
veşedednâ mülkehû veâteynâhü-lḥikmete vefaṣle-lḫiṭâb.
Arapça:
وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَآتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ
Türkçe:
Mülk ve yönetimini güçlendirmiştik. Kendisine hikmet ve hakla bâtılı ayıran söz etme yeteneği vermiştik.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
Diyanet Vakfı:
Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş; ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
İngilizce:
We strengthened his kingdom, and gave him wisdom and sound judgment in speech and decision.
Fransızca:
Et Nous renforçâmes son royaume et lui donnâmes les sagesse et la faculté de bien juger .
Almanca:
Und WIR festigten seine Herrschaft und ließen ihm die Weisheit zuteil werden sowie die Sprachgewandtheit.
Rusça:
Мы укрепили его власть и даровали ему мудрость и решающее слово.
Açıklama:
