Arapça:
قَالُوا أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
Çeviriyazı:
ḳâlû eiẕâ mitnâ vekünnâ türâbev ve`iżâmen einnâ lemeb`ûŝûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dediler ki: "Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?"
Diyanet İşleri:
Öncekiler: "Ölüp toprak ve bir yığın kemik olduğumuzda mı diriltileceğiz? And olsun ki biz ve daha önce de babalarımız tehdit edilmişti; bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir" demişlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dediler ki: Öldükten ve toztoprak ve kemik kesildikten sonra mı diriltileceğiz?
Şaban Piriş:
Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman, biz yeniden mi diriltileceğiz? dediler.
Edip Yüksel:
Ve şöyle dediler: "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirileceğiz?"
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?"
Suat Yıldırım:
“Ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra biz dirilecekmişiz ha!Bize de, daha önce babalarımıza da bu vaad edilip durdu. Doğrusu bu dirilme işi, öncekilerin masallarından, başka bir şey değil!” dediler. [79,11-14; 36,77-79]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Öldüğümüz ve toprak ve kemikler olduğumuz zaman mı biz herhalde diriltilip kaldırılacağız?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, gerçekten o zaman mı diriltileceğiz?"
Bekir Sadak:
«iliyorsaniz soyleyin her seyin hukumranligi elinde olan, barindiran fakat himayeye muhtac olmayan kimdir?»
İbni Kesir:
Onlar demişlerdi ki: Ölüp de toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltileceğiz?
Adem Uğur:
Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?
İskender Ali Mihr:
“Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten, mutlaka biz beas mı edileceğiz (yeniden mi diriltileceğiz)?” dediler.
Celal Yıldırım:
Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman diriltilip kaldırılacak mıyız ?
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?»
Fransızca:
Ils ont dit : "lorsque nous serons morts et que nous serons poussière et ossements, serons-nous vraiment ressuscités ?
İspanyolca:
Dicen: «Cuando muramos y seamos tierra y huesos, ¿se nos resucitará acaso?
İtalyanca:
Dicono: «Quando saremo morti e ridotti in polvere e ossa, davvero saremo resuscitati?
Almanca:
Sie sagten: "Wenn wir starben und zu Erde und Knochen wurden, würden wir etwa doch erweckt werden?!
Çince:
他们说:我们死后,已变成尘埃和朽骨的时候,难道我们还必定要复活吗?
Hollandaca:
Zij zeggen: Als wij dood zijn, en tot stof en beenderen zullen zijn geworden, zullen wij dan werkelijk weder tot het leven worden opgewekt?
Rusça:
Они говорят: "Неужели мы будем воскрешены после того, как умрем и превратимся в прах и кости?
Somalice:
Waxay Dheheen Ma Markaan Dhimanno oon Noqonno Carro iyo Lafo Miyaa Anaga nala soo Bixin.
Swahilice:
Walisema: Je! Tukisha kufa tukawa udongo na mifupa ndio tutafufuliwa?
Uygurca:
ئۇلار ئېيتتى: «بىز ئۆلۈپ توپىغا ۋە (ئۇۋۇلۇپ كەتكەن) سۆڭەككە ئايلانغاندىن كېيىن، چوقۇم قايتا تىرىلەمدۇق؟
Japonca:
かれらは言う。「わたしたちが死んで土と骨になった時,本当に甦らされるだろうか。
Arapça (Ürdün):
«قالوا» أي الأولون «أئذا متنا وكنا ترابا وعظاما أئنا لمبعوثون» لا وفي الهمزتين في الموضعين التحقيق وتسهيل الثانية وإدخال ألف بينهما على الوجهين.
Hintçe:
कि जब हम मर जाएँगें और (मरकर) मिट्टी (का ढ़ेर) और हड्डियाँ हो जाएँगें तो क्या हम फिर दोबारा (क्रबों से ज़िन्दा करके) निकाले जाएँगे
Tayca:
พวกเขาได้กล่าวว่า “เมื่อเราได้ตายไปแล้ว และเราได้กลายเป็นฝุ่นดินและกระดูกป่นเราาาจะถูกให้ฟื้นคืนชีพครั้งหนึ่งหรือ ?”
İbranice:
אמרו: 'האם לאחר שנמות ונהיה עפר ועצמות, האם נקום לתחייה
Hırvatça:
Govorili su: "Zar kad pomremo i kad prah i kosti postanemo, zar ćemo, zaista, biti oživljeni?
Rumence:
“Când vom muri şi vom fi ţărână şi oase, vom mai fi sculaţi?
Transliteration:
Qaloo aitha mitna wakunna turaban waAAithaman ainna lamabAAoothoona
Türkçe:
Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, gerçekten o zaman mı diriltileceğiz?"
Sahih International:
They said, "When we have died and become dust and bones, are we indeed to be resurrected?
İngilizce:
They say: "What! when we die and become dust and bones, could we really be raised up again?
Azerbaycanca:
(Keçmiş ümmətlər) belə demişdilər: “Məgər biz ölüb torpaq və sür-sümük olduqdan sonra bir də dirildiləcəyik?”
Süleyman Ateş:
Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, biz mi diriltileceğiz? dediler.
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?
Erhan Aktaş:
Dediler ki: “Ölüp de toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı diriltileceğiz?”
Kral Fahd:
Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?
Hasan Basri Çantay:
Onlar «Öldüğümüz ve bir toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmışız?» demişlerdi.
Muhammed Esed:
"Biz öldükten, toza toprağa, kemiğe dönüştükten sonra, yeniden diriltileceğiz, öyle mi?" derler.
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Şöyle demişlerdi: “- Biz ölüb de bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, cidden biz mi diriltilmiş olacağız?
Portekizce:
Porventura, quando morrermos e nos tivermos convertido em ossos e pó, seremos ressuscitados?
İsveççe:
de säger: "Återuppväckas efter döden, sedan vi blivit mull och torra ben
Farsça:
گفتند: [که] آیا زمانی که بمیریم و خاک و استخوان شویم حتماً برانگیخته می شویم؟
Kürtçe:
دەیانووت ئایا کاتێک کەمردین وبووین بەخۆڵ و ئێسکی (ڕزیوو) ئایا ئێمە (جارێکی تر) زیندوو دەکرێینەوە
Özbekçe:
Улар: «Биз ўлиб тупроқ ва суяк бўлганимиздан кейин ҳам-а? Биз, албатта, қайта тирилтирилувчимизми-а?
Malayca:
Mereka berkata: "Adakah apabila kami telah mati dan kami menjadi tanah dan tulang, adakah kami akan dibangkitkan (hidup semula)?
Arnavutça:
Ata pyesin: “Vallë, pasi të vdesim e të bëhemi eshtra e dhé, vërtetë, do të ringjallemi?
Bulgarca:
Казват: “След като умрем и станем пръст и кости, дали наистина ще бъдем възкресени?
Sırpça:
Говорили су: „Зар кад помремо и кад постанемо прах и кости, зар ћемо, заиста, да будемо оживљени?
Çekçe:
a říkají: 'Cožpak až zemřeme a prachem a kostmi se staneme, budeme vzkříšeni?
Urduca:
یہ کہتے ہیں "کیا جب ہم مر کر مٹی ہو جائیں گے اور ہڈیوں کا پنجر بن کر رہ جائیں گے تو ہم کو پھر زندہ کر کے اٹھایا جائے گا؟
Tacikçe:
Гуфтанд: «Оё агар мо бимирем ва хоку устухон шавем, боз ҳам зинда мешавем?»
Tatarca:
"Әгәр без үлеп туфрак булсак вә сөякләребез итсез калса, яңадан терелербезме.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Apakah betul, apabila kami telah mati dan kami telah menjadi tanah dan tulang belulang, apakah sesungguhnya kami benar-benar akan dibangkitkan?
Amharca:
«በሞትንና ዐፈርና አጥንቶች በኾን ጊዜ እኛ ተቀስቃሾች ነን» አሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “நாங்கள் மரணித்துவிட்டால்; இன்னும், மண்ணாகவும் எலும்புகளாகவும் மாறிவிட்டால் நிச்சயமாக நாங்கள் (உயிருடன் மீண்டும்) எழுப்பப்படுவோமா?
Korece:
우리가 죽어 흙과 뼈가 되었 을 때 다시 부활될 수 있느뇨 라 고 그들이 말하도다
Vietnamca:
Họ nói: “Lẽ nào chúng tôi được dựng sống lại sau khi chúng tôi đã chết đi và đã trở thành cát bụi và xương khô?”
Ayet Linkleri: