Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

38

Sûredeki Ayet No: 

70

Ayet No: 

4040

Sayfa No: 

457

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِن يُوحَىٰ إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ

Çeviriyazı: 

iy yûḥâ ileyye illâ ennemâ ene neẕîrum mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ancak ben açıktan açığa korkutmakla görevli olduğum için o bilgi bana vahyediliyor.

Diyanet İşleri: 

Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bana vahyedilmede ve ben, ancak apaçık bir korkutucuyum.

Şaban Piriş: 

Bana, apaçık bir uyarıcı olmamdan başka bir şey vahyolunmuyor.

Edip Yüksel: 

Apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyediliyor.

Ali Bulaç: 

Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır.

Suat Yıldırım: 

Şu var ki: Bana sadece, açıkça uyarmak için gönderilen bir elçi olduğum vahyolunuyor.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(70-71) «Bana vahyolunmuyor, ancak ben şüphe yok bir apaçık korkutucu olduğum için (vahyolunuyor).» Ve yâd et o zamanı ki, Rabbin meleklere demişti ki: «Şüphe yok, Ben çamurdan bir beşer yaratıcıyım.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.

Bekir Sadak: 

Iblis: «Ben ondan daha ustunum. Beni atesten yarattin, onu camurdan yarattin» dedi.

İbni Kesir: 

Bana, sadece vahyolunur. Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

Adem Uğur: 

Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor.

İskender Ali Mihr: 

Benim sadece apaçık bir nezir (uyarıcı) olduğum bana vahyolunuyor.

Celal Yıldırım: 

Bana ancak ve sadece vahyolunmaktadır. Ben ancak açık bir uyarıcıyım.

Tefhim ul Kuran: 

«Bana ancak, benim yalnızca apaçık bir uyarıcı korkutucuyum diye vahyolunmaktadır.»

Fransızca: 

Il m'est seulement révélé que je suis un avertisseur clair".

İspanyolca: 

Lo único que se me ha revelado es que soy un monitor que habla claro».

İtalyanca: 

mi è stato solo rivelato che non sono che un ammonitore esplicito».

Almanca: 

Es wird mir nichts an Wahy zuteil, außer daß ich ein eindeutiger Warner bin!"

Çince: 

我只奉到启示说我是一个坦率的警告者。

Hollandaca: 

(Het werd mij slechts geopenbaard als een bewijs, dat ik een openbaar prediker was);

Rusça: 

Мне внушается в откровении только то, что я - всего лишь предостерегающий и разъясняющий увещеватель".

Somalice: 

waxaa uun leywaxyoodey inaan ahaydige muuqda.

Swahilice: 

Haikufunuliwa kwangu isipo kuwa ya kwamba hakika mimi ni mwonyaji dhaahiri.

Uygurca: 

ماڭا پەقەت ۋەھيى قىلىنىدۇكى، مەن روشەن بىر ئاگاھلاندۇرغۇچىمەن»

Japonca: 

これがわたしに啓示されたのは,只わたしが公明に警告するためである。」

Arapça (Ürdün): 

«إن» ما «يوحى إليَّ إلا أنما أنا» أي أني «نذير مبين» بيَّن الإنذار.

Hintçe: 

मेरे पास तो बस वही की गयी है कि मैं (खुदा के अज़ाब से) साफ-साफ डराने वाला हूँ

Tayca: 

(เพราะ) มิได้มีวะฮียฺแก่ฉันนอกจากว่าฉันเป็นเพียง ผู้ตักเตือนอันชัดแจ้งเท่านั้น

İbranice: 

כי אני רק מזהיר ומזכיר לפי מה שנגלה לי

Hırvatça: 

meni se objavljuje da sam samo upozoritelj jasni."

Rumence: 

Mie nu mi s-a dezvăluit decât că sunt un predicator cu vorbă limpede.”

Transliteration: 

In yooha ilayya illa annama ana natheerun mubeenun

Türkçe: 

"Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."

Sahih International: 

It has not been revealed to me except that I am a clear warner."

İngilizce: 

Only this has been revealed to me: that I am to give warning plainly and publicly."

Azerbaycanca: 

(Bütün onlar) mənə ancaq (sizi Allahın əzabı ilə) qorxudan bir peyğəmbər olduğum üçün bir vəhy olunur!”

Süleyman Ateş: 

Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için (bu bilgi) bana vahyediliyor.

Diyanet Vakfı: 

Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor.

Erhan Aktaş: 

Bana, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum için vahyediliyor.”

Kral Fahd: 

Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor.

Hasan Basri Çantay: 

«Ben ancak gelecek tehlikeleri apaçık haber verici (bir peygamber) olduğum içindir ki (o ilim) bana vahy olunuyor».

Muhammed Esed: 

o, (Allah) tarafından bana vahyedilmemiş olsaydı ben de (size) apaçık bir uyarıda bulunamazdım!"

Gültekin Onan: 

38:69

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat ben, açık olarak korkutan bir peygamber olduğum içindir ki, (Adem hakkında meleklerin çekişmesine dair) o ilim bana vahyolunuyor.”

Portekizce: 

Só me tem sido revelado que sou um elucidativo admoestador.

İsveççe: 

men det har uppenbarats för mig för att jag skall ge [er] en klar och entydig varning." -

Farsça: 

به من وحی نمی شود جز برای اینکه بیم دهنده ای آشکارم.

Kürtçe: 

نیگا بۆ من ناکرێت جگە لەوە نەبێت کە من تەنھا ترسێنەرێکی ڕوونکەرەوەم

Özbekçe: 

Менга фақат ўзимнинг очиқ-ойдин огоҳлантиргувчи эканлигимгина ваҳий этилур», деб айт.

Malayca: 

" Tiadalah diwahyukan kepadaku melainkan kerana sesungguhnya aku seorang Rasul pemberi amaran yang jelas nyata (bukan seorang pembohong, atau ahli sihir, atau gila) ".

Arnavutça: 

mua vetëm më është shpallë se jam paralajmërues i qartë, -

Bulgarca: 

Разкрива ми се само, че съм явен предупредител.”

Sırpça: 

мени се објављује да сам послат да јасно опомињем.“

Çekçe: 

A vnuknuto mi bylo jen, že varovatelem zjevným jsem,

Urduca: 

مجھ کو تو وحی کے ذریعہ سے یہ باتیں صرف اس لیے بتائی جاتی ہیں کہ میں کھلا کھلا خبردار کرنے والا ہوں"

Tacikçe: 

Танҳо аз он рӯй ба ман ваҳй мешавад, ки бимдиҳандае равшангар ҳастам».

Tatarca: 

Миңа вәхий булмады Аллаһудан, мәгәр Коръән хөкемнәрен кешеләргә ирештерергә, Коръән белән гамәл кылучыларны җәннәт белән шатландырырга, Коръән белән гамәл кылмаучы динсезләрне җәһәннәм ґәзабы белән куркытырга вәхий ителде.

Endonezyaca: 

Tidak diwahyukan kepadaku, melainkan bahwa sesungguhnya aku hanyalah seorang pemberi peringatan yang nyata".

Amharca: 

«ወደእኔም አስፈራሪ ገላጭ መኾኔ እንጂ ሌላ አይወረድልኝም» (በል)፡፡

Tamilce: 

“நிச்சயமாக நான் எல்லாம் தெளிவான ஓர் எச்சரிப்பாளர்தான்” என்றே தவிர எனக்கு வஹ்யி அறிவிக்கப்படுவதில்லை.

Korece: 

이것은 내가 분명한 경고자 에 불과하다는 계시라

Vietnamca: 

“Quả thật, Ta chỉ được Mặc Khải cho biết rằng Ta là một người cảnh báo công khai.”

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: