الانفطار

 
00:00

iẕe-ssemâü-nfeṭarat.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انفَطَرَتْ

Türkçe:

Gök çatlayıp yarıldığı zaman,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gök çatladığı vakit,

Diyanet Vakfı:

Gökyüzü yarıldığı zaman,

İngilizce:

When the Sky is cleft asunder;

Fransızca:

Quand le ciel se rompra,

Almanca:

Wenn der Himmel sich spaltet,

Rusça:

Когда небо расколется,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-lkevâkibü-nteŝerat.

Arapça:

وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انتَثَرَتْ

Türkçe:

Yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yıldızlar döküldüğü vakit,

Diyanet Vakfı:

Yıldızlar döküldüğü zaman,

İngilizce:

When the Stars are scattered;

Fransızca:

et que les étoiles se disperseront,

Almanca:

und wenn die Sterne zerstreut sind,

Rusça:

когда звезды осыплются,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-lbiḥâru füccirat.

Arapça:

وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ

Türkçe:

Denizler fışkırtıldığı zaman,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Denizler yarılıp akıtıldığı vakit,

Diyanet Vakfı:

Denizler birbirine katıldığı zaman,

İngilizce:

When the Oceans are suffered to burst forth;

Fransızca:

et que les mers confondront leurs eaux,

Almanca:

und wenn die Meere gesprengt werden,

Rusça:

когда моря смешаются (или высохнут),

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-lḳubûru bü`ŝirat.

Arapça:

وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ

Türkçe:

Kabirler deşildiği zaman,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit,

Diyanet Vakfı:

Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman,

İngilizce:

And when the Graves are turned upside down;-

Fransızca:

et que les tombeaux seront bouleversés,

Almanca:

und wenn die Gräber ausgehoben werden,

Rusça:

когда могилы перевернутся,

Açıklama:
 
00:00

`alimet nefsüm mâ ḳaddemet veeḫḫarat.

Arapça:

عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ

Türkçe:

Benlik, bilmiş olacaktır önden gönderdiğini de arkaya bıraktığını da.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.

Diyanet Vakfı:

İnsanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.

İngilizce:

(Then) shall each soul know what it hath sent forward and (what it hath) kept back.

Fransızca:

toute âme saura alors ce qu'elle a accompli et ce qu'elle a remis de faire à plus tard.

Almanca:

dann weiß bereits jede Seele, was sie vorlegte und aufschob.

Rusça:

тогда каждая душа узнает, что она совершила и что оставила после себя.

Açıklama:
 
00:00

yâ eyyühe-l'insânü mâ garrake birabbike-lkerîm.

Arapça:

يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ

Türkçe:

Ey insan! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerîm Rabbine karşı seni aldatıp gururlu kılan nedir?!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir?

Diyanet Vakfı:

Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?

İngilizce:

O man! What has seduced thee from thy Lord Most Beneficent?-

Fransızca:

ô homme ! Qu'est-ce qui t'a trompé au sujet de ton Seigneur, le Noble,

Almanca:

Du, Mensch! Was täuschte dich in deinem allgroßzügigen HERRN,

Rusça:

О человек! Что ввело тебя в заблуждение относительно твоего Великодушного Господа,

Açıklama:
 
00:00

elleẕî ḫaleḳake fesevvâke fe`adelek.

Arapça:

الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ

Türkçe:

Rabbin ki seni yarattı, düzgün hale koydu, en güzel ölçülerle şekillendirdi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi.

Diyanet Vakfı:

O Allah ki seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp, ölçülü bir biçim verdi.

İngilizce:

Him Who created thee. Fashioned thee in due proportion, and gave thee a just bias;

Fransızca:

qui t'a créé, puis modelé et constitué harmonieusement ?

Almanca:

Der dich erschuf, dann dich zurechtmachte, dann dich aufrichtete,

Rusça:

Который сотворил тебя и сделал твой облик совершенным и соразмеренным?

Açıklama:
 
00:00

fî eyyi ṣûratim mâ şâe rakkebek.

Arapça:

فِي أَيِّ صُورَةٍ مَّا شَاءَ رَكَّبَكَ

Türkçe:

Dilediği herhangi bir biçimde seni oluşturdu.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Seni dilediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.

Diyanet Vakfı:

Seni istediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.

İngilizce:

In whatever Form He wills, does He put thee together.

Fransızca:

Il t'a façonné dans la forme qu'Il a voulue.

Almanca:

in jeder Gestalt, die ER wollte, dich 3 zusammenfügte?!

Rusça:

Он сложил тебя в том облике, в каком пожелал.

Açıklama:
 
00:00

kellâ bel tükeẕẕibûne biddîn.

Arapça:

كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ

Türkçe:

Hayır, iş sanıldığı gibi değil! Siz dini yalanlıyorsunuz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır hayır, siz cezayı yalanlıyorsunuz.

Diyanet Vakfı:

Hayır! Siz yine de dini yalanlıyorsunuz.

İngilizce:

Nay! But ye do reject Right and Judgment!

Fransızca:

Non... ! [malgré tout] vous traitez la Rétribution de mensonge;

Almanca:

Gewiß, nein! Sondern ihr leugnet den Din ab,

Rusça:

Но нет! Вы считаете ложью воздаяние.

Açıklama:
 
00:00

veinne `aleyküm leḥâfiżîn.

Arapça:

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ

Türkçe:

Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular-bekçiler var.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Oysa üzerinizde koruyucular var.

Diyanet Vakfı:

Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var,

İngilizce:

But verily over you (are appointed angels) to protect you,-

Fransızca:

alors que veillent sur vous des gardiens ,

Almanca:

und gewiß über euch sind doch Bewahrende,

Rusça:

Воистину, над вами есть хранители -

Açıklama:

Sayfalar

الانفطار beslemesine abone olun.