Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

51

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

4695

Sayfa No: 

521

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَفِي الْأَرْضِ آيَاتٌ لِّلْمُوقِنِينَ

Çeviriyazı: 

vefi-l'arḍi âyâtül lilmûḳinîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz?

Diyanet İşleri: 

Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah'ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve yeryüzünde deliller var iyideniyiye inanmış olanlara.

Şaban Piriş: 

Yeryüzünde gerçekten iman edecekler için ayetler vardır.

Edip Yüksel: 

Kesin inananlar için yerde ayetler (işaret ve deliller) vardır.

Ali Bulaç: 

Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Kesin inanmak isteyenler için yeryüzünde birçok deliller vardır. Bizzat kendi varlıklarınızda da böyle deliller vardır. Hâlâ görmeyecek misiniz? Gökte de hem rızkınız (rızkınızın vesileleri), hem de size vâd olunan cennet vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

51:19

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için.

Bekir Sadak: 

(26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzagi getirmis, onlarin onune surup: «Yemez misiniz?» demisti.

İbni Kesir: 

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır.

Adem Uğur: 

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Yakîn hasıl edenler için yeryüzünde (Allah´ın) âyetleri vardır.

Celal Yıldırım: 

Kesinlikle bilip inananlar için yeryüzünde (Allah´ın varlığına, birliğine delâlet eden) açık belgeler vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.

Fransızca: 

Il y a sur terre des preuves pour ceux qui croient avec certitude;

İspanyolca: 

En la tierra hay signos para los convencidos,

İtalyanca: 

Sulla terra ci sono segni per coloro che credono fermamente,

Almanca: 

Und auf Erden sind Ayat für die Gewißheit-Anstrebenden

Çince: 

在大地上对于笃信的人们,有许多迹象;

Hollandaca: 

Er zijn teekenen van goddelijke macht en goedheid op de aarde, voor de menschen van goed begrip.

Rusça: 

На земле есть знамения для людей убежденных,

Somalice: 

Dhulkana waxaa ugu sugan calaamooyin kuwa wax yaqiinin.

Swahilice: 

Na katika ardhi zipo Ishara kwa wenye yakini.

Uygurca: 

زېمىندا ۋە ئۆزۈڭلاردا اﷲ قا چىن ئېتىقاد قىلىدىغانلار ئۈچۈن) اﷲ نىڭ قۇدرىتىنى ۋە بىرلىكىنى كۆرسىتىدىغان) نۇرغۇن ئالامەتلەر بار، (بۇنى) كۆرمەمسىلەر

Japonca: 

地上には信心深い者たちへの種々の印があり,

Arapça (Ürdün): 

«وفي الأرض» من الجبال والبحار والأشجار والثمار والنبات وغيرها «آيات» دلالات على قدرة الله سبحانه وتعالى ووحدانيته «للموقنين».

Hintçe: 

और यक़ीन करने वालों के लिए ज़मीन में (क़ुदरते ख़ुदा की) बहुत सी निशानियाँ हैं

Tayca: 

และในแผ่นดินนี้มีสัญญาณต่าง ๆ สำหรับผู้ศรัทธาเชื่อมั่น

İbranice: 

ובארץ יש אותות לבטוחים באמונתם

Hırvatça: 

Na Zemlji su znakovi za one koji čvrsto vjeruju,

Rumence: 

Pe pământ sunt semne pentru cei care cred cu tărie.

Transliteration: 

Wafee alardi ayatun lilmooqineena

Türkçe: 

Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için.

Sahih International: 

And on the earth are signs for the certain [in faith]

İngilizce: 

On the earth are signs for those of assured Faith,

Azerbaycanca: 

Yerdə (Allaha) tam yəqinliklə inananlar üçün (Onun əzəmət və qüdrətinə, vəhdaniyyətinə dəlalət edən) əlamətlər vardır.

Süleyman Ateş: 

Kesin inanacaklar için yerde nice ibretler vardır.

Diyanet Vakfı: 

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır.

Erhan Aktaş: 

Gerçeği kavrayanlar için yeryüzünde nice âyetler(1) vardır.

Kral Fahd: 

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

(Küre-i) arzda kâmil bilgi saahibleri için nice âyetler vardır.

Muhammed Esed: 

Yeryüzünde içlerinde hiçbir şüphe duymadan inananlar(ın görebileceği, Allah´ın varlığının) işaretleri vardır,

Gültekin Onan: 

Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Arzda da gerçekten tasdik edenler için bir çok ibretler var.

Portekizce: 

E na terra, há sinais para os que estão seguros na fé.

İsveççe: 

FÖR DEM som har visshet i tron finns tecken [på Guds allmakt överallt] på jorden,

Farsça: 

در زمین برای اهل یقین نشانه هایی [بر توحید، ربوبیت و قدرت خدا] ست.

Kürtçe: 

وەلەزەویدا بەڵگە ونیشانە ھەیە بۆ باوەڕداران

Özbekçe: 

Ва ер юзида чуқур ишонувчилар учун белгилар бордир.

Malayca: 

Dan pada bumi ada tanda-tanda (yang membuktikan keesaan dan kekuasaan Allah) bagi orang-orang (yang mahu mencapai pengetahuan) yang yakin,

Arnavutça: 

Në Tokë ka argumente (të shumta) për ata që besojnë qëndrueshëm,

Bulgarca: 

За убедените на земята има знамения

Sırpça: 

На Земљи су знаци за оне који чврсто верују,

Çekçe: 

Na zemi znamení jsou pro věřící přesvědčené,

Urduca: 

زمین میں بہت سی نشانیاں ہیں یقین لانے والوں کے لیے

Tacikçe: 

Ва дар замин барои ахли яқин ибратҳоест

Tatarca: 

Җирдә дә ышанучы гакыллы кешеләр өчен галәмәтләр бардыр.

Endonezyaca: 

Dan di bumi itu terdapat tanda-tanda (kekuasaan Allah) bagi orang-orang yang yakin.

Amharca: 

በምድርም ውስጥ ለሚያረጋግጡ ሰዎች ምልክቶች አልሉ፡፡

Tamilce: 

உறுதியாக நம்பிக்கை கொள்பவர்களுக்கு (அல்லாஹ்வின் வல்லமையை உணர்த்துகின்ற) பல அத்தாட்சிகள் பூமியில் உள்ளன.

Korece: 

대지 위에는 믿음이 확고한 자들을 위한 예증들이 있으며

Vietnamca: 

Trên trái đất có những dấu hiệu (chứng minh quyền năng của Allah) cho những người có đức tin vững chắc.