) ancaman itu, jika memang kamu orang-orang yang benar?"

Amharca: 

«እውነተኞችም ከሆናችሁ ይህ (የቅጣቱ) ቀጠሮ መቼ ነው» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (நபியே! உம்மையும் முஃமின்களையும் நோக்கி) “நீங்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால் (தண்டனையின்) இந்த வாக்கு எப்போது (வரும்)?” என்று அவர்கள் கேட்கிறார்கள்.

Korece: 

그들이 말하길 그대가 진실 이라면 언제 이 약속이 오느뇨 라고 묻더라

Vietnamca: 

(Những kẻ vô đức tin) nói: “Bao giờ lời hứa (về sự trừng phạt) này sẽ xảy ra nếu các ngươi nói thật?”

Rubu tag: 

Hizb tag: