Sayfa 375

 
00:00

efebi`aẕâbinâ yesta`cilûn.

Arapça:

أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ

Türkçe:

Bizim azabımızı acele mi istiyorlar?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Oysa dünyada iken) Onlar bizim azabımızı çarçabuk istiyorlardı.

Diyanet Vakfı:

(Durmadan mucize talebiyle) onlar bizim azabımızı mı çarçabuk istiyorlardı?

İngilizce:

Do they then ask for Our Penalty to be hastened on?

Fransızca:

Est-ce qu'ils cherchent à hâter Notre châtiment ?

Almanca:

Wollen sie etwa Eile mit Unserer Peinigung fordern?!

Rusça:

Неужели они торопят мучения от Нас?

Açıklama:
 
00:00

eferaeyte im metta`nâhüm sinîn.

Arapça:

أَفَرَأَيْتَ إِن مَّتَّعْنَاهُمْ سِنِينَ

Türkçe:

Görmedin mi ki, biz onları yıllarca nimetlendirsek de,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gördün ya artık onlara senelerce zevk ettirsek,

Diyanet Vakfı:

Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatsak.

İngilizce:

Seest thou? If We do let them enjoy (this life) for a few years,

Fransızca:

Vois-tu si Nous leur permettions de jouir, des années durant,

Almanca:

Wie siehst du es, würden WIR ihnen für Jahre Genuß gewähren,

Rusça:

Знаешь ли ты, что если Мы позволим им пользоваться благами многие годы,

Açıklama:
 
00:00

ŝümme câehüm mâ kânû yû`adûn.

Arapça:

ثُمَّ جَاءَهُم مَّا كَانُوا يُوعَدُونَ

Türkçe:

Sonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,

Diyanet Vakfı:

Sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!

İngilizce:

Yet there comes to them at length the (Punishment) which they were promised!

Fransızca:

et qu'ensuite leur arrive ce dont on les menaçait,

Almanca:

dann käme zu ihnen das, was ihnen angedroht wurde,

Rusça:

после чего к ним явится то, что им было обещано,

Açıklama:

Sayfalar

Sayfa 375 beslemesine abone olun.