Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

41

Ayet No: 

4366

Sayfa No: 

492

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِمَّا نَذْهَبَنَّ بِكَ فَإِنَّا مِنْهُم مُّنتَقِمُونَ

Çeviriyazı: 

feimmâ neẕhebenne bike feinnâ minhüm münteḳimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer biz seni onlara azap gelmeden önce alıp götürsek bile onlardan intikam alırız.

Diyanet İşleri: 

Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Seni, katımıza alsak bile hiç şüphe yok ki mutlaka onlardan öç alırız biz.

Şaban Piriş: 

Biz, seni alıp götürsek de onlardan yine intikam alacağız.

Edip Yüksel: 

Seni alıp götürsek de biz onları cezalandıracağız.

Ali Bulaç: 

Şu halde Biz seni alıp-götürürsek, elbette onlardan intikam alacağız.

Suat Yıldırım: 

Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da,yine onlardan müminlerin intikamını alırız.Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Eğer seni herhalde (onların aralarından) giderirsek, artık şüphe yok ki Biz onlardan intikam alıcılarız.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ya biz, seni alıp götürdükten sonra onlardan öc alırız;

Bekir Sadak: 

Onlara mucizelerimizi getirdigi zaman, bunlara guluvermislerdi.

İbni Kesir: 

Seni onlardan uzaklaştırsak da

Adem Uğur: 

Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.

İskender Ali Mihr: 

Fakat seni de aralarından mutlaka gidereceğiz (hayatına son vereceğiz). İşte o zaman mutlaka biz, onlardan intikam alacak olanlarız.

Celal Yıldırım: 

Eğer biz seni (alıp kendimize) götürsek bile şüphesiz onlardan intikam alacağız.

Tefhim ul Kuran: 

Şu halde biz seni alıp götürürsek, elbette onlardan intikam alacağız,

Fransızca: 

Soit que Nous t'enlevons [te ferons mourir] et alors Nous Nous vengerons d'eux;

İspanyolca: 

O te hacemos morir y, luego, Nos vengamos de ellos,

İtalyanca: 

Ci vendicheremo di loro, sia che ti facciamo morire,

Almanca: 

Und entweder würden WIR dich weggehen lassen, dann werden WIR gewiß an ihnen Vergeltung üben,

Çince: 

如果我使你弃世,那末,我将来必定要惩罚他们;

Hollandaca: 

Hetzij wij u uit hun midden wegnemen, wij zullen zekerlijk wraak op hen nemen.

Rusça: 

Мы можем забрать тебя, но Мы все равно непременно отомстим им.

Somalice: 

Haddaan kulatagno adiga ku (oofsano) anaga uunbaa ka aarsan Gaalada.

Swahilice: 

Na hata tukikuondoa, Sisi tutalipiza kisasi chetu kwao.

Uygurca: 

(ئۇلارنى جازالاشتىن ئىلگىرى) سېنى ئېلىپ كەتسەك (يەنى ۋاپات قىلدۇرساق ۋاپاتىڭدىن كېيىن) ئۇلارنى چوقۇم جازالايمىز

Japonca: 

それで仮令あなたを召し上げても,われは必ずかれらに報復する。

Arapça (Ürdün): 

«فإما» في إدغام نون إن الشرطية في ما الزائدة «نذهبن بك» بأن نميتك قبل تعذيبهم «فإنا منهم منتقمون» في الآخرة.

Hintçe: 

तो अगर हम तुमको (दुनिया से) ले भी जाएँ तो भी हमको उनसे बदला लेना ज़रूरी है

Tayca: 

มาตรว่าเราได้ยึดเอาชีวิตเจ้าไป แน่นอนเราก็จะตอบแทนพวกเขาให้สาสม

İbranice: 

אם נאסוף אותך (במותך,) אנו נתנקם בהם (רק לאחר שליחת שליחים אליהם)

Hırvatça: 

Ako bismo ti dušu uzeli, njih bismo, sigurno, kaznili,

Rumence: 

Chiar dacă te luăm pe tine, ne vom răzbuna pe ei

Transliteration: 

Faimma nathhabanna bika fainna minhum muntaqimoona

Türkçe: 

Ya biz, seni alıp götürdükten sonra onlardan öc alırız;

Sahih International: 

And whether [or not] We take you away [in death], indeed, We will take retribution upon them.

İngilizce: 

Even if We take thee away, We shall be sure to exact retribution from them,

Azerbaycanca: 

Əgər Biz səni (onlara əzab verməmişdən əvvəl Öz dərgahımıza) götürüb aparsaq, (bil ki, qiyamət günü) onlardan mütləq intiqam alacağıq!

Süleyman Ateş: 

Ya biz seni alıp götürdükten sonra onlardan öc alırız.

Diyanet Vakfı: 

Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.

Erhan Aktaş: 

Biz, seni bu dünyadan alıp götürsek bile, onlara hak ettikleri cezayı mutlaka vereceğiz.

Kral Fahd: 

Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız .

Hasan Basri Çantay: 

Eğer seni herhalde (alır) götürürsek şübhe yok ki onlardan biz intikaam alıcılarızdır.

Muhammed Esed: 

Biz (mesajın hakim duruma geçmeden önce) seni (onların) elinden alsak da (almasak da) mutlaka onlardan öcümüzü alırız.

Gültekin Onan: 

Şu halde biz seni alıp götürürsek, elbette onlardan intikam alacağız.

Ali Fikri Yavuz: 

Öyle ise, seni alır götürürsek (vefat ettirirsek), muhakkak ki onlardan intikam alacağız.

Portekizce: 

Mesmo que te façamos perecer, fica certo de que os puniremos.

İsveççe: 

Antingen Vi låter dig dö [innan straffet når dem - då skall du veta att] Vi kommer att straffa dem -

Farsça: 

پس اگر تو را از دنیا ببریم، یقیناً از اینان انتقام خواهیم گرفت،

Kürtçe: 

جا ئەگەر تۆ بمرێنین ئەوە بێگومان ئێمە ھەر تۆڵە لەوان دەسێنین

Özbekçe: 

Агар сени кетказсак ҳам, албатта, Биз улардан интиқом олурмиз.

Malayca: 

Oleh itu (bertenanglah engkau, kerana) kalaulah Kami wafatkan engkau (sebelum Kami perlihatkan kepadamu azab yang akan menimpa mereka), maka sesungguhnya Kami tetap menyeksakan mereka.

Arnavutça: 

Nëse të largojmë ty (para se ta shohësh dënimin e tyre), Na, me siguri do t’i dënojmë ata,

Bulgarca: 

И да те приберем, Ние ще им отмъстим.

Sırpça: 

Ако бисмо ти узели душу, њих бисмо, сигурно, казнили,

Çekçe: 

A buď tě vezmeme od nich a pomstu nad nimi vykonáme,

Urduca: 

اب تو ہمیں اِن کو سزا دینی ہے خواہ تمہیں دنیا سے اٹھا لیں

Tacikçe: 

Ва агар туро бибарем, аз онҳо интиқом мегирем.

Tatarca: 

Әгәр ґәзаб тиешле булган кавемеңә ґәзаб килмәс борын сине үтерсәк, синнән соң дөньяда яки ахирәттә алардан, әлбәттә, ґәзаб белән үчебезне алырбыз.

Endonezyaca: 

Sungguh, jika Kami mewafatkan kamu (sebelum kamu mencapai kemenangan) maka sesungguhnya Kami akan menyiksa mereka (di akhirat).

Amharca: 

አንተንም (ቅጣታቸውን ስታይ) ብንወስድህ እኛ ከእነርሱ ተበቃዮች ነን፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, (நபியே!) ஒன்று நிச்சயமாக உம்மை நாம் மரணிக்கச் செய்வோம். பிறகு, நிச்சயமாக நாம் அவர்களிடம் பழிவாங்குவோம்.

Korece: 

하나님이 그대를 거두워간 후에라도 그분은 그들에게 응벌 을 내리시니라

Vietnamca: 

Dù TA có đưa Ngươi đi (bằng cái chết) trước (khi TA trừng phạt chúng) thì chắc chắn TA vẫn phải trừng phạt chúng (ở đời này và cả Đời Sau).