
lâ yesme`ûne fîhâ lagven illâ selâmâ. velehüm rizḳuhüm fîhâ bükratev ve`aşiyyâ.
Arapça:
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا إِلَّا سَلَامًا ۖ وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ فِيهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Türkçe:
Orada boş lakırdı değil, yalnızca "selam" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam, rızıkları da hazırdır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
Diyanet Vakfı:
Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.
İngilizce:
They will not there hear any vain discourse, but only salutations of Peace: And they will have therein their sustenance, morning and evening.
Fransızca:
On n'y entend nulle parole insignifiante; seulement : "Salam" ; et ils auront là leur nourriture, matin et soir.
Almanca:
Darin hören sie nichts Unnützes - (sie hören) nur den Salam-Gruß ! Und ihnen ist ihre Versorgung darin morgens und abends gesichert!
Rusça:
Они не услышат там празднословия, но услышат приветствие миром. Для них там приготовлен их удел утром и после полудня.
Açıklama:
