Arapça:
وَلَمَن صَبَرَ وَغَفَرَ إِنَّ ذَٰلِكَ لَمِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ
Çeviriyazı:
velemen ṣabera vegafera inne ẕâlike lemin `azmi-l'ümûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her kim de sabreder ve kusuru bağışlarsa, işte bu elbette azmedilecek işlerdendir.
Diyanet İşleri:
Ama sabredip bağışlayanın işi, işte bu, azmedilmeye değer işlerdendir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve kim, dayanır ve suçları örterse şüphe yok ki bu, azme, iradeye dayanan işlerdendir elbet.
Şaban Piriş:
Kim de sabreder ve bağışlarsa, işte bu azim gerektiren işlerdendir.
Edip Yüksel:
Saberedip bağışlamak, sağlam bir karakteri gösterir.
Ali Bulaç:
Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir.
Suat Yıldırım:
Her kim dişini sıkarak sabr eder ve kusurları affederse,işte onun bu hareketi, ancak büyüklere yaraşan örnek davranışlardandır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(43-44) Ve elbette her kim sabreder ve (kötülüğü) setrederse şüphe yok ki bu, azmolunacak emirlerdendir. Ve Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için ondan sonra bir velî yoktur. Ve zalimleri göreceksin ki, azabı gördükleri zaman diyeceklerdir ki: «Acaba geri dönmeye bir yol var mıdır?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Sabredip bağışlayan bilsin ki, bu, işlerin en zorlularındandır.
Bekir Sadak:
Goklerin ve yerin hukumranligi Allah´indir. Diledigini yaratir, diledigine kiz cocuk, diledigine de erkek cocuk verir.
İbni Kesir:
Bununla beraber kim de sabreder ve bağışlarsa
Adem Uğur:
Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
İskender Ali Mihr:
Ve elbette kim sabreder ve bağışlarsa muhakkak ki bu, gerçekten azîm (büyük) işlerdendir.
Celal Yıldırım:
Ve kim de sabredip bağışlarsa, şüphesiz ki bu, azmedilmeğe lâyık umurdandır.
Tefhim ul Kuran:
Kim de sabreder ve bağışlarsa, hiç şüphesiz bu, azme değer işlerdendir.
Fransızca:
Et celui qui endure et pardonne, cela en vérité, fait partie des bonnes dispositions et de la résolution dans les affaires.
İspanyolca:
Quien es paciente y perdona, eso sí que es dar muestras de resolución.
İtalyanca:
Quanto invece a chi è paziente e indulgente, questa è davvero la miglior disposizione.
Almanca:
Und wer sich in Geduld übt und verzeiht, gewiß, dies gehört bestimmt zur Entschiedenheit in den Angelegenheiten.
Çince:
凡能忍受而加以赦宥者,他们的那种行为,确是应该决心做的事情。
Hollandaca:
Die beleedigingen geduldig verdraagt en vergeeft, waarlijk, het is een noodzakelijk werk.
Rusça:
А если кто проявит терпение и простит, то ведь в этих делах надлежит проявлять решимость.
Somalice:
Ruuxii samra oo iska cafiya taasi waa arrin loo qasdo (la jecelyahay).
Swahilice:
Na anaye subiri, na akasamehe, hakika hayo ni katika mambo ya kuazimiwa.
Uygurca:
كىمكى (ئەزىيەتكە) سەۋر قىلسا، (اﷲ نىڭ رازىلىقى ئۈچۈن) ئىنتىقام ئالمىسا، بۇ ئەلۋەتتە مەرغۇپ ئىشلاردىندۇر
Japonca:
だが耐え忍んで赦してやること,それこそ(アッラーの決められた)確固たる人の道というもの。
Arapça (Ürdün):
«ولمن صبر» فلم ينتصر «وغفر» تجاوز «إن ذلك» الصبر والتجاوز «لمن عزم الأمور» أي معزوماتها، بمعنى المطلوبات شرعاً.
Hintçe:
और जो सब्र करे और कुसूर माफ़ कर दे तो बेशक ये बड़े हौसले के काम हैं
Tayca:
และแน่นอนผู้ที่อดทนและให้อภัย แท้จริงนั่นคือ ส่วนหนึ่งจากกิจการที่หนักแน่นมั่นคง
İbranice:
וכל אשר יתאזר בסבלנות ויסלח על פגיעה בו, אכן פועל באומץ (ובגבורה)
Hırvatça:
A ko se strpi i oprosti, doista to u istinske postupke spada.
Rumence:
Cel care este răbdător şi iartă, nu îşi arată decât tăria sa asupra lucrurilor.
Transliteration:
Walaman sabara waghafara inna thalika lamin AAazmi alomoori
Türkçe:
Sabredip bağışlayan bilsin ki, bu, işlerin en zorlularındandır.
Sahih International:
And whoever is patient and forgives - indeed, that is of the matters [requiring] determination.
İngilizce:
But indeed if any show patience and forgive, that would truly be an exercise of courageous will and resolution in the conduct of affairs.
Azerbaycanca:
Əlbəttə, hər kəs (pisliyə) səbr edib (qisası) bağışlasa, (onun bu hərəkəti şəriətcə) çox bəyənilən əməllərdəndir!
Süleyman Ateş:
Fakat kim sabreder, affederse, şüphesiz bu, çok önemli işlerdendir!
Diyanet Vakfı:
Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
Erhan Aktaş:
Ancak kim sabreder ve bağışlarsa, büyüklük yapmış olur.
Kral Fahd:
Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
Hasan Basri Çantay:
Bununla beraber kim sabreder, (suçları) örter (bağışlar) sa işte bu, şübhesiz ve elbet azm olunacak umurdandır.
Muhammed Esed:
Ama bilin ki, kim sıkıntıya göğüs gerer ve affederse işte bu, gönülden istenen bir şeydir.
Gültekin Onan:
Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer buyruklardandır.
Ali Fikri Yavuz:
Her kim de sabredib suç bağışlarsa, işte bu (sabredib bağışlamak), işlerin en hayırlısındandır.
Portekizce:
Ao contrário, quem perseverar e perdoar, saberá que isso é um fator determinante em todos os assuntos.
İsveççe:
Men den som bär [den lidna orätten] med tålamod och förlåter [har bestått ett prov som kräver] fasthet i föresatsen!
Farsça:
و کسی که [با قدرت داشتن بر انتقام به اختیار خود] شکیبایی ورزد و [از انتقام] گذشت کند، بی تردید این از اموری است که ملازمت بر آن از واجبات است،
Kürtçe:
وە ھەر کەس خۆ گرو لێ بوردە بێت بەڕاستی ئەمە لەکارە پڕ بایەخ وپەسەندەکانە
Özbekçe:
Шубҳасиз, ким сабр қилиб, кечирса, албатта, бу мардлик ишларидандир. (Яна тавозуъ ила иш кўришга даъват. Яна сабр қилишга даъват. Яна кечиримли бўлишга даъват. Яхшилар сифати бўлган ушбу сифатларга такрор-такрор даъват бежиз эмас. Аввало, бу ишларни амалга ошириш осон эмас. Қолаверса, яхши сифатларга қанча тарғиб қилинса, шунча оз.)
Malayca:
Dalam pada itu (ingatlah), orang yang bersabar dan memaafkan (kesalahan orang terhadapnya), sesungguhnya yang demikian itu adalah dari perkara-perkara yang dikehendaki diambil berat (melakukannya).
Arnavutça:
E, ai që duron dh falë, këto, në të vërtetë, janë virtyte të larta (të rekomanduara).
Bulgarca:
А който търпи и прощава, това е от значимите дела.
Sırpça:
А ко се стрпи и опрости, заиста то спада у истинске поступке.
Çekçe:
A věru ten, kdo trpělivý je a odpouští... a vskutku to patří k podstatě věci.
Urduca:
البتہ جو شخص صبر سے کام لے اور درگزر کرے، تو یہ بڑی اولوالعزمی کے کاموں میں سے ہے
Tacikçe:
Ва он ки сабр кунад ва аз хато даргузарад, ин аз корҳои писандида аст.
Tatarca:
Әмма берәү хаксыз золымга сабыр итсә, һәм залимне гафу да итсә, бу эш, ягъни үч алмыйча сабыр итү һәм Аллаһ ризасы өчен гафу итү, бик зур сәваблы вә бик зур файдалы эштер.
Endonezyaca:
Tetapi orang yang bersabar dan memaafkan, sesungguhnya (perbuatan) yang demikian itu termasuk hal-hal yang diutamakan.
Amharca:
የታገስና ምሕረት ያደረገም ሰው ይህ ከምርሮቹ (ከተፈላጊዎቹ) ነገሮች ነው፡፡
Tamilce:
இன்னும், யார் பொறுமையாக இருப்பாரோ, மன்னிப்பாரோ நிச்சயமாக அது மிக வீரமான காரியங்களில் உள்ளதாகும்.
Korece:
그러나 인내하고 관용을 베 푸는 것 실로 그것들이 인내요 굳은 결심중의 하나라
Vietnamca:
Người nào kiên nhẫn chịu đựng và tha thứ thì đó là một quyết tâm cao (đáng được khen ngợi).
Ayet Linkleri: