Arapça:
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَآمَنُوا بِمَا نُزِّلَ عَلَىٰ مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِن رَّبِّهِمْ ۙ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بَالَهُمْ
Çeviriyazı:
velleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti veâmenû bimâ nüzzile `alâ müḥammediv vehüve-lḥaḳḳu mir rabbihim keffera `anhüm seyyiâtihim veaṣleḥa bâlehüm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İman edip salih amel işleyenlerin ve Rableri tarafından bir gerçek olarak Muhammed'e indirilen kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.
Diyanet İşleri:
İnanıp yararlı iş işleyenlerin ve Muhammed'e, Rablerinden bir gerçek olarak indirilene inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananların ve iyi işlerde bulunanların ve Rablerinden gelen bir gerçek olan ve Muhammed'e indirilen şeylere iman edenlerinse yaptıkları kötülükleri örtmekte, gizlemekte ve hallerini düzene sokmaktadır.
Şaban Piriş:
İman edenler, salih amel yapanlar ve Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene iman edenlerin günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli davrananların ve Rab'lerinden bir gerçek olarak Muhammed'e indirilene inananların ise günahlarını örter ve durumlarını düzeltir.
Ali Bulaç:
İman edip salih amellerde bulunan ve Muhammed'e indirilen (Kur'an)a -ki o Rablerinden bir haktır- iman edenlerin (Allah), kötülüklerini örtüp-bağışlamış, durumlarını düzeltip-ıslah etmiştir.
Suat Yıldırım:
İman edip güzel ve makbul işler yapanlar ve Rab'leri tarafından gerçeğin ta kendisi olarak Muhammed’e indirilen vahye iman edenlerin ise günahlarını örtüp, hallerini düzeltir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular ve Muhammed´e indirilene de inandılar ki o, Rablerinden (gelen) bir mahz-ı hakikattır. Allah Teâlâ da onlardan kusurlarını örtmüştür ve hallerini ıslah etmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir.
Bekir Sadak:
Inkar edenlere ise, yikim ve yokluk olsun! Allah onlarin islerini bosa cikarir.
İbni Kesir:
İman edip salih ameller işleyenlerin, Muhammed´e indirilene-ki o, Rabblarından olan haktırinananların kötülüklerini örter ve durumlarını ıslah eder.
Adem Uğur:
İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed´e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
İskender Ali Mihr:
Âmenû olan ve salih amel (nefsi tezkiye edici ameller) yapanların ve Hz. Muhammed (S.A.V)´e indirdiğimiz Şey´e (Kur´ân-ı Kerim´e) ve O´nun Rab´lerinden bir hak olduğuna inananların günahlarını (Allah) örttü ve onların hallerini ıslâh etti.
Celal Yıldırım:
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara ve Muhammed´e indirilene —ki O Rabbından gelen bir gerçektir— inananlara gelince: Allah, onların kötülüklerini örtüp bağışlar ve durumlarını düzeltip iyileştirir.
Tefhim ul Kuran:
İman edip salih amellerde bulunan ve Muhammed´e indirilen (Kur´an) a -ki o Rablerinden olan bir haktır- iman edenlerin (Allah), kötülüklerini örtüp bağışlamış, durumlarını düzeltip ıslah etmiştir.
Fransızca:
Et ceux qui ont cru et accompli de bonnes oeuvres et ont cru en ce qui a été descendu sur Muhammad - et c'est la vérité venant de leur Seigneur - Il leur efface leurs méfaits et améliore leur condition.
İspanyolca:
En cambio, borrará las malas obras y mejorará la condición de quienes hayan creído, obrado bien y creído en la revelación hecha a Mahoma, la cual es la Verdad que viene de su Señor.
İtalyanca:
Rimetterà i peccati e volgerà al bene lo spirito di coloro che credono e compiono il bene e credono in quel che è stato rivelato a Muhammad. Questa è la verità che proviene dal loro Signore,
Almanca:
Und denjenigen, die den Iman verinnerlicht, gottgefällig Gutes getan und den Iman an das verinnerlicht haben, das Muhammad hinabgesandt wurde - und es ist die Wahrheit von ihrem HERRN - tilgte ER ihre gottmißfälligen Taten und besserte ihre Lage.
Çince:
信道而行善,且信仰降示穆罕默德的天经者--那部天经是从他们的主降示的真理--真主将赦宥他们的罪恶,改善他们的状况。
Hollandaca:
Maar wat hen betreft, die godvruchtig zijn, rechtvaardigheid uitoefenen, en de openbaring gelooven, welke aan Mahomet werd nedergezonden (want het is de waarheid van hunnen Heer), hij zal hen van hunne slechte daden zuiveren, en hun hart ten goede neigen.
Rusça:
Он простил грехи и исправил положение тех, которые уверовали, совершали праведные деяния и уверовали в истину, ниспосланную Мухаммаду от их Господа.
Somalice:
kuwa rumeeyay xaqase oo camal fiican falay oo rumeeyay Quraanka lagu soo dajiyay (Nabiga) Muxammad ah ee xaqa ah Eebe wuu astuuri xumaantooda, xaalkoodana wuu wanaajin.
Swahilice:
Na walio amini, na wakatenda mema, na wakaamini aliyo teremshiwa Muhammad - nayo ni Haki iliyo toka kwa Mola wao Mlezi - atawafutia makosa yao na ataitengeneza hali yao.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلارنىڭ، مۇھەممەدكە نازىل قىلىنغان قۇرئانغا - قۇرئان ئۇلارنىڭ پەرۋەردىگارى تەرىپىدىن كەلگەن ھەقىقەتتۇر – ئىمان ئېيتقانلارنىڭ گۇناھلىرىنى اﷲ ئۆچۈرۈپ تاشلايدۇ، ئۇلارنىڭ ھالىنى ياخشىلايدۇ (شۇنىڭ بىلەن ئۈلار گۇناھ قىلمايدۇ)
Japonca:
信仰して善行に勤しむ者,またムハンマドに下されたものを主からの真理として信仰する者には,かれはその罪障を消滅し情況を改善なされる。
Arapça (Ürdün):
«والذين آمنوا» أي الأنصار وغيرهم «وعملوا الصالحات وآمنوا بما نُزِّل على محمد» أي القرآن «وهو الحق من ربهم كفَّر عنهم» غفر لهم «سيئاتهم وأصلح بالهم» حالهم فلا يعصونه.
Hintçe:
और जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे (अच्छे) काम किए और जो (किताब) मोहम्मद पर उनके परवरदिगार की तरफ से नाज़िल हुई है और वह बरहक़ है उस पर ईमान लाए तो ख़ुदा ने उनके गुनाह उनसे दूर कर दिए और उनकी हालत संवार दी
Tayca:
ส่วนบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลาย และศรัทธาในสิ่งที่ถูกประทานแก่มุฮัมมัด และว่าอัลกุรอานนั้นเป็นสัจธรรมมาจากพระเจ้าของพวกเขา พระองค์จะทรงลบล้างความชั่วของพวกเขา ให้ออกไปจากพวกเขาและจะทรงปรับปรุงสภาพของพวกเขาให้ดีขึ้น
İbranice:
אך אלה אשר האמינו ועשו את המעשים הטובים, והאמינו באשר הורד אל מוחמד, אשר הוא האמת מאת ריבונם, אלוהים יבטל את החטאים שלהם ויטיב איתם
Hırvatça:
A onima koji vjeruju i dobra djela čine i vjeruju u ono što se objavljuje Muhammedu, a to je Istina od Gospodara njihova, On će prekriti njihova loša djela i stanje će njihovo poboljšati.
Rumence:
Celor care cred şi săvârşesc fapte bune, celor care cred în ceea ce a fost pogorât asupra lui Muhamad, acesta este Adevărul de la Domnul lor, El le şterge lor faptele rele şi le îndreaptă cugetul.
Transliteration:
Waallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati waamanoo bima nuzzila AAala muhammadin wahuwa alhaqqu min rabbihim kaffara AAanhum sayyiatihim waaslaha balahum
Türkçe:
İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir.
Sahih International:
And those who believe and do righteous deeds and believe in what has been sent down upon Muhammad - and it is the truth from their Lord - He will remove from them their misdeeds and amend their condition.
İngilizce:
But those who believe and work deeds of righteousness, and believe in the (Revelation) sent down to Muhammad - for it is the Truth from their Lord,- He will remove from them their ills and improve their condition.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı əməllər edənlərin, Rəbbindən Muhəmmədə haqq olaraq nazil edilənə (Qur’ana) inanların isə günahlarının üstünü örtəcək, onların əhvalını (dünyada və axirətdə) düzəldəcəkdir (yaxşılaşdıracaqdır).
Süleyman Ateş:
İnanıp iyi işler yapanların, Rableri tarafından Muhammed'e indirilen gerçeğe inananların da günahlarını örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Diyanet Vakfı:
İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Erhan Aktaş:
Îmân eden, sâlihâtı yapanlar ve Rabb’leri tarafından Muhammed’e indirilen “Hakk’a”(1) inanan kimselere gelince, Allah onların kötülüklerini örtüp durumlarını düzeltecektir.
Kral Fahd:
İman edip sâlih ameller işleyenlerin, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve onların hallerini düzeltmiştir.
Hasan Basri Çantay:
İman eden, iyi iyi amel (ve hareket) eden, Muhammed (sallellâhü aleyhi ve sellem) e indirilene — ki o, Rablerinden (gelen) bir hakdır— îman eden kimselerin de günahlarını yarlığamış, hallerini iyileşdirmişdir.
Muhammed Esed:
İman edip doğru ve yararlı işler yapan ve Rableri tarafından Muhammed´e indirilen hakikate inanmış olanlar ise (Allah´ın rahmetine erişeceklerdir.) Allah onların (geçmişte işledikleri) kötü fiillerini silecek ve kalplerini sükuna kavuşturacaktır.
Gültekin Onan:
İnanıp salih amellerde bulunan ve Muhammed´e indirilen (Kuran)a -ki o rablerinden bir haktır- inananların (Tanrı), kötülüklerini örtmüş (keffere), durumlarını düzeltip ıslah etmiştir.
Ali Fikri Yavuz:
İman edib salih ameller işliyenlerin ve (Hz. Peygamber) Muhammed’e indirilene -ki, o (Kur’an) Rableri tarafından gelen hakdır. - iman edenlerin günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Portekizce:
Outrossim, quanto aos fiéis, que praticam o bem e crêem no que foi revelado a Mohammad - esta é a verdade do seuSenhor - Deus absolverá as suas faltas e lhes melhorará as condições.
İsveççe:
Men de troende som lever ett rättskaffens liv och tror på det som har uppenbarats för Muhammad - detta är sanningen från deras Herre - deras dåliga handlingar skall Han utplåna och Han skall ge dem sinnesstyrka och inre lugn.
Farsça:
و کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند و به آنچه بر محمّد نازل شده که از سوی پروردگارشان حق است گرویدند، خدا گناهانشان را از آنان محو کرد و حالشان را اصلاح نمود.
Kürtçe:
ئەوانەش باوەڕیان ھێناوە وکردەوە چاکەکانیان کردو باوەڕیشیان ھێنا بەو (قورئانە)ی کە نێردراوەتە خوارەوە بۆ موحەممەد (ﷺ) تەنھا ئەویش ڕاستەو لەلایەن پەروەردگاریانەوە ھاتووە، خوا لە گوناھەکانیان خۆش بووە، دڵ وھۆشیانی ڕێك وچاك کردوە
Özbekçe:
У зот иймон келтирган, солиҳ амалларни қилган ва Муҳаммадга нозил қилинган нарса(Қуръон)га–ҳолбуки у Роббиларидан келган ҳақдир–иймон келтирганларнинг айбларини беркитур ва аҳволларини яхшилар.
Malayca:
Dan (sebaliknya) orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal yang soleh serta beriman kepada Al-Quran yang diturunkan kepada Nabi Muhammad (s.a.w) - yang ialah kebenaran dari Tuhan mereka, - Allah mengampunkan dosa-dosa mereka, dan menjayakan keadaan mereka (di dunia dan di akhirat).
Arnavutça:
E, ata që besojnë dhe punojnë vepra të mira dhe besojnë në atë që i është shpallur Muhammedit – e ajo është e Vërteta prej Zotit të tyre, - Ai do t’jua mbulojë mëkatet dhe do t’ua përmirësojë gjendjen atyre,
Bulgarca:
А на онези, които вярват и вършат праведни дела, и вярват в низпосланото на Мухаммад - а то е истината от техния Господ, - Той ще им опрости лошите им постъпки и ще подобри положението им.
Sırpça:
А онима који верују и раде добра дела и верују у оно што се објављује Мухаммеду, а то је истина од њиховог Господара, Он ће преко лоших поступака њихових прећи и прилике ће њихове побољшати.
Çekçe:
Avšak těm, kdož uvěřili a zbožné skutky konali a uvěřili v to, co bylo sesláno Muhammadovi - a to pravda je od Boha pocházející - těm Bůh vymaže špatné činy jejich a napraví myšlení jejich.
Urduca:
اور جو لوگ ایمان لائے اور جنہوں نے نیک عمل کیے اور اُس چیز کو مان لیا جو محمدؐ پر نازل ہوئی ہے اور ہے وہ سراسر حق اُن کے رب کی طرف سے اللہ نے ان کی برائیاں اُن سے دور کر دیں اور ان کا حال درست کر دیا
Tacikçe:
Худо гуноҳи касонеро, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд ва ба он чӣ бар Муҳаммад нозил шуда, — ки он ҳақ аст ва аз ҷониби Парвардигорашон, — имон овардаанд, аз онҳо дур кард ва корҳояшонро ба салоҳ овард.
Tatarca:
Әмма хак ышанучылар изге гамәлләр кылдылар, вә Мухәммәд г-мгә иңдерелгән Коръәнгә ышандылар, бит Коръәннең Аллаһудан иңдерелгәнлеге хак, Аллаһ аларның гөнаһларын җуйды, бетерде вә һәр эшләрен исълах кылды, юлга салды.
Endonezyaca:
Dan orang-orang mukmin dan beramal soleh serta beriman kepada apa yang diturunkan kepada Muhammad dan itulah yang haq dari Tuhan mereka, Allah menghapuskan kesalahan-kesalahan mereka dan memperbaiki keadaan mereka.
Amharca:
እነዚያም ያመኑ፣ በጎዎችንም የሠሩ፣ በሙሐመድ ላይም የወረደው እርሱ ከጌታቸው ሲኾን እውነት ስለ ኾነ ያመኑ ከእነርሱ ላይ ኃጢአቶቻቸውን ያባብሳል፡፡ ኹኔታቸውንም ሁሉ ያበጃል፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, நன்மைகளை செய்தார்களோ; இன்னும், முஹம்மத் (நபியின்) மீது இறக்கப்பட்டதை - அதுவோ அவர்களின் இறைவனிடம் இருந்து வந்த உண்மையாக இருக்கும் நிலையில் (அதை) - நம்பிக்கை கொண்டார்களோ அவர்களின் பாவங்களை அவர்களை விட்டு அல்லாஹ் போக்கி விடுவான். இன்னும், அவர்களின் காரியத்தை அவன் சீர் செய்து விடுவான்.
Korece:
그러나 믿음으로 선을 행하며주님으로부터 무함마드에게 계시 된 진리를 믿는 자 하나님은 그 들의 과오를 거두어 주시며 그들 의 위치를 높여 주시노라
Vietnamca:
Còn những người có đức tin, hành thiện và tin nơi những điều đã được ban xuống cho Muhammad và (tin) đó là sự thật từ Thượng Đế của họ thì Ngài sẽ loại bỏ khỏi họ các hành vi xấu đồng thời cải thiện tình trạng của họ.
Ayet Linkleri: