الأعلى

 
00:00

sebbiḥi-sme rabbike-l'a`lâ.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى

Türkçe:

Rabbinin o Al'a,o yüce adını tespih et!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rabbinin yüce adını tesbih et.

Diyanet Vakfı:

Yüce Rabbinin adını,

İngilizce:

Glorify the name of thy Guardian-Lord Most High,

Fransızca:

Glorifie le nom de ton Seigneur, le Très Haut,

Almanca:

Rühme den Namen deines allhöchsten HERRN,

Rusça:

Славь имя Господа твоего Всевышнего,

Açıklama:
 
00:00

elleẕî ḫaleḳa fesevvâ.

Arapça:

الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ

Türkçe:

O ki yarattı, düzene koydu,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yaratıp düzene koyan O'dur.

Diyanet Vakfı:

Yaratıp düzene koyan,

İngilizce:

Who hath created, and further, given order and proportion;

Fransızca:

Celui Qui a crée et agencé harmonieusement,

Almanca:

Desjenigen, Der erschuf und dann zurechtmachte,

Rusça:

Который сотворил все сущее и всему придал соразмерность,

Açıklama:
 
00:00

velleẕî ḳaddera fehedâ.

Arapça:

وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ

Türkçe:

O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Takdir edip hidayeti gösteren O'dur.

Diyanet Vakfı:

Takdir edip yol gösteren,

İngilizce:

Who hath ordained laws. And granted guidance;

Fransızca:

qui a décrété et guidé,

Almanca:

und Desjenigen, Der bestimmte, dann rechtleitete,

Rusça:

Который предопределил судьбу творений и указал путь,

Açıklama:
 
00:00

velleẕî aḫrace-lmer`â.

Arapça:

وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَىٰ

Türkçe:

O ki otlağı çıkardı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Otlağı çıkaran,

Diyanet Vakfı:

(Topraktan) yeşil otu çıkaran,

İngilizce:

And Who bringeth out the (green and luscious) pasture,

Fransızca:

et qui a fait pousser le pâturage,

Almanca:

und Desjenigen, Der das Gegraste hervorbringen ließ,

Rusça:

Который взрастил пастбища,

Açıklama:
 
00:00

fece`alehû guŝâen aḥvâ.

Arapça:

فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَىٰ

Türkçe:

Sonra da onu sellerin sürüklediği morarmış bir atık haline getirdi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren O'dur.

Diyanet Vakfı:

Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et.

İngilizce:

And then doth make it (but) swarthy stubble.

Fransızca:

et en a fait ensuite un foin sombre.

Almanca:

und ER es dann zum grünschwarzen Vertrockneten machte.

Rusça:

а потом превратил их в темный сор.

Açıklama:
 
00:00

senuḳriüke felâ tensâ.

Arapça:

سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰ

Türkçe:

Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bundan böyle sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın.

Diyanet Vakfı:

Sana (Kur an'ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın.

İngilizce:

By degrees shall We teach thee to declare (the Message), so thou shalt not forget,

Fransızca:

Nous te ferons réciter (le Coran), de sorte que tu n'oublieras

Almanca:

WIR werden dich vortragen lassen, so vergiß nicht

Rusça:

Мы позволим тебе прочесть Коран, и ты не забудешь ничего,

Açıklama:
 
00:00

illâ mâ şâe-llâh. innehû ya`lemü-lcehra vemâ yaḫfâ.

Arapça:

إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۚ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ

Türkçe:

Allah'ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de.

Diyanet Vakfı:

Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.

İngilizce:

Except as Allah wills: For He knoweth what is manifest and what is hidden.

Fransızca:

que ce qu'Allah veut. Car, Il connaît ce qui paraît au grand jour ainsi que ce qui est caché.

Almanca:

außer dem, was ALLAH will. Gewiß, ER kennt das Offenkundige und das, was verborgen ist.

Rusça:

кроме того, что пожелает Аллах. Он знает явное и то, что сокрыто.

Açıklama:
 
00:00

venüyessiruke lilyüsrâ.

Arapça:

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ

Türkçe:

Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Seni en kolay yola muvaffak kılacağız.

Diyanet Vakfı:

Seni en kolaya muvaffak kılacağız.

İngilizce:

And We will make it easy for thee (to follow) the simple (Path).

Fransızca:

Nous te mettrons sur la voie la plus facile.

Almanca:

Und WIR führen dich leicht zur Erleichterten.

Rusça:

Мы облегчим тебе путь к легчайшему.

Açıklama:
 
00:00

feẕekkir in nefe`ati-ẕẕikrâ.

Arapça:

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ الذِّكْرَىٰ

Türkçe:

Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.

Diyanet Vakfı:

O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

İngilizce:

Therefore give admonition in case the admonition profits (the hearer).

Fransızca:

Rappelle, donc, où le Rappel doit être utile.

Almanca:

So ermahne, wenn die Ermahnung nützt.

Rusça:

Наставляй же людей, если напоминание принесет пользу.

Açıklama:
 
00:00

seyeẕẕekkeru mey yaḫşâ.

Arapça:

سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ

Türkçe:

İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Saygısı olan öğüt alacaktır.

Diyanet Vakfı:

(Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak.

İngilizce:

The admonition will be received by those who fear (Allah):

Fransızca:

Quiconque craint (Allah) s'[en] rappellera,

Almanca:

Es wird sich ermahnen lassen derjenige, der Ehrfurcht hat,

Rusça:

Воспримет его тот, кто страшится,

Açıklama:

Sayfalar

الأعلى beslemesine abone olun.