Mekkî

kellâ inne-l'insâne leyaṭgâ.

Türkçe:
İş, sanıldığı gibi değil! İnsan gerçekten azar:
İngilizce:
Nay, but man doth transgress all bounds,
Fransızca:
Prenez-garde ! Vraiment l'homme devient rebelle,
Almanca:
Gewiß, nein! Gewiß, der Mensch überschreitet doch die Grenze,
Rusça:
Но нет! Человек преступает границы дозволенного,
Arapça:
كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.
Diyanet Vakfı:
Gerçek şu ki, insan azar.

er raâhü-stagnâ.

Türkçe:
Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.
İngilizce:
In that he looketh upon himself as self-sufficient.
Fransızca:
dès qu'il estime qu'il peut se suffire à lui-même (à cause de sa richesse).
Almanca:
wenn er sich reich sieht.
Rusça:
когда ему кажется, что он ни в чем не нуждается.
Arapça:
أَن رَّآهُ اسْتَغْنَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.
Diyanet Vakfı:
Kendini kendine yeterli gördüğü için.

inne ilâ rabbike-rruc`â.

Türkçe:
Oysaki, dönüş yalnız Rabbinedir!
İngilizce:
Verily, to thy Lord is the return (of all).
Fransızca:
Mais, c'est vers ton Seigneur qu'est le retour.
Almanca:
Gewiß, zu deinem HERRN ist die Rückkehr.
Rusça:
Но к твоему Господу предстоит возвращение.
Arapça:
إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الرُّجْعَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.
Diyanet Vakfı:
Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.

era'eyte-lleẕî yenhâ.

Türkçe:
Gördün mü o yasaklayanı,
İngilizce:
Seest thou one who forbids-
Fransızca:
As-tu vu celui qui interdit
Almanca:
Wie seht ihr denjenigen, der es verbietet
Rusça:
Видел ли ты того, кто мешает
Arapça:
أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?
Diyanet Vakfı:
Gördün mü şu men edeni,

`abden iẕâ ṣallâ.

Türkçe:
Bir kulu namaz kılarken/dua ederken;
İngilizce:
A votary when he (turns) to pray?
Fransızca:
à un serviteur d'Allah (Muhammad) de célébrer la Salat ?
Almanca:
einem Diener, wenn er das rituelle Gebet verrichtet?!
Rusça:
рабу, когда тот молится?
Arapça:
عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?
Diyanet Vakfı:
Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?

era'eyte in kâne `ale-lhüdâ.

Türkçe:
Gördün mü! Ya o iyilik ve doğruluk üzere ise?!
İngilizce:
Seest thou if he is on (the road of) Guidance?-
Fransızca:
Vois-tu s'il est sur la bonne voie,
Almanca:
Wie seht ihr es? Sollte er rechtgeleitet sein,
Rusça:
Как ты думаешь, а вдруг он был на правом пути
Arapça:
أَرَأَيْتَ إِن كَانَ عَلَى الْهُدَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) doğru yolda olur,
Diyanet Vakfı:
Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,

ev emera bittaḳvâ.

Türkçe:
Ya o, takvayı emrediyorsa!
İngilizce:
Or enjoins Righteousness?
Fransızca:
ou s'il ordonne la piété ?
Almanca:
oder Taqwa gebieten?!
Rusça:
или призывал к богобоязненности?
Arapça:
أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?
Diyanet Vakfı:
Yahut takvayı emrediyorsa?

era'eyte in keẕẕebe vetevellâ.

Türkçe:
Gördün mü! Ya şu yalanlamış, sırt dönmüşse!
İngilizce:
Seest thou if he denies (Truth) and turns away?
Fransızca:
Vois-tu s'il dément et tourne le dos ?
Almanca:
Wie seht ihr es? Sollte er ableugnen und den Rücken kehren?!
Rusça:
Как ты думаешь, а вдруг он счел ложью истину и отвернулся?
Arapça:
أَرَأَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,
Diyanet Vakfı:
Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

elem ya`lem bienne-llâhe yerâ.

Türkçe:
Bilmedi mi ki Allah gerçekten görür!
İngilizce:
Knoweth he not that Allah doth see?
Fransızca:
Ne sait-il pas que vraiment Allah voit ?
Almanca:
Wußte er 4 etwa nicht, daß ALLAH sieht?!
Rusça:
Неужели он не знал, что Аллах видит его?
Arapça:
أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ اللَّهَ يَرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O adam, Allah'ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?
Diyanet Vakfı:
(Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

kellâ leil lem yentehi lenesfe`am binnâṣiyeh.

Türkçe:
İş, sandığı gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!
İngilizce:
Let him beware! If he desist not, We will drag him by the forelock,-
Fransızca:
Mais non ! S'il ne cesse pas, Nous le saisirons certes, par le toupet,
Almanca:
Gewiß, nein! Wenn er nicht aufhört, werden WIR doch die Stirnhaare zerren,
Rusça:
Но нет, если он не перестанет, то Мы схватим его за хохол -
Arapça:
كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
Diyanet Vakfı:
Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

Sayfalar

Mekkî beslemesine abone olun.