Ya Seen—يس

 
00:00

ḳul yuḥyîhe-lleẕî enşeehâ evvele merrah. vehüve bikülli ḫalḳin `alîm.

Arapça:

قُلْ يُحْيِيهَا الَّذِي أَنشَأَهَا أَوَّلَ مَرَّةٍ ۖ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلِيمٌ

Türkçe:

De ki: "Onlara hayat verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir."

Diyanet Vakfı:

De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.

İngilizce:

Say, "He will give them life Who created them for the first time! for He is Well-versed in every kind of creation!-

Fransızca:

Dis : "Celui qui les a créés une première fois, leur redonnera la vie. Il Se connaît parfaitement à toute création;

Almanca:

Sag: "Es belebt sie Derjenige, Der sie erstmals erschuf, und ER ist über alle Schöpfung allwissend.

Rusça:

Скажи: "Оживит их Тот, Кто создал их в первый раз. Он ведает о всяком творении".

Açıklama:
 
00:00

elleẕî ce`ale leküm mine-şşeceri-l'aḫḍari nâran feiẕâ entüm minhü tûḳidûn.

Arapça:

الَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ الشَّجَرِ الْأَخْضَرِ نَارًا فَإِذَا أَنتُم مِّنْهُ تُوقِدُونَ

Türkçe:

O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız.

Diyanet Vakfı:

Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz.

İngilizce:

The same Who produces for you fire out of the green tree, when behold! ye kindle therewith (your own fires)!

Fransızca:

c'est Lui qui, de l'arbre vert, a fait pour vous du feu, et voilà que de cela vous allumez.

Almanca:

ER ist Derjenige, Der für euch von den grünen Bäumen Feuer machte, da zündet ihr es davon an.

Rusça:

Он создал для вас огонь из зеленого дерева, и теперь вы разжигаете огонь от него.

Açıklama:
 
00:00

eveleyse-lleẕî ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa biḳâdirin `alâ ey yaḫlüḳa miŝlehüm. belâ vehüve-lḫallâḳu-l`alîm.

Arapça:

أَوَلَيْسَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَن يَخْلُقَ مِثْلَهُم ۚ بَلَىٰ وَهُوَ الْخَلَّاقُ الْعَلِيمُ

Türkçe:

Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, sürekli yaratan Hallâk O'dur.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.

Diyanet Vakfı:

Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.

İngilizce:

Is not He Who created the heavens and the earth able to create the like thereof? - Yea, indeed! for He is the Creator Supreme, of skill and knowledge (infinite)!

Fransızca:

Celui qui a créé les cieux et la terre ne sera-t-Il pas capable de créer leur pareil ? Oh que si ! et Il est le grand Créateur, l'Omniscient.

Almanca:

Ist etwa Derjenige, Der die Himmel und die Erde erschuf, nicht mächtig, ihresgleichen zu erschaffen? Doch, mit Sicherheit! Und ER ist Der Erschaffende, Der Allwissende.

Rusça:

Неужели Тот, Кто сотворил небеса и землю, не способен создать подобных им? Конечно, ведь Он - Творец, Знающий.

Açıklama:
 
00:00

innemâ emruhû iẕâ erâde şey'en ey yeḳûle lehû kün feyekûn.

Arapça:

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَن يَقُولَ لَهُ كُن فَيَكُونُ

Türkçe:

O, bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

Diyanet Vakfı:

Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.

İngilizce:

Verily, when He intends a thing, His Command is, "be", and it is!

Fransızca:

Quand Il veut une chose, Son commandement consiste à dire : "Sois", et c'est.

Almanca:

Seine Anweisung ist nur, wenn ER irgend etwas will, daß ER diesem sagt: "Sei!" Und es ist.

Rusça:

Когда Он желает чего-либо, то стоит Ему сказать: "Будь!" - как это сбывается.

Açıklama:
 
00:00

fesübḥâne-lleẕî biyedihî melekûtü külli şey'iv veileyhi türce`ûn.

Arapça:

فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Türkçe:

Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O'na döndürüleceksiniz.

Diyanet Vakfı:

Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.

İngilizce:

So glory to Him in Whose hands is the dominion of all things: and to Him will ye be all brought back.

Fransızca:

Louange donc, à Celui qui détient en sa main la royauté sur toute chose ! Et c'est vers Lui que vous serez ramenés.

Almanca:

Also gepriesen-erhaben ist Derjenige, Dem die Herrschaft über alles unterliegt! Und zu Ihm werdet ihr zurückgebracht."

Rusça:

Пречист Тот, в Чьей Руке власть над всякой вещью! К Нему вы будете возвращены.

Açıklama:

Sayfalar

Ya Seen—يس beslemesine abone olun.