Arapça:
فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Çeviriyazı:
fekeyfe kâne `aẕâbî venüẕür.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nasılmış benim azabım ve uyarım?
Diyanet İşleri:
Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken nasıldı azabım benim ve korkutuşlarım?
Şaban Piriş:
Azabım ve uyarılarım nasılmış?
Edip Yüksel:
Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!
Ali Bulaç:
Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
Suat Yıldırım:
Nasılmış Benim cezalandırmam ve tehdidim, görsünler bakalım!
Ömer Nasuhi Bilmen:
(21-22) O halde nâsıl olmuş oldu azabım ve tehditlerim? Ve kasem olsun ki, Biz Kur´an´ı düşünülmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen var mı?
Yaşar Nuri Öztürk:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
Bekir Sadak:
Dogrusu, onlari denemek uzere disi deveyi gonderen Biziz. Salih´e soyle demistik: «Onlari gozetle ve sabret
İbni Kesir:
İşte Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?
Adem Uğur:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
İskender Ali Mihr:
Öyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu?
Celal Yıldırım:
54:20
Tefhim ul Kuran:
Şu halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış?
Fransızca:
Comment furent Mon châtiment et Mes avertissements ?
İspanyolca:
Y ¡cuáles no fueron Mi castigo y Mis advertencias!
İtalyanca:
Quale fu il Mio castigo! Quali i Miei moniti!
Almanca:
Also wie waren Meine Peinigung und Meine Ermahnungen?!
Çince:
我的刑罚和警告是怎样的!
Hollandaca:
En hoe ernstig was mijne wraak en mijne bedreiging!
Rusça:
Какими же были мучения от Меня и предостережения Мои!
Somalice:
Seese ahaa caddibaaddii Eebe iyo u digiddiisii.
Swahilice:
Basi ilikuwaje adhabu yangu na maonyo yangu?
Uygurca:
مېنىڭ ئازابىم ۋە ئاگاھلاندۇرۇشلىرىم قانداق ئىكەن!
Japonca:
あの時のわが懲罰と戒めとはどうであったか。
Arapça (Ürdün):
«فكيف كان عذابي ونذر».
Hintçe:
तो (उनको) मेरा अज़ाब और डराना कैसा था
Tayca:
ดังนั้นการลงโทษของเรา และการตักเตือนของเราเป็นเช่นใดบ้าง?
İbranice:
ואיך היו העונש אשר הבאתי עליהם והאזהרות שלפניו
Hırvatça:
i kakve su bile kazne Moje i pomoć upozoriteljima Mojim!
Rumence:
Am făcut uşor Coranul întru amintire. “Mai este cineva care-şi aminteşte?
Transliteration:
Fakayfa kana AAathabee wanuthuri
Türkçe:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
Sahih International:
And how [severe] were My punishment and warning.
İngilizce:
Yea, how (terrible) was My Penalty and My Warning!
Azerbaycanca:
(Bir görəydiniz) Mənim əzabım və qorxutmağım necə oldu!
Süleyman Ateş:
Benim azabım ve uyarılarım nasıl oldu?
Diyanet Vakfı:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
Erhan Aktaş:
Ama azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?
Kral Fahd:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
Hasan Basri Çantay:
İşte benim azabım ve (bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş(düşünün).
Muhammed Esed:
Zaten uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir!
Gültekin Onan:
Şu halde benim azabım ve uyarmam nasılmış?
Ali Fikri Yavuz:
İşte (bak, Ey Rasûlüm), nasıl oldu azabım ve tehdidlerim!...
Portekizce:
Observa, portanto, quão terríveis foram o Meu castigo e a Minha admoestação!
İsveççe:
Hur [hårt drabbade dem inte] Mitt straff, [de som inte fäste vikt vid] Mina varningar!
Farsça:
پس عذاب و هشدارهایم چگونه بود؟
Kürtçe:
دەی ئایا سزا وترساندنم چۆن بوو؟
Özbekçe:
Бас, Менинг азобим ва огоҳлантиришим қандоқ бўлди?!
Malayca:
Maka perhatikanlah, bagaimana buruknya azabKu dan kesan amaran-amaranKu!
Arnavutça:
e, çfarë ka qenë dënimi Im dhe paralajmërimet e Mia?!
Bulgarca:
И какво бе Моето мъчение и Моето предупреждение!
Sırpça:
Каква је била казна Моја и упозорење Моје?!
Çekçe:
A jaký byl Můj trest a Mé varování?
Urduca:
پس دیکھ لو کہ کیسا تھا میرا عذاب اور کیسی تھیں میری تنبیہات
Tacikçe:
Азобу бим доданҳои Ман чӣ гуна буд?
Tatarca:
Минем куркытуым һәм ґәзабым ничек булды аларга!
Endonezyaca:
Maka alangkah dahsyatnya azab-Ku dan ancaman-ancaman-Ku.
Amharca:
ቅጣቴና ማስጠንቀቂያዎቼም እንዴት ነበሩ?
Tamilce:
ஆக, எனது தண்டனையும் எனது எச்சரிக்கையும் எப்படி இருந்தன?
Korece:
나의 응벌과 경고가 얼마나 무서웠더뇨
Vietnamca:
Vậy sự trừng phạt và lời cảnh báo của TA đã như thế nào?
Ayet Linkleri: