Arapça:
فَإِمَّا نَذْهَبَنَّ بِكَ فَإِنَّا مِنْهُم مُّنتَقِمُونَ
Çeviriyazı:
feimmâ neẕhebenne bike feinnâ minhüm münteḳimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer biz seni onlara azap gelmeden önce alıp götürsek bile onlardan intikam alırız.
Diyanet İşleri:
Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Seni, katımıza alsak bile hiç şüphe yok ki mutlaka onlardan öç alırız biz.
Şaban Piriş:
Biz, seni alıp götürsek de onlardan yine intikam alacağız.
Edip Yüksel:
Seni alıp götürsek de biz onları cezalandıracağız.
Ali Bulaç:
Şu halde Biz seni alıp-götürürsek, elbette onlardan intikam alacağız.
Suat Yıldırım:
Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da,yine onlardan müminlerin intikamını alırız.Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Eğer seni herhalde (onların aralarından) giderirsek, artık şüphe yok ki Biz onlardan intikam alıcılarız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ya biz, seni alıp götürdükten sonra onlardan öc alırız;
Bekir Sadak:
Onlara mucizelerimizi getirdigi zaman, bunlara guluvermislerdi.
İbni Kesir:
Seni onlardan uzaklaştırsak da
Adem Uğur:
Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.
İskender Ali Mihr:
Fakat seni de aralarından mutlaka gidereceğiz (hayatına son vereceğiz). İşte o zaman mutlaka biz, onlardan intikam alacak olanlarız.
Celal Yıldırım:
Eğer biz seni (alıp kendimize) götürsek bile şüphesiz onlardan intikam alacağız.
Tefhim ul Kuran:
Şu halde biz seni alıp götürürsek, elbette onlardan intikam alacağız,
Fransızca:
Soit que Nous t'enlevons [te ferons mourir] et alors Nous Nous vengerons d'eux;
İspanyolca:
O te hacemos morir y, luego, Nos vengamos de ellos,
İtalyanca:
Ci vendicheremo di loro, sia che ti facciamo morire,
Almanca:
Und entweder würden WIR dich weggehen lassen, dann werden WIR gewiß an ihnen Vergeltung üben,
Çince:
如果我使你弃世,那末,我将来必定要惩罚他们;
Hollandaca:
Hetzij wij u uit hun midden wegnemen, wij zullen zekerlijk wraak op hen nemen.
Rusça:
Мы можем забрать тебя, но Мы все равно непременно отомстим им.
Somalice:
Haddaan kulatagno adiga ku (oofsano) anaga uunbaa ka aarsan Gaalada.
Swahilice:
Na hata tukikuondoa, Sisi tutalipiza kisasi chetu kwao.
Uygurca:
(ئۇلارنى جازالاشتىن ئىلگىرى) سېنى ئېلىپ كەتسەك (يەنى ۋاپات قىلدۇرساق ۋاپاتىڭدىن كېيىن) ئۇلارنى چوقۇم جازالايمىز
Japonca:
それで仮令あなたを召し上げても,われは必ずかれらに報復する。
Arapça (Ürdün):
«فإما» في إدغام نون إن الشرطية في ما الزائدة «نذهبن بك» بأن نميتك قبل تعذيبهم «فإنا منهم منتقمون» في الآخرة.
Hintçe:
तो अगर हम तुमको (दुनिया से) ले भी जाएँ तो भी हमको उनसे बदला लेना ज़रूरी है
Tayca:
มาตรว่าเราได้ยึดเอาชีวิตเจ้าไป แน่นอนเราก็จะตอบแทนพวกเขาให้สาสม
İbranice:
אם נאסוף אותך (במותך,) אנו נתנקם בהם (רק לאחר שליחת שליחים אליהם)
Hırvatça:
Ako bismo ti dušu uzeli, njih bismo, sigurno, kaznili,
Rumence:
Chiar dacă te luăm pe tine, ne vom răzbuna pe ei
Transliteration:
Faimma nathhabanna bika fainna minhum muntaqimoona
Türkçe:
Ya biz, seni alıp götürdükten sonra onlardan öc alırız;
Sahih International:
And whether [or not] We take you away [in death], indeed, We will take retribution upon them.
İngilizce:
Even if We take thee away, We shall be sure to exact retribution from them,
Azerbaycanca:
Əgər Biz səni (onlara əzab verməmişdən əvvəl Öz dərgahımıza) götürüb aparsaq, (bil ki, qiyamət günü) onlardan mütləq intiqam alacağıq!
Süleyman Ateş:
Ya biz seni alıp götürdükten sonra onlardan öc alırız.
Diyanet Vakfı:
Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.
Erhan Aktaş:
Biz, seni bu dünyadan alıp götürsek bile, onlara hak ettikleri cezayı mutlaka vereceğiz.
Kral Fahd:
Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız .
Hasan Basri Çantay:
Eğer seni herhalde (alır) götürürsek şübhe yok ki onlardan biz intikaam alıcılarızdır.
Muhammed Esed:
Biz (mesajın hakim duruma geçmeden önce) seni (onların) elinden alsak da (almasak da) mutlaka onlardan öcümüzü alırız.
Gültekin Onan:
Şu halde biz seni alıp götürürsek, elbette onlardan intikam alacağız.
Ali Fikri Yavuz:
Öyle ise, seni alır götürürsek (vefat ettirirsek), muhakkak ki onlardan intikam alacağız.
Portekizce:
Mesmo que te façamos perecer, fica certo de que os puniremos.
İsveççe:
Antingen Vi låter dig dö [innan straffet når dem - då skall du veta att] Vi kommer att straffa dem -
Farsça:
پس اگر تو را از دنیا ببریم، یقیناً از اینان انتقام خواهیم گرفت،
Kürtçe:
جا ئەگەر تۆ بمرێنین ئەوە بێگومان ئێمە ھەر تۆڵە لەوان دەسێنین
Özbekçe:
Агар сени кетказсак ҳам, албатта, Биз улардан интиқом олурмиз.
Malayca:
Oleh itu (bertenanglah engkau, kerana) kalaulah Kami wafatkan engkau (sebelum Kami perlihatkan kepadamu azab yang akan menimpa mereka), maka sesungguhnya Kami tetap menyeksakan mereka.
Arnavutça:
Nëse të largojmë ty (para se ta shohësh dënimin e tyre), Na, me siguri do t’i dënojmë ata,
Bulgarca:
И да те приберем, Ние ще им отмъстим.
Sırpça:
Ако бисмо ти узели душу, њих бисмо, сигурно, казнили,
Çekçe:
A buď tě vezmeme od nich a pomstu nad nimi vykonáme,
Urduca:
اب تو ہمیں اِن کو سزا دینی ہے خواہ تمہیں دنیا سے اٹھا لیں
Tacikçe:
Ва агар туро бибарем, аз онҳо интиқом мегирем.
Tatarca:
Әгәр ґәзаб тиешле булган кавемеңә ґәзаб килмәс борын сине үтерсәк, синнән соң дөньяда яки ахирәттә алардан, әлбәттә, ґәзаб белән үчебезне алырбыз.
Endonezyaca:
Sungguh, jika Kami mewafatkan kamu (sebelum kamu mencapai kemenangan) maka sesungguhnya Kami akan menyiksa mereka (di akhirat).
Amharca:
አንተንም (ቅጣታቸውን ስታይ) ብንወስድህ እኛ ከእነርሱ ተበቃዮች ነን፡፡
Tamilce:
ஆகவே, (நபியே!) ஒன்று நிச்சயமாக உம்மை நாம் மரணிக்கச் செய்வோம். பிறகு, நிச்சயமாக நாம் அவர்களிடம் பழிவாங்குவோம்.
Korece:
하나님이 그대를 거두워간 후에라도 그분은 그들에게 응벌 을 내리시니라
Vietnamca:
Dù TA có đưa Ngươi đi (bằng cái chết) trước (khi TA trừng phạt chúng) thì chắc chắn TA vẫn phải trừng phạt chúng (ở đời này và cả Đời Sau).
Ayet Linkleri: