Sayfa 267

yünezzilü-lmelâikete birrûḥi min emrihî `alâ mey yeşâü min `ibâdihî en enẕirû ennehû lâ ilâhe illâ ene fetteḳûn.

Türkçe:
Kullarından dilediğine melekleri, emrinden olan ruh ile şöyle diyerek indirir: "Gerçek şu: Benden başka ilah yok, o halde benden sakının!"
İngilizce:
He doth send down His angels with inspiration of His Command, to such of His servants as He pleaseth, (saying): "Warn (Man) that there is no god but I: so do your duty unto Me."
Fransızca:
Il fait descendre, par Son ordre, les Anges, avec la révélation, sur qui Il veut parmi Ses serviteurs : "Avertissez qu'il n'est d'autre divinité que Moi. Craignez-Moi donc".
Almanca:
ER sendet die Engel nach und nach hinab mit dem Ruhh nach seiner Bestimmung zu demjenigen von Seinen Dienern, den ER will: "Warnt, daß es zweifelsohne keine Gottheit gibt außer Mir, so handelt Taqwa gemäß Mir gegenüber!
Rusça:
Он ниспосылает ангелов с духом (откровением) по Своему велению тому из Своих рабов, кому пожелает: "Предостерегайте тем, что нет божества, кроме Меня. Бойтесь же Меня".
Arapça:
يُنَزِّلُ الْمَلَائِكَةَ بِالرُّوحِ مِنْ أَمْرِهِ عَلَىٰ مَن يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ أَنْ أَنذِرُوا أَنَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا أَنَا فَاتَّقُونِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.
Diyanet Vakfı:
Allah kendi emriyle melekleri, kullarından dilediği kimseye vahiy ile, "Benden başka tanrı olmadığına dair (kullarımı) uyarın ve benden korkun" diye gönderir.

ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa bilḥaḳḳ. te`âlâ `ammâ yüşrikûn.

Türkçe:
Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Arınmıştır onların ortak tuttukları şeylerden.
İngilizce:
He has created the heavens and the earth for just ends: Far is He above having the partners they ascribe to Him!
Fransızca:
Il a créé les cieux et la terre avec juste raison. Il transcende ce qu'on [Lui] associe.
Almanca:
ER erschuf die Himmel und die Erde in Gesetzmäßigkeit. Erhaben ist er über das, was sie an Schirk betreiben.
Rusça:
Он сотворил небеса и землю во истине. Он превыше тех, кого они приобщают в сотоварищи!
Arapça:
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ ۚ تَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah gökleri ve yeri hikmeti ile yarattı. O, kâfirlerin ortak koştukları şeylerden çok yücedir.
Diyanet Vakfı:
(Allah) gökleri ve yeri hak ile yarattı. O, koştukları ortaklardan münezzehtir.

ḫaleḳa-l'insâne min nuṭfetin feiẕâ hüve ḫaṣîmüm mübîn.

Türkçe:
İnsanı bir spermden yarattı. Bir de bakmışsın insan, açıkça kafa tutan bir hasım oluvermiştir.
İngilizce:
He has created man from a sperm-drop; and behold this same (man) becomes an open disputer!
Fransızca:
Il a créé l'homme d'une goutte de sperme; et voilà que l'homme devient un disputeur déclaré.
Almanca:
ER erschuf den Menschen aus Nutfa , so war er ein erklärter Widersacher.
Rusça:
Он сотворил человека из капли, и после этого тот открыто пререкается.
Arapça:
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِن نُّطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُّبِينٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, insanı bir meniden (spermadan) yarattı. Bir de bakarsın ki o, Rabbine karşı apaçık bir düşmandır.
Diyanet Vakfı:
O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir.

vel'en`âme ḫaleḳahâ. leküm fîhâ dif'üv vemenâfi`u veminhâ te'külûn.

Türkçe:
Davarları da O yaratmıştır. Onlarda sizin için bir ısıtıcı-koruyucu ve nice nice yararlar vardır. Onlardan bazı şeyleri/onlardan bazılarını yersiniz.
İngilizce:
And cattle He has created for you (men): from them ye derive warmth, and numerous benefits, and of their (meat) ye eat.
Fransızca:
Et les bestiaux, Il les a créés pour vous; vous en retirez des [vêtements] chauds ainsi que d'autres profits. Et vous en mangez aussi.
Almanca:
Auch die An'am erschuf Er. Durch sie gewinnt ihr Wärme und (andere) Produkte. Und ihr ernährt euch von ihnen.
Rusça:
Он также сотворил скот, который приносит вам тепло и пользу. Вы также употребляете его в пищу.
Arapça:
وَالْأَنْعَامَ خَلَقَهَا ۗ لَكُمْ فِيهَا دِفْءٌ وَمَنَافِعُ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Ve siz onlardan bir kısmını da yersiniz.
Diyanet Vakfı:
Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için ısıtıcı (şeyler) ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz.

veleküm fîhâ cemâlün ḥîne türîḥûne veḥîne tesraḥûn.

Türkçe:
Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada.
İngilizce:
And ye have a sense of pride and beauty in them as ye drive them home in the evening, and as ye lead them forth to pasture in the morning.
Fransızca:
Ils vous paraissent beaux quand vous les ramenez, le soir, et aussi le matin quand vous les lâchez pour le pâturage.
Almanca:
Und durch sie genießt ihr Schönheit, wenn ihr sie abends eintreibt und wenn ihr sie morgens austreibt.
Rusça:
Они украшают вас, когда вы пригоняете их обратно вечерами и выводите на пастбище по утрам.
Arapça:
وَلَكُمْ فِيهَا جَمَالٌ حِينَ تُرِيحُونَ وَحِينَ تَسْرَحُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O hayvanları, akşam vakti getirirken ve sabahleyin salarken, onlarda sizin için bir güzellik ve zevk vardır.
Diyanet Vakfı:
Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır.

Sayfalar

Sayfa 267 beslemesine abone olun.