Arapça:
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ
Çeviriyazı:
fehüve fî `îşetir râḍiyeh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık o hoşnut bir hayattadır.
Diyanet İşleri:
Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık o, razı olduğu bir yaşayış, bir zevk içindedir.
Şaban Piriş:
Artık o, hoşnut edici bir hayat içinde.
Edip Yüksel:
O mutlu bir yaşantı içindedir,
Ali Bulaç:
Artık o, hoşnut bir yaşama içindedir.
Suat Yıldırım:
O artık mutluluk veren bir yaşam içindedir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
69:20
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir.
Bekir Sadak:
69:25
İbni Kesir:
İşte o, hoş bir hayat içindedir.
Adem Uğur:
Artık o, hoşnut kalacağı bir hayat içindedir,
İskender Ali Mihr:
İşte o razı olduğu bir yaşayış içindedir.
Celal Yıldırım:
Bu kimse hoşnut olacağı bir hayat içindedir.
Tefhim ul Kuran:
Artık o, hoşnut bir yaşama içindedir.
Fransızca:
Il jouira d'une vie agréable :
İspanyolca:
Gozará de una vida agradable
İtalyanca:
Egli avrà piacevole esistenza
Almanca:
So ist er in einem wohlgefälligen Leben,
Çince:
他将在愉快的生活里,
Hollandaca:
Hij zal een genoegelijk leven leiden.
Rusça:
Для него будет отрадная жизнь
Somalice:
wuxuu ruuxaasi ku noolaan nolol laga raalli yahay.
Swahilice:
Basi yeye atakuwa katika maisha ya kupendeza,
Uygurca:
ئۇ كۆڭۈللۈك تۇرمۇشتا بولىدۇ
Japonca:
こうしてかれは至福な生活に浸り,
Arapça (Ürdün):
«فهو في عيشة راضية» مرضية.
Hintçe:
फिर वह दिल पसन्द ऐश में होगा
Tayca:
แล้วเขาจะมีความเป็นอยู่อย่างสุขสำราญ
İbranice:
ואכן הוא יתענג בחיים המענגים
Hırvatça:
I on će biti u životu zadovoljan,
Rumence:
El va avea un trai plăcut
Transliteration:
Fahuwa fee AAeeshatin radiyatin
Türkçe:
Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir.
Sahih International:
So he will be in a pleasant life -
İngilizce:
And he will be in a life of Bliss,
Azerbaycanca:
Bundan belə o, xoş güzəran içində,
Süleyman Ateş:
Artık o, memmun eden bir yaşam içindedir.
Diyanet Vakfı:
Artık o, hoşnut kalacağı bir hayat içindedir,
Erhan Aktaş:
Artık o, hoşnut olacağı bir hayat yaşayacak.
Kral Fahd:
Hoşnut kalacağı bir hayat içindedir.
Hasan Basri Çantay:
İşte o, hoşnud bir hayât içindedir,
Muhammed Esed:
Ve o, kendini böylece mutlu bir hayatın içinde bulacak,
Gültekin Onan:
Artık o, hoşnut bir yaşama içindedir.
Ali Fikri Yavuz:
Artık, hoşnud (ve razı olduğu) hayatta,
Portekizce:
E ele gozará de uma vida prazenteira,
İsveççe:
Han skall leva, salig,
Farsça:
پس او در یک زندگی خوش و پسندیده ای است.
Kürtçe:
ئەو کەسە لە ژیانێکی پەسەندا دەبێت
Özbekçe:
Бас, у розилик ҳаётидадир.
Malayca:
Maka (dengan itu) tinggalah dia dalam kehidupan yang senang lenang lagi memuaskan, -
Arnavutça:
E, ai është në një jetë të këndshme,
Bulgarca:
И ще живее в доволство
Sırpça:
И он ће живети задовољним животом,
Çekçe:
A takový bude mít žití příjemné
Urduca:
پس وہ دل پسند عیش میں ہوگا
Tacikçe:
Пас ӯ дар як зиндагии писандидаву хуш хоҳад буд
Tatarca:
Ул кеше риза булырлык яхшы тереклектә.
Endonezyaca:
Maka orang itu berada dalam kehidupan yang diridhai,
Amharca:
እርሱም በተወደደች ኑሮ ውሰጥ ይኾናል፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர் மகிழ்ச்சியான வாழ்க்கையில்,
Korece:
그리하여 그는 축복받은 삶 을 영위하며
Vietnamca:
Vì vậy, y sẽ có một đời sống hài lòng và toại nguyện.
Ayet Linkleri: