Arapça:
لَقَدْ وُعِدْنَا نَحْنُ وَآبَاؤُنَا هَٰذَا مِن قَبْلُ إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Çeviriyazı:
leḳad vu`idnâ naḥnü veâbâünâ hâẕâ min ḳablü in hâẕâ illâ esâṭîru-l'evvelîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yemin ederiz ki, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!
Diyanet İşleri:
Öncekiler: "Ölüp toprak ve bir yığın kemik olduğumuzda mı diriltileceğiz? And olsun ki biz ve daha önce de babalarımız tehdit edilmişti; bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir" demişlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Andolsun ki bize de, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti bu, fakat bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil.
Şaban Piriş:
Bu, bize ve babalarımıza daha önce de vaat edilen eskilerin masallarından başka bir şey değildir.
Edip Yüksel:
Bize ve atalarımıza daha önce aynı şey söz verilmişti. Bu, geçmişlerin efsanesinden başka bir şey değildir.
Ali Bulaç:
Andolsun, bu tehdit, bize ve bizden önceki atalarımıza yapılmıştı; bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir.
Suat Yıldırım:
“Ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra biz dirilecekmişiz ha!Bize de, daha önce babalarımıza da bu vaad edilip durdu. Doğrusu bu dirilme işi, öncekilerin masallarından, başka bir şey değil!” dediler. [79,11-14; 36,77-79]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Andolsun ki, biz de ve evvelce babalarımız da bununla vaad olunmuşuzdur. Şüphe yok ki bu, evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!
Bekir Sadak:
«Allah´tir» diyecekler
İbni Kesir:
Andolsun ki biz, ve daha önce de atalarımız bununla tehdit edilmişti. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.
Adem Uğur:
Hakikaten, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu
İskender Ali Mihr:
Andolsun ki bu, bize vaadedildi ve daha önce de babalarımıza. Bu ancak evvelkilerin efsaneleridir.
Celal Yıldırım:
And olsun ki, biz de, bundan önce babalarımız da bununla va´dolunmuştuk. Bu öncekilerin masallarından başkası değildir, dediler.
Tefhim ul Kuran:
«Andolsun, bu tehdit, bize de ve bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı
Fransızca:
On nous a promis cela, ainsi qu'à nos ancêtres auparavant; ce ne sont que de vieilles sornettes".
İspanyolca:
Ya antes se nos había prometido esto a nosotros y a nuestros padres. No son más que patrañas de los antiguos».
İtalyanca:
Ci viene promesso questo, come già [fu promesso] ai nostri avi: non sono altro che vecchie storie».
Almanca:
Gewiß, bereits wurde uns und unseren Vorfahren dieses vorher angedroht. Dies sind nichts anderes als die Legenden der Vorfahren."
Çince:
我们和我们的祖先,以前确已受过这种警告了。这个只是古人的神话。
Hollandaca:
Wij zijn daarmede reeds bedreigd geworden, evenals vroeger onze vaderen; dit zijn slechts oude fabelen.
Rusça:
Это обещают нам, а еще раньше это обещали нашим отцам. Это - всего лишь сказки древних народов".
Somalice:
Waa Naloo Yaboohay Aabayaalkanno kan (Soo Bixinta) horay mana aha kani waxaaan warkii hore ahayn.
Swahilice:
Tuliahidiwa haya sisi na baba zetu zamani. Hayakuwa haya ila ni visa vya uwongo vya watu wa zamani.
Uygurca:
ھەقىقەتەن بىز ۋە بىزنىڭ ئاتا - بوۋىلىرىمىز ئىلگىرى مۇشۇنداق ئاگاھلاندۇرۇلغان ئىدۇق، بۇ پەقەت قەدىمكىلەردىن قالغان ئەپسانىلاردۇر»
Japonca:
本当にわたしたちもわたしたちの祖先も,且つてこのことを約束されていた。これは只昔の物語に過ぎない。」
Arapça (Ürdün):
«لقد وعدنا نحن وآباؤنا هذا» أي البعث بعد الموت «من قبل إن» ما «هذا إلا أساطير» أكاذيب «الأولين» كالأضاحيك والأعاجيب جمع أسطورة بالضم.
Hintçe:
इसका वायदा तो हमसे और हमसे पहले हमारे बाप दादाओं से भी (बार हा) किया जा चुका है ये तो बस सिर्फ अगले लोगों के ढकोसले हैं
Tayca:
“แท้จริงเราและบรรพบะรุษของเราได้ถูกสัญญามาก่อนแล้วในเรื่องนี้ มันมิใช่อะไรอื่นนอกจากเป็นนิยายเหลวไหล สมัยก่อนเท่านั้น”
İbranice:
הבטחות כאלה כבר שמענו, אנו ואבותינו, מקודם, ואין הן אלא אגדות הקדמונים
Hırvatça:
I nama i, još davno, precima našim to je obećavano, ali, to su samo izmišljotine naroda drevnih."
Rumence:
Nouă şi taţilor noştri dinainte ni s-a făgăduit aceasta, însă nu sunt decât poveşti ale celor dintâi!”
