الانفطار

 
00:00

kirâmen kâtibîn.

Arapça:

كِرَامًا كَاتِبِينَ

Türkçe:

Çok değerli yazıcılar,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Değerli yazıcılar

Diyanet Vakfı:

Değerli yazıcılar var,

İngilizce:

Kind and honourable,- Writing down (your deeds):

Fransızca:

de nobles scribes,

Almanca:

die ehrwürdig registrierend sind,

Rusça:

благородные писцы,

 
00:00

ya`lemûne mâ tef`alûn.

Arapça:

يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ

Türkçe:

Bilirler yapmakta olduğunuzu.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar, siz her ne yaparsanız bilirler

Diyanet Vakfı:

Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler.

İngilizce:

They know (and understand) all that ye do.

Fransızca:

qui savent ce que vous faites.

Almanca:

sie wissen, was ihr macht.

Rusça:

которые знают обо всем, что вы совершаете.

 
00:00

inne-l'ebrâra lefî ne`îm.

Arapça:

إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ

Türkçe:

Şu da kuşkusuz: İyiler tam bir nimet içindedir,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler.

Diyanet Vakfı:

İyiler muhakkak cennettedirler,

İngilizce:

As for the Righteous, they will be in bliss;

Fransızca:

Les bons seront, certes, dans un [jardin] de délice,

Almanca:

Gewiß, die Gütig-Gehorsamen sind doch im Wohlergehen.

Rusça:

Воистину, благочестивые окажутся в блаженстве.

 
00:00

veinne-lfüccâra lefî ceḥîm.

Arapça:

وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ

Türkçe:

Kötülerse cehennemin ta ortasında.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kötüler de cehennemdedirler.

Diyanet Vakfı:

Kötüler de cehennemdedirler.

İngilizce:

And the Wicked - they will be in the Fire,

Fransızca:

et les libertins seront, certes, dans une fournaise

Almanca:

Und gewiß, die öffentlich die Verfehlung Begehenden sind doch in (der) Hölle.

Rusça:

Воистину, грешники окажутся в Аду,

 
00:00

yaṣlevnehâ yevme-ddîn.

Arapça:

يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ

Türkçe:

Din günü girerler oraya.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ceza günü ona girecekler.

Diyanet Vakfı:

Ceza gününde oraya girerler.

İngilizce:

Which they will enter on the Day of Judgment,

Fransızca:

où ils brûleront, le jour de Rétribution

Almanca:

Sie werden in sie am Tag des Din hineingeworfen,

Rusça:

куда они войдут в День воздаяния.

 
00:00

vemâ hüm `anhâ bigâibîn.

Arapça:

وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ

Türkçe:

Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar.

Diyanet Vakfı:

Onlar (kafirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.

İngilizce:

And they will not be able to keep away therefrom.

Fransızca:

incapables de s'en échapper.

Almanca:

und sie werden von ihr nie abwesend sein.

Rusça:

Они не смогут избежать этого.

 
00:00

vemâ edrâke mâ yevmü-ddîn.

Arapça:

وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ

Türkçe:

Din gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin?

Diyanet Vakfı:

Ceza günü nedir bilir misin?

İngilizce:

And what will explain to thee what the Day of Judgment is?

Fransızca:

Et qui te dira ce qu'est le jour de la Rétribution ?

Almanca:

Und was weißt du, was der Tag des Din ist?!

Rusça:

Откуда ты мог знать, что такое День воздаяния?

 
00:00

ŝümme mâ edrâke mâ yevmü-ddîn.

Arapça:

ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ

Türkçe:

Evet, din gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Evet, bilir misin nedir acaba o ceza günü?

Diyanet Vakfı:

Evet, bilir misin? Nedir acaba o ceza günü?

İngilizce:

Again, what will explain to thee what the Day of Judgment is?

Fransızca:

Encore une fois, qui te dira ce qu'est le jour de la Rétribution ?

Almanca:

Dann, was weißt du, was der Tag des Din ist?!

Rusça:

Да, откуда ты мог знать, что такое День воздаяния?

 
00:00

yevme lâ temlikü nefsül linefsin şey'â. vel'emru yevmeiẕil lillâh.

Arapça:

يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ

Türkçe:

Bir gündür ki o, bir benlik bir başka benlik için hiçbir şeye güç yetiremez. O gün, buyruk yalnız Allah'ındır!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür. O gün buyruk yalnız Allah'ındır.

Diyanet Vakfı:

O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah'a kalmıştır.

İngilizce:

(It will be) the Day when no soul shall have power (to do) aught for another: For the command, that Day, will be (wholly) with Allah.

Fransızca:

Le jour où aucune âme ne pourra rien en faveur d'une autre âme. Et ce jour-là, le commandement sera à Allah.

Almanca:

An dem Tag, wenn keine Seele für eine Seele etwas vermag, und die Angelegenheit an diesem Tag ALLAH unterliegt.

Rusça:

В тот день ни одна душа не сможет ничем помочь другой, и власть в тот день будет принадлежать Аллаху.

Sayfalar

الانفطار beslemesine abone olun.