Transliteration:
Laqad wuAAidna nahnu waabaona hatha min qablu in hatha illa asateeru alawwaleena
Türkçe:
"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!"
Sahih International:
We have been promised this, we and our forefathers, before; this is not but legends of the former peoples."
İngilizce:
Such things have been promised to us and to our fathers before! they are nothing but tales of the ancients!
Azerbaycanca:
Həqiqətən, bizə də, atalarımıza da öncə bu (dirilmə) və’d olunmuşdu. Bu, qədimlərin (keçmiş ümmətlərin) əfsanələrindən (uydurmalarından) başqa bir şey deyildir.
Süleyman Ateş:
Andolsun bu tehdid bize de bizden önce atalarımıza da yapıldı. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.
Diyanet Vakfı:
Hakikaten, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!
Erhan Aktaş:
“Ant olsun ki bize yapılan bu uyarı, daha önce atalarımıza da yapılmıştı. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Kral Fahd:
Hakikaten, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!
Hasan Basri Çantay:
«Andederiz ki bize de, atalarımıza da daha önce bu va´d olunmuşdur. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir».
Muhammed Esed:
"Gerçek şu ki, bize de, bizden önce atalarımıza da aynı şey vaad edilmişti! Eskilerin masallarından başka bir şey değil bu!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Yemin ederiz ki, bize de atalarımıza da bu dirilme işi bundan önce vaad olundu. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil.”
Portekizce:
Havia-nos sido prometido o mesmo, tanto a nós como aos nossos antepassados; porém, isso é não mais do que fábulasdos primitivos.
İsveççe:
Det är samma sak som vi och våra fäder blivit lovade förr, men det är bara sagor från förfädernas tid!"
Farsça:
همانا این [برانگیخته شدن] را پیش از این به ما و پدرانمان وعده دادند [ولی] این جز افسانه خرافی پیشینیان نیست؛
Kürtçe:
سوێند بەخوا بێگومان ئەم بەڵینە بەئێمە و باوو باپیرانمان درابوو لەمەو پێش ئەم (بەڵێنانە) ھیچ نیە جگە لەئەفسانەی (قسەی پڕو پوچی) پێشووەکان
Özbekçe:
Батаҳқиқ, бизга ҳам, бундан олдин ота-боболаримизга ҳам бу ваъда қилинган эди. Бу аввалгиларнинг афсонасидан бошқа нарса эмас», дедилар.
Malayca:
"Demi sesungguhnya, kami telah dijanjikan perkara ini - kami dan datuk nenek kami - dari dahulu lagi; perkara ini hanyalah cerita dongeng orang-orang dahulu-kala."
Arnavutça:
Me të vërtetë, kjo na është premtuar neve dhe të parëve tanë (para Muhammedit), por këto janë vetëm përralla të popujve të lashtë”.
Bulgarca:
Това вече ни бе обещано, на нас и на предците ни, от по-рано. Това са само легенди на предците.”
Sırpça:
И нама и, још давно, нашим прецима тим се претило, али, то су само измишљотине древних народа.“
Çekçe:
Tím už dříve vyhrožováno bylo nám i otcům našim, a nejsou to leč povídačky starých!'
Urduca:
ہم نے بھی یہ وعدے بہت سنے ہیں اور ہم سے پہلے ہمارے باپ دادا بھی سنتے رہے ہیں یہ محض افسانہائے پارینہ ہیں"
Tacikçe:
Ба мо ва падаронамон низ пеш аз ин чунин ваъ- даҳое дода шуда буд. Инҳо чизе ҷуз афсонаҳои пе- шиниён нест!»
Tatarca:
Ошбу вәгъдә белән без вә аталарыбыз вәгъдә кылынмыш идек, ләкин бу вәгъдә түгел мәгәр әүвәлгеләрдән калган ялгандыр".
Endonezyaca:
Sesungguhnya kami dan bapak-bapak kami telah diberi ancaman (dengan) ini dahulu, ini tidak lain hanyalah dongengan orang-orang dahulu kala!".
Amharca:
«ይህንን እኛም ከእኛ በፊትም የነበሩት አባቶቻችን በእርግጥ ተቀጥረናል፡፡ ይህ የመጀመሪያዎቹ ሰዎች ተረቶች እንጂ ሌላ አይደለም» (አሉ)፡፡
Tamilce:
திட்டவட்டமாக எங்களுக்கும் இதற்கு முன்னர் எங்கள் மூதாதைகளுக்கும் இது (-இப்படித்தான்) வாக்களிக்கப்பட்டது. (ஆனால், இது நாள் வரை அப்படி ஏதும் நிகழவில்லை. ஆகையால்) இது முன்னோர்களின் கட்டுக் கதைகளாகவே தவிர இல்லை.”
Korece:
이러한 일은 우리에게 그리 고 우리 선조들에게도 약속되었지 만 실로 이것은 옛 얘기에 불과하 다 말하니
Vietnamca:
“Quả thật, chúng tôi cũng như ông bà cha mẹ của chúng tôi trước đây đều được hứa điều này, nhưng đó chỉ là truyện cổ tích của người xưa (không hề có thật).”
Ayet Linkleri